• 26
    bu soruyu soruyorsan zaten galatasaray'dır cevap. eğer galatasaray'ın benim için önemini daha öğrenememişsen zaten beni tanımamışsındır. bu uğurda ne arkadaşlıklar silindi ne kavgalar edildi benim hayatımda. ayrıca galatasaray bir nesne değildir, bir insan da değildir. bir tutku, bir olgu, bir arma,bir sevgi, renklerin sembolüdür benim için. bunun da bilincinde değilsen anlaşamıyoruz demektir zaten.
  • 30
    bu sorunu tek bir cevabı var aslında ama öncesinde ufak bir hikaye anlatmak istiyorum ben kişisinin yaşadığı....

    beklenen konser biletleri satışa çıkmış leonard cohen istanbula gelmektedir...
    robertobaggio heyecan içinde biletlerin satışa çıkmasını beklemektedir çünkü hoşlandığı kıza açılacaktır
    yerin ülker sports arena olması biraz rahatsız etse de yapacak birşey yok diye kendini teselli eder
    zaman geçer 30 ağustosta cl kuraları çekilir fikstür açıklanır o da ne ilk maç tarihi 19 eylül
    önce bir ufak isyan eder ve sonra bir ikilemde kalma süreci yaşar...
    etrafına danışır kuzenleri maç tvde değil mi özetini izlersin konsere git der ailesinde onun sayesinde galatasaraylı olmuş kuzenleri
    söz konusu galatasaray ise gerisi teferrauattır der
    ve robertobaggio kişi ikilemden kısa zamanda çıkar o maç izlenecektir
    kızla görüşme kesilir biletler başka bir arkadaşa verilir maç eski açık teras bar'da izlenir
    yenilginin verdiği hüzünle eve dönülür...
    konsere gitmediği için gram değil miligram bile pişmanlık duymayan bir robertobaggio....

    kıssadan hisse ''x mi galatasaray mi'' sorusunun cevabı her zaman galatasaray...
    not:kız zaten fbliydi *
  • 39
    belki de dünyanın en özgüvenli sorusuydu, oya sarı metin oktay'a sorarken. fakat kral'ın verdiği cevap, bütün özgüveni yerle bir etmişti. endüstriyel futbolun ve vefasızlığın bütün kalelerini yıkarken; sarı-kırmızı bir destana merhaba diyordu. "bize her sevdadan geriye kalan sadece galatasaray" dizesinin kuşkusuz ilk pratiği idi. o pratik ki, "galatasaray, o daha vefalı," demişti. herhalde hemen hepimizin diyeceği gibi...
  • 43
    galatasaray sözleri başlığında gezerken kendimi burada buldum. bu soruyla ilgili seneler önce çok hoşuma giden bir soru cevap okumuştum ama sanırım bizim sözlükte okumamışım çünkü bulamadım. şöyle bir şeydi;

    x : ben mi galatasaray mı ?
    y : canım galatasaray basketbol şubesi ile kapışırsın belki ama futbol takımı.. zor be..
  • 44
    cevabına şeyh uçmaz müridleri uçurur hesabı yıllar içinde çok anlamlar yüklenmiş olan oya sarı sorusu. daha doğrusu taçsız kral filminden bir ajda pekkan repliği.

    oya sarı, metin oktay'ın izmir'deki çocukluk aşkıdır, keza metin oktay da oya hanımın... zaten metin oktay'ın formasını giydiği izmirspor başkanının kızıdır. galatasaray'a transferi sonrası ayrılmışlardır ancak ne kral oya hanımı unutmuş, ne de oya hanım kraldan vazgeçmiştir. metin oktay'ın oya hanım'dan gelen bir telefon üzerine istanbul'dan izmir'e gitmesi gibi hikayeler vardır.

    daha nişan töreninde kayınvalidesinin "artık futbol oynamasını istemiyorum" demeci ve metin oktay'ın her zamanki centilmen tavrıyla "alışırlar efendim" çıkışına dayanır aslında biraz da bu repliğin kökeni. nişandan 8 ay sonra, 1959 ocak ayında izmir'de evlenirler, 1959-1960 sezonu sona erdiğinde metin oktay'ın sözleşmesi de sona ermiştir. dönemin parasıyla 105 bin lira gibi bir alacağı vardır. tabi o dönemki galatasaray'ın eti budu belli, maddi imkanları belli. bir türlü yeni sözleşme için bir nakit para toplanamıyor. o sebepten dolayı bu iş öyle bekliyor.

    şimdilerde söyleyince akıl mantık pek kabul etmiyor tabi. ama o dönem izmirspor maddi olarak daha güçlü galatasaray'dan. güçlü olmasının sebebi de kulüp başkanı ve aynı zamanda oya hanımın babası olan ziya sarı'nın izmir'in o dönemki en eski ve zengin tüccarı olması. sezon bitimiyle galatasaray rusya'ya 4 maçlık bir tur için gidiyor. fırsat bu fırsat diyerek oya hanım metin oktay'dan aldığı vekaleti de işin içine katıp galatasaray'dan ayrılmak istediğine dair haberler yaptırıyor. metin oktay'ın galatasaray'dan 105 bin lira alacağı olduğu, izmirspor'un 225 bin lira ödemeye hazır olduğu gibi haberler yayılıyor. hatta bunun 200 bin lirasının sarı ailesi tarafından ödeneceği yönünde bir tevatür bile var.

    tabi 1960 yılının teknolojisi, ne metin oktay'ın ne de rusya'daki galatasaray kafilesinin bu olan bitenden haberi yok. hatta tüm bu haberlerin içinde kendilerinden en ufak ne bir laf geçiyor ne de görüşleri yer alıyor ama türkiye kaynıyor tabi. rahmetli turgay şeren'in anlattığı "elimde makbuz metin oktay için bağış topladım" olayları gerçekleşiyor bir yandan, kulüp metin oktay'a bir teklif yapmak için para topluyor. en başta lise talebeleri arasında bir para toplanıyor. kulüptekiler el atıyor, daha sonra bayağı bayağı elde makbuzlarla beyoğlu-taksim-şişli civarında geziliyor.

    kafilenin dönüş günü gelince o zamanki adı yeşilköy havalimanı'da olağandışı konukları vardır. galatasaraylılar kafileyi karşılayıp metin oktay'ı korumaya almak için kalabalık bir şekilde gelmişler. keza oya hanım, babası ve izmirspor'un o zamanki adıyla genel kaptanı da ilk uçakla izmir'e götürmek için yerlerini almış. hatta izmir'de de onları karşılayıp bir süre gizlenecekleri yere götürecek bir ekip de hazırda bekliyor aynı saatlerde.

    uçak iner inmez gazeteciler metin oktay'a bu konuyla alakalı sorular sorar. kral ise şaşkınlığını atar atmaz "galatasaray'a söz verdim, pazartesi* imzayı atacağım" der. bu evlilik aslında orada, kral arkasından dönenleri öğrenince biter. metin oktay istanbul'da kalır, oya hanım ve yanındakiler de metin oktay ile birlikte binmeyi planladıkları o ilk uçakla izmir'e döner. 6 ay içinde sonuçlanan iki celsede de boşanırlar.

    metin oktay'ın hayatını anlatan taçsız kral filminde bu olay tabi senaryo gereği biraz farklı şekilde yer alır. filmde metin metin oktay kampa gitmeden önce oya hanımla* yine bu konuda bir tartışmaları olur. metin oktay rusya'dayken yaptırılan haberlerden bir tanesi ekrana gelir, daha sonra metin oktay'ın evinde bir grup gazetecinin oya hanımla röportaj yaptığı sahne girer. gazetecileri uğurlarken kapıyı açınca karşısında metin oktay'ı bulur, senaryoya göre kamptan bir gün erken dönmüştür.

    gazeteciler soru bombardımanına tutar, sıyrılıp kendini eve atar. oya hanımla aralarında "sen benim adıma nasıl karar verirsin" temalı bir tartışma kopar, o sırada oya hanımın anne babası da odaya girer. kayınpederi metin oktay'ın koluna girip onu içerdeki bir odaya götürür. futbolsa izmirspor'da oynarsın, yeni ihaleyi sana veririz iş yapmaya da başlarsın diyerek sıralamaya başlar. finalde de o meşhur çanta dolusu para görünür. parayı elinin tersiyle itip çıkınca oya hanım metin oktay'ı kolundan kavrar ve "son kez soruyorum metin, ben mi galatasaray mı" der. kralın galatasaray o daha vefalı cevabı tıpkı bu soru gibi hayatımıza orada girer. aradan geçen on yıllar içinde farklı anlamlar yüklenir...

    uzun lafın kısası gerçek hayatta ne oya sarı böyle bir soruyu bu şekilde sormuş, ne de metin oktay birebir bu cevabı vermiştir. ancak yaklaşık 2 yıl süren nişanlılık-evlilik hayatı boyunca gerek oya hanımla, gerek onun ailesiyle yaşadıkları senaryo gereği 5-6 dakikalık bir bölüme sığdırıldığı için ortaya bu efsane replik ortaya çıkmıştır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın