21 nisan 2012 galatasaray sözlük turgay şeren ziyareti'ni ayarlayan adamdır. turgay kaptan profesyonel futbolcular derneği başkanı, ayhan abi ikinci başkanıdır. kendisi bizim sözlükte ve ekşi dahil bir dolu sözlükte hakkında yazılanlardan rahatsızmış.
bizi ziyaretten sonra bırakmadı. "biraz oturalım, kendimi size bir anlatayım, kendimi temize çıkarayım" dedi.
galatasaray'ın tam içindeki adamlardan. ergün gürsoy ve oğlu ali gürsoy'a çok yakın. bir nevi onların futbol danışmanı gibi. örneğin hagi'nin kendisini kovmasıyla ilgili konuyu bütün detaylarıyla anlattı. detayları anlatmayı gereksiz görüyorum ve gereksizce uzun hakikaten. kısaca bahsedeyim; hagi bazı futbolcular istemiş. akbin'in bize söylediği isimler olacak adamlar değil hakikaten. ayhan hoca da buna engel olmuş falan. bu sebeple hagi, ayhan hocadan hoşlanmamış. ama sonunda da dedi ki, "hagi haklıydı."
ayrıca anlattıklarına göre fatih hoca'yla da arası oldukça iyi. takım arkadaşıydılar zamanında. hoca bazen kendisinden futbolcu izlemesini istiyormuş.
özellikle ali gürsoy'a verdiği danışmanlıkla galatasaray'a katkı sağlamaya devam ediyor. dedi ki "turgay abi nasıl dedi, aynı ben de turgay abi herşeyimi galatasaray'a borçluyum".
kendisi benim teknik direktörümdü, doğrusu hakkında hiç iyi düşüncelerim yoktu. fakat sonradan (görüşmemizden önce) farkettim ki, teknik direktörlük başka şey.
ayhan hoca komik bir adam. o kadar bomba hikayeler var ki. mesela bize dedi ki; "hiç birinizi tanımıyorum ama pinponda hepinizi yenerim." hoca nasıl olur ya, diyor ki "öyle". ayhan hoca böyledir.
ayhan abi'nin kendi anlattığı bir hikaye:
bir gün galatasaray çınar otelde kampta, teknik direktör
özkan sümer. ayhan hep yedek, santrafor raşit
* oynuyor. sabah ayhan özkan hocayla karşılaşıyor.
aa - hocam günaydın, haıyrdır yüzünüz asık
ös- işte maç günü gerginliği
aa- hocam merak etmeyin ben sizin yüzünüzü bugün güldüreceğim (hani beni oynat, golümü atayım maçı alalım hesabı)
ös- oğlum ben sezon başından beri sana gülüyorum zaten.
bir tane de benden:
dikilitaş'ta sezon başı idmanlarında, hoca su molası verdi. otuyoruz yerde, hoca geldi.
aa- ya galatasaray veteran takımının filibe'de maçı var. (devam eder) filibe çok zengin bir yer, her yerde mercedesler var. çok da güzel bir yer, palmiyeler falan var.
takım- ???
aa - ya ama maç bizim ligin 4. haftasına denk geliyor, gidemeyeceğim.
takımın papazları - gidersin hoca merak etme.
sonuç: hoca 2. haftada kovuldu, filibe'ye maça gitti.
bir hikaye daha anlatayım;
idmandan sonraki yemekte,
aa - şeref sen ne iş yapıyorsun
ş - işte hoca futbolcuyum
aa- başka
ş- karaköyde hırdavat dükkanım var
aa- aman bırakma
ş- niye hoca
aa - senden topçu olmaz
takım - hahahahaha
aa- captano sen ne iş yapıyorsun
c- futbolcuyum işte hocam
aa- yok yani, başka
c - üniversite öğrencisiyim
aa - aman bırakma
c- niye hoca
aa- senden topçu olmaz
takım - hahahahaha
takımın papazlarından biri ayhan hocaya sorar
hoca sen ne iş yapıyorsun
aa- bizim tankerler var, petrol getiriyoruz.
tp- hoca sakın bırakma
takım- hahahahahahahaha
ayhan hoca, bizimle neden muhabbet ettiğini sonradan döküldü. meğer internette hocanın doğum tarihi yazıyormuş. diyor ki "doğum tarihim yazmasın, yaşım belli oluyor. halbuki loş ışıkta 35 falan gösteriyorum". adam bekar, haklı sayılabilir.
dedim ya bombadır hoca. ama bize çok yardımcı oldu. veteran takımla değilse de iyi bir kadroyla gs sözlük maçı ayarlayacağız. birlikte yemek yiyelim diyor. adam bizi sevdi. zaten "ben herkesle muhabbet etmem, sadece akıllı adamlarla" diyerek bize gazı da verdi.
o kadar çay içtik, bize para da ödetmedi. parasal önemi yok, futbolcu milleti böyle şeyleri pek yapmaz.