410
“istikrar başarıyı getirir”
nasıl da güzel bir özlü söz, özellikle sporun her dalında doğru olduğuna inanılan, bir çok olumlu örnekleminin bulunduğu, kanıtlanabilirliği yüksek..
fakat konu galatasaray spor kulübü basketbol şubesi’nin kadın takımı ayağı olduğunda denklemin ayarı biraz kayıyor, zira;
“başarısızlık istikrarı getiriyor”
galatasaray adının geçtiği her yerde amaç zirvedir, ve aksi her sonuç başarısızlıktır ya, konu kadın basketbolu olduğunda bu çok daha farklı boyutlara taşınıyor. çünkü zaten koca ligde iki adet takım yarışıyor, ve mecburi muhatabınız ezeli rakibiniz..
yani siz ikinci olduğunuzda, hem tüm yarışanlar arasında sonuncu oluyorsunuz, hem de ezeli rakibinizin arkasında kalıyorsunuz, ve ilginçtir ki yıllardır bunu çok istikrarlı bir şekilde yapıyorsunuz.
muhakkak sorumluları eleştiriliyor tarafımızdan, örneğin son iki yıl baş antrenör çok eleştirildi, kendisiyle yollar da ayrıldı zaten, daha tepelere bakarsak eğer, tabii ki birincil etkenler arasında sayılmasa da, bu süreçte başkanları bile değişti galatasaray’ın.
murat tümer bile gitti yahu..
fakat, galatasaray kadın basketbol takımı, 2012-2013 sezonuna da müge erdem ve özge alev ile hazırlanıyor.
galatasaray’ı severken hesap kitap yapmak durumunda olmamanız güzel, hayatınızı bambaşka bir mecrada kazanıyorsanız, tek derdiniz galatasaray’ın daha iyi yerlere gelebilmesi oluyor. dolayısıyla rahatlıkla doğru gördüğünüzü de söyleyebiliyorsunuz.
bahsi geçen isimler, dışarıdaki taraftarla gayet iyi ilişkiler kuran, antremana giden isimleri büyük bir sevecenlikle karşılayan, ve hatta kendisini transfer için arayan 17-18 yaşındaki blog sahiplerine dahi transfer açıklamaları yapmakta beis görmeyen galatasaray emektarıdırlar. fakat bu ve benzeri yöndeki çabaları maalesef ki galatasaray kadın basketbolunun hak ettiği yere ulaşmasını sağlayamamıştır.
bir dönem maddi imkansızlıklarla boğuşan kadın basketbol takımımıza son yıllarda yapılan yatırım, avrupa standartlarının bile çok üstünde olmasına rağmen, istikrarlı başarısızlık, sadece azmimizin süreksiz olması ile bağdaştırılamaz. muhakkak ki, idari anlamda yapılan fahiş hatalar mevcuttur.
eurolig mücadelesine çıkmak için yaptığı seyahatlerde üç saat boyunca havaalanında otobüs bekleyen, maç saatinin hatalı bilinmesi yüzünden yanlış bir programa maruz bırakılan, üzerlerinde yeterli disiplin kurulamadığı için küfür edip idmandan kaçan oyuncuların bulunduğu takımızda idari anlamda bir eksiklik olduğunu tespit etmek hiç birimiz için zor olmamıştır. eurolig f8 organizasyonu sırasındaki rezalete ise zaten değinmeme gerek yok. galatasaray tarihinde her daim utanç veren bir yara olarak yerini alacaktır çünkü.
pazartesi günü gerçekleştirdiği imza töreninde, gayet ikna edici konuşmalar yapan, ve artık kadın basketbolumuzda bir şeylerin değişeceğine dair hepimize umut aşılayan ekrem memnun’un galatasaray’ı, bence yepyeni isimlerle, taptaze bir başlangıcı hak etmektedir.
galatasaray’a faydası dokunan, ve fakat hizmetlerinin karşılığını da maddi ve manevi olarak alan her bir profesyonele saygımız sonsuzdur. ancak, artık ülkemizde sürekli başarısızlık halinde devlet memurluğu görevini sürdürmek bile bu kadar kolay değildir. galatasaray ise, kapağı attıktan sonra rahat bir ömür geçirilecek bir kapı hiç değildir.
başarıya teşvik etmek için ödül ile güdülediğiniz bir gruba, başarısızlık durumunda nasıl bir yaptırım uygulayacağınızı göstermezseniz, o gruptan asla istediğiniz verimi alamazsınız.
geçtiğimiz sezon bardak taştı,
ve artık yeter;
istikrarın getirdiği başarısızlığı daha fazla istemiyoruz !
nasıl da güzel bir özlü söz, özellikle sporun her dalında doğru olduğuna inanılan, bir çok olumlu örnekleminin bulunduğu, kanıtlanabilirliği yüksek..
fakat konu galatasaray spor kulübü basketbol şubesi’nin kadın takımı ayağı olduğunda denklemin ayarı biraz kayıyor, zira;
“başarısızlık istikrarı getiriyor”
galatasaray adının geçtiği her yerde amaç zirvedir, ve aksi her sonuç başarısızlıktır ya, konu kadın basketbolu olduğunda bu çok daha farklı boyutlara taşınıyor. çünkü zaten koca ligde iki adet takım yarışıyor, ve mecburi muhatabınız ezeli rakibiniz..
yani siz ikinci olduğunuzda, hem tüm yarışanlar arasında sonuncu oluyorsunuz, hem de ezeli rakibinizin arkasında kalıyorsunuz, ve ilginçtir ki yıllardır bunu çok istikrarlı bir şekilde yapıyorsunuz.
muhakkak sorumluları eleştiriliyor tarafımızdan, örneğin son iki yıl baş antrenör çok eleştirildi, kendisiyle yollar da ayrıldı zaten, daha tepelere bakarsak eğer, tabii ki birincil etkenler arasında sayılmasa da, bu süreçte başkanları bile değişti galatasaray’ın.
murat tümer bile gitti yahu..
fakat, galatasaray kadın basketbol takımı, 2012-2013 sezonuna da müge erdem ve özge alev ile hazırlanıyor.
galatasaray’ı severken hesap kitap yapmak durumunda olmamanız güzel, hayatınızı bambaşka bir mecrada kazanıyorsanız, tek derdiniz galatasaray’ın daha iyi yerlere gelebilmesi oluyor. dolayısıyla rahatlıkla doğru gördüğünüzü de söyleyebiliyorsunuz.
bahsi geçen isimler, dışarıdaki taraftarla gayet iyi ilişkiler kuran, antremana giden isimleri büyük bir sevecenlikle karşılayan, ve hatta kendisini transfer için arayan 17-18 yaşındaki blog sahiplerine dahi transfer açıklamaları yapmakta beis görmeyen galatasaray emektarıdırlar. fakat bu ve benzeri yöndeki çabaları maalesef ki galatasaray kadın basketbolunun hak ettiği yere ulaşmasını sağlayamamıştır.
bir dönem maddi imkansızlıklarla boğuşan kadın basketbol takımımıza son yıllarda yapılan yatırım, avrupa standartlarının bile çok üstünde olmasına rağmen, istikrarlı başarısızlık, sadece azmimizin süreksiz olması ile bağdaştırılamaz. muhakkak ki, idari anlamda yapılan fahiş hatalar mevcuttur.
eurolig mücadelesine çıkmak için yaptığı seyahatlerde üç saat boyunca havaalanında otobüs bekleyen, maç saatinin hatalı bilinmesi yüzünden yanlış bir programa maruz bırakılan, üzerlerinde yeterli disiplin kurulamadığı için küfür edip idmandan kaçan oyuncuların bulunduğu takımızda idari anlamda bir eksiklik olduğunu tespit etmek hiç birimiz için zor olmamıştır. eurolig f8 organizasyonu sırasındaki rezalete ise zaten değinmeme gerek yok. galatasaray tarihinde her daim utanç veren bir yara olarak yerini alacaktır çünkü.
pazartesi günü gerçekleştirdiği imza töreninde, gayet ikna edici konuşmalar yapan, ve artık kadın basketbolumuzda bir şeylerin değişeceğine dair hepimize umut aşılayan ekrem memnun’un galatasaray’ı, bence yepyeni isimlerle, taptaze bir başlangıcı hak etmektedir.
galatasaray’a faydası dokunan, ve fakat hizmetlerinin karşılığını da maddi ve manevi olarak alan her bir profesyonele saygımız sonsuzdur. ancak, artık ülkemizde sürekli başarısızlık halinde devlet memurluğu görevini sürdürmek bile bu kadar kolay değildir. galatasaray ise, kapağı attıktan sonra rahat bir ömür geçirilecek bir kapı hiç değildir.
başarıya teşvik etmek için ödül ile güdülediğiniz bir gruba, başarısızlık durumunda nasıl bir yaptırım uygulayacağınızı göstermezseniz, o gruptan asla istediğiniz verimi alamazsınız.
geçtiğimiz sezon bardak taştı,
ve artık yeter;
istikrarın getirdiği başarısızlığı daha fazla istemiyoruz !