resim
Aydın Yılmaz
Takım:-
Mevki:Sağ Kanat
Yaş:36
Boy:1.79
Uyruk:Türkiye
  • 426
    2005-2006 sezonunda genç bir futbolcu parlamaya başlamıştı henüz 17'sinde. kendisine güvenen hocasının yüzünü kara çıkarmamıştı. önce a takım ile çıktığı ilk resmi maçında 90+2'de attığı golle üç puanı getirmişti, daha sonraları yükselen grafiğini giresunspor ile oynanan kupa maçındaki bir gol iki asistlik performansı ile taçlandırıp birdenbire gelecek sezonlarda kendisinden çok şey beklenen bir yıldız adayı olmuştu. o sezon gelen şampiyonluk ile beraber bir başka heyecan verici gelişmeydi bu. işte ne olduysa o sezondan sonra oldu. 2006-2007 sezonunda çeşitli sebeplerden* doğru düzgün forma şansı bulamadı. yalnızca ligde 3 maçta forma giydi. daha sonra 2007-2008 sezonunda pişmesi için gönderildiği* manisaspor'da yaşadığı sakatlıklar* ilk devre hiç maça çıkamadan geri dönmesine sebep oldu, ikinci devre yollandığı ibb'de ise yalnızca 7 maça çıkıp kulübüne geri döndü. hikayenin devamı ise fazla uzakta değil herkesin bildiği üzere...
    işte bu futbolcu galatasarayımızın henüz 17'sindeki genç yeteneği * idi. heyecan veren bir tekniğe sahip, süratli ve uzaktan şut atabilen gelecek vaadeden bir futbolcuydu. erik gerets ile geldi ve yine erik gerets gitmeden önce kayboldu. o günden beri yok bu aslan meydanda. kim bilir belki yaşadığı sakatlıklar soğuttu onu futboldan, belki de tüm sezonu kiralık olarak geçirmek bitirdi içindeki aslanı. parladığı sezonu takip eden 2 sezon boyunca orada veya burada yeterince forma şansı bulamaması da cabası. bu çocuk çok yetenekliydi arda'nın da dediği gibi burası su götürmez bir gerçek. lakin olaylar gelişti ve sonuç ortada...
    burada kendimce bir tespit yapmak istiyorum parantez içinde, şimdi aydın doğma büyüme istanbullu, anadolunun bağrından kopup gelmiş tırnaklarıyla kazıya kazıya bulunduğu yere ulaşmış biri değil, türkiye ortalamasına göre daha iyi şartlarda büyümüş ve yetişmiş. sahadaki tavırlarından da anlaşılacağı üzere efendi ve içine kapanık biri. olumlu olarak ta, olumsuz olarak ta çok dışa dönük değil. fakat parladığı sezon tekniği ve hırsı ile büyülüyordu. bence iki sebep bugünkü tablonun ortaya çıkmasına sebep oldu, birincisi yaşadığı sakatlıklar ve az forma şansı bulması onu futboldan soğuttu, fiziksel gelişimini etkiledi, gerilemesine neden oldu. ikincisi, tüm bir sezonu kiralık olarak iki farklı kulüpte geçirmesini belki de altyapısından yetiştiği kulübün kendisine karşı yaptığı bir ihanet olarak algıladı* ve bu da hırsını ve kulübüne olan bağlılığını etkiledi. geçen sene attığı gollere* doğru düzgün sevinmemesi bile ilginç bir ayrıntı gözümde. yani haklı haksız durumu yok ortada, futbolcu dediğimiz de insan sonuçta, olaylar bu yönde gelişti ve genç aydın hırsını yitirmiş ve fiziksel olarak zayıflamış fakat hala "genç" bir futbolcu olarak bugünlere geldi.
    kendimi çok nadiren yine bir genç yeteneği harcamış fenerbahçe kulübünün taraftarı gibi hissediyorum, daha doğrusu öyle mi hissetmeliyim diye ikileme düşüyorum fakat şurası gerçek ki öyle veya böyle ben eski aydın'ı çok ama çok özlüyorum...
    bence buraya kadarmış*, umarım kendisi mutlu olur ileride... kendisine kimi zaman çok kızsam da hiçbir zaman nefretle hatırlamayacağım...
  • 428
    yıllardır patlama beklediğimiz genç, kendisinden sadece bir yaş büyük arda turan kaptanken hala yıldız adayı.
    arda turan ismini paf takımını merak eden bir avuç taraftar dışında pek kimse bilmezken öğrendik adını.
    eski paf ve milli takım hocaları kendisinden arda'dan daha yetenekli diye bahsettiği için beklentiler büyük oldu ve karşılayamadı. ancak beklentinin büyüklüğünü geçtim, vasata bile ulaşamadı aydın.

    bugünlerde farklı bir düşünce oluştu bende. biz aydın'ı sağ kanat adamı olarak düşündük, bize öyle öğrettiler. başka bir şey önermek istiyorum.
    önerim öncelikle aydın'a. burayı takip eden bir yakını falan varsa düşünmesini sağlasın yeter.

    milan baros'u biliyorsunuz. yıllardır dünya futbolunda santrafor olarak adı bilinen biri. en önemli özelliği nedir baros'un? kafaya çıkması, çalımları, şutları, fiziği, oyun görüşü, katil ruhlu bir golcü olması mı? hiç biri. baros'un en önemli özelliği tekmeye kafayı sokacak kadar gözü kara olması. bir santrforda olması gereken diğer özelliklerin hepsinden azar azar var barosda.

    evet, baros olmasını öneriyorum aydın'a.

    aydın'da da baros'da olan yok işte. gamsız, vurdumduymaz. her maça uykudan kalkmış gelmiş gibi çıkıyor. konsantre olamıyor. halbuki önünde kocaman bir efsane örnek var. fizik olarak kendisine çok benzeyen baros.

    ey aydın, sen galatasaray takımında hasbelkader oynuyorsun ama baros dediğin adamın transferi olay oldu bizde farkında mısın? liverpool'da oynadı baros farkında mısın? elinde aslında ne büyük bir fırsat var farkında mısın?

    senden sağ çizgi adamı olmaz, en azından şu kadroda keita ile rakip olman zor. ama baros sakat, nonda formsuz ve yavaş. elinde önemli bir fırsat var. biraz uyanık ol. silkin ve kendine gel. hoca da sana yardımcı oluyor işte, uyan artık buna. baros gibi saldırgan olsan, korkmasan belki ondan bile iyi olabilirsin.

    zaten bu son şansın. oldun oldun. olmadın, artık çaykur rize mi olur, ibb mi olur seçeceksin birini.

    (ben önce sözlükte yazdım, sonra aşağıdaki linke koydum.)
    http://www.captano.net/...-yilmaz-milan-baros/
  • 431
    ozgurcan ozcan, cafercan aksu, erhan senturk şu anda bu formayı ondan daha fazla hak etmektedirler fakat kiradadırlar...
    kendisinde galatasaray'ı taşıyacak güç olmadığı düşünülmülediği için hala alıcısının olacağı, piyasasının yüksek olduğu bu dönemde kendisinden daha iyi isimler için sercan yıldırımvolkan şen rahatlıkla takasta kullanılması doğru buluyorum...

    kendisi için vazgeçtiğimiz özer hurmacı' yla kıyasladığımız zaman farkın ileride çok daha büyük olacağını görür kendisine 2 kat sinirlenirim... evet umut vaat etmektedir, evet altyapimizdan yetişmiştir bunun içindir bir olup bir olmadığı 2 sezonu sineye çekebilmişizdir...

    fakat 5.5 milyon eurolar konuşurken bedavaya bıraktığımız necati ateş ve değerini koruyamadan zararlar ettiğimiz nice isimler gibi aydın'ın şimdi hala ederi varken elden çıkarmamız bizim içinde sürekli forma giyebileceği bir ortamda kendisi için de en hayırlısıdr...

    zaten bizi utandırırsa altyapımızdan yetişmiş harbi!! galatasaray'lı aydın'ı yine gerektiği zaman biz alırız... benden nacizane öneriler...
  • 432
    harbi galatasaray'lı olup olmaması beni pek bağlamamakla birlikte, galatasaray kalibresinde bir oyuncu olmadığı ve olma konusunda gerekli ışığın çeyreğini bile vermediği için, nice yokolup giden gencin yarısını bile bulamadığı şansları teptiği için, kısacası "olamadığı" için artık yol alması gereken oyuncu. şu saatten sonra olmayacak şey olurda bu adam gider, bir anadolu takımında şakıtır, fenerbahçe'ye transfer olup yıldızlaşırsa, ben "tüh, yazık oldu, kaçırdık..." demem. goygoyu zaten iplemem ben ama işini yapsaydı yeterdi...
  • 434
    empati yapmak zor değil. ne yazık ki türk insanı tek maçlık yorumlar yapmayı seviyor. veya körü körüne tek bir konu hakkında. sözlüğümüzde de var ne yazık ki böyle insanlar. kendinizi onun yerine koyun, iyi oynadığınız bir sezon sonrası oynatılmıyorsunuz, sonrası kiralık gönderiliyorsunuz ve hemen sakatlanıyorsunuz. bu öyle böyle bir sakatlık değil, sinirden kendinizi yıpratıyorsunuz. iyileştim tam derken hop bir daha kiralık gönderiliyorsunuz. ne sinir kalıyo, ne duygu. tekrar klube döndüğünüzde ise bazı şeyler hiç olmaması gerektiği gibi oluyo. büyük umutlarla kiralık gönderilen aydın bir türlü patlamayı gerçekleştiremiyo. manyak mı lan bu adam göstermesin kendini? 2 senede toplam 10 maç oynatmışsınız bu adamı, nasıl kendini göstersin? skibbe döneminde çok şans bulmuş. bırakın ya ben başka maçları izledim herhalde. ilk yarının ilk 5-6 maçını geçersek diğer maçlarda toplam 100 dakika oynamadı.

    hadi bunların hepsini geçiyorum ey vefalı galatasaray taraftarı. henüz 3-4 ay önce gelmiş yabancıların afedersiniz bir yerini yalarsın, alt yapı alt yapı dersin, ama bu adamı 3'lüye çağırmazsın. başkanın çıkar o çocuktan cacık olmaz der. sonra biz adamdan çılgın atmasını bekleriz. "bazıları"nın üzerine titrenirken bu çocuk sakatlıklar geçiriyordu. "bazıları" henüz yokken bu adam şampiyonluğu getiriyodu. galatasaraylılık konusunda buradaki herkesten 40 gömlek büyük insandır orasını da iyi bilin.

    edit: hem taraftar, hem polat bu şekilde baltalayacağına keşke bütün açılışlara, yemeklere yanına aydın'ı da alsaydı da, keşke taraftar ilk başta yabancılar yerine arda'yı sabri'yi çağırırken bu adamı da çağırsaydı. onları yapmadın bari 05-06 sezonunda yaptığını yapsan bu çocuğa arkanda olduğunu göstersen. ha o zaman da olmuyorsa tamam sen de haklısın. ama vermeden almak? 3 liraya 5 köfte istemek kolay. ha şimdi çıkıp dünyanın parasını alıyo laaaaaaaaaan diyeceksiniz. herşey para zaten.
  • 435
    hala bazı çevrelerde "daha genç abi ilerde parlayacak görürsün bak" gibi bi umutla iyi futbolcu olduğu savunulan eleman. yahu genç ama yetenekli futbolcu görmesek yeriz de şimdi eğri oturup doğru konuşalım. genç ama yetenekli futbolcu kendini bu yaşına kadar belli ederdi çoktan.. bak fabregas'a messi'ye eduardo'ya walcot'a.. böyle adamlar 17-18 inde daha sivrilir. 21-22 sine gelip ot gibi oynayıpta ondan sonra sivrilen futbolcu örneği görülmemiştir. anlık parlamaları saymazsak. he bide , adama ihanet etmeyin şampiyonluğu o getirdi konya' da diye bakanlar varki olaya onlar daha züğürt tesellisi' cilerdir. olaya o şekilde bakacaksak bencede hasan kabze getirdi, ümit karan getirdi mondragon getirdi..

    herzaman söylediğimin arkasındayım. anadolu takımı topçusundan ötesi asla olamayacak bir futbolcudur. sonu da mehmet güven gibi cafercan gibi bir takımda bitmesi muhtemeldir.
  • 436
    şu genç futbolcu kavramını bi toplamak lazım kafada.22-23 yaşındaki adam genç midir?arsenale göre değildir belki, ya da milana göre suları falan taşıyacak adamdır bu yaş insanı.türkiyeye göre?
    kaç tane adam çıkarabiliyoruz ve bu adamları kullanabiliyoruz?çok çok az.her 5 senede bir değişiyor 21 yaş altı milli takım ve 5 sene önce "oha olm adama bak, 2 sene süper ligi dağıtır, sonra barçaya gider bu" dediğin adam, bi bakyosun bank asyaya gitmiş.
    "ama aydın çoak yeteneklieee" diyenlere "tamam, sakin, aydın çok yetenekli, ardayı bile götünden çıkarır" diyorum.ama arkadaşım, adamda hırs, istikrar, istek gibi şeyler yok.karşı karşıya kaçırıyor, "neyse mına koyim, şimdi artistik koşuşumla geri döneyim" diyor.saçma sapan top kaybediyor, "ne koşucam ya, orta sahada adam mı yok basıcak" diyor.e be arkadaşım, bu ülke cafercan aksu, batuhan karadeniz, mehmet sedef, kerim zengin gibi milyon tane adam yedi, sen her seferinde verilen şansın ağzına sıçtın.(ağzımı çok bozdum özür dilerim)
    demem o ki, sana dayanacak adam kalmadı."yobonculor rezül oynoduğu zomon büşüy dömüyonuz omo" diyen yazarlara selam ediyorum.aydın altyapıdan, her maç sıçabilir...gerçek galatasaraylıdır o...he canım, he benim gulüm...
  • 437
    hala kayıtsız, hala azimsiz, hala dünya biryerlerinde değil... inanılması güç gerçekten... kewell bile bucaspor maçında canını dişine takarken aydın efendi trabzon maçını umursamıyor... as takımda olmayı elano, kewell keita gibi olmayı çok hakkediyor ya (?) giydiği sarı kırmızı formanın ya bizim nahiyenin takımı "çatalcaspor" un forması zannediyor ya da başka bir sorunu var. hoş bu tavırları bu kayıtsızlığı ve umursamazlığı ile çatalcaspor'da bile oynayamaz ya o da ayrı bir konu. bu adam kafasında birşeyleri bitirmiş hatta o kadar bitirmişki gayret bile göstermiyor hani göstersem ne değişecek gibi bir psikoloji içersinde... ne değişeceğini ben söyleyim bir kere konya maçında nasıl bir keramete büründüysen belki göstereceğin azami gayret seni yarım sezon daha galatasarayda tutacak ama nerde... daha fazla kepaze olmadan ve konyaspor'a attığı gol ile trişka israil takımına yaptığı asistlerden yemeden hala 'genç aydın' havası ile anadolu klüplerinden birine satılır hele ki takasta kullanılırsa büyük piyango isabet eder galatasaray'a... birde kiralık olarak gitmesi gündemdeymiş aman diyorum 22 yaşındaki bi adamı daha ne kadar pişireceksiniz dibi tutacak yoksa...
  • 439
    "bohuuhuuhuh kendinizi onun yerine koyun" diye aglayarak savunulmayacak oyuncudur. normal sartlarda bir futbolcu boyle savunulabilir ama aydin yilmaz savunulamaz cunku aydin'in problemi depresyon sıkıntı degil halk arasinda got kalkmasi diye de bilinen simarmadir.

    o efsanevi konya macini hic unutmam, kibris'da ercan havalimaninda izliyordum maci, yanimda ki kibrislilar "ehehehhe berabere kaldilar be yav cacik olmaz bunlardan hahahahah" seklinde beni fitik ederken, genc aydin onlari susturmus, beni de oturdugum yerden havalara ziplatip "aslanim be" naralari atmami saglamistir. sirf bu olay icin bile cok ayri severdim aydin'i.
    ne olduysa o golden sonra oldu, sakatlik, kiralanma vb ama bence bittigi mac kadikoy'de oynanan fenerbahce macidir. simdi konusulan, suratinda ki o umursamaz ifade ilk kez o macta bir cok galatasarayliyi rahatsiz etti. yuzunde ki o ifade zamanla hic degismedi, hatta (bkz: dunya skime minare gotume) hayat anlayisi futboluna yansidi. hatta yansimadi direk aydin yilmaz futbol anlayisi oldu.
    hepimizden cok yasitlarina ayip etmistir aydin yilmaz. onunla beraber alt yapidan yetisen bircok isim onun buldugu sanslari bulamadan sag sola kiralanmis yok olup gitmistir. o ise eline gecen onlarca sansi pic etmis, takima adam akilli katki yapamamis en onemlisi sanki messiymis hazretleri gibi saha icinde (bkz: dunya skime minare gotume) tavirlarina burunmustur.
    kredisini bitiren olay budur zaten. o yuzden savunulmamasi gerekir cunku bu formayi, taraftar destegini haketmedigini onlarca kez kanitlamistir.

    ayrica son olarak, sanki evlen diye zorlayan varmis gibi, karakterinden dolayi lincoln'u itin gotune sokanlar nasil oluyorda aydin yilmaz'i destekliyor anlamadim. anlayan varsa beri gelsin.
  • 442
    anelka 2005 yılının ocak ayında atatürk hava limanına indiğinde aynı ülkeden biri daha iniyordu uçaktan. birini tanımayan yoktu, boklu dere istikametine doğru yöneldi. florya istikametine gidenin tanıyanı yoktu, karşılamaya gideni de elbette. akşam spor haberlerinin 2. sırasında suratı façalı, yaralı bereli ribery'nin imza attığı gösterildi. yalama spor basını dalga geçti, anelka'nın bonusu falan dediler. biz ise beklemedeydik, ilk maça çıktığında kapalının önünden rüzgar gibi geçti. ulan bu ferrari dedik. oynadıkça coştu, kapanışı muhteşem yaptı. benim ve herhalde hepimizin seyrettiği en farklı fener galibiyetini aldırdı. 14 maç oynadı ve gitti, bir daha dönmedi içi de dışı gibi çirkin olan futbolcumuz.

    gelişine sahip çıkılmadığı için, gidişine de sahip çıkan olmadı. 200.000 dolar yatırılmadığı için gittiği yazıldı, halen söylenmekte. o kadar da değil, atarız tutarız ama yar(uçurum manasında) başına gelince de tutarız. bizde adı sanı duyulmamış 3 ay sonra bütün dünya'nın tanıyacağı bir futbolcuyu transfer edecek kadar akıllı yönetici yok. ancak bu kadar kısa zamanda cim bom'u şahlandırmış bir futbolcuyu da 200.000 dolar için kaçıracak kadar da keriz yöneticimiz hiç olmadı. bu işin içinde bir bit yeniği vardı, bizi kullandılar, birileri by pass ameliyatı yaptı, ketenpereye geldik, geçmiş olsundu. ''taraftarız biz çekeriz cefaydı''

    2.5 sene önce bir isveç'li indi bu kez hava limanına. adı sanı duyulmuş anlı şanlı isveç'li linderoth'du inen. yeni yapılanmakta olan galatasaray'ın baş ön liberosuydu. hiç oynamadan notunu vermiştik. boğa gibiydi, bizim baytar ekibine iş çıkmazdı linderoth'dan! maçlar başladığında biz demedik mi dedik. adam her topa bulaşıyordu, topu seyrederken aynı zamanda linderoth'un kramponlarını da seyrediyorduk. hayatında mr çektirmediği söyleniyordu. var mı bizim orta sahaya yan bakandı. cezalıydık, tribünden seyredemiyorduk, olsun, lincoln'ü de seyredememiştik henüz. bir kaç maç oynadı sakatlandı. tüh be, dedik, ama adam katır gibi güçlüydü, değilmiydi lan yoksa. meğersem çektirmediği mr ları biriktirmiş, tamamını bizim rehabilitasyon merkezinde kullanmıştı. nokta ameliyat oldu, yani dünyanın bir ucunda, hiç bilinmeyen bir dertten ameliyat oldu. biz öyle sanıyorduk, linderoth ameliyat randevusunu 1 sene önceden almıştı oysa. bile bile transfer ettiler. 2.5 sezonda 24 maça çıkabildi. günahı boynuna transfer edenlerin, sağlam raporu veren baytarların, hala çocuğuna bakar gibi bakanlara. ona da geçmiş olsun, bunca sene iyileşmesini bekleyen, toz kondurmayan taraftarın hoş görüsüne sabrına de helal olsun.
    ''herkes gider biz kalırız, biz galatasaray'lıyız'' dı.

    ve bizim aydın yılmaz, bu 3 futbolcudan çok şey beklediğimiz ama bir şekilde hayal kırıklığına uğradığımız için aynı aynı sayfada analiz etmeye çalışıyoruz. son dakikada vurduğu inanılmaz top ağlara galatasaray'ın şampiyonluğunu müjdeleyerek takıldı. uzun fuleli saçlı, hızlı, tekniği yüksek bir genç futbolcu daha geliyordu huzurlara. aynı tarihlerde arda turan'ın adını bilen yoktu, pişmesi için manisaspor'da oynatılıyordu. manisa-fener maçında tanıdık futbolcumuzu, gün saymaya başladık. arda turan, arda turan olmazdan önce aydın yılmaz galatasaray'da futbol oynuyordu. çok daha büyük maçlar oynayacağı garantiydi. arda'ya çalım atmasını öğreten futbolcu, kendisi unutmuş olamazdı. o gölü aydın atamayabilirdi, nitekim son fenerbahçe maçında atabilir olduğu gibi. ama attı, sanki atması kendisi için iyi olmamış gibiydi. beklenti büyüktü, 2005 den beri bütün hocalar, hiç bir şey oynayamamasına rağmen kıyamıyorlardı.

    taraftar sevmedi, linderoth'a bile tahammül edenler aydın'dan nefret ediyorlardı. bu genç çocuk futbol dışı bir halt işlemişti mutlaka. sorunları vardı, o gençlik suratı gitmiş, ömer sheriff suratı gelmişti. her oynadığı maçta sanki poker seansındaydı. sanki bir adım daha koşabilse, bir çalım daha atabilse, çektiği şutun biri daha girse ribery'i aratmayacaktı. gördük şu son fener altay maçında, hagi ilan edilen özer hurmacı'yı. arda turan'ın isminin altında ezilenler, kendi takımlarında arda'lar, aydın'lar peşindeydiler. özel, sıkıntılı durumu olduğu futboluna yansıyor. durgun, umursamaz bir yapısı var. galatasaray'lı hassasiyetini öğretememişler, yenildiğimiz fener maçında daivid'le forma değiştirmesini engelleyememişler. şu linderoth için harcanan serum, iğne, ilaç parasıyla şu aydın'a bir akıl doktoru tutulsaydı, gitsin diye fal açtığımız çocuğumuza beyaz şimşek adını takacaktık.

    ikinci yarı takipçisi olacağız. eğer takımda kalırsa, inandığımız surinamlı onun futbol dışı sorunlarına da çare olacaktır. yok ayrılırsa bizden, ona da geçmiş olsun. parlamadan sönen yıldız mezarlığıdır türkiye langırt ligi. belediyesporlarda sürünür gider, iyice içine kapanır, uzun sakatlıklar yaşar, bir bakarız hoca efendi'nin liginden bir ücra kasaba takımı, galatasaray'la kupada falan eşleşir de rast gelirsek üzülürüz.

    aydın yılmaz; kendim ettim kendim buldum diye dövünmek istemiyorsan, kapanacaksın florya'ya. millet 10 tur atıyorsa sen 50 tur atacaksın. milletin 2 saat çalıştığı yerde sen 4 saat çalışacaksın. hiç kimseye güvenmiyorsan, rijkaard'a güveneceksin. sende bir umut, ışık görmese, bunca taraftar baskısına rağmen seni oynatmazdı. hiç değilse rijkaard'ı utandırma.

    ben mi? beni boşver. ben amatör taraftarım, amigo futbolcuları yeğlerim. benim için sabri, 50 tane servet'ten daha değerlidir. arda turan'ı, yabancı futbolcuların topuna değişmem. uğur uçar, hakan balta'yı keserse daha çok sevinirim. ben mahalle takımı futbolcusuyum, senin de keita'yı fildişi sahilleri'ne gönderdiğini görürsem sevinirim o kadar. yoksa bu gözler ne futbolcular gördü, formanın içine girecek bir delikanlı buluruz her daim.
  • 449
    zamanında taraftarın gözbebeği olan oyunculardan biriydi.. servet bize geldiği ilk yılda uzun bir süre çağırılmadı tribüne ya da en son birkaç kişi tarafından çağırılan oyuncu oldu, ama naptı servet sadece işine konsantre oldu ve kendini kabul ettirdi bu tribünlere.. servet çok mu iyi galatasaraylı hayır, ama sapına kadar profesyonel.. yani olay üçlüde müçlüde değil.. konya'ya attığı golden sonra herkes bağrına bastı aydın'ı, oyuna her girdiğinde heyecanlandı, olimpiyatta psv'ye karşı ilk 11 oynattığı için "helal olsun" dedik gerets'e, ama insanda sabır da bir yere kadar.. eğer karşındakinden hiçbir istek görmüyorsan, sen de bir yere kadar destek verirsin.. kimlere sabretti bu taraftar, kendi içinden çıkan aydın'dan mı esirgeyecekti bu sabrı.. aydın bir adım atsa, koşmaya hazırdı bu taraftar ama olmadı, aydın o bir adımı bile atmadı 4 senedir..
  • 450
    ne yazıkki beklediğimizi veremeyen futbolcumuz. artık genç de diyemiyorum.*bir şey var bu adamda eksik olan.ne olduğunu bilmiyorum, kendi de bilmiyor olsa gerek.bilse bunca zaman kayda değer bir çaba gösterirdi heralde durumunu düzeltmek adına. işin enteresan tarafı bu adam altyapıdan gelmiş, galatasaraylılık nedir nasıl yaşanır yerinde görmüş. aslantepe de oynamak, bu taraftarın sevgilisi olmak istemez mi şimdi böyle bi adam? istemesini umuyorum.zaten dünden hazırız sevmeye biz, biraz heves be aydınım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın