resim
Dursun Aydın Özbek
Görev:Başkan
Takım:Galatasaray
Yaş:75
Uyruk:Türkiye
  • 4101
    herşeyi geçtim de insanda biraz karakter olur. "eşim beşiktaşlı demedim, eşim beşiktaş'ta oturuyor dedim" nedir yahu? yedin bir nane, bari çık insan gibi de ki "evet beşiktaşlı ama görev ahlakı üst düzeydedir, galatasaray kulübünde de görevini layıkıyla yerine getirecektir" falan de. bu nasıl bir kıvırmadır yahu kemal sunal filmlerindeki karakterler gibi?
  • 4102
    bugün de gitmedin kardeşim. sen defolup gitmediğin her dakika benim galatasaray hakkında en basit bir entry bile girmem kadar saçma bir şey yok. ha suya yazı yazdım, ha senin başkanlığındaki galatasaray için kafa yordum. git kardeşim git. daha neyi kanıtlayacaksın. daha neyi komple bitireceksin. insanın doğasında açık yada gizlenmiş egonun allah belasını versin. bir türlü tatmin edemediniz egonuzu. muhtemelen galatasaray başkanı olmak hayalindi ve gerçekleşti. daha ne istiyorsun? senin devam eden hayalin bizim kabusumuz olmak zorunda mı? rica ediyorum git, lütfen git...

    (bkz: dursun aydın özbek/@football)
  • 4103
    istifa falan yetmez. bu dursun özbek’e nazizm muamelesi yapılmalı. bu dursun’u yakmamız lazım ki bi daha böyle sikimsonik köylüler başkan olmaya cesaret bile edemesin. yaş odunla yakmalıyız bu dursun'u. o işi bana bırakın. yaktıktan sonra yerine aralarında benim de dahil olduğum sözlükten seçilmiş sofistike bi ekip getirilmeli. eğer olmazsa kendi giyotinimle liseye yürüyüp bu işi kanla çözecegim. oluk oluk kan akıcak. kan fışkırcak o okuldan yeter be kardeşim. tavuk gibi kızartacagim o yağlı suratını. spor dünyası az devrim görsün amk. sinirden harflere bile doğru basamıyorum. allah belanı versin dursun özbek!
  • 4104
    --- alıntı ---

    para yok dedin ağladın
    5 milyona kazmaları bağladın
    vasatı süper diye yağladın
    yeter dursun siktir git artık

    yönetim sıfır vizyon güdük
    bağrım yanık ciğerim sönük
    ulan senin ceketin bile büyük
    yeter dursun siktir git artık

    floryada türlü türlü yalan var
    riva da açık açık talan var
    5 milyona serdar alıp satan var
    yeter dursun siktir git artık

    yöneticiler yatlarında adada
    köşkleri var tarabya’da moda’da
    semih’in aklı beş karış havada
    yeter dursun siktir git artık

    sneijder pas bırakır araya
    bekle ki tolga koşsun oraya
    o sabri'nin kellesini getirin buraya
    yeter dursun siktir git artık

    ucuz diye takım kazma dolu
    yarısını bıraksan bulamaz yolu
    lionel carole kim lan amınoğlu
    yeter dursun siktir git artık

    --- alıntı ---
  • 4108
    hani galatasaray'ın etik değerleri var ya, işte o değerlerin, galatasaray ve galatasaray lisesi kültürünü, edebini, adabını, vasfını ve bilimum çeşitli sayıda önemli sayılacak herhangi bir değerin adeta "yalan" olduğuna dair canlı kanlı, iki ayaklı ıspatıdır bu adam.

    http://gss.gs/jC7.jpg

    23 mayıs 2015 günü, galatasaray'ın seçimli genel kurulu vardı. hatırlarsınız, iki kupalı 4. yıldızın zafer sarhoşluğundaydı herkes. galatasaray'ın en değerli hocalarının bile başaramadığı, en şaşalı günlerinin bile gıpta ettiği bir başarıydı bu durum. kolay değil, şampiyonlar ligi dışında katıldığı tüm kulvarda kupaya uzanmayı bilmiş, "kazanan" sıfatını layıkıyla taşıyan bir takımın gurur nişanesiydi bu. burası elbette doğru, fakat ters giden şeylerin de esasında başlangıcıydı.

    o gün, galatasaray 36. başkanını seçiyordu.seçilen başkan, point hotel'in sahibi, galatasaray'ın daha önce duygun yarsuvat yönetiminde adını hatırlayamadığım bir sıfatla yönetici koltuğunda oturanlardan birisiydi. seçim günü adının galatasaray spor kulübü 36. başkanı olarak ilan edildiğinde listesinde oluşan kişiler cengiz özyalçın, nasuhi sezgin, eşref alaçayır, cüneyt tanman, can topsakal, fatih işbecer, tayfun demir, ismail sarıkaya, ural aküzüm, tarık taşar, alper narman, murat atay, ali yüce, burçin aslan ve selim arda üçer'den oluşuyordu.

    bu yöneticileri de sorgulamak lazım, hangi niyetle, hangi yüzle bu adamın başkanlığı yönetiminde çalışmak için kabul ettiler diye.

    murphy kanunlarını bilirsiniz, eğer bir işin yolunda gitme ihtimali varsa ve diğer ihtimal de işlerin ters gitmesi ise, daima o işin ters gideceğinden bahseder. üç gündür açık olan havada üstünüze palto almazsanız yağmur yağar. evde herkesin olduğunu düşünerek anahtarınızı almazsınız, fakat döndüğünüzde hiç dışarı çıkmayacak insanların evde olmayacağı tutar. bunun gibi şeylerden bahseder edward murphy.

    dursun özbek de bu murphy kanunlarının son temsilcisi adeta. adamın yapmış olduğu bir işin sonuçları, normal bir şekilde seyretse bile muhakkak galatasaray aleyhine oluyor. gerçekleşmesi muhtemel iki veya daha fazla ihtimal içerisinden hep en kötü senaryoları görüyoruz.

    borussia dortmund'un joker oyuncusu, daha önce sayısız kez formasını giymiş ve gayet uygun bir maliyetle kadroya katılmış bir futbolcuyu maça çıkaramıyoruz. herhangi bir sakatlık-ceza durumundan dolayı da değil haa. transfer esnasında bir evrak yanlış gönderiliyor. adamın lisansını çıkaramıyor, resmi maçlarda oynatamıyoruz.

    galatasaray tarihinin önemli bir yerini tutmuş olan riva ve florya arazilerinin satışı, yine galatasaray tarihinin en önemli kongresinde onay alıp imzaya gidiyor. normalde galatasaray'ın finansal ve sermaye durumu açısından dört veya beş kere kurtulacağının garantisi olan bu değerli araziler, yok pahasına satılıyor. üstüne üstlük, satış karşılığı gelen çek kırdırılıyor ve zaten cüzi bir rakam olan bu meblağ, daha da az bir rakama çekiliyor. sonuç olarak kur farkından dolayı bu iyice azalmış miktar herhangi bir şekilde borçları kapatmaya yetmediği gibi, mevcut borç yükü %60 oranında artıyor.

    bir yöneticisi, yapılmış olan tartışmalı bir transfer sonrası bütün sorumluluğu üzerine alıp, "ona ben kefil oldum" gibi üzerine vazife olmayan nahoş bir açıklamada bulunuyor. sonra bu oyuncunun sezon esnasında yaşadığı ve uzun sürecek bu sakatlığı sonrası yine vurdumduymaz bir şekilde sanki hiçbir şey yokmuş gibi davranabiliyor.

    bir diğer yöneticisi kaybedilen önemli bir maç sonrası 'galatasaray'ın kazanmasını yukarıdan birileri istemiyor' gibi fahiş bir açıklamada bulunuyor. hukukun üstünlüğünün kabul edildiği ve buna göre işlemlerin yapıldığı normal bir ülkede, spora şaibe karışmasından dolayı ciddi yaptırımlara gidebilecek kadar önemli bir açıklama olan bu durumdan sonra yine hiçkimseden bir ses seda yok tabiki.

    kolbeinn sigthorsson transferinin akabinde yaşanan akıl almaz olaylar. yine oyuncuyu bir kere bile sahada göremeyişimiz.

    değerinin çok çok üzerine yapılan transferler ve bu transferler üzerinden alınan komisyon bedelleri.

    taraftarlar ile yapılan bir maç günü etkinliğinde, taraftara dağıtılan sucuk ekmek ikramında en önden koşturması. yine bu taraftara karşı dağıtılan bilet ve diğer el altı yapılan yardımlar neticesinde eleştirilmeme gayesi güdülmesi. yani el altından para verilerek bir sus payı olduğu söylenebilir.

    kulüpler birliği toplantısı esnasında cumhurbaşkanı ve diğer kulüp başkanları ile olan ilişkisi, orada kendisine yapılan muamele ve kendisinin tavırları.

    özel yemek ve kutlamalarda kılık kıyafet bakımından oldukça komik elbiseler tercih etmesi. adeta kostüm balosuna gider gibi giyinmesi.

    "galatasaray'ı bir lira bile olsa kara geçireceğim" açıklamasının ardından biten yıl sonunda açıklanan mali bilançoda mevcut borç durumunun %60 artması.

    kardeşi olan şahsın galatasaray futbol şube sorumluluğu görevini fiilen işgal etmesi. bunun için herhangi bir vasfının da bulunmaması. halbuki bu konu için resmi olarak bir görev tanımı da bulunmuyor. yani orada keyfi olarak bulunduğunu söyleyebiliriz.

    futbol ve diğer branşlarda iki sezondur alınan neticeler ve lig sıralamasındaki durumu. yine aynı şekilde ezeli rakipleri ile olan müsabakalardaki maç sonuçları. futbolda iki sezondur herhangi bir derbi galibiyeti elde edilememesi. basketbolda ve diğer amatör branşlarda bütçe küçülmesine gidilmesi.

    futbol takımının neredeyse 4-5 ayda bir periyodik olarak antrenör değiştirmesi. futbol takımının başarısızlığının sürekli antrenörlere kesilip, içinden herhangi bir yönetici ve yönetimin bir şekilde sorumluluk üstlenmemesi.

    idari anlamda yönetişimsel başarısızlık. sürekli olarak bir yöneticinin ya taraftar, ya takım, ya camia, ya da siyasi bir konu üzerinde tartışmalı ve mantık dışı beyanatlarda bulunması.

    eşinin beşiktaşlı olduğunu beyan ettikten sonra gk üyesi yapması. bunun üzerine sorulan sorulara karşılık "eşim aslen beşiktaş'ta oturuyor, o yüzden beşiktaşlı dedim" diyerek taraftar ve kamuoyu ile dalga geçmesi.

    sürekli olarak bir problem çıkması sizce de çok dikkat çekici değil mi? kültürü ve geçmişi ile övünen, ülke tarihinin en önemli eğitim kurumlarından birinden mezun olmayı başarmış bir insanın sürekli olarak bu tarzda bariz büyüklükteki hatalar ile karşı karşıya kalması sizce de anormal değil mi? bence kesinlikle dursun özbek'in bir tılsımıdır bu. tılsım gerçi çok olumlu bir kelime oldu, uğursuzluk diyelim. bu yönetim, şampiyonlar ligi'ni kazansa ertesi gün maçın geçersiz sayıldığı ilan edilir. messi'yi transfer etse istanbul'a getiremez. çalışkanlılığı ile bilinen ronaldo ile el sıkışsa, adı tembele çıkar, sahada ayakta duramaz. obradovic'i takımın başına getirse, takım euroleague'de maç kazanamaz.

    uzun uzun yazmaya gerek var mı diğer skandalları? buradan yazmaya başlasam, bu entryi 45 dakikada falan bitirirsiniz herhalde. her biri, normal bir yönetim için ciddi sorgulamaya gidebilecek, ikisi birlikte olduğunda istifaya zorlayacak olan şeylerdi bunlar. bunların binbir türlüsünü görüp hala kulağının üzerine yatmaya çalışan dedeler de elitlik taslasınlar.

    şu genç yaşımda bu takıma bir şekilde başkan olsam, herhangi bir tecrübem, vasfım olmadığı halde kulübü dursun özbek'ten daha iyi yönetebileceğim konusunda sizi temin edebilirim. bu konuda hiçbir şekilde bir tereddütünüz de olmayacaktır zaten.

    galatasaray artık elit, melit değildir sayın yazar arkadaşlarım. dursun özbek'in itibar gördüğü, kongrede ibra edildiği bir yerde elitlikten, kültürden bilmem neyden bahsedilebilir mi? gerçekten bir zamanlar ülke seviyesinin bir hayli üzerinde bir yerdeydi bu kulüp ve lise. ama artık değil.

    hoş, bu durum en başta o dedelerin sorumluluğudur ya.

    ayranımız yok içmeye, tahterevanla gidiyoz sıçmaya. allah belanızı versin emi. ya düz yolda yürüyemeyen adamı galatasaray'a başkan yaptınız lan.

    http://gss.gs/aNB.jpg
  • 4109
    17/18 sezonu için şu ana kadarki hareketleri.

    yaptıkları

    - podolski'yi yok pahasına satmak.
    - bruma'yı 13-15 milyon eu arası bir paraya elden çıkarmak.
    - muhtemelen sabri ile sözleşme uzatmak
    - muhtemelen yasin'le zamlı sözleşme uzatmak
    - gomis gibi kalbi sorunlu ve yaşlı bir forvete fahiş paralar vermenin peşinde olmak.
    - clichy gibi yaşlı ve yüksek maliyetli bir sol bek peşinde koşmak.

    yapmadıkları

    - daha zor ama daha kazançlı bir yol olan genç, potansiyelli oyuncuların transferinin peşinde olmak.
    - selçuk inan'a kulüp aramak.
    - sabri'yi kulüpten uzaklaştırmak
    - semih kaya, ahmet çalık, koray günter, serdar aziz gibi sayıca fazla kalitece rotasyon oyuncusu olabilecek defans oyuncularına kulüp aramak galatasaray'a bonservis sokmak.
    - yasin'e otur oturduğun yerde sana zamlı sözleşme yok. önce mevcut kontratını tamamla sonrasına bakarız demek. hatırlarsanız emre çolak'la zamsız şekilde bile kontrat uzatmamışlardı. neden?
    - çünkü onun potansiyeli var. kötü yönetici olmak bunu gerektirir.
    - takımın en büyük sorunu orta sahasına dinamik oyuncuların transferini hedeflemek.
    - bruma'nın kontratını uzatmak veya fiyatını arttırıcı politikalar izlemek

    gelecek sezon hedefleri

    - sezona yüksek komisyonla başlamak

    toplanan

    - 02.06.2017 tarihi itibarıyla 1000 adet imza.
    - imza verenlerin yaş ortalaması muhtemelen 40-55
    - vermeyenlerin yaş ortalaması muhtemelen 65 ve üzeri
    - zorunlu emeklilik yaşı 65
    - ileride hukuken sorun yaşamadan gayrımenkul satışı yapabilmek için doktor raporu alma gereği 65 yaş ve üzeri.

    özet

    - #dursunözbekistifa
  • 4113
    yine her transfer sezonu gibi potansiyeli olan genç ya da kariyerli yaşlı oyuncuların adlarını piyasaya sürüp taraftarın gazını alan efsane başkandır.

    kendisi öyle bir efsanedir ki, efsane olma gazoz ol tanımına çok uymaktadır.

    ben hayatımda galatasaray'ın herhangi bir noktasından bu kadar rahatsız olduğum bir dönem hatırlamıyorum. galatasaray ile ilgili düşüncelerimi öylesine soyutladı ki, dönen dolapları, paraları, transferleri, aptal yerine konmaları, rezil olmaları, geri planda kalmaları düşünmekten neredeyse galatasaray'dan soğuyacağım.

    benim galatasaray'ım bu değil. benim galatasaray'ım bizleri krizlere sokup gece acillere kaldıran, harcadığımız parayı düşündürmeyen, yaptığımız yolları, ayırdığımız zamanlar, en sevdiklerimize tercih ettiğimiz anları düşündürmeyen galatasaraydı. buna başarısızlıklar da dahil.

    ben böyle konuşunca başka takımlı olup ajan olduğumu söyleyen de çok oldu burada bana. sadece şunu soruyorum. galatasaray seni ne kadar temsil ediyor ? ve galatasaray senin evladın olsaydı sen onu böyle mi eğitirdin ?

    tekrarlıyorum, bazılarının sadece galatasaray'ı var. o insanları üzmeye kimsenin hakkı yok.
  • 4114
    mübarek dini bir aydayız insanlar oruç tutuyor hasasiyet gösterip bazı şeyleri daha altan alıyor.

    dursun bey notersiz noterli 1000den fazla galatasaray üyesi imza vermiş ! ne için olağan genel kurula gitmen için bunu üyeler vermiş ya taraftar olan milyonlar ? onlar sizi hiç istemiyor bu israr ne için koltuk rahat mı geldi yoksa galatasaray ismi markası rantından daha doyamadınız mı.

    dursun bey durmayın orada ramazan felan demeyip istenmeyen olaylar olabilir.
  • 4117
    kendisi hala görevden indirilmediğine göre, galatasaray'da durumun sandığımızdan çok daha vahim olduğunu düşünüyorum. geçenlerde sinan engin ağzında bir şeyler geveledi bu konuda. duyduğuna göre dursun'un, bazı borçların altına imza attığını falan söyledi laf arasında. kongrenin kendisine karşı tepkisizliğini görünce(bilhassa da ağır topların), insan ister istemez olabilir mi diye düşünüyor.

    eğer doğruysa galatasaray, özbek hanedanının eline geçmişte haberimiz yokmuş.
  • 4118
    malum zattın adamı olduğundan şüpheleniyorum. sanki üç dört senedir bir rol yapıyor gibi. amacı galatasaray'ı kökünden bitirmek. gerçekçi olursak, bu konuda başarılı gidiyor. haziran 2015 ile haziran 2017 arasında uçurum fark var. sözlükte küfür serbest bırakılırsa ilk ziyaret edeceğim başlık olacak. haziran 2018'e görevini tamamlamış olur lanet adam. tebrikler bu adamın başkan olmasında emeği geçen vizyonsuz tüm galatasaraylılar*.
  • 4122
    biz ne zaman bu adamin gitmesi icin bir girişimde bulunacağız sayın galatasaraylılar? takimda galatasaray kalitesine yakisacak yalnızca 4 futbolcu var. muslera sneijder podolski bruma. 2 sini sattılar. sneijderi yollamaya çalışıyorlar icimizdeki canak tutanlarla birlikte. biz seneye ne yapacağız? önümüzü sonumuzu geleceğimizi hic ama hic iyi görmüyorum. transferler, açıklamalar, vizyon, seyircinin ilgisi... bitiyoruz lan gittikçe. derdim kupa değil galatasaray kulup itibarı olarak bitiyor. beyler biz ne yapacağız ben cok ama cok üzülüyorum nefes alamıyorum mutlu değilim.
  • 4123
    deli gibi eleştirdiği ünal aysal'ın futbolcularını sata sata koltuğunda biraz daha oturabilen avare.

    telles, burak, dzemaili, melo şimdi de bruma.
    hepsi zamanında aysal'ın getirdiği adamlar.

    kendi getirdiği adamlar ya maça çıkmadan gidiyor, ya lisansı cıkmıyor, ya da 8 ay sakatlanıyor.

    sonra ünal aysal çok para harcamış diyor utanmadan.
App Store'dan indirin Google Play'den alın