kendisi gibi profile
* sahip oyuncuları hiçbir zaman sevemedim. yok yani oyuna bakış açıma, anlayışıma, beklentime ters. mevcut oyunda şu an bu işi belki de en iyi yapan futbolcu
romelu lukaku. hatta kendisine bir tık üstü komple de bir forvet de denebilir ama ilk göze çarpan özelliği pivot santrfor olması.(ama o da mourinho sayesinde bu aralar pek kendinde değil lakin bizim de konumuz bu değil iyisimi ben gomis’e döneyim.)
peki neden pivot santrfor sevmem? bir kere fiziksel olarak oldukça ağırlar ve oyunu yavaşlatıyorlar ve fiziksel özelliklerinden yararlanmak için takım ya mevcut taktik anlayışından ödün veriyor ya da ona göre taktik kuruyor. nedir bu taktik anlayış? pas oyunu yerine daha doğrudan, dikine bir oyun anlayışı. olgun atak yerine kendisine ve kanatlara şişirilen toplarla doldur boşalt varimsi ve ya kontra atak futboluna uygun zemin hazırlanır ve oyun tekdüze, sıkıcı bir hal alır. hele ki kontra atak anlayışı benimsendiyse seyret o zaman manzarayı. rakip atakları izlerken gergin, hücuma geçerken sıkıntılı bir sürece, doksan dakika tanıklık edersiniz.
şimdi transfer olduğu sürece gelirsek, o zaman el nino
*falan da boşa çıkmıştı ve piyasada birçok alternatif varken kendisiyle anlaşılınca, anlayacağınız üzere pek olumlu karşıladığım söylenemez. hele bu anlaşma şartlarımıza, imkanlarımıza bakınca az buz bir bedele de mal olamamıştı ve ben düşünmeden edemiyordum bu paraya gomis’ten daha iyisini bulamaz mıydık diye. açıkcası ön yargım vardı ve ben kendisini ziyadesiyle eleştirdim. eleştirimin dozunu artıran bir sebepte yine evvel ki sezon
* neredeyse forvetsiz geçmiş ve artık bu forvet sorunu zaruri bir hal almıştı. hazırlık maçları performansı , östersunds faciası falan derken ben beklentiyi iyice düşürmüştüm kendisinden.
sonra
2017 - 2018 futbol sezonu başladı. paşam canavar gibi girdi, rekorları alt üst etti, 21.şampiyonluğun başmimarlarından oldu. önyargılarımı kırdı, eleştirilerimi bana bir güzel yedirdi. tribünde gomis dansları yapacak kadar sevmesem de her sen olsan bari çaldığında ismini zikredecek kadar sevdim kendisini
* .
ama maalesef kendisinin
2018 - 2019 sezonu transfer dönemindeki tavrı bendeki tüm kredisini bir çırpıda tüketmiştir. burası galatasaray arkadaşlar. bu forma herkese nasip olmaz. kıymeti bilinmeli, üçün beşin lafı yapılmamalı. milyonlarca insanın hayalini süsler bu parçalı. hayır zaten az bir para kazanmıyorsun, ederinin altını alsan biz de destekleriz yine seni adama ederini verin diye. kaldı ki kulübün durumunu biliyorsun, taraftarla aranda müthiş bir bağ var. benim gibi sana karşı ön yargısı, çekincesi, endişesi olan taraftarı bile kazanmışsın, ne gerek vardı? eh, zaten onca tantananın içinde hazırlık kampı performansı olsun, süper kupa finali olsun kafasının başka şeylerde olduğu belliydi ve sonunda beklenen çok ters bir zamanda gerçekleşti ve alternatifsiz, ortada tabiri caizse dımdızlak kaldık. yönetimin de bu kadar kısa sürede boşluğunu dolduramaması çok rahat geçecek bir sezonu gergin, stresli bir hale getirdi. ama hala umut var.(bkz:
2018 - 2019 sezonu ara transfer dönemi)
toparlamak gerekirse; sevabıyla günahıyla gelip geçmiştir. bu süreçte yönetim ve gomis cephesinin karşılıklı hatalarının olduğunu düşünüyor, emekleri ve bize yaşattığı duygular için kendisine teşekkür ediyorum.
edit: imla
