• 452
    mustafa cengiz yönetiminin yediği hurmaları temizlemek için tek bir telefonla doğru dürüst şart konuşmadan, kurulu işini gücünü bırakıp galatasaray erkek basketbol takımı'nın başına geçen koç. göreve gelmesinden 2 hafta önce kovulan koça 3 tane transfer yapılmıştı. kendisine daha önce türkiye ligi görmüş 2 tane disiplinsiz skorer verildi sadece. sezon boyunca oyun kurucusu belli olmayan, net bir tane uzunu olmayan saçma sapan bir oyuncu grubu var. pota altında biraz dirense dışardan dayak yiyor, dışarıya yarım yamalak bir alan savunmasını kıvırsa pota altında kevgir oluyor. set versen oynayamaz, rakibi bırak sayı atsın desen onu bile beceremez bir şekilde müdahale eder.

    bu oyuncu grubu görünümlü bombanın üzerine oturmayı kabul edecek dünyadaki tek adamdı belki de...
  • 455
    10 nisan 2021 pınar karşıyaka galatasaray basketbol maçının 3.çeyreğinin sonunda 16 sayılık farkın 3'e düşmesini öylece izlemiş olan atrenör. koç böyle olmaz çünkü. motum'un savunmadaki gamsızlığına iki tane üçlük sokacak diye katlanıyor ama ben katlanamıyorum. bu maç giderse direkt kendisine yazar. yorulmuş, üstüne seri yemş bir takım varsa sahada çeyrek bitimine 1 dakikada kalsa 30 saniyede kalsa o mola alınır.
  • 459
    galatasaray erkek basketbol takımına olumlu anlamda herhangi katkısı olduğunu düşünmediğim koçumuz. asla da kendisiyle devam edilmesini istemem. ekrem hocayı değil de herhangi bir hocayı takımın başına koysaydık yine aynı oyunu oynardık çünkü takım organizasyondan çok uzak, tamamen jackson ve crawford’un sokak basketbolu ile motum’un şutları üzerine oynayarak bu noktaya geldi.
  • 461
    galatasaray erkek basketbol takımı'nda göreve geldiğinden bu yana elbette aşırı derecede bir fark yaratmadı hatta çok fazla eleştirilecek saha içi tercihlerde de bulundu.

    ancak bu rezalet sezonda* o ateşten gömleği giyecek sorumluluğu almış olması benim için her şeyin önündedir. sağolsun, varolsun.

    gelecek sezon yeni bir yönetimle, ait olduğu yer olan sarayın sultanları'nın başına yeniden geçmesi dileğiyle...
  • 464
    kendisinin, 2020-2021 sezonunda galatasaray basketbol takımına katkısını sorgulamak, bana biraz abes geliyor. kendi inandığı doğrulara ve basketbol anlayışına göre bir takım kurma fırsatı verilmelidir ve sonrasında neler yapığına bakılmalıdır.

    bu zor dönemde, böyle bir takımı ligde tutmak tabii ki bireysel performanslara ve hadi aslanım metoduna bakacaktır ama ekrem hocaya da kimse burada haksızlık yapamaz. kağıt üstünde, gerçekten zor olan bir fikstürden alnının akıyla çıkmayı başardı.

    takıma geldiğinde, bu takımın savunma yaparak değil, hücum yaparak kazanacağını çok net bir şekilde ortaya koydu bana göre. en büyük etkisi de bu olsa gerek. kendisine teşekkür ediyoruz.
  • 465
    biz bu kafayla gidersek daha çooook çile çekeriz. basketbol takımımızı bu duruma düşürenler utansınmış. eyüp yıldız gibi bazı fanatik basketbolseverler (ve sözlükteki bazı yazarlar) dışında, beş liralık, evet evet sadece beş liralık bileti alıp bir kere bile salona gitmeyen taraftarımız için bu takım fazla bile. beş liralık biletle salona taraftar çekemeyen bir spor için milyon dolarlar akıtacak kadar güçlü değiliz.

    bazı arkadaşlar şöyle söylüyor. işte diagne’ye, falcao’ya 25 m euro verdin boşa gitti. onların yerine 5 m euro basket takımına ya da diğer branşlara ayırsan ne olur. bu söylem, bu bakış açısı tamamen yanlıştır. çünkü siz hangi futbolcunun ne kadar verimli olacağını %100 olarak bilemezsiniz. aldığınız on futbolcunun altısı isabetli ise başarılı kabul ediliyorsunuz. çünkü risk denilen bir şey var ve onu almadan kar edemez başarı sağlayamazsınız. son kırk yıl için söylüyorum, futbol takımının gelir-gider dengesi kardadır. yani futbol takımının geliri giderinden en az iki kat fazladır. diğer şubelerin geliri ise sıfıra yakındır. belki basketbolda giderin 1/20’si kadar gelir vardır.

    diğer şubelerin tüm giderleri de futbol şubesinin gelirlerinden karşılanıyor. bugün için galatasaray’ın borçlarının tamamı, amatör şubelere yapılan harcamaların sonucudur. hatta amatör şubelere yapılan harcamalar bugünkü zarardan da fazladır.

    bu şartlar altında, ali koç gibi bir fanatik milyarderiniz olmadığı sürece basketbola, voleybola aşırı kaynak ayıramazsınız. aziz yıldırım ayırdı da ne oldu? bugün galatasaray’ın tam üç katı borçları var. yani aslında batmışlar ama çaktırmıyorlar. hele bu sezon harcanan 200 m euroyu da katarsanız borçları 750-800 m euroyu bulmuştur. (tabi kayıtlarda gözükmeyen harcamaları da sayarsak.) hani limitlere takılmamak için mesut özil’i altı ay ücretsiz sonraki yıllarda 3 m euroya oynatma formülü var ya. işte o ödemelerin gerçek tutarından bahsediyorum.

    sözün özü, basketbol dışındaki amatör şubeler tamamen sponsorlara bırakılmalı, basketbola da sponsor bulunamazsa küme düşmeyecek bir harcama yapılmalı. bunun dışındaki harcama haramdır.

    bu meyanda ekrem memnun’a da teşekkürlerimi sunuyorum. iyi ki varsın ekrem hocam.
  • 468
    galatasaray taraftarının tipik hastalığı olan yapılan ile değil de geçmişi ile savunulan basketbol koçumuz. tıpkı fatih terim meselesinde olduğu gibi. an itibariyle ligde kaldık ya, bu takımın başına gelenlerin hiçbir önemi kalmamıştır.

    bu savunmaları yapanlar, bu takımın ekrem memnun başa geçtikten sonra oynadığı ilk 10 maçta sadece ligin açık ara en kötü takımı olan ormanspor ve muhtemelen küme düşecek diğer takım olan fethiye’yi yenebildiğinin farkında değildir tabi ki.

    altısı art arda olmak üzere gelen mağlubiyetlerle takımın küme düşme tehlikesi yaşadığının farkında da olunmaz tabi ki.

    bu süreçte kaç tane maçın sonlarında sayı atılamadan eldeki maçların kaybedildiğinin farkında olmadan olaya sadece kötü takım gözüyle bakmanın sonucudur bu.

    son üç maçta alınan galibiyetlerin çok rahat mağlubiyetlere dönebileceği ve her maç sahada 40 dakika kalan crawford başta olmak üzere insan üstü çabayla kazanıldığının farkında da olunmaz tabi ki.

    tıpkı fb galibiyeti sonrası ertuğrul erdoğan‘ın göklere çıkarılması gibi...

    tam 4 aydır takımın başına olan ve şu anki kadrodaki skorerleri bizzat kendisi takıma katmış olan koçumuzun basketbol gibi anlık dokunmaların maça çok önemli etki ettiği bir sporda saha içinde takıma ne kattığı sorulduğunda cevap verilemezken*, olaya sadece duygusal yaklaşıp zor zamanda elini taşın altına soktuğundan bahsedilir. sanki koca kulüp koç aradı da kimse gelmemiş gibi...

    ekrem hocayı insan olarak çok severim, kadın basketbol takımı başında bu armanın bana verdiği en büyük gururlarından birisini yaşatmış bir kişidir ama takımın başında olduğu 4 ayda çok kötü bir izlenim verdiğini görmemek için de bu takımı yakından takip etmemiş olmak gerekiyor.
  • 469
    maçları televizyondan izleyip seçim ikliminde illa ki kendine uzanacak mikrofonlara bir iki cümle söyleyip yönetime bir darbe de kendisi vurması dururken işini gücünü bırakıp basketbol fukarası bu takımın başında 4 ay çırpındığı için kabahatin en büyüğünü işlemiş olan hocam.

    10 senedir erkeklerde görev yapmamış, 5 senedir kulüp takımı çalıştırmamış, 3 senedir herhangi bir takım çalıştırmamış. kendi akademisini kurmuş, konsantrasyonunu ve hayatını oraya kanalize etmişti. bir telefonla, doğru dürüst şartlar konuşulmadan yardıma koştu.

    sezon öncesi zalgiris mi fenerbahçe mi diye kendi kendine rüyalarda gezen ertuğrul erdoğan ile başlamak hataydı. ertuğrul erdoğan'ın kenarda reklam panolarını tekmeleyecek kadar takım üzerinde etkisini kaybettiği noktada yerine yardımcısı ömer uğurata'nın getirilmesi biraz da o dönem yapılması planlanan seçime kadar takımı götürmek maksatlıydı. bir şekilde sezon bitecek dedikten ve 3 tane de oyuncu alındıktan sonra uğurata'nın aniden gönderilmesi de aşırı mantıklı değildi. hele de koçluk olarak inziva durumundaki ekrem memnun'a gidilmesi, galatasaraylılık harici hiç mantıklı değildi.

    ama o noktaya gelmiş bir takımın başına o noktada geçecek bir koç bulmak imkansızdı. parasıyla bile o şartlarda o takımın başına gelmeyi kabul edecek kimse yoktu. 16 maçta 5 galibiyet alabilmiş bir takım. sezon içi muhtemelen son transferleri de yeni yapılmış, onlardan bir tanesi de neredeyse forma giymeden sakatlanmış. net oyun kurucu yok, şutör yok, uzun yok. ve göreve gelmeyi takip eden 3 haftada birebir düşme hattındaki 2 rakibiyle maç var.

    galatasaray basketbol şubesi yönetimi sezonu çıkaralım dediği, hatta alex tyus'tan gelen buyout ile 3 transfer yaptığı ömer uğurata'yı yaklaşan ormanspor ve fethiyespor maçlarını kazanırız diyemediği için gönderdi. öyle kritik bir dönemde yapılan bu değişiklik çok tartışılan, tartışılması da gereken bir karardı.

    ancak kaç tane koç tanımadığı bir takımın başında bu derece kritik bir dönemde ilk maçlarına çıkmayı kabul ederdi, onu da gözden kaçırmamak lazım. ekrem memnun'un inziva halindeyken, kurulumunda en ufak bir etkisi olmayan bu takımın başına tek bir telefonla geçmesini küçümsememek lazım. hele ki 2016 yılında takımdan gönderilişini düşününce... kıl payı kazanılan fethiye maçı kaybedilse, afyon maçının başındaki ihraçlar yaşanmasa, karşıyaka deplasmanı yine aynı şekilde bir basket eksik atıp kaybedilse küme düşülecekti. ekrem hoca da bu işin içinde rol almış biri olarak anılacaktı sonuçta. şimdi bakıp ne yaptı zaten demek kolay ama girdiği riski göz ardı etmemek gerek...

    hoca göreve geldikten 2 gün sonra ormanspor maçı kazanıldı, çıkışta olan beşiktaş deplasmanında direnilemedi, akabinde fethiye maçı kazanılsa da ikili averajı rakibe vermekten kurtulamadı takım. yine de bir şekilde kazanılması gereken iki maç en azından kazanılmış oldu. ancak ertesi hafta rakibin neredeyse hiç direnç göstermediği gaziantep deplasmanı kaybedildi, iç sahadaki aliağa maçı ise tam bir faciaydı..

    milli arada bir şekilde pierre jackson ve jordan crawford transferi yapıldı. buradaki temel mantık da savunmada delik deşik olan takımın en azından skor bularak maç kazanmasıydı. nitekim son iki sezona bakıldığında ertuğrul erdoğan'ın yaptığı da buydu. hatta bu sezon kurulan kadronun da mantığı buydu. ancak bu sezonu bu hale getiren güncel olarak bunu yapabilen oyuncular yerine kariyerinin bir döneminde bunu yapabilmiş oyuncuların bir araya toplanmasıydı.

    bu iki transfer ve assem marei'nin sakatlıktan dönüp forma giymeye başlamasıyla bu sefer tamamen farklı bir takım ortaya çıktı ki zannedersem bu sezon 4. ya da 5. kez takımın ana hatları değişmiş oldu. tofaş, daçka ve özellikle telekom maçlarında yine galibiyet gelmedi. üzerine fethiye ve ormanspor'un da galibiyetler almasıyla iyice sıkıntılı bir duruma düştük.

    bahçeşehir maçını kazanıp umutlandık. büyükçekmece maçı son anda kaybedilince yine bir panik dalgası oldu, afyon maçı biraz da maçın başındaki pozisyonla başlamadan bitti, karşıyaka deplasmanından bir şekilde çıkıldı. bursa maçı da ikinci yarıdaki oyunla kazanıldı ve bu boktan sezonu daha fazla rezillik yaşamadan bitti.

    ekrem memnun öncesi 16 maçta 5 galibiyet alan takım 13 maçta 6 galibiyet aldı. kendi tercih ettiği jackson ve crawford öncesi 21 maçta 7 galibiyet varken bu iki transfer sonrası 8 maçta 4 galibiyet var. ek olarak bu 4 galibiyetin her birinde bu ikiliye ek olarak başka bir oyuncunun skor yüküne katkı yaptığı görülüyor. bunun yanında gerek savunmada gerek oyunun fundamental tarafında yanlışlar istikrarlı şekilde devam ediyor. net bir oyun kurucusu olmadan, herhangi bir eşleşmede avantajlı konumda olacak bir uzun bulamadan sezonu bitiriyor galatasaray. bu sorunları oyuncu değiştirmeden çözebilmek çok zor. zaten çözülmesi mümkün olsaydı bir şekilde çözülürdü.

    kara gün dostu bir gelenek haline geldi malesef galatasaray basketbol şubesinde. bunun şimdilik son temsilcisi de ekrem memnun oldu. bunun hakkını vermek, hocanın takıma kattığı/katmadığının muhasebesini yapmaktan bağımsız şeyler.

    ve ne o kadar zor, ne de o kadar kötü bir şey değil...
  • 472
    normal şartlarda seçim öncesi bir antrenörün sözleşmesini uzatmak yeni seçilecek olan yönetimin elini ayağını bağlamaktır, neyse ki söz konusu ekrem memnun gibi bir galatasaraylı, yeni yönetimin mazbatasını aldığı gün formalite icabı da olsa koç istifasını verir, devam edip etmeme kararı da yönetimin olur.

    mustafa cengiz yönetimi galatasaray'a kötülük yapmak için elinden geleni yapıyor. emin olun, hoca bulsalar futbol takımının başına da birini getirip 3 yıllık sözleşme yaparlar, herkes durumu bildiği için hoca bulamıyorlar.
  • 474
    kendisini ne kadar çok sevsem de erkek basketbol takımımız için doğru bir tercih olduğunu düşünmediğim baş antrenörümüz.

    kadın basketbol şubemiz için bir efsanedir ekrem hoca, kazandırdığı başarılarla göğsümüzü çok kabarttı fakat erkek basketbol ve kadın basketbol çok farklı dinamikleri olan branşlar. yıllarca yerli antrenörlerle çalıştık ve açıkçası hepsini de tükettik. gönlümde yatan aslanın adı tabi ki ergin ataman fakat koçun efes'le çok daha büyük hedefleri varken bu gerçekçi bir hedef değil. 1989 senesinden beri de hiç yabancı bir baş antrenörle çalışmadı erkek basketbol takımımız.

    umarım yanılırım fakat kendisiyle bu sezonu bitirebileceğimizi sanmıyorum, kerem tunçeri ve yönetimimizin aklında yabancı koç opsiyonları varsa bizim için en hayırlısı olur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın