1
--- alıntı ---
bundan yıllar önce metin oktay tarafından cevabı verilmiş soru.
"eşim ve ailesinin sürekli baskısındaydım. evliliğimin ilk günlerinde topu bırak diye diretmişlerdi. gülüp geçmiştim bu komik sözlere. ben nasıl aç susuz yaşardım ki? futbol benim dünyamdı. topu bırak emri yerine gelmeyince bu defa daha komedi bir teklifle karşılaştım ' galatasaray'ı bırak izmir'e dön...' diye diretiyorlardı. galatasaray'ı bırakacağım ha? allah korusun! allah yazdıysa bozsun! galatasaray benim dünyam, galatasaray benim yuvam. nasıl bırakırım galatasaray'ı? evet izmir'i eşim kadar severim. ama benim bir de sevdiğim galatasaray'ım var.
o aralar bizim rusya seyahatimiz vardı. eşim oya, kafasındaki acı planı izmir' de uygulamaya koymuş. benim adımı ve imzamı kullanarak, beden terbiyesi genel müdürlüğüne bir mektup götürmüş...gazetecilere de 'metin galatasaray'da satışa çıkarılmasını istedi ' demiş... aman yarabbim... böylesi görülmüş şey değildi. izmir bölge müdürü mektubu almış ve 'peki efendim' demiş. 'mektubu hemen ankara'ya yolluyorum...'
bu mektubu ciddi zanneden galatasaraylıları bir telaş almış. ben rusya'da iken bir yardım kampanyası açılmış. amaç para toplayıp benim galatasaray'da kalmamı sağlamak. bunu duyunca oya izmir'den feryadı basmış ' metin 500 bin liraya bile galatasaray'da kalmayacak '
haber bana ulaştırılınca, gazetecilere bir açıklama yapmak zorunda kaldım. ve şu mesajı ilettim :
'galatasaray'da kalmaya ailece karar vereceğiz.izmir'i, eşim oya kadar severim ama benim bir de yürekten bağlandığım galatasaray'ım var.'
ama oya, topağacı'ndaki evi boşaltıp, eşyaları izmir'e götürmüş. olacak iş mi? o eşyaların bir çoğunu evlenirken galatasaraylı taraftarlar hediye etmişlerdi. ne derdim galatasaraylı taraftarlara ben ?rusya'da artık daralmaya başlamıştım. nihayet yeşilköy'e inmiştik. ama gözlerime inanamıyordum, izmirsporlu yöneticiler beni kaçırmaya gelmişlerdi hem de bavul dolusu para ile. ama galatasaraylılar da korumaya.
meğer biz rusya'dayken komuoyu ikiye bölünmüş, oya mı kazanacak,ben mi? ben galatasaray'ı seviyordum elbette benim dediğim olacaktı. ve rüçhan atlı'nın otomobiline biniyordum. önce bizim eve gittik. kayınvaldem 'buraya galatasaraylılar giremez ' deyip kapıyı rüçhan ağabeyin yüzüne kapamıştı. hava elektriklenmmiş eşimle tartışmıştık, yüzüklerimizi atmıştık. bir basın toplantısı düzenleyerek 'ben parayı galatasaray'a tercih etmem ' diyor ve galatasaray'da kalıyordum.avukatım süha özgermi karşıyaka adliyesindeki üçüncü celsede boşanma işini bitirmişti bile..."
--- alıntı ---
bundan yıllar önce metin oktay tarafından cevabı verilmiş soru.
"eşim ve ailesinin sürekli baskısındaydım. evliliğimin ilk günlerinde topu bırak diye diretmişlerdi. gülüp geçmiştim bu komik sözlere. ben nasıl aç susuz yaşardım ki? futbol benim dünyamdı. topu bırak emri yerine gelmeyince bu defa daha komedi bir teklifle karşılaştım ' galatasaray'ı bırak izmir'e dön...' diye diretiyorlardı. galatasaray'ı bırakacağım ha? allah korusun! allah yazdıysa bozsun! galatasaray benim dünyam, galatasaray benim yuvam. nasıl bırakırım galatasaray'ı? evet izmir'i eşim kadar severim. ama benim bir de sevdiğim galatasaray'ım var.
o aralar bizim rusya seyahatimiz vardı. eşim oya, kafasındaki acı planı izmir' de uygulamaya koymuş. benim adımı ve imzamı kullanarak, beden terbiyesi genel müdürlüğüne bir mektup götürmüş...gazetecilere de 'metin galatasaray'da satışa çıkarılmasını istedi ' demiş... aman yarabbim... böylesi görülmüş şey değildi. izmir bölge müdürü mektubu almış ve 'peki efendim' demiş. 'mektubu hemen ankara'ya yolluyorum...'
bu mektubu ciddi zanneden galatasaraylıları bir telaş almış. ben rusya'da iken bir yardım kampanyası açılmış. amaç para toplayıp benim galatasaray'da kalmamı sağlamak. bunu duyunca oya izmir'den feryadı basmış ' metin 500 bin liraya bile galatasaray'da kalmayacak '
haber bana ulaştırılınca, gazetecilere bir açıklama yapmak zorunda kaldım. ve şu mesajı ilettim :
'galatasaray'da kalmaya ailece karar vereceğiz.izmir'i, eşim oya kadar severim ama benim bir de yürekten bağlandığım galatasaray'ım var.'
ama oya, topağacı'ndaki evi boşaltıp, eşyaları izmir'e götürmüş. olacak iş mi? o eşyaların bir çoğunu evlenirken galatasaraylı taraftarlar hediye etmişlerdi. ne derdim galatasaraylı taraftarlara ben ?rusya'da artık daralmaya başlamıştım. nihayet yeşilköy'e inmiştik. ama gözlerime inanamıyordum, izmirsporlu yöneticiler beni kaçırmaya gelmişlerdi hem de bavul dolusu para ile. ama galatasaraylılar da korumaya.
meğer biz rusya'dayken komuoyu ikiye bölünmüş, oya mı kazanacak,ben mi? ben galatasaray'ı seviyordum elbette benim dediğim olacaktı. ve rüçhan atlı'nın otomobiline biniyordum. önce bizim eve gittik. kayınvaldem 'buraya galatasaraylılar giremez ' deyip kapıyı rüçhan ağabeyin yüzüne kapamıştı. hava elektriklenmmiş eşimle tartışmıştık, yüzüklerimizi atmıştık. bir basın toplantısı düzenleyerek 'ben parayı galatasaray'a tercih etmem ' diyor ve galatasaray'da kalıyordum.avukatım süha özgermi karşıyaka adliyesindeki üçüncü celsede boşanma işini bitirmişti bile..."
--- alıntı ---