• 129
    antalyaspor kalecisi daha doğrusu kaleci bozuntusunun 3 tane net golümüzü önlemesine rağmen 4-0 bitti. burak yılmaz oyuna girdikten sonra neden gol kralı olduğunu bize tekrar ispatladı. adam her türlü pozisyona giriyor, her türlü vuruyor hemde çok iyi vuruyor. yana doğru koşup kaleye zımba gibi şut çekmek her babayiğidin yapacağı iş değil.
    4. golü umut'un atmasına ayrı sevindim. hem gol krallığında zirvede olmasını hemde iyice moral kazanmasını sağladı. böylelikle bütün forvetlerimiz atmaya devam ediyor.
  • 132
    oynanan 2 milli maç, galatasaraylı futbolcular ve taraftarları için hiç de sevindirici geçmedi. ülkenin en iyi futbolcusu 2 maçta da oynamadı, en kariyerli futbolcusu ise son maçı kulübede tamamladı. küçük hocanın bizi sıktığı maçlardan sonra, galatasaray bir başka küçük hocanın takımıyla, büyük macera öncesi deplasmandaydı. küçük şifo'nun taktiği dahiyaneydi. oynatma, bir gol yersen bile kafana takma, bekle, vakit geçir, timsah sabrıyla rakibin açığını kolla, faul yap, yere yat vakit geçir. oldu da son 4 maçta ki gibi tutturursan, seni bir halt sanarlar, tutturamayıp da duman olursan sorun yok. koskoca şampiyona yenilmiş olacaksın, kimse sana kızmaz, ceza kesmez.

    ilk yarı oynanan oyuna tahammül etmek gerçekten ızdıraptı. oynayan takımlardan biri galatasaray olmasa hiç kimse bana bu maçı seyrettiremezdi. gözüm cris'teydi, dikkatle izledim. bu kadar kolay bir maçta bile bir defa santrayı topla geçmedi. aldığı topları semih'e ve daha çok muslera'ya doğru kullanmayı tercih etti. hüküm verdim desem üstüme çullanacaksınız biliyorum ama yine de ilk benden duyun. dany, bu cris'e en az 5 basar. son gün apar topar yapılan transfer eğer popescu çıkmaz ise benden çekeceği var. ben nankörüm kardeşim, o bölgede benim birine iyi futbolcu demem için ağzıyla kuş tutması lazım.

    ilk yarı 2-0 biterken maçla ilgili ilk cümlemi yazmıştım. semih kaya'dan gayrisi yalandı. uyanıklık yapıp gol attıran, sonrasında da kendi mıhlayan amrabat bile benim için semih'in çok altındaydı. ah ulan bülent korkmaz, biz de seni adam sanmıştık. hamburg maçında kewell'i stoper oynatıp, semih'in, dolayısıyla büyük galatasaray'ın 3 senesine, çok daha kolay gelecek 2. uefa kupasına ve olası süper kupaya mani oldun. semih her geçen gün demeyeceğim, her saniye futbol aklını geliştiriyor. ofsayt'ı mükemmel okuyup, oynuyor, bu konudaki profesörüm cannavaro idi, semih aynı yolda. bir savunmacı için en değer verdiğim şey, pozisyona müdahale anının kararıdır. ne zaman ve nasıl müdahale etmesi gerekiyorsa öyle yapıyor. gelişigüzel şişirmelere girişmiyor, son goldeki muhteşem çıkışını da her maç bekliyorum, yürü be koçum.

    kadro biraz da yüce gök tarafından yapılıyor gibi. hamit hastalanmış, oynayamayacak olmasına sevindim. hamit zaten bilinen, büyük futbolcu. oynamaya oynamaya paslanmış, iç dış bakımdan geçmesi lazım. bu formuyla engin baytar'ı oturtamaz diye fetva vermiştim, engin kendi kendini oturtarak hamit'e kolay yol verdi. hamit hastalanarak amrabat'a ilk 11 yolunu açtı. yoksa biz amrabat'ı banko seyretmek için hamit'in kötü oyunlarına katlanacaktık. gerçi bugün hamit yerine aydın oynadı, ama hamit olsaydı muhtemelen amrabat oturacaktı. çünkü sıra bu maç için aydın'da idi. geçen maç emre topla fazla oynamış, hakkını kullanmıştı.

    bu takımın ucundaki ikili umut ve burak'tır. elmander sakatlanmasa burak'ı bu kez banko seyretmek için umut'un golsüz geçen maçlarını seyretmek zorunda kalacaktık. hatta, hakan balta galiba sıkıntıya girdi de, ilk defa çağlar birinci benden azar işitmeden maçı tamamladı. inanılır gibi değildi ama ben çağlar'ı bu maç hakan'dan daha iyi oynarken seyrettim. selçuk ilk yarı pek ortalıkta görünmedi,bence ikinci yarıya da iyi başlamadı. kaptanlık bandını takarken hatırladım ve o dakikadan sonraki 10 dakikalık futbolu tüm zamanların en büyük selçuk inan futboluydu. iki muhteşem asist güme gitti. bir büyük şut kıl payı auta gitti. kendi kullanacağı iki serbest vuruşu burak'a bıraktı. ve bu 10 dakika oynadığı futbolla benim maç adamım oldu. aslında gol olmayan muhteşem asistlerin de sayılması lazım. adam atamıyorsa o ne yapsın, henüz istatistiğe giremedi. küçük hoca sevinçten havalara uçuyordur.

    galatasaray ne kadar onurlu ve büyük takım olduğunu yine gösterdi. gerçi topun geliş biçimi muhteşem di ama sonra cortlayarak bir langırt golüne dönüştü. hiç kimse sevinmedi, hatta burak'la amrabat niye gol oldu diye tartıştı. belki de burak takımın böyle dandik gol atmasını içine sindiremedi. takımda doğru dürüst top gelmemsine rağmen en kötü oyuncu muslera idi. bütün topları aykutvari oyuna soktu. bana hiç güven vermedi. manchester maçında en korktuğum adamımız bana göre o. melo'da kendini fazla kasmadı, haklıydı. melo iş sarpa sardığı zaman devreye girecek bir futbolcu. gereğinden fazla gücü kullanmak biz zaten yakışmazdı.

    neticede pis geçmesi muhtemel bir maçı, antrenman tadında atlattık. bu maçı da topla fazla oynayarak geçirdik. maçın en güzel golü, burak'ın göğsüyle indirip çaktığı, direkten dönen goldü! avrupa artık duysun sesimizi, cim bomun ayak sesleri kapıda.

    avrupa göklerinde eski hayula bela görünmeyeli değneksiz gezenler çoğalmıştı. biz de özlemiştik şampiyonlar ligi marşı dinlerken takımızı seyretmeyi. yüreyedurun çocuklar, gazanız mübarek olsun, yenilseniz de büyüksünüz, yenseniz de.

    altın adam, selçuk gümüş adam, semih, bronza adam amrabat
  • 133
    antalyaspor – galatasaray : 0-4 standart sonuç. babama doğum günü armağanı olsun.

    önce başlığı açıklayayım. benim gençliğimde böyle deplasmanlar korku yaratmazdı. büyük takım antalya’ya ve benzeri deplasmanlara gidince 2 puan alır gelirdi. şaşırmayın, o zamanlar galibiyete 2 puan veriliyordu.
    sonradan işler değişti. sanki burası ingiltere’ymiş gibi her takım her takımı yener gibi bir acayiplik oluştu. çok şükür ki galatasaray son iki sezondur bunu yıktı. galatasaray çıtayı tekrar olması gereken yere yükseltti. unutmadan geçen sezon galatasaray’ın yenemediği tek takım antalyaspor’du.
    başlığın açıklamasının devamı en sonda.

    hamit hasta olunca fatih hoca sağda aydın’ı solda amrabat’ı kullandı. mantıklı mı, mantıklı. ama emre çolak’ı hoca hiç oynatmadı. çolak’ı avcı oynatmasa çarmıha gererdik. ama takımın başında hz. fatih terim olunca ne diyeceğiz ki. sonucu da almışken.

    maç başladı bir de baktık ki; şifo mehmet selçuk inan’la orta sahadan bir adamını adam adama savunmaya almış. zeki isminde 1991 doğumlu bir genç futbolcuymuş kendisini tutan. sanırım 7. ya da 8. dakikaydı zeki inan ‘ı kaybetti. çünkü inan solbekti o sırada. inan topu aldı, taşıdı, güzel bir pas attı. gerisinin önemi yok, yan hoca balta için ofsayt kaldırdı ki bence değildi. vurgu yapmak istediğim konu inan’ın zekası. bu konuyu galatasaray sözlükte entry olarak yazmıştım, meraklısı bakabilir : http://gss.gs/1058176

    zaten oyun çok uzun sürmedi. maçın başları sayılacak bir dakikada galatasaray golü buldu. derslik bir goldü yahu. top taca gitti. amrabat topu aldı, tacı kullandı, elmander’le buluşturdu, gol oldu. yıllardır söylüyorum, futbolcu kurnazdır diye. amrabat bu akşam bunu gösterdi. bu gol bir kurnaz tilki golüdür. başrolünde amrabat var, yardımcı erkek oyuncu elmander. antalya savunması futbolcu değil mi, onlar kurnaz değil mi? tutulup kaldılar anlaşılan. bir de kalite farkı diye bir şey var yahu, atlamayalım bunu.

    sonrasında oyun başladığı gibi rölantide devam etti. galatasaray maç sonuna kadar pozisyon vermedi. hele isaac oyundan atıldıktan sonra. bence haksız atıldı. adımı sırasında istemsizce muslera’nın kavalına bastı, yunus yıldırım oyundan attı. bence yanlış.
    bu dakikadan sonra maç bitti zaten.

    yıldırım demişken, türk futbolunun bazı yildirim’lardan kurtulması lazım. yildirim demirören, aziz yildirim, yunus yildirim, bülent yildirim. üzgünüm.

    antalya benim için futbol değil tatil demek. bu sene gidemedik yahu. benim kız seneye üniversite sınavına girecek, tatil yapmayacak diye biz de yapamadık, havuz falan idare ettik.
    benim kız çok planlıdır, maşallah.

    cris iyi topçu. adam iki ayağıyla da hem uzun hem de kısa pas yapabiliyor. ujfalusi’den sonra taraftarın ağzında kekremsi (ne demekse) bir tad bıraktı ama ujfa’dan daha iyi bile olabilir.

    gelelim manchester maçına. zor maç be abi. en azından taraftar için. nerede izleyeceğiz maçı yahu? d-smart gibi ticari gerçeklere tamamen direnen bir şirketin yayınlayacağı maç. bir sürü arkadaşımı kazıklamış bir şirket. önce avrupa maçları ücretsiz deyip sonradan paket almanız gerek diyen bir şirket. fenerbahçeli ferit şahenk’in en çok para kazanacağı şampiyonlar ligi maçlarının bir bölümünü devrettiği bir platform. devrettiği demek safça bir yaklaşım elbette, sattığı demek lazım. belki de emir gelmiştir, emir demiri keser, malum.
    mevzuyu kıvırmadan net ortaya koyalım. galatasaray’ın şampiyonlar liginde içeride oynadığı maçları star tv, deplasmanda oynadığı maçları d-smart verecek. büyük bir sahtekarlıkla karşı karşıyayız. normalde, içerideki maçları taraftar desteği için kodlu kanal, deplasmanda açık kanal vermesi gerekir. ama adamların umurunda değil ki. bu ülkede seyirci desteği için nöşetel maçı canlı yayınlanmadı lan, bu da mı size bir şey ifade etmiyor.
    ha, böyle davranınca d-smart alacağımızı zanneden gerizekalılara gelsin lafım, bu işin akıl hocaları büyük ihtimalle yüksek maaşlarla çalışan, amerikalarda eğitim görmüş tiplerdir, oğlum bu millet korsan link diye bir şey keşfetmiş ki, kıçınızı yırtsanız engelleyemezsiniz. oğlum fener maçı da yok, kesmeyin yayını.

    endüstriyel futbol yüzünden maça gelemedik bir türlü, kusura bakmayın. ayrıca bu endüstriyel futbol falan değil. neyse, sakinim, hayat benim.

    manchester’da kafa kafaya maç bekliyorum. hoppppaaaaa….. bir sor, neden böyle dedim, bir sor.
    bizim memlekette eleştirdiğim şey var ya, dandik takımları gözümüzde fazla büyütmek, hah. bu mevzu oralarda bizden önce başladı. adam bakıyor maçkolik’e galatasaray deplasmanda 4-0 galip, kime , hem de ligde 3 maçta 6 puanlı antalyaya. diyor ki, temkinli olmak lazım. alex ferguson demiyor elbette, ama tribüne gelecek lavuk diyor. hocası kim lan bunların diyor, altan tanrıkulu’nun kulakları çınlasın wikipediaya bakıyor. hassssiktir, fatih terim. adam fiorentina ile milan’ı çalıştırmış.
    araştırmaya devam. eski tuluslu umut var, yine gol atmış. türkiye gol kralı burak var, yine gol atmış. faslı amrabat var, vay amk o da gol atmış.
    şişşşşt, ses etmeyin, selçuk inan’dan haberleri yok.

    alex ferguson gibi birinin galatasaray’ı küçümseyeceğini düşünmek saflık olur. türk takımları için güzel bahane olabilir ama galatasaray için geçerli bir yaklaşım değil. bizi küçük görmelerine ve tavşan misali bacak aralarından geçmemize ihtiyacımız yok. 2008 fenerbahçesi değiliz biz. kaldı ki, en büyük avrupa başarısıdır fenerbahçenin.
    bizi mümkün olduğunca ciddiye alsınlar, önlem alsınlar. büyük galatasaray’ın hak ettiği budur.

    asıl önemlisi, eğer önlem almazlarsa bu galatasaray’ın karşısına kim çıkarsa çıksın fena yapar. avrupalı bunu biliyor, sen de bil galatasaraylı. diğerlerini boşver, onlar tarla sürmekten yorgunlar, diğerleri de altılıyı tutturma peşinde.

    siz 69 yaşından 70 yaşına girdiğiniz gün, doğum gününüzde oğlunuz, gelininiz, torununuz aradığında galatasaray maçını konuşabilecek misiniz? benim babam konuştu. babam 15 eylül’de 70 yaşına girdi. zamanında maç sonları metin oktay’ı omuzlarında taşımış adam. allah uzun ömürler versin. doğum günün kutlu olsun, seni seviyorum baba.

    *
  • 134
    bize hep ters gelen, geçen sene yenemediğimiz tek takım olan antalyaspor deplasmanına giderken tabi biraz temkinliydik. ancak maç umduğumuzdan o kadar kolay geçti ki bazı oyuncular hakkında yeteri kadar fikir sahibi bile olamadık. mesela cris. tatlı sert bir oyuncu olduğunu, top geçer adam geçmez tarzı bir oyuncu olduğunu biliyoruz zaten ama isaac veya diarra kendisini hiç rahatsız etmedi. sadece muslera'nın hatalı bir pasında araya girerek bi sarı kart gördü. amrabat ise şahane bir top oynadı. emre çolak'ın işi artık daha zor. burak yılmaz harika bir oyuncu. süper bir gol attı, iki tanesini de kaleci çok iyi çıkarttı, yalnız umut'un golünden sonra amrabat'la neyin tartışmasını yaptı onu anlamak güç. aydın'ı gayet başarılı buldum ancak manchester deplasmanında kesinlikle hamit'i görmek isterim. netice olarak bir antreman maçı edasında geçen bu maç manchester maçı öncesi bizi fazla fikir sahibi yapmadı ama bir umut aşıladı.
    edit : otsukarcı uyardı. burak değilmiş orda hava yapan amrabat'mış. eywallah.
  • 135
    cris'in galatasaray forması ile ilk resmi maçı olan karşılaşma.

    bu maçla beraber galatasaray bu sezon oynadığı tüm resmi maçlarda duran toptan gol attı.

    bu sezon ilk kez resmi bir maçta gol yemeden tamamladık.

    amrabat galatasaray forması ile ilk 11'de çıktığı ilk maçında gol attı.

    bu maçla beraber süper lig'de deplasmanda oynadığımız son 10 maçı kaybetmedik.
  • 136
    sonlarina dogru yine o nalet 'koyduk mu' tezahüratini duydugumuz mac. lan oglum 'koydugunuz' takim antalya kendinize gelin lan. rezillik...
    lalalalalaylalasafdjasdjf koyduk mu?!!ymus... bu niy la?

    ofsayt osman sunar: ayni kisiler ondan sonra ''biz büyük takimiz, hedefimiz avyupa takimlayini yenmek'' diye zirlarlar. takim büyük de taraftar öyle degil. maci kücümsemedik kardesim, deplasmandaki 3 puanlar cok önemli de, ''koyduk mu'' ne la?
App Store'dan indirin Google Play'den alın