1839
kendileriyle ilgili yorumların iki türlü standard arasına sıkışıp kalmış olması galatasaray sözlük gibi açık zihinli olmasını dilediğim bir ortama bence pek yakışmıyor. ne yalnızca transfer yapamadığı için eleştirmek doğru, ne de eleştirenleri transfer manyağı diye yaftalamak. tüm tartışmayı bu eksene indirgemekten fazlası yapılabilmeli.
bu yönetimin ilk günden beri kendi içinde problemleri var.
uyumlu değiller, birlikte çalışmaktansa bölük pörçük gruplar ayrı ayrı işler peşindeler.
benim gözlemlediğim de aysal bu ayrışmayı birararaya getirebilecek otoriteyi gösterebilmiş değil.
ilk transfer döneminde reyes forlan meseleleri, terim'in isyanları, sızan haberler, podolski restleşmeleri; ikinci transfer döneminde yine benzer meseleler, shaqiri saçmalıkları; ve şimdi üçüncü transfer döneminde assaidi transferinde yaşananlar, ve terim'in dün yine sızıntıdan şikayet etmesi...
bir yönetimin görev süresi içindeki altı transfer döneminin ilk üçünde bu tür problemler yaşanıyorsa, sızıntı varsa ve bu transferlerin sonucunu etkiliyorsa, kusura bakmayın ama o yönetimin çatlağı düzelmez. evet, terim çok önemli bir faktör, ama böyle çalışan bir yönetimin açıklarını kapatmak da terim'in misyonu değil.
geçen transfer döneminde "umarım toparlarlar" fikrinin ağır bastığı yönetim aynı çizgide devam ettiğini bas bas bağırıyor. bu gidişle olan galatasaray'a olacak ama kritik soru şu, önümüzdeki seçim geldiğinde bu yönetimin limana getirdiği gemi ne halde olacak?
bu yönetimin ilk günden beri kendi içinde problemleri var.
uyumlu değiller, birlikte çalışmaktansa bölük pörçük gruplar ayrı ayrı işler peşindeler.
benim gözlemlediğim de aysal bu ayrışmayı birararaya getirebilecek otoriteyi gösterebilmiş değil.
ilk transfer döneminde reyes forlan meseleleri, terim'in isyanları, sızan haberler, podolski restleşmeleri; ikinci transfer döneminde yine benzer meseleler, shaqiri saçmalıkları; ve şimdi üçüncü transfer döneminde assaidi transferinde yaşananlar, ve terim'in dün yine sızıntıdan şikayet etmesi...
bir yönetimin görev süresi içindeki altı transfer döneminin ilk üçünde bu tür problemler yaşanıyorsa, sızıntı varsa ve bu transferlerin sonucunu etkiliyorsa, kusura bakmayın ama o yönetimin çatlağı düzelmez. evet, terim çok önemli bir faktör, ama böyle çalışan bir yönetimin açıklarını kapatmak da terim'in misyonu değil.
geçen transfer döneminde "umarım toparlarlar" fikrinin ağır bastığı yönetim aynı çizgide devam ettiğini bas bas bağırıyor. bu gidişle olan galatasaray'a olacak ama kritik soru şu, önümüzdeki seçim geldiğinde bu yönetimin limana getirdiği gemi ne halde olacak?