• 71
    şimdi bir insan düşünelim. daha doğmadan galatasaraylı bir ailenin çocuğu olacağını programlamış, ailesinde bir tane başka takımı tutan yok, amcası, dayısı falan aşk acısına dayanamamış gitmiş fenerli bir kadınla evlenmiş, bu da yengesi ölünce göbekatangilllerden, oh bir fenerli eksildi diye. okula gitmiş, galatasaralı olmayan bütün hocalarından nefret etmiş, arkadaşlarını sadece galatasaraylılardan seçmiş. mezun olmuş, yaşı gelmiş oy kullanmış, oy verme kriteri en çok galatasaraylı hangi partide var. aşık olmuş kız babaeskisporlu çıkınca ayrılmış, acısı hala içinde. siyaset, rüşvet yolsuzluk, demokrasi, geçim derdi, iş güç hiçbirisi yok hayatında. patronsa sadece galatasaraylı çalıştırıyor, çalışansa önşartı patronunun galatasaraylı olması. adamın dünyası galatasaray. haftada bir galatasaray maçı olduğunda televizyonu açıyor, onun dışında boş zamanları hep internette minternette eski maç videolarını aramak. şimdi insan dedik de bu hayvanoğluhayvanın, ben gözüm yanıyor diye bağırırken, yanımda karım baygınlık geçirirken, siyah beyaz atkılı yarım yaşındaki bir çocuğun koşarak yanıma gelerek gözümüze süt dökmesinin manasını anlayabilmesi mümkün mü?

    galatasaray pekçok şey olabilir ama galatasaray hiçbir zaman herşey değildir. mesela benim için türkiyeyi kimin yönettiği galatasaray futbol takımının küme düşmesinden daha önemli. fenerli bir can dostum var. onun hayatı selçuk inanın hayatından daha önemli. kendi kazandığım para geçindirdiğim ev galatasarayın 2014 bütçesinde daha önemli, ben yerde gözüm diye kıvranırken yanıma gelip gözüme süt döken yarım yaşındaki beşiktaş atkılı çocuk da ultraaslanın tamamının karesinden daha önemli.

    çarşılı değilim ya da ultraaslanlı değilim allaha şükür galatasaraylıyım ama bu çarşıya saygı duymama engel değil. şu anda da hayatımda kafama en son taktığım şey şike. şike zurnanın son deliği. etrafınızda neler oluyor farkında değilsiniz heralde. (bkz: 17 aralık 2013 badem idman yurdu pensilvanyagücü maçı)
  • 9
    çanakkale savaşında 2 günlük ateşkeslerde anzaklara sigara, konserve, su atan atalarından feyz alan galatasaraylılardır. pek tabi sonrasında geçmişe sünger çekersin ya da gfb sefa ua veysel abilerini örnek alıp ortam birlikte maç izlemeye müsait değil safında yer alırsın. o senin bileceğin iş.

    ama şimdi müsade et yere düşmüş beşiktaşlı kardeşimi yerden kaldırayım su içirip yarasına atkımı sarayım.

    edit: başlık tehlikeli ve spekülasyona açık. çarşıyı takdir eden galatasaraylı daha doğru olabilir. ya da bazı çevreler ne kadar düşmanlık tohumları ekmeye kalkarsa o kadar kardeş olmaya çalışacak galatasaraylı olabilir. 2. seçenek karakter sınırına takılırdı gerçi ama işin özü bu. yoksa beşiktaşlı olduğumuz yok gençler. konuyu saptırmayalım. bizi yalnız bırakanlara inat birlikte yürüdük beşiktaşlı kardeşlerimizle olay budur. bir de rahat bırakırlarsa şiddet sona ersin istiyoruz. düşman olmayalım artık istiyoruz. başaramazsak yine çatışırız. şimdilik dostluksporlu galatasaraylılarız. geçmişe sünger çekelim diyen galatasaraylılarız. çarşı, 12 numara farketmez.
  • 49
    yeni moda. girin bakın sosyal medyaya onlarca yazı var. ben şu takımlıydım artık çarşılıyım, beşiktaşlıyım diye. bunların içinde galatasaraylıların sayısı azınsanmayacak kadar çok. bunların bir alt modelleri ise sempatizan. çarşı hayranı. galatasaraylıyım hala ama çarşıyı çok seviyorum diyen tipler.

    allahtan çarşı yerine gfb falan yapmadı o direnişi. yoksa düşünsene bir sürü galatasaraylı şimdi aslında şike yok, hepsi cemaatin oyunu, küresel bir komplo. fenerin barcelonayı yakalamaması için yapıldı bunlar falan diyebilirdi.

    benim bu arkadaşlara tavsiyem gidin çarşının arasında bir kaç maç izleyin. hep birlikte bağırın, bu ülkeye şikeyi galatasaray getirdi, 8-0 ühühühü, ali sami yenin amk diye. çarşıya olan aidiyetiniz gelişir böylece.

    daha 12 numara ile omuz omuza yapılacak, bu sene çok yoğun geçecek belli.
  • 68
    ne sövüldü be. yazmayayım dedim ama, ne sövüldü arkadaş.
    kendini böyle nitelendiren arkadaş var mıdır bilmiyorum, ancak bu yakıştırma sadece sövgü aracı oldu be.

    sizleri yaz başına döndürmek isterim sevgili sövücüler.
    yıllardır baskı gören, hayat tarzına karışılan, yediğine, içtiğine, seviştiğine müdahale edilen halk, önce çevre duyarlılığı, ardından da özgürlüklerine getirilen kısıtlamalar nedeniyle ayaklandı.

    bakın, ayaklanma basit bir iş değil. organize edilmeden, herhangi bir siyasi partinin boyunduruğu altına girmeden, bir millet ayaklandı.
    sonra dövüldü o millet, eziyet gördü.

    toma geçti lan üzerinden.ayak serçe parmağını sehpa kenarına çarpsan saatlerce gözlerin dolar evde.
    o adamların üzerinden kaç tonluk alet geçti.
    destek oldular birbirlerine. dalga dalga yayıldı bu birlik.

    kimse takım ayırmadı. "senin rengin neden sarı kırmızı, sen neden beşiktaş formalısın, senin neden lacivertin var?" denmedi.
    birbirine stadyumlarda söven insanlar, baskıcı rejime karşı birlik oldular.

    hiç unutmuyorum, arkadaşlarla tatildeydik o vakitler. ama kimse tatili düşünmüyor, internetten olan bitene hakim olmaya çalışıyordu.
    bir anda haberlere düştü, "(gbkz: polis tarafından alınan fenerbahçeli taraftarları, galatasaray formalı taraftarlar kurtarmıştı)".
    çarşı grubu, marşlarla gezi parkına giriyordu.

    ben çarşı sempatizanı falan değilim, fenerbahçe tribünleri ile de işim olmaz. ama burada bir şeyin altını çizmek isterim.

    forma ile meydanda yer almak farklı; bir de eşşek kadar tribün grubu adının olduğu flamalarla orada olmak farklı.
    hükümete, açık açık, "bak biz buradayız, senin karşındayız" dedi adamlar. şimdi bunu gören ben, öldürülen vatandaşlara ağlayan ben, kör olan gençleri düşünen ben, çarşı'ya neden söveyim bu konuda?

    ya da tut ki bir galatasaraylı, formasının arkasına çarşı yazdırmış. zaten bu başlık da bu fotoğraftan çıkmadır.
    bu kadar sövecek, bu kadar kızacak ne var ki birader? o zamanlarki birlik psikolojisinden olamaz mı?

    bırak yapsın, o adam galatasaraylı değil mi?
    acaba o adam gazdan bayılmışken, beşiktaşlı bir arkadaşı onu ezilmekten kurtarmış olabilir mi?

    adam dışarda çarşılı arkadaşıyla bira içiyor, fenerbahçeli dostuyla akşam yemeğine çıkıyor, trabzonlusuyla balığa gidiyor;
    ama sözlüğe gelince ana avrat düz gidiyor.
    sosyal hayatınızda hiç yok mu kardeşim, sapına kadar galatasaraylı olup da direnişte çarşıyı takdir eden?
    aşağılıyor musunuz? sövüyor musunuz? biraz vicdanen bakamıyor musunuz?

    romantik miyim? galatasaraylı değil miyim?
    önce bu halk derim, ezilen adamın elinden tutan adama saygı gösteririm.

    adı "çarşılı galatasaraylı"ya çıkmış bile olabilir bu insan.
    umrumda değil. çünkü, önce niyet...
  • 12
    bu konuda en muhalefet adamlardan biriyim...
    ben hem busporlu hem şu sporluyum demenin alemi yok...
    tribüne barış gelmiş refah gelmiş....
    öyle bir anlatıyorsunuz ki sanırsam normal günde fenerli formasını giyen bjkli formasını giyeni darp ediyorduk da kavga çıkarıyorduk...
    esas birleştirici unsur kendi takım formanı çıkartıp milli takım formanı giyerek orada olmandı....
    yere düşen insan yaralı insana yardım etmek insani duygudur...
    üzerinde gs forması hariç başka bir forma varsa diye yardım etmiyorsan zaten ben utanırım senin adına...
    takmışsınız ultraslana arkadaşım sizin derdiniz artık üzüm değil bağcıyı dövmek olmuş...
    gelmiyor adamlara meydana ama tekyumruk orada ona katılsana...
    gene bjklisiyle fblisiyle kafkafıyla tslisiyle bursalıysa dost ol...
    ama birisi yazmıştı aidiyet hissetmiyorsun niye kendini beklentiye sokuyorsun...
    netice itibariyle bu tarz açıkça söylüyorum şovenist bir tutum içinde olamayacağım...
  • 72
    ben daha 21 yaşımdayım bu tarz konularda birçok şey görmüş-geçirmiş abilerim ablalarıma karşı saygısızlık yapamam.

    en azından kendim hakkında özet geçeyim;
    adım sergen ve babam beşiktaşlı olduğu için koymuş bu ismi. yani bir dönem her beşiktaşlı babanın çocuğuna metin-ali-feyyaz ismini koyduğu dönem geçip yeni bir yıldızlarının olduğu zamanlar. babam öyle fanatik değildir. izmir derbilerinde maçın 10. dakikasından sonra tuvalet pencerelerinden stada girişini anlatır hep. futbolu izmirde sevmiştir. itiraf edeyim 2-3 yaşlarımda üstünde kocaman beşiktaş arması ve altında sergen yazan örme kazakla fotoğraflarım bile var.
    ha ben kendimi bilmeye başladığımda sarı-kırmızı-aslan-cimbom-gaasssaray-bülent-hakan-terim simgeleri ile kendimi bütünleştirdim. öyle büyüdüm yani.
    ama babam şunu öğretebildi bana. gaasssaray ayrı şey atatürk-türkiye-cumhuriyet ayrı şey.
    hiçbir zaman da atatürk şu takımı tutmuş, bunu sevmiş, şu yılda şurayı daha çok ziyaret etmiş gibi takıntılarım olmadı. anlamsız geldi.
    lisenin bir kısmını o öve öve bitirilemeyen tarihi olan, ama boktan karşıyaka lisesinde geçirdim. ders çıkışında çarşıya bir çıkardık. izmirli p.çler istanbulu destekler diye bağıranların arasından geçip otobüse giderdim. içimden de sürekli küfrederdim. ama konu atatürk olunca, türkiye olunca bütün izmir alsancakta toplanır gülerek, eğlenerek, bağırıp çağırarak zaman geçirirdik. kimin hangi takımı tuttuğu belli olmazdı.
    bu gezi olaylarında da aynısı oldu. kıbrıs şehitlerine gider orada karşıyaka ve göztepe taraftarlarının kurduğu çemberin içinde galatasaray atkımla-formamla onlarla omuz omuza dururdum.

    sonuç olarak ahkam kesemem ama şunu demek istiyorum. o an geldiğinde hangi takımlı olduğunu unutamıyorsan, ben seni anlayamıyorum.
    nasıl zamanında her kökenden insan ülkesini savunmak için omuz omuza savaşabiliyosa, sen de omuz omuza diren kardeşim. sadece farklı takımı tutuyorsun. bu demek değil ki maça gittiğinde kardeş kardeş duracaksın. bu futbolun kitabına aykırı bir kere. ama sedece futbolda aykırı bu iş. dışarıda değil.
    çarşılı falan değilim, çarşı sempatizanı da değilim. çarşı kim abi ben orda özgürlüğünü savunan insanlar görüyorum. konu buysa tepkim budur.
    ama deplasmanlarında maç yaparız adamlar sahaya girer eboue'ye dalmaya çalışır. bilmemkaçbin kişi sahaya dalar maçı iptal eder. orda burda ezikliğinden kurtulmak için saçma hareketler yapar. tribünde hap-ot satar, bilmemne çeker. o an geldi mi onları amına koyayım.
    iş türkiye ise de çarşıyı tanımam o benim için memleketlimdir. iş futbolsa da çarşıyı tanımam o sadece pisliğin teki bağımlılardan biridir.

    o kadar uzun yazdım aslında tek cümleyle de özetlenebilirmiş şimdi farkediyorum.

    çarşının amına koyayım sana bir şey olmasın abi.
    not: bornovalıyım.
  • 20
    eylemlerin başından beri eylemlere katıldım. bir kez bile galatasaray forması giymedim. zira önemli olan hangi takımlı, hangi partili, hangi okullu veya hangi fraksiyondan olduğun değil, neye karşı olduğundur. o kitleleri bir gruptan olduğu için sevmiyoruz, doğruyu savunduğu için seviyoruz. ben isterdim ki; alanda hiçbir parti, şahıs veya ideolojinin pankartı, resmi ve yazısı olmasın. biji serok apo diye bağıranlar ne kadar yanlış yaptıysa, mustafa kemal'in askerleriyiz diyenler o kadar hata yaptı. o alandaki özgür insanlar kimsenin reklamını yapmak için toplanmadılar, kimsenin askeri değiller. o alandaki tarafsız insanları kendi tarafına çekme amacı taşıyan girişimler, eylemin geleceği ile ilgilenmek yerine kendi ideolojisinin geleceği ile ilgilienen kariyerist örgütlenmelerin işidir. çarşı da kariyerizm yapmıştır. bununla beraber siyasi partiler kadar da mide bulandırıcı değildir. tribün insanı genellikle apolitiktir ve arma sevdalısıdır, kendi armasını öne koymak en önemli hedefidir. ama sırf çarşının öne çıkışı sebebiyle kendi değerlerini yok sayarsan bir kaç gün sonra pişman olabilirsin. senin renk aşkın istediğin zaman değiştirebileceğin birşey olsaydı her sene başka bir takım tutabilirdin. o sempati duyduğun insanlar demokrat özellikleri ile ön plandalar, çarşılı veya beşiktaşlım olmalarıyla değil. "ya allah, bismillah, allahuekber" diye bağıran, eboue'ye maymun sesi çıkaran, sahaya dalıp futbolcu dövmeye çalışan, ana avrat küfür eden insanlar ile o barikkatta çatışan insanlar aynı mı? e o pislik yapanlara da sorsan çarşılıyız der? bu iki ayrımı yapıp, çarşı'nın demokrat grubuna saygı duymak yeter bence. bırakalım galatasaraylılar yine galatasaraylı olarak kalsınlar.
  • 26
    https://fbcdn-sphotos-g-a.akamaihd.net/...691_1098892098_n.jpg

    şu pankartı asmak için canını tehlikeye atan adam kadar güzel adamdır. sahada ölümüne galatasaraylıdır rakibine sahada düşman, saha dışında ise ülke menfaati için rakibiyle bir yürek olmasını bilebilen adamdır.

    stadı paylaşalım beşiktaş gol attığında sevinelim demek ne kadar fazla romantikçe olsa da, en azından çarşının daha organize olduğu direnişte galatasaraylı olarak egosunu takımını bırakıp isme renge bakmadan destek olabilmiş rakibiyle aynı bayrak altında yürüyebilmiş galatasaraylıdır.
  • 74
    uyduruk delillerle tutukluluk adı altında hayatları karartılan askerler için bağırdık faşist olduk.
    "havaya" edilen ateş bahanesiyle kasten öldürülen medeni için bağırdık pkk sempatizanı olduk.
    elinde taş bile olmayan ethem kasten öldürüldüğünde bağırdık dış güçlerin maşası olduk.
    başörtüsüyle üniversiteye giremeyenler için bağırdık gerici-cumhuriyet düşmanı olduk.

    şimdi bakıyorum, o insan demeye bin şahit, o devletin özel güvenlik görevlisi, o kara cahil, koruması gereken insanları düşmanı olarak gören, cani, biyolojik atık polislerden beraber gaz yediğim yanımdaki adamla yoldaşlık ettik diye "baskı kendine dönünce özgürlükçü" olmuşuz, aşk yaşıyor olmuşuz.

    şimdi öncelikli olarak o her boku sekse bağlayan afacan ağızları, o içeriği ile, düşündükleri ile, yetiştikleri yer ve şekiller ile, savundukları ile, savunuş şekilleri ile, bildikleri ile, bilmedikleri ile, dünyaya karşı duruşları ile ilgili olarak en ufak bilgi sahibi olmadığınız insanları da "ha akpli fenerli ha gezici" diye fikretmeyi bir kenara bırakacaksınız.

    hiçbir şekilde, zahmet edip aralarına karışmadığınız insanlar hakkında konuşamazsınız.
    aralarına karışmadığınız diyorum çünkü aralarına karışmanıza rağmen böyle çıkarımlara ulaştıysanız, çok işimiz var demektir.

    ezilene karşı benim yanımda yer aldıysa, ezilene karşı benimle beraber başkaldırdıysa fenerli de candır, beşiktaşlı da.

    despotlara itaat, büyük bir günahtır.
    haksızlığa karşı sessiz kalmak, büyük bir günahtır.
    zalimin zulmüne sessiz kalmakla kalmayıp sessiz kalmayana iftira atmak büyük bir günahtır.

    hadi diyelim inancın yok, ayıptır.
    hadi diyelim ayıp bilmezsin, onursuzluktur.
    hadi diyelim onur bilmezsin, insanlığa karşı bir suçtur.

    hiç girmeyi istemediğim toplardı bunlar ama, tepkisiz kalamadım...

    edit: ankara'da hiçbir organize atağımız olmadı. hiçbir takımın taraftar grubunun olmadı. bu söylediğim özellikle olayların başladığı ilk 1 hafta için geçerli. sonra sonra arttı biraz. biraz da ankaragücü taraftarı vardı ki onlar da çok organize değildi.
  • 75
    tam olarak öyle olmasam da, tekyumrukdışında bütün galatasaray taraftar gruplarından sempatik baktığım oluşumdur çarşı. devlet meselelerinde mamalandıkları mercilere göre hareket eden ultraslan, (bkz: gfb) gibi omurgasız gruplar gibi davranmamış, halkın yanında olmuşlardır. he yanlışlıkları yok mu? hem de mide bulandıran yanlışları var. ama en azından takdir edilesi özellikleri de var. diğerleri gibi** neresinden tutarsan tut elinde kalan bir avuç çapulcudan ibaret değiller. he bunlar da var aralarında, ama bunlar da var;

    https://twitter.com/...s/417658814624587777

    http://webtv.hurriyet.com.tr/...-parki-olaylari.aspx

    http://webvideohaber.hurriyet.com.tr/...3_0335_480p_wmp4.jpg data-type="resim">

    http://www.youtube.com/watch?v=Qn9cKo-KJLE

    http://www.youtube.com/watch?v=a1oe3YVpSk4

    üzgünüm. taraftar grubu olmak sadece kareografi, tezahürat değil. bunlara indirgendiğinde zaten bende çarşıdan nefret ediyorum. taraftar grubu bir nebze kamuoyu vicdanı olmalıdır. her şeyden önce belli meselelerde omurgalı olmaktır.

    not: daha önce çarşı üyesi beşiktaşlılar tarafından tartaklanmış, sözlü tacize uğramış bir galatasaray taraftarıyım. ama pire için yorgan yakmam.
  • 11
    gülmekten kendimi alamadığım oluşum bir de çanakkale savaşından örnek veren arkadaşlar olmuş. '' bırak ta yere düşen beşiktaşlı kardeşimi kaldırayım'' yazan arkadaşım yere düşen beşiktaşlı arkadaşını kaldırma, yere düşen fikir arkadaşını kaldır. futbolu alet etme, galatasaray'ı alet etme. stadı ortak kullanalım dediklerinde neden yaygara çıkarıyordun peki ? tamam o zaman böyle bir ortam yoktu ama nasıl o kadar düşman olabildin ? futbol başka bu konular başka saçma sapan işlere girişip de ortalığı iyice bulandırmayın.
  • 79
    https://eksisozluk.com/entry/50866057

    bu ne amk ya! ödünç tiner mi verdiler??

    --- alıntı ---
    bir galatasaraylı olarak bu sene şampiyon olmayı hak ettiğine inandığım ve olmasını istediğim kulüp.

    hak ediyorlar çünkü; koca sezon bir maç bile iç sahada oynamadan buralara geldiler ve tüm takımlardan daha çok maç oynadılar.bir de arada liverpool'u elediler.

    istiyorum çünkü; gezi olaylarında delikanlılığın kitabını yazan çarşı mutlu olsun istiyorum.

    yemişim 4. yıldızı, yürü be kara kartal!

    --- alıntı ---
  • 50
    hem her galatasaraylı ultraslan değildir der. hem de ultraslan'ın siyasi tavrından rahatsız olup başka bir takımın kolpa taraftar grubunun genelinin siyasi düşüncesi kendisine uyuyor diye çarşılı'yım der. hem de kendi siyasi görüşüne uyan tekyumruk adlı gayet samimi bir taraftar grubu orada duruyorken; hem de aynı tekyumruk, galatasaraylı iken...

    akıl, fikir...
  • 56
    taksim'de omuz omuza durduğum kimseye hangi takımlısın diye sormadığım gibi, kurucumuz ali samiyen'e ana bacı küfür eden ibnelere de faşizme karşı mısın diye sormam.

    memleket sevdası ayrıdır. arma sevdası ayrı.

    taksimde, istiklal'de, akaretlerde, beşiktaş'ta gazı beraber yedik. hep beraber!!! do yu andırstend mi?

    neyse...

    çarşılı galatasaraylıların yolu açık olsun. ne benim kendileriyle ne de kendilerinin benle işi olur...
App Store'dan indirin Google Play'den alın