• 68
    ne sövüldü be. yazmayayım dedim ama, ne sövüldü arkadaş.
    kendini böyle nitelendiren arkadaş var mıdır bilmiyorum, ancak bu yakıştırma sadece sövgü aracı oldu be.

    sizleri yaz başına döndürmek isterim sevgili sövücüler.
    yıllardır baskı gören, hayat tarzına karışılan, yediğine, içtiğine, seviştiğine müdahale edilen halk, önce çevre duyarlılığı, ardından da özgürlüklerine getirilen kısıtlamalar nedeniyle ayaklandı.

    bakın, ayaklanma basit bir iş değil. organize edilmeden, herhangi bir siyasi partinin boyunduruğu altına girmeden, bir millet ayaklandı.
    sonra dövüldü o millet, eziyet gördü.

    toma geçti lan üzerinden.ayak serçe parmağını sehpa kenarına çarpsan saatlerce gözlerin dolar evde.
    o adamların üzerinden kaç tonluk alet geçti.
    destek oldular birbirlerine. dalga dalga yayıldı bu birlik.

    kimse takım ayırmadı. "senin rengin neden sarı kırmızı, sen neden beşiktaş formalısın, senin neden lacivertin var?" denmedi.
    birbirine stadyumlarda söven insanlar, baskıcı rejime karşı birlik oldular.

    hiç unutmuyorum, arkadaşlarla tatildeydik o vakitler. ama kimse tatili düşünmüyor, internetten olan bitene hakim olmaya çalışıyordu.
    bir anda haberlere düştü, "(gbkz: polis tarafından alınan fenerbahçeli taraftarları, galatasaray formalı taraftarlar kurtarmıştı)".
    çarşı grubu, marşlarla gezi parkına giriyordu.

    ben çarşı sempatizanı falan değilim, fenerbahçe tribünleri ile de işim olmaz. ama burada bir şeyin altını çizmek isterim.

    forma ile meydanda yer almak farklı; bir de eşşek kadar tribün grubu adının olduğu flamalarla orada olmak farklı.
    hükümete, açık açık, "bak biz buradayız, senin karşındayız" dedi adamlar. şimdi bunu gören ben, öldürülen vatandaşlara ağlayan ben, kör olan gençleri düşünen ben, çarşı'ya neden söveyim bu konuda?

    ya da tut ki bir galatasaraylı, formasının arkasına çarşı yazdırmış. zaten bu başlık da bu fotoğraftan çıkmadır.
    bu kadar sövecek, bu kadar kızacak ne var ki birader? o zamanlarki birlik psikolojisinden olamaz mı?

    bırak yapsın, o adam galatasaraylı değil mi?
    acaba o adam gazdan bayılmışken, beşiktaşlı bir arkadaşı onu ezilmekten kurtarmış olabilir mi?

    adam dışarda çarşılı arkadaşıyla bira içiyor, fenerbahçeli dostuyla akşam yemeğine çıkıyor, trabzonlusuyla balığa gidiyor;
    ama sözlüğe gelince ana avrat düz gidiyor.
    sosyal hayatınızda hiç yok mu kardeşim, sapına kadar galatasaraylı olup da direnişte çarşıyı takdir eden?
    aşağılıyor musunuz? sövüyor musunuz? biraz vicdanen bakamıyor musunuz?

    romantik miyim? galatasaraylı değil miyim?
    önce bu halk derim, ezilen adamın elinden tutan adama saygı gösteririm.

    adı "çarşılı galatasaraylı"ya çıkmış bile olabilir bu insan.
    umrumda değil. çünkü, önce niyet...
App Store'dan indirin Google Play'den alın