• 101
    baya uğraştan sonra bu gün iptal ettim.

    an itibarıyla sudan çıkmış balığa döndüm yanlız. salonda koca televizyona boş boş bakıyorum. netflix var bitek. maç günü geldiğinde iyice feleğim şaşacak galiba.

    neyse allahtan kablolu tv de var evde. onu bağlıyım şimdilik idareten. ne yapacağıma karar verene kadar onunla idare edeyim. bu arada dsmart da almıyoruz. niye? o da tüpçünün.
  • 106
    tüm yapılanları bir kenara koyuyorum ekonomik olarak düşünün.
    (bkz: vavoo)
    (bkz: kodi)
    (bkz: ip tv)
    (bkz: bilimum web siteleri)
    digitürk'e vereceğiniz bin küsür liraya daha büyük bir tv alın. bir de android tv box aldınız mı dadından yinmez agalar. haa ben bir iki dakika geriden izlemek istemiyorum 2 dakika için aylık 99.90 gibi bir fiyat ödemek istiyorum ne diye iptal edeyim diyorsanız o da sizin bileceğiniz iş.
  • 108
    senden alacakları 90 lira ile zengin olmuyorlar boşuna iptal ettirme diyenleri ciddiye almayın mühim olan abone sayısı ve buna bağlı reklam gelirleri.
    lütfen yazmayı bırakalım fotografları görelim.
    tanım:kelimelere, uzun uzun yazılara ve hakaretlere gerek olmayan, bir fotografın 10 sayfa yazıdan evla olduğu durum.
    https://hizliresim.com/jgLq3D
    https://resmim.net/f/kpLEeM.jpg
  • 109
    pazar verileri başlığı altında arkadaşımız ocgunsson tarafından gayet güzel izah edildiği üzere türkiye'de yürütülen boykot eylemlerinde beklentiyi yükseltip, kısa zamanda hayal kırıklığına uğrayarak pes etme alışkanlığı, biraz da balık hafızamız eklenince oldukça fazladır.

    hatırlayanlar vardır. türk insanının en başarılı demokratik tepkilerinin başında kola boykotu gelir.

    1989 yılında yaşanan bu olayda kola firmaları %100’e yakın bir oranda zam yapmış, halk buna karşı kola satın almama eylemine başlamıştır. başarılı dememizin sebebi netice almış olmasıdır. yaklaşık iki haftalık bir eylemin ardından kola firmaları fiyatlarını indirme yoluna gittiği gibi, gazetelere verdikleri ilanlarda “yeter söz milletindir” demişlerdir.

    dünyanın en büyük firmalarını dize getiren bu eylemin en kritik noktalarından birisi, türkiye’nin hemen her kesiminin desteğiyle gerçekleşmesidir.

    esnaf ve tüketicinin aynı eylemde bir araya geldiği kola boykotu, büyük bir dalga olarak bütün türkiye’yi kuşatmıştır. bakkaldan kola almak ayıplı bir iş haline dönüşmüştür.

    halkın böylesine bir gücü bulunmasına ve halk bunu yaşayarak görmesine rağmen sonraki yıllarda benzeri bir ortak tepki hemen hiç geliştirilememiştir.

    malum her olaydan sonra amerika'ya, almanya'ya, fransa’ya karşı boykot çağrıları yükselmiş ancak bu çağrıların en küçük bir ekonomik karşılığı olmamıştır. bu ülkeler nezdinde bile inandırıcılığı kalmamıştır.

    israil’le en gerilimli yıllarda dış ticaret en küçük bir kesintiye uğramamıştır. siz bakmayın ortalıkta dolanan o firmalar listelerine. türkiye-israil dış ticaret hacmi 10 yıl içerisinde 1,5 milyar dolardan 4,5 milyar dolara çıkmıştır.

    açıkça ifade etmek gerekirse türk milletinin karakteri de böylesi eylemlere çok uygun değildir. insanımızın demokratik tepki kültürünün çok geliştiğini söyleyemeyiz.

    hatta sadece ekonomik konularda değil, vatan söz konusuyken bile insanımızın duyarsız kalabildiğini örnekler göstermiştir.

    bilirsiniz. atatürk havza' dan amasya' ya giderken yol kenarında tarlasında çift süren bir köylüye rastlar. köylüye “baba sen burada çiftinle çubuğunla uğraşırken düşman vatanı işgal etti. neden düşmana karşı direnişe katılmıyorsun?” diye sorar. köylü cevaben “benim vatanımın sınırı tarlamın sınırıdır. düşman bu sınıra gelene kadar hiçbir şey yapmam” şeklindedir.

    dolayısıyla beklentiyi yükseltmeye, 150 bin oldu, 250 bin oldu gibi gerçek dışı ifadelerle boykotun inandırıcılığını zedelemeye gerek yok.

    bize düşen haklı olduğumuz bu boykotu, kulübümüze karşı kurulan kumpasta tek etkili mücadele yöntemimiz olan bu eylemi, ısrarla, sabırla, inançla, kararlılıkla, pes etmeden, unutmadan sürdürmektir.
  • 110
    bu boykottaki en önemli iş sıkılmadan, yorulmadan, usanmadan her yerde dile getirmektir. sonuca ulaşması bir günlük iş değil. özellikle okulda, kahvede, işyerinde, halı sahada, facebook'ta, instagram'da, twitter'da.... aklınıza neresi geliyorsa artık, her yerde bu boykottan bahsetmelisiniz. önemli bir kitle bu boykota katıldı. boykot yavaş yavaş kemikleşecek, yavaş yavaş büyüyecek. insanları bu boykota alıştıracağız. boykotu yaparken alternatif yolları öğreteceğiz. digitürk'ü iptale ettirdiklerinde çaresiz kalmadıklarını bilecek insanlar. mesela kablolu tv teledünya'dan, tvibu'dan haberder edicez insanları. teledünya'nın parasının kablo net'in içinde olduğunu bilecek mesela galatasaraylı digitürk abonesi. içeriğinin en az digitürk kadar ve hatta kimi konularda çok daha zengin olduğunu söyleyeceksiniz.

    önemli bir kitleyiz. ama büyümemiz gerekiyor. her hafta, her ay büyümeliyiz. büyümeliyiz ki herkes bu boykotu unutturamayacaklarını, aksine büyüyerek devam edeceğini kafasına kazımalı.

    bein kanalı toplantılarında bu boykotu ve bu boykota karşı eylem planını konuşmalı. federasyon yetkililerini, hükümeti uyarmalı.

    öyle uğraşmadan olmuyor bazı şeyler. aziz yıldırım'ın 20 senede- 25 senede inşa ettiği, son dönemlerde demirören'in de katılımıyla iğrenç bir hale gelen bu hukuksuz düzeni yıkmak kolay değil.

    ama unutmayın biz 30 milyonuz. biz istersek ne digitürk kalır, ne havuz, ne hükümet. ama yeterince istemeli ve emek vermeliyiz. digitürk'ü kapatmak sadece başlangıç. bu yapacağımız-yaptığımız bir fedakarlık.

    ama mücadele kısmı bundan sonrası.
    herkes galatasaray sözlük okumuyor.
    herkes twitter kullanmıyor.

    işte bu insanlara ulaşmak lazım. ulaşmak için de adeta bir misyoner gibi boykotumuzu yaymalıyız. boykota katılmış olanlara görevlerinin burada bitmediğini, boykotu yaymaları gerektiğini öğretmeliyiz.

    ancak o zaman etkili oluruz. ancak o zaman yaptığımız boykot işe yarar. ancak o zaman sonuç alırız.
    bunu yeterli çoklukta insan yaparsa kesin sonuç alırız. daha şimdiden ahmet çakar'ın bile yorumları değişiyorsa merak etmeyin sonuç alırız.
  • 114
    daha önce de defalarca olduğu gibi "biraz yaparlar, sonra vazgeçerler" düşüncesi nedeniyle hakkında hiçbir ses çıkarılmadığını düşündüğüm kampanya. vazgeçmeyelim arkadaşlar. kapitalizm'in can damarı tüketicidir. konu para değil. elbette bizim iptallerimizle batmazlar. ama kapitalist üreticilerin en büyük korkusu, organize tüketici davranışlarıdır. iptale devam.
  • 116
    dün itibarıyla iptal başvurumun sonucunu aldım. sinyalimin kesildiği bilgisi geldi. bu gün hayırlısıyla 2 adet dekoderimi iade edip kurtulucam bu illetten. her ay dünyanın parasını veriyoruz, sonucu belli bir ligi izlemek için.

    digitürk denen hadisenin gerisi fasafisodur.
    belgesel kanalları yetersiz ve dandik.
    dizi-film işine girmiyorum bile, elimin altında internet var.
    türk kanallarını oldum olası izlemem.
    enterntainment kanallarının da alası yine alternatif platformlarda bolca var.

    herkes iptv falan kullanacakmış. ben onu da kullanmıcam. süperlig izlemicem daha doğrusu. epl takip ediyorum bundan böyle. liverpool, manchester city, chelsea ve tottenham izlerim.

    yine store'dan alışverişimi yaparım. gerisi fasa fiso.
  • 119
    bu başlığın sabitlenmesi sezon başından beri sözlüğün verdiği en sert, keskin ve doğru kararlardan biridir.

    pınar markasının sahibi selçuk yaşar... kendisi bir siyasi seçim sonrasında, izmir' in karşıyaka ilçesinde, kendisinin karşı olduğu partinin en yüksek oyu alması sonucu basketbol takımıyla sponsorluğu "gözden geçirebileceğine" dair bir twit atmıştı. bunu yaparken tepki çekeceğinden emindi ancak siyasi erke yaranmak daha önemliydi. birazcık tepkiden birşey olmazdı.

    sonrasında pınar ürünlerini boykot etmeye başladı insanlar. ayda bir ekşisözlük' te hortlar başlığı unutmadık diye. o kadar hoşuma gidiyor ki. çünkü hangi market olursa olsun, içeri girin ve pınar ürünlerinden en az birinin ne kadar indirimde olduğunu, göz önündeki her standa pınar ürünleri koymaya çalıştıklarını, muhtemelen bunun için fazla fazla para yada ürün verdiklerini görün marketlere.

    e ne oldu selçuk yaşar efendiye peki, sanki ona sirayet edecek? di mi? evet... muhtemelen bir halt olmamıştır. sapa sağlam son model aracına biniyordur. ancak işte bu boykot devam eder ve o arabaya binemez hale getirilebilirse yada sadece o arabaya binememe ihtimalinin farkında bile olursa işte o zaman birşeyler değişmeye başlayacaktır. (u: selçuk yaşar sadece pınar' ın sahibi değil tabi ki, adamın üniversitesi var ancak insan hayatının aylık ihtiyacını belirleyen kazandığı miktardı. kazandığı miktarlarda azalmalar oldukça insan huysuzlanır, düşünün ki maaşınız 250 ₺ daha az yatıyor... ölmezsiniz, standardınız da değişmez ancak mideniz bulanır ve "hasssssskreter" moduna girersiniz)

    bizim milletimiz kahramanca yapılan savaşlar ve kahramanların akıttığı kanlardan sonra tüm medeni gereksinimlerine, daha talep dahi etmeden, sahip olmuş bir millettir. bizim dedelerimiz hangi haklara sahip olduğunu anlamadan öldüler, ölecekler. çünkü yineliyorum "talep dahi etmediler"... en azından bir çoğu... ancak avrupa' da şuan "medeniyet" timsali olarak görülen milletler bizim gibi bir dizi savaşlar sonrası 10 yıl içerisinde apar topar medeni olmadılar. hem tarihlerinde rönesanslar var hem de o milletler zulüm çekerken yada özgürlükleri kısıtlanırken buna karşı durarak, öldürülerek, hükümetler tarafından öldürülerek ve yılmadan tüm haklarını kazandılar. çünkü onurlu yaşamak için buna ihtiyaçları olduklarını anladılar. dik durmak!

    bizim ülkemizde örgüt, boykot, grev v.b. kavramlar "anarşik" başlığının altına itelenmiş ve "terörizm" kelimesiyle eşleştirilmiştir. birşeyi boykot etmek yada hak aramak "marjinal" olmak demektir. (u: detayını kurcalamayayım ama bu hak arayan gençlerimizin ateşini sömürerek, kullanan örgütler de var tabii ancak bu karşı duruşun kötü, kaka birşey olmadığını değiştirmez. bu her hasatta çürük elmalar olur mantığıyla kendimize açıklayabileceğimiz bir durumdur. ) sadece bugünlerde değil, ülkemizde hak aramak her zaman terörizmle ilişkilendirilirdi zaten. konuşmayı başka bir eleştiriye döndürmek gibi bir niyetim yok. karıştı gibi dursa da anlatmak istediğim yoldayı, benimle kalın...

    başından beri aynı şeyi anlatıyorum yazımın alt metninde; "dik duracağız!". evet verebileceğimiz tepkinin şekli itibariyle geri dönüşü uzun olabilir, sonucunu geç alabiliriz ancak başka bir yöntemimiz yok. televizyona çıkamayız, gazeteleri de unutun, sosyal medya troll hesaplarla çok rahat kontrol edilmeye başladı maalesef ve yeterli kullanıcısı yok...

    o zaman onları, onların "dini ve imanıyla" yani parayla terbiye edebiliriz...

    hepimizin siyasi ayrışımları, dinleri, mehzepleri, yaşadığı illeri, işleri, yaşları vs... hiç bişey farketmeksizin birleştiğimiz ortak bir "dil" futbol. kelimeleri üç aşağı beş yukarı aynı, bu kadar farklı insanın aynı düzlemde, birbirine fikirlerini paylaştığı bir ütopya burası. galatasaraylılık burada bizi birleştiren. işte bu ütopik sevdamızı, galatasarayımızı "kirli" emelleri uğruna hiçe sayıyorlar. bunu bir değil 5-6-7-10 hafta, defalarca yapmaktan çekinmiyorlar. kendi kirli football leaks gerçeklerini örtpas etmek için kullanırken göbeklerini sıvazlıyorlar. o belgelerde adı geçen adamlar gazetelerin de sahibi, televizyonların da. öyle ki şuanda fikret orman ' ı bile savunuyor bazı beşiktaşlılar, öylesine sahipler medyaya bu "dini imanı belli" kişiler. bizi de bölebiliyorlar kendi içlerimizde, fatih terim' e karşı, belhanda' ya karşı, başkanlara karşı ona karşı buna karşı. eleştirilerimizi sivrileştiriyorlar kendi kendimizi yememiz için. eleştiriyi geçip birbirimizi yememizi sağlayacak kadar güçlülüler... tüm bunlara karşı elimizde tek birşey var!

    boykot!

    bu lanet olası futbolda dönen paranın büyüğü "yayın" ihalelerindedir. eskiden şampiyonlar ligi maçını kazandığımızda bugünün 1.5 milyon €' su gibi bir para kazanamazdı takımımız ancak maçları şifresiz kanalda yayınlanırdı. futbolda dönen para pastasının en görkemli dilimi "yayın" gelirleri bu küçük örnekten de anlayabileceğimiz üzere... eğer bugün, bir kaç yıl devam ettirebileceğimiz şekilde, "bein sports üyeliklerini iptal ediyoruz kampanyası"' nı sürdürmeye devam edebilirsek, işte o zaman bırakın bizi, o çomar 17 kulüp var ya... işte o zaman galatasaray taraftarının gölgesinde köpek olacaklardır! hırsızı, çomarı, şark kurnazı ve zengin bebesi birleşmiş, hatta tam da birleşememiş de, ağızlarını ayıra ayıra konuşuyorlar, yalan söylüyorlar, medyanın gücüyle bizimle alay ediyor ve bizi sinirlendirerek ortamdan nemalanıyorlar. yapabileceğimiz şey şuan kampanya denen ama aslı "boykot etmek" olan bein sports üyeliklerini iptal ediyoruz kampanyası' nı herkes rütmesini bilene kadar devam ettirmek.

    moderasyona başlığı sol üste sabitlediği için gerçekten çok teşekkür ediyorum. olması gerekeni yaptıkları için teşekkür ediyorum...

    zafer bizim olacak, çünkü biz hepsinden çok daha kalabalığız!
  • 120
    üç yıl öncesinden dahil olarak alternatif çözümler üretip hem istediğim tüm spor müsabakalarını hem de güncel filmleri, belgeselleri uygun fiyata izleyebildiğim direniştir. yayın havuzunun en büyük vanası galatasaray taraftarıdır. bu havuzda barınan tüm balıklar suyun devirdaimi azalınca birbirlerini yemeye başlayacaklar.direnişimize selam olsun.
  • 123
    minimum 100 bin üyeye ulaşılamadığı sürece kimsenin dikkatini çekemeyecek haklı bir tepkidir.
    şu anki iptal eden sayıya keşke ulaşabilsek. tff gibi hamasi haraket eden bir kurumun yöneticilerine demokratik bir ülkede çoktan soruşturma açılmıştı. soruşturma veya idari bir tahkikat hayal olduğuna göre taraftar demokratik tepkisini göstermekte özgürdür.
App Store'dan indirin Google Play'den alın