medyanın yıllardır verdiği aragazlarını çok büyük ustalıkla alan yazarlardır.
öyle gözümüz kör ediliyor, öyle yanlış hedeflere saptırılıyoruz ki,
onlar kimi kurban etmemizi istiyorsa onu kurban ediyoruz. tamam, bakın istediğinizi söylüyorum,
hagi iyi bi teknik adam değil, eyvallah. ama zannediyor musunuz ki, hagi gidince tüm sorunlar çözülecek? hayır, hiçbirisi çözülmeyecek, nasıl farkına varılmaz bunun anlamıyorum. aynen
mustafa sarp gidince,
ayhan gidince,
barış gidince,
serkan gidince,
hakan balta gidince, kaleye
ufuk geçince, kaleye
zapata geçince, kaleye
buffon geçince, fenere
türk telekom arena'daki ilk maçta 7 atınca hiçbir sorunun çözülmeyeceği gibi.
vay arkadaş. medya
skibbe takımı iyi çalıştırmıyor diyor, hooop skibbe'nin üstüne çullanmaca başlıyor. birileri
arda sinema kapattı bakın diyor, başka birileri arda'ya ulan diyor, başka birileri arda bu takımın kaptanı değil diyor, koş koş arda sikertmece varmış deyip koşturuyoruz.
rijkaard kadrom kalitesiz derken arada kaynıyor, sonra birisi çıkıp rijkaard'ın b planı yok, rijkaard futbolu bilmiyo diyor, lan başlarım sistemine, kimse
galatasaray'dan büyük değil, siktir git rijkaard oluveriyor
rijkaard forever'ın ismi.
oysa bazen birileri yazmadan yazıyoruz burda, mesela hakemler ilk yarı çok puanımızı çaldı yazıyoruz. ama o
birileri bu konuyu hiç konuşmayınca kapatılıveriyor üstü. ya da
adnan polat'ın başbakan için söylediklerini eleştiriyoruz, ama birilerinin işine gelmeyince çok da uzun sürmüyor bu eleştiri.
artık düşünün azıcık, lütfen düşünün. düşünün de sorunun ilk nerde olduğunu, ilk neyi eleştirmeniz gerektiğini iyi belirleyin.
biz
tüneldeyiz, ve mesanemiz öyle dolu ki, bulmuşken karanlık tüneli hala işiyoruz. o tünelin ucu falan yok, takımı bu durumdan kurtaracak tek adres olan
galatasaray taraftarı uyanmadıkça.