• 1877
    bunlar daha iyi günleri.
    geçtiğimiz hafta fenerbahçe maçının psikolojik ağırlığı ve kritik oyuncularını kaybetmelerinin ardına hafta içi cl maçı ve ardına gelen trabzon maçını kaldıramayacakları çok açıktı trabzon biraz akıllı davransa 3 puan alması işten bile değildi.
    benzer bir süreç daha yolda milli maç sonrası 13 ekim gençlerbirliği, 17 ekim monaco ve 23 ekim başakşehir ile oynayacaklar, bu seriden de en kötü ihtimalle 2 puan kaybedeceklerini düşünüyorum.
  • 1878
    mantalite ve futbol anlayışı olarak bize benzer top oynayan trabzonspor karşısında özellikle maçın 2. yarısında varlık gösterememiş takım.
    trabzon takımına göre daha iyi bir takım olduğumuz göz önüne alınırsa bunlarla yapacağımız maça sakat/ceza olmaksızın ideal kadroyla çıkarsak o maçı domine ederiz. bu kadar net.
    sadece talisca denen adam gerekirse adam adama savunulmalı ve nefes aldırılmamalı.
    gerisi zaten kendiliğinden gelecektir.
  • 1879
    https://mobile.twitter.com/...247297839104/video/1

    bakalım burada oyuncularının sille tokat dalmasına, boğaz sıkmasına, rakipten gelen herhangi bir tahrik olmamasına rağmen olay çıkarmalarına yetkili kurumlar nasıl tepki verecek? daha doğrusu tepki verebilecekler mi?

    vaktinde ayhan akman'ın tv görüntülerinden 3 maç, felipe melo'nun yaptığı retweetten 2 maç, yine melo'nun hiçbir yerde ispatı olmayan tükürükten 4 maç ceza aldığını -ki bu cezaların ikisi mevcut federasyon dönemindeydi- gördük. buradaki olay sahanın doğrudan içinde, hakemler ve yetkililerin gözü önünde gerçekleşiyor; görüntüler de sabit.

    olaydan bağımsız, şunu net olarak görüyoruz; beşiktaş futbol takımı o kadar şişirilmiş ki oyuncuları kendi aleyhlerinde gelişen yahut geliştiğini düşündükleri en ufak vak'ada inanılmaz tepkiler veriyorlar. sanki yenilmezler ordusu kurulmuş, fatih'in yeniçerileri, hasan sabbah'ın fedaileri, timur'un filleri, cengiz han'ın askerleri, kürşad'ın delileri, batiatus'un gladyatörleri, polat alemdar'ın adamları, aslan akbey'in elemanları biraraya gelmiş de mağlup olması imkansız bir takım oluşturulmuş gibi bir hava var. yenilen gol, kaybedilen puan vs. hepsi dış mihrakların karanlık oyunu gibi görülüyor. bu şişirilme, psikolojiyi tamamen bu noktaya getirmiş. o yüzden olumsuz bir durumda inanılmaz bir tepki baş gösteriyor. dünkü maçta* olay yokuşlu'nun bir faul ya da el pozisyonu vardı yanlış hatırlamıyorsam, bir anda fırat aydınus'un etrafı siyah beyaz karınca yuvasına döndü. hakem üzerinde baskı oluşturmak futbolun bir parçası, kabul ama beşiktaş'ta bu futbolun öznesi durumuna gelmiş vaziyette, o pozisyon bunu ispatlar nitelikte. bu durum da tamamen kendini yenilmez sanmanın sonuçlarından biri olarak düşünüyorum.

    yukarıdaki linkte paylaştığım olaya geri dönersek son derece normal bir puan kaybının ardından, ortada hiçbir şey yokken verilen bu aşırı tepki ve yapılan ahlaksızca davranışlar da bahsettiğim ruh halinin bir yansıması. bu denli "militarize olmuş" bir yapının uzun süre sağlıklı kalabilmesi pek mümkün görünmüyor.
  • 1880
    oyuncularının psikolojik olarak yıprandığı belli. maçlarda skoru bulamadıklarında çok geriliyorlar, hakemi de, rakip oyuncuyu da ezmeye çalışıyorlar.

    eğer milli maç arasından sonra zor durumdaki gençlerbirliği'ne karşı, 13 ekim 2017 gençlerbirliği beşiktaş maçında puan kaybederlerse bir kırılma yaşayabilirler ve bu durum avrupa maçlarını da etkileyebilir.
  • 1881
    yönetilmesi çok zor bir oyuncu grubundan oluşan takım. caner, quaresma, medel, pepe, tosic gibi psikopat, gökhan gönül gibi sinsi-hizipçi, negredo, talisca, lens, cenk tosun, adriano gibi egolu oyunculardan oluşuyor. bunların hepsinin düzenli oynama şansı da yok. yedek kalanlar olacak. oyundan 45'te alınan medel'in tepkisi ne olacak ? negredo oyundan alındıktan sonra kulübeyi tekmeledi mesela, quaresma zaten sürekli trip atıyor.

    şu ana kadar şampiyonlar ligi'nde 2'de 2 yapıldığı için bir problem çıkmadı. ama bu kadronun pamuk ipliğiyle bağlı olduğunu düşünüyorum. ilk alınacak hayal kırıklığı sonuç, üst üste gelen bir kaç puan kaybında vesaire beşiktaş çatırdayabilir. nitekim bunun emarelerini caner erkin anderson talisca kavgası'nda gördük.
  • 1882
    zamaninda fenerbahce'ye karsi tum lig takimlari birlesmisti. fenerbahce sampiyon olmasin da kim olursa olsun deniyordu. simdi aynen o yolda, muthis bir nefret cekerek ilerliyorlar. yalniz o donem; fenerbahce harcadigi paralar ve bazi saha disi simarik konusmalar yuzunden bu nefreti toplamisti. uefa kupasina tesaduf denmesi, alayiniz biz tek temali aziz yildirim konusmalari biraz da fener'in isine gelen hakem hatalari vs.

    bunlar ise nefreti simariklik, surekli aglama, cirkeflik ve ustune ustluk federasyon - kurullarca aciktan kollanarak cekiyorlar. senol gunes'in aglamalarindan, gokhan gonullerin, quaresmalarin, talisca'larin 3 senedir dokunulmazliklari, tahkim kararlari, ve tabi ki taraftarlarinin girdigi tek buyuk tripleri.

    arada bir fark var; fenerbahce o giderleri yaparken kendi elinde tuttugu olanak ve guce guveniyordu, bunlar ise sadece 2-3 kanaldan bulduklari destege guveniyorlar. ustelik basari gecmisi ve burokratik destek acisindan da bir degiller.

    kisacasi boyle aleni kollanma ve simariklikla nefret cekmeye devam ederlerse, inanilmaz bir cokus yasayacaklar. bir galatasarayli olarak ne soyluyorum; ne galatasaray ne de fenerbahce degiller, en basitinden ne fikret orman'in eli aziz yildirim* kadar uzun ne de arkalarinda oyle ya da boyle galatasaray lisesinin* bariz agirligi var.

    ozetle; bir camiaya basari ne kadar yakismiyorsa o kadar yakismiyor. taraftarindan yoneticisine, trollunden spor yorumcusuna.
  • 1883
    efendilik gibi olgularla herhangi bir takımı tarif etmek saçmalıktır. neye göre, ne şekilde bir tanım koydukları belli olmayınca üzerinden geyiklerin dönmesi de normal oluyor. bırakın spor müsabakaları gibi gerilimli ortamları, herhangi bir topluluğa bile böyle sıfatlar eklemek bünyesinde bir mantık barındırmıyor. topluluğun bir araya gelme nedeni efendilik midir mesela? efendi olmak için mi toplandınız? böyle bir gaye olmadığına göre amaç belli.

    bir sıfatı takmanın en temel sebebi, taktığınız topluluktan başka gruplara anti-sıfatı yapıştırmaktır. burada görülen de odur. beşiktaş aslında kendini "efendi" olarak addetmiyor; seni, beni "efendi olmamakla" damgalıyor. zaten sorun da burada başlıyor. yoksa efendi bir beşiktaş'ı herkes destekler. herkes alkışlar. ama niyet başka.

    caner-talisca olayı, şenol güneş'in küfürleri, gökhan gönül'ün tuhaflıkları falan derken...
    gördün mü bak? bir bakmışsın, efendilik "efelendik" olmuş.
  • 1884
    alvaro negredo'nun forma giymemesi ve oyundan çıktığı maçta koltukları tekmelemesi, caner erkin anderson talisca kavgası, tolgay babel kavgası gibi olaylar, fener derbisinden sonra trabzon'a da içeride puan verince fark da 5 olunca bir tutuşma durumu ve kaos hali belirdi.

    o kibirleri, kendilerini yüksekte görme halleri bir anda paniğe döndü. çünkü ilk defa karşılarında ürkecekleri bir rakipleri var.

    kadro kalitemizle ve oynadığımız oyunla "ne oluyoruz amk" dedirttik.

    şu anda kırılmaya çok müsaitler ve açıkçası bu milli maç arası biraz pansuman oldu beşiktaş'a. bu aranın dönüşünde puan olarak çok sıkıntılı bir konumda olan gençlerbirliğine, 13 ekim 2017 gençlerbirliği beşiktaş maçında puan kaybederlerse işte o zaman şenlik başlar. *
  • 1886
    melo bunları havada karada silkeleye silkeleye herifler melo tipindeki adamlara hayranlik duymaya basladi.

    nerde ne kadar kafadan sorunlu futbolcu var kadroya doldurmaya basladilar. ortaya da böyle futbol kalitesi yüksek olmasına rağmen yonetilmesi son derece zor bir futbolcu kadrosu çıktı.

    ligin ikinci yarısında çok zor deplasmanlari var. ilk yari bitmeden puan farkini kapatamaz ve ikinci yari ust uste 2 3 deplasmanda puan kaybederse, baskanindan futbolcusuna kulüpte herkes tuttugunu silkmeye kalkar. beter olun.
  • 1887
    bu aralar ete para vermeyen takımdır. diğeri hakkında bilgim yok.

    caner erkin anderson talisca kavgası, şenol güneş'in takım üzerinde otoritesi yok, şenol güneş istifa edecek, haberleri ile ayyuka çıkan takım içi huzursuzlukları şiddetli bir şekilde yaşamaktalar.

    2017 - 2018 sezonu özelinde konuşmak gerekirse, biz art arda gelen galibiyetler, oynanan heyecan verici ve hırslı futbol ile bahara giriyormuş hissiyatındayız. umarım onlar fırtınaya, kasırgaya koşar adım ilerlerken biz güzel günlere kavuşacağız.
  • 1889
    6 ekim 2017 türkiye izlanda maçında caner erkin, oğuzhan ve cenk tosunun dakika 70 itibariyle dilleri sarkmış durumda. sebebi de izlanda takımının fizik güce ve kondisyona dayalı sistem oyunu. allahın izniyle biz bu takımı sert ve güçlü, 90 dakika koşan oyunumuzla tokatlarız.

    edit: caner o kadar yoruldu ki bir dahaki maç oynamayıp dinlenmek için sarı kart sınırında olduğunu hatırlayıp göstere göstere bir sarı aldı.
  • 1891
    2017-2018 sezonunda ligde 8 haftada 5 kırmızı kart görmesinin yanı sıra talisca'nın görmediği 1 kırmızısı, hocasının küfür sonrası tribüne gönderilip aldığı 1 maç cezası, bunun da üstüne soyunma odasında küfürlü, uçan tekmeli kavgası olan takım. takım değil fight club. daha medel devreye girmedi bi de. bu kırmızı kart ve kavgalarda ondan da bi patlama bekliyorum.
  • 1892
    hiçbir zaman "büyük" olamayacak kulübün takımıdır.

    felipe melo bunların bilinçaltına ne şekilde yer ettiyse artık, kadroyu saçma sapan agresif topçularla doldurdular. çevremdeki bir çok beşiktaşlı bu kadro için "maç içinde dövüş çıkarsa çok acayip olur karşı takım çok korkar." seviyesinde konuşuyordu.

    pepe, tosic, caner, quaresma, medel, talisca vs bunların hepsi agresifliğiyle takımını yakacak tipte oyuncular. sakatlığından dolayı oynamıyor ama gökhan töre de var bu saydığım ekibin içinde. bu isimler rakibi korkutmak bir yana dursun, üzerlerine oynanacak tipler. çok kötü oyuncu tercihleri yaptılar ve şimdi de bunun bedelini ödüyorlar.

    rezil bir kadro mühendisliğiyle geçtiğimiz sezon şampiyon oldular. hatta biz kötü olsak ve aykut kocamanlı fenerbahçe'yle çekişseler yine şampiyon olurlardı ama bu sezon çekirgenin bacağını biz kırdık.
  • 1895
    iyi bir galatasaray, iyi bir fenerbahçe ya da her ikisinin birden iyi olduğu durumlarda en fazla avucunu yalayabilecek olan takım. aklım ermeye başladığından beri düzenli olmasa da takip ettiğim 20 sezonluk taraftar ömrümde 4 şampiyonluklarına denk geldim. 2015-2017 arası dönemde galatasaray ve fenerbahçe'nin sportif başarısızlıktan öte kadro ve takım olma konusunda ne kadar zavallı durumda olduğu malum. 2008-2009 sezonunun ilk yarısı bitiminde neredeyse "kümede kal" tezahüratları yapılırken yine galatasaray ve fenerbahçe'nin sağa sola puan saçması sonucu gerilerden sallana sallana gelerek şampiyon oldular. 2002-2003 şampiyonluğunun ise nasıl "verildiği"ni anlatmaya bile gerek yok. hal böyleyken ezeli rekabette "üçüncü"lükten başka bir yer kalmıyor.

    ama insan beşiktaş taraftarı'nı da anlayabiliyor. her sene birinden biri şampiyon oluyor. biri avrupa'da destan yazıp duruyor, diğeri derbi kaybetmiyor falan. sen de el ede baş başta kalıyorsun. günümüz sosyal medyası hele daha da acımasız. bunca yılın birikimi, yenilen onca laf, maruz olunan makaralar falan. hepsinin acısını iki senede çıkarmaya çalışıyorsun ama işte bu kadar olabiliyor...
  • 1897
    yedek kadrosuyla bile şampiyonluğa oynar denilen zamanların üzerinden 2 ay geçmiş takım. medyada o kadar şişirildiler ki sezon başından beri oynadıkları berbat topu sürekli bahanelerle geçiştirdiler. yok şenol güneş 6. haftada tam açılacak takım kurmuş, yok beşiktaş artık büyük takım gibi oynamadan maç kazanıyormuş, yok beşiktaş hala şampiyonluğun en büyük favorisi falan fişman. sikimin kafasını kazanırlar ancak. kötü futbolla kazanılan şampiyonluk mu varmış? aklıma bizim 14-15 şampiyonluğumuz geliyor. evet o sezon çok iyi oynamıyorduk ama müthiş bir ruh vardı. sneijder, yasin, muslera, melo, selçuk, hakan balta hatta hamit bile canını dişine takarak oynadı o sezon. taraftar her maç 80 dakika golü bekledi ve sonunda istediği geldi. beşiktaş futbolcuları sahada ne yapmaya çıktıklarından habersiz bir şekilde, koordinasyonsuz, ruhsuz duruyorlar. aman hiç bozulmasın. sene sonu cimbom tineri yakıp üzerinde sizi kızartacak.
  • 1899
    2017-2018 sezonunda şu ana kadar açıkça kayırılmalarına rağmen 8 maçta 5 kırmızı kart almaları şaşırtıcıdır. quaresma denen karaktersizin her maç kırmızı kartlık hareketi oluyor. beşiktaş taraftarı önce beşiktaş'ı dingonun ahırı olarak gören futbolcularını suçlasın. bu kadar disiplinsizlik art niyeti gösteriyor bence.

    beşiktaş'ın şampiyon olması fenerbahçe ve galatasaray'ın aynı anda vasat altı kalmasına bağlıdır. görülüyor ki bu tez yine haklı çıktı. son 2 senenin şampiyonu olan takım daha 2 ay önce kurulan bir galatasaray'dan her yönden daha geriyse beşiktaş hakkında fazla da bir şey söylemeye gerek yoktur.
  • 1900
    sezon başı kampını (2017-2018 sezonu) çok kötü değerlendirdiler. saçma sapan bir çin organizasyonu ve ardından ispanya'nın kavurucu sıcağı. takım zaten yaşlı, bir de üstüne kondisyon olmayınca 2 kulvarı kaldıramadılar, en azından şimdilik.

    gelen oyuncular hazır değiller. ayrıca lens, negredo, medel gibi egosu yüksek oyuncular yedekte bekletilirse sorun çıkarırlar, çıkardılar zaten.

    işleri zor bu sezon.
App Store'dan indirin Google Play'den alın