• 1129
    6 şubat 2023 depreminde kaybettiğimiz arkadaşımız.

    "istanbul'a hep galatasaray için geldim. istanbul bana galatasaray'ı anımsatıyor" vecizesiyle kısa bir özet geçecek kadar bizim gibiler için içimizden biri.

    o yıllarda hepimiz benzer şeyleri yaşayıp benzer şeylerle vakit tüketiyorduk. sadece sevdiğimiz şeyleri yapıp bir kere geldiğimiz hayatın tadını mı çıkarıyorduk yoksa boşa kürek çekip "istikbalimizden" mi yiyorduk. bu kadar yılın ardından hala cevabı netlemiş değilim...

    cihat akbel çok güzel anlatmıştı 2023 şampiyonluğu sonrası. arkadaşlarının üzerine bize laf etmek düşmez. ama enteresan bir adamdı. arabesk sevdalısıydı ama yaptığı mizahı yapabilecek çok az adam vardı.

    mizah da şimdiki gibi cıvık, sulu ya da ayarsızlıktan hakarete dönen şeyler değildi. ancak çok ama değişik çalışan bir kafanın üretebileceği, bazen gıcık olsan da itiraz edemeyeceğin ifadeler olurdu.

    depremden 9 sene önce attığı bir tweet, deprem sonrası hatırlayan arkadaşları tarafından gündem olmuştu, trt bile haberini yapmıştı. kaldıkları binanın altındaki dükkanda kolonların kesik olduğundan bahsediyordu, muhtemelen o gün öğrenip tweet atmıştı.

    deprem olmasın burda diyebilmişti sadece, ama oldu...

    o bina enişte dahil içinde kalan herkese mezar oldu. ali ve eşinin kaldığı bina ise yandaki binanın devrilmesi sonucu yıkıldı...

    vefatından sonra, twitter hesabındaki son fotoğraf olduğu için çok kullanılan bir görüntü var. 25 mayıs 2022 iskenderunspor ığdırspor maçından çekilmiş gol sevinci görüntüsü...

    "ömürlük bir gol sevinciydi" notuyla paylaşmış.

    8 ay sonra vefatının arkasından paylaşılan fotoğraf olacağını o zehir gibi çalışan kafa bile tahmin etmemiştir muhtemelen...

    umarım gittiğiniz yer kaldığımız yerden daha huzurludur...
  • 1034
    vefat haberini aldığımdan beri hakkında yazmak istediklerim var, elim bir türlü gitmedi bu başlığa yazmaya. belki bir gün uzun uzun da yazarım ama şu an kısa bir şey söylemek istiyorum.

    bodom benim sözlüğe geldiğim yıl tanıştığım ve on üç yıldır hayatımda olan bir arkadaşım. birçok kez sohbet ettik, çok kez galatasaray, çok kez hayatın kendisi için dertlendik. yüz yüze sadece bir kez görüştük, onda da galatasaray sözlük ile toplu olarak maça gitmiştik.

    ben 2018 yılında evlendim ve nikahıma hayatımda sadece bir kez görüştüğüm ama kendimi hep çok yakın hissettiğim bodom'u da çağırdım. "abi çok uzaktayım biliyorsun ama o tarihte istanbul'a yolum düşerse mutlaka," demişti. nikaha gelemedi ama ta iskenderun'dan bize mutluluk dileklerini ilettiği bir çiçek yolladı. işte bodom böyle bir adamdı.

    lokum gibi bir insandı ve hayatımda bir iz bıraktığı için şanslıyım. anısını yaşatacağız.
  • 1037
    the faint blaze of the candle of my life
    slowly dying like a fire in a pouring rain
    no sparks of hope inside
    no shooting stars on my sky
    on broken wings, no flying high
    another night, another demise
    cadaverous wind blowing cold as ice
    you'll let the wind blow out the light
    'cause it gets more painful everytime ı die
    out of strength to fight
    ı cannot take another night
    ı cannot take it no more
    lust of light slips through my fingers
    like blood on my arms
    black candle wax has buried me
    another night, another demise
    cadaverous wind blowing cold as ice
    you'll let the wind blow out the light
    'cause it gets more painful everytime ı die

    every time i die / children of bodom

    tanımasam da unutulmayacaksın.
  • 1121
    bir yerlerden bir hediye göndermiş olan ölümsüz yazar.

    dün eldeki işleri bitirmiş, gidilecek saha gezilerini yapmış; mesainin dolmasını beklemekteydik. tabi ki her aklı başında(!) taraftar gibi fikstürde kalan maçları açıp mustafa denizli misali kafadan oynuyordum. bir yandan da hangi maçta istanbul'a gidilirin hesabını yapıyordum. o sırada aklıma rahmetlinin deplase hayatlar belgeselinin yalnız derbi bölümündeki röportajı geldi. "doksan dakika maç mı olur bir hafta sürsün doya doya izleyelim, doksan dakika çok az" diyen sesi kulağımda çınladı. açtım belgeseli izledim, hatta bir ekran görüntüsü alıp bu repliği yazıp twitter'da paylaşım yaptım.

    aradan 10 dakika geçti geçmedi, daha belgesel bitmemişti öyle bir referans verebilirim. ofis telefonum çaldı. amirim "bir bakar mısın" diyerek odasına çağırdı, normalde bu pek hayırlı bir çağırma şekli değildir. hatta odadan çıkarken arkadaşlarla da "hayırdır inşallah" dedik. odaya girdim, amirimin ilk lafı "endişelenme kötü bir şey yok" oldu.

    15-17 mayıs tarihlerinde istanbul'da bir fuar varmış. oraya görevlendirme çıkmış. malum o hafta sonu, eğer fenerbahçe yine korkup kaçmazsa, 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı var. telefon çalmadan önce içinde bulunulan derbiye gitsek mi gitmesek mi ikilemine daha net bir cevap verilemezdi sanırım o anda...

    yani nasıl anlatılır bu durum tam olarak, bilemiyorum...

    ruhun şad olsun aslanım, eyvallah...
  • 1125
    bugün doğum günü olan ölümsüz yazarımız.

    kimleri neleri kaybettiğimizi bilmeden çok insanı kaybettik. hala daha kayıp olarak görünen, ölü ya da diri yeri belli olmayan çok insan var.

    aradan geçen bir buçuk yıldan fazla zamanda öyle hikayeler çıktı ki, bir cenazeye ulaşmak bile neredeyse lütuf olarak belirdi karşımızda.

    abisinin dediği gibi, artık iyi ki vardın diyebiliyoruz sadece...
  • 1047
    1 hafta oldu neredeyse seni kaybedeli ve hala hakkında hangi kelimeleri toparlayacağımı bilemiyorum. içerdeki kasımpaşa maçında istanbul'a geleceğini düşündükçe bütün iç organlarım birbirine giriyor. kafamda sürekli ısrarla seni istanbul'a yerleşmeye ikna etmek için söylediğim "olm gel artık istanbul'a bak herkes burada kimse olmasa galatasaray burada" cümlesi yankılanıyor. hepsine "yok başkan ben burdan başka yerde yapamam" diye cevap verirdin. hakkında yazdığım son entry'i açtım okudum bugün (bkz: #844982) ve sanırım 1 haftadır kabul edemediğim durumu şimdi kabullendim. herkes sevdiği için böyle bir cümle kurabilir ama dünya gerçekten efsane bir adam kaybetti.

    seni çok özleyeceğim bodom, öyle böyle değil. depremden sadece birkaç gün önce eski günleri konuştuğumuz whatsapp ekranına da her gün en az 5 kere bakıyorum merak etme. gider ayak çok feci sıçtın ağzıma alacağın olsun. gerçi gideceğini bilsen daha fenalarını yazardın daha da delik deşik olayım diye onu da biliyorum. bana yazdığın entry'deki gibi "lan niye gittin gel geri ya:/"

    sana söz; seni unutmayacağım, unutturmayacağım da. ışıklar içinde uyu efsane bodom...
  • 973
    ne söyleyeceğimi, nasıl yazacağımı bilmiyorum…

    ali benim galatasaray sözlük vasıtasıyla tanıştığım en orijinal ve en samimi insanlardan biriydi. beraber yedik-içtik, kolkola maçlara gittik. fanatik fenerli babasından fenerli olması için yediği dayakları kahkaha ata ata anlatırdı. küçükken anadolu kahvehanelerindeki küçücük ekranda yayınlanan galatasaray maçlarını camın dışından izleyerek büyüyen nesildendi. güzel galatasaraylıydı.

    çok bekledik, çok dua ettik, çok ağladık çıksınlar diye ama olmadı. ne yazık ki çok sevdiği eşiyle beraber gittiler. huzur içinde uyusunlar.

    hoşça kal ali, hoşça kal bodom. var olduğumuz sürece adını yaşatacağız.
  • 584
    arkadaşlar son güncellemeyi geçeyim. çok büyük bir kolon var ve bu kolon içeriye girmeyi engelliyor. iskenderun'daki en güçlü vinç şu an ali'nin evinin önünde ama o da yetersiz kalıyor fonksiyonel olarak bu yüzden kolonu yerinde keserek parça parça kaldırmaya çalışıyorlar. kaldırırken de diğer kısımlara baskı yapıp alttaki insanları etkilemesinden korktukları için çok hassas davranıyorlar. sabır diye diye benim de sinirlerim bozul ama gerçekten sabır.
  • 504
    depremden yaklaşık 30 saat sonra enkaz altından çıkarılabilmesi için her koç taş'ta binlercesi bulunan hilti aletinin sonunda geldiği müjdelenmiş bahtsız kardeşimiz.

    bakın vinç falan değil. hilti.
    30 saatte bir adet hilti.

    hayatta kalırsa devlete rağmen hayatta kalacak bir aile.
    bunu hak etmediniz.
    içimiz kan ağlıyor. göçük altında sağken marifetmiş gibi selanızı size dinlettikleri yaşam umudunuzu elinizden aldıkları için, bu devlette canınızın-canımızın bir kıymeti olmadığı için, acılarınız için, bir umut üzerinde tonlarca ağırlıkla devleti bekleyen 10 binlerce yurttaşımız için...

    çok ama çok üzgünüz.
    lütfen sen ve sevdiklerin hayatta kalın.
  • 1130
    sabahtan beri bodom için ne yazsam, ne yazabilirim diye sözlük ekranına bakıyorum.

    kendisiyle hiç tanışmadım. birkaç kere sosyal medya aracılığıyla konuştum. yıllarca sözlükteki entrylerini, tivitlerini, facebook paylaşımlarını, alt lig sendikasındaki yazılarını gülümseyerek okudum. zeki ve komik biriydi. iyi bir galatasaraylıydı. solcuydu.

    insan hiç tanımadığı biri için göz yaşı döker mi? döküyormuş.

    yattığın yer incinmesin.
  • 1038
    bundan epey zaman önce lise yıllarımda elime bir sweetshirt geçmişti. muhtemelen kargocu osman abimin ihtiyaç fazlası ürünleri dağıttığı bir kamyondan.

    fermuarlıydı, siyahtı. arkasında bir azrail orağı, kırmızı bir tema ile "children of bodom" yazıyordu. ergenlikte ağır metalciydim ve ergen olmanın getirdiği asilikle böyle sweet'leri çok severdim. o kadar "metalci" olmama rağmen hiç duymadığım bir gruptu ve madem sweet'ini giyeceğim dinleyeyim bari dedim. önce bodom ne demek onu araştırdım. internet vs. o yıllarda hatay'daki-maraş'taki-adıyaman'daki gibiydi. adı var, kendi yoktu...

    finlandiya'da bir gölmüş bodom, öğrendim. bodom'un çocukları da oralardan yeşermiş, bir grup olarak adını almış gölün.

    çok sert müzikler yapıyorlardı ve elektro gitarın anasını ağlatıyorlardı. brutal vokal o dönem yine aşık olduğumuz bir yaklaşımdı müziğe. benim bodom'la tanışmam işte o sweet'le oldu.

    o sweet'i hiç çıkarmadım bir dönem boyunca. din kültürü öğretmenim şeytan mısın sen dedi. azrail, kan, orak... herkesin yüksek notlar aldığı dersten zar zor geçtim o sweet yüzünden. hatta bir seferinde başımız boş kalmıştı din kültürü sınavında ve herkes kopya çekmişti. bütün sınıf 95 ile 100 arası not aldı. ben bodom sweet'im yüzünden 85 aldım.

    nickini her gördüğümde bu anılarım gelirdi aklıma. daha evvelden... "aha bizden biri" hissini bilir misin? işte o insani, doğal bir yakınlık kurar anılar hemen. childofbodom nickini gördüğüm anda ısıtıverir içimi bu hisler. tanışsaydım kendisiyle önyargılı şekilde severdim eminim. bodom'un çocuğundan ne zarar gelecek diye düşünürdüm. bizim oraların çocuğu der gibi...

    tanışmadım, ama çok sevdim. güzel uyu bodom'un asi çocuğu. unutulmayacaksın...
App Store'dan indirin Google Play'den alın

Güvenlik hatası! (Ref)