gün itibariyle 31 yaşını doldurmuş olan eski oyuncumuz.
daha hiçbir şey yerinden oynamamış, her şey yerli yerindeyken hayal ederdim. dört senelik sözleşmenin 2 senesi geride kalırken, kalan o iki sene o kadar az gelirdi ki. 36 yaşına kadar yol biçerdim kendimce futbol yaşantısı için ona, o kadar az gelirdi ki. futbolu bizle bırakacağını, en son bize selamı çakacağını, en son bizim onu alkışlayacağımızı, futbola elvadasıyla sarı kırmızılar içinde buluşacağını düşündüğüm zamanlardı. az gelirdi kafamda bizle olacağını tahmin ettiğim yılların sayısı. sanki bir soluklanma kadar.
peki şimdi?
hayale bıraktı düşünceler yerini, düş düşü çağırdı kayboldu buralardan.
peki şimdi?
(gbkz: dalga kıransız bir çocuk bütün limanlar, kahramansız bir film gibi solar romanlar).
*peki şimdi?
bir yerlerde canı yansa canı yanacak;
bir yerlede kırılsa un ufak dağılacak;
bir yerlerde kaybolsa çıkıp delice arayacak;
bir yerlerde mutlu olsa sevinçlerini paylaşacak birileri var hala buralarda...
ama hala az geliyor
sihirbaz! seni en fazla 5-6 sene izleyebilecek olmak. evet sarı kırmızı içinde değil; evet bu toprağın üstünde, bu havanın altında değil belki. olsun az geliyor işte. dedim ya soluklanma kadar.
ama sen bir soluklanmamıza bile izin vermiyorsun. günler geçip gidiyor, sen hala futbolu susuz bırakıyorsun. her gün biraz daha azaltıyorsun soluklanmaların süresini. hadi artık oyna şu oyunu yeniden. hadi artık soluklanma vakti, yeter yorulmalar. alkışlasın artık birileri seni tekrardan. ve dilerim ki; bir daha hayatın boyunca burdaki güzel günlerin gibi hiçbir şeyin yarım kalmasın.
feliz aniversario...