taraftarın, özellikle yeni neslin her haklı eleştirisinde savunma kalkanıymışçasına kullanılmasına ayar olduğum söz öbeği.
14 sene şampiyonluk görememiş galatasaray taraftarına yakınmıyorum; 14 sene şampiyonluk görememiş galatasaray taraftarının bir kısmının bunu sürekli ajite etmesine, 14 sene şampiyonluktan mahrum kalmış olmayı bir övünç kaynağı olarak gören kitlenin işi başka yönlere çekmesine anlam veremiyorum.
buraya nereden mi geldim?
özer saraçoğlu 31 ağustos 2018'de şöyle bir tweet paylaşmış kendi twitter hesabından:
---
alıntı ---
16 yıl şampiyonluk görmediğimiz yıllarda sosyal medya olsaydı bugün bizim kulüp kalmazdı, bugün onu anladım. biz ne sevmişiz, ne bağlanmışız, nasıl aşık olmuşuz bunu anladım bir daha.
---
alıntı ---
yazdığının ironi olmadığını düşünerek; saraçoğlu ve saraçoğlu gibi düşünenlerden bahsediyorum. bayıyor beni bu "biz böyle aşığız işte renklere" edebiyatı. o zamanlar sosyal medya diye bir oluşum olsaydı belki de şampiyonluk için 14 sene beklemeye gerek kalmazdı, kim bilir... galatasaray taraftarının sosyal medya gücü olmasa son yıllarda atılan şampiyonluk çentiklerinden birkaçı yoktu şu an. bunun bilincinde olabilmek lazım.
https://youtu.be/tI3qKmMc6LQ bugün denk geldi, "14 sene içinde onu dövdük, bunu dövdük, metin oktay'a bile sardık" yazanlar. bunu bir gurur rozeti olarak yazanlara ithafen; iyi bok yediniz allah'ın magandaları, alkış! büyük taraftarlık holiganizmle doğru orantılı bir şey ne de olsa, yersen.
ara ara konudan saptığımın farkındayım ama doluydum bu konuda sözlük...