kendisinin ilk dönemiydi, takım rezillikler içerisinde yüzüyordu.
grosskreutz olayı patlamış, takım ivme kaybetmiş haldeydi. işte o günlerden birinde galatasaray dergisi çalışanları tarafından arandım. store'dan düzenli alışveriş yaptığım için taraftar resimlerinin kapakta yer alacağı bir sayıda bulunmamı istediklerini, yıllık abonelik tercih edip etmeyeceğim soruldu.
bir belediye otobüsünde, tek avazda 'benim 30 senedir taraftarı olduğum, canım kanım kulübümü rezil rüsva eden başkan ve ona çanak tutan yönetimi o koltukları bırakmadığı sürece ne dergi alırım ne alışveriş yaparım. bizden abonelik isteyeceğine önce istifa etsin' demiştim. kendi halinde hayat mücadelesi veren, bütçesinde galatasaray'a yer açmak için fedakarlıkta bulunan bir taraftar olarak gururla ve kararlılıkla kurdum bu cümleleri, pişman değilim.
ha büyük bir marifet ya da eşsiz bir kahramanlık mıydı yaptığım... elbette değildi. basit bir taraftar tepkisiydi.
yıllar sonra bugün yine aynı noktadayım. rahatsızdık, tedirgindik ama
erden timur'un yüzü suyu hürmetine tüm falsolarınızın üstü örtülmüştü. adamı küstürdünüz, rezillikler yine ayyuka çıktı. madem tarihi bir gün bugün, madem aksiyon alacaksınız işte size öneri. kalkın o koltuklardan. bu kulüp için yapabileceğiniz en büyük şeyi yapın ve istifa edin dursun bey. yanınızda da gölge başkanlarınızı, vasıfsız elemanlarınızı ve kıymeti kendinden menkul futbol direktörünüzü götürmeyi unutmayın. mümkünse de bundan sonra bu kulübün hiçbir organizasyonunda yer almayın.
siz buralarda istenmiyorsunuz. istifa edin!