3673
kendisi gerçekten de kafaların rahat olma sebebidir. özellikle 2011-2012 sezonun ilk yarısında takımın rayına oturmasıyla benim gibi herkesin geriye düşsek bile bir şekilde hoca bir numara yapar rahatlığı ile maçları izlediğini düşünüyorum. fakat benim aklımda gelecek sezona dair birkaç soru işareti var.
öncelikle henüz felipe melo'yu alamadık ve ister istemez ben de hocanın hem oyuncularımızın yapısına uygun olan hem de fark yaratan 4-4-2 tercihinden vazgeçebileceği korkusunu hissetmeye başlıyorum. çünkü felipe melo, selçuk inan elimizde olmasına rağmen hoca 2011-2012 sezonunun başında zaman zaman eboue'yi zaman zaman sabri'yi orta sahaya koyarak 4-3-3 oynatmaya çalışmıştı. özellikle 2012-2013 sezonunda oyuncu tercihlerimiz bu yapıya hiç uygun değildir ve zaten oturmuş bir düzene çomak sokmak akıllıca bir iş olmaz.
kendisinin oynattığı futbolla ilgili en sevdiğim yönü ise maç içerisinde dizilişlere çok bağlı kalmaması ve oyunu gerçekten bir satranca dönüştürmesi. örnek olarak maç içerisinde ileride sıkıntı yaşayan elmander'i sol kanada alıyor, engin baytar'ı uca koyarak hareketlilik getirmeye çalışıyor, riera'yı sol beke geçirip önüne emre çolak'ı koyuyor vs..
bir diğer yandan kendisi zamanında tüm rakiplerin ve bazı galatasaraylıların eleştirdiği burnu havada, herkese üstten bakan adam mıdır hala? kesinlikle deildir. kendisi ne ben bu saatten sonra ders almam ders veririm dediği zamandaki adamdır, ne de "6 numaraya bas bas" heareketi yaptığı zamandaki adamdır. evet kendisi hala herkese üstten bakıyor ama bunu bulunduğu yeri, imparatorluğunu özümseyerek yapıyor. en önemli derbide sakatlanan rakip forvetin başını okşuyor, önceden olsa bağıra çağıra, küfür ede ede tepki göstereceği adamları inceden inceden laf sokarak, onlarla dalga geçerek rezil ediyor. egosu da eskisi gibi baskın değil çünkü herkesi kucaklayarak daha fazla saygı göreceğinin farkında.
sonuç olarak iyi ki varsın imparatore !
öncelikle henüz felipe melo'yu alamadık ve ister istemez ben de hocanın hem oyuncularımızın yapısına uygun olan hem de fark yaratan 4-4-2 tercihinden vazgeçebileceği korkusunu hissetmeye başlıyorum. çünkü felipe melo, selçuk inan elimizde olmasına rağmen hoca 2011-2012 sezonunun başında zaman zaman eboue'yi zaman zaman sabri'yi orta sahaya koyarak 4-3-3 oynatmaya çalışmıştı. özellikle 2012-2013 sezonunda oyuncu tercihlerimiz bu yapıya hiç uygun değildir ve zaten oturmuş bir düzene çomak sokmak akıllıca bir iş olmaz.
kendisinin oynattığı futbolla ilgili en sevdiğim yönü ise maç içerisinde dizilişlere çok bağlı kalmaması ve oyunu gerçekten bir satranca dönüştürmesi. örnek olarak maç içerisinde ileride sıkıntı yaşayan elmander'i sol kanada alıyor, engin baytar'ı uca koyarak hareketlilik getirmeye çalışıyor, riera'yı sol beke geçirip önüne emre çolak'ı koyuyor vs..
bir diğer yandan kendisi zamanında tüm rakiplerin ve bazı galatasaraylıların eleştirdiği burnu havada, herkese üstten bakan adam mıdır hala? kesinlikle deildir. kendisi ne ben bu saatten sonra ders almam ders veririm dediği zamandaki adamdır, ne de "6 numaraya bas bas" heareketi yaptığı zamandaki adamdır. evet kendisi hala herkese üstten bakıyor ama bunu bulunduğu yeri, imparatorluğunu özümseyerek yapıyor. en önemli derbide sakatlanan rakip forvetin başını okşuyor, önceden olsa bağıra çağıra, küfür ede ede tepki göstereceği adamları inceden inceden laf sokarak, onlarla dalga geçerek rezil ediyor. egosu da eskisi gibi baskın değil çünkü herkesi kucaklayarak daha fazla saygı göreceğinin farkında.
sonuç olarak iyi ki varsın imparatore !