resim
Arda Turan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Eyüpspor
Yaş:37
Uyruk:Türkiye
  • 14826
    daha geçen sene babası yaşındaki bir gazeteciyi uçakta dövmüştü, şimdi ise başka bir gazeteciyi kafasını gözünü kırmakla tehdit etmiş.

    arda ile ilgili konuşmaya değmez. onun yerine size başka bir şey anlatayım. köpek sahibi olanlar iyi bilir, köpek eğitiminde hangi davranışın kabul edilebilir olup olmadığı zamanında çok net öğretilmelidir. örneğin postacıya havlayıp adamı ısırdığı zaman köpeğe biraz kızdıktan sonra onu ödüllendirirseniz, köpeğin kafası karışır, postacılara havlamanın olumsuz bir davranış olduğunu anlayamaz ve bundan sonra postacıyı her gördüğünde tekrar havlar. öğrenilmiş olan bir yanlış davranışı düzeltmek ise ilerleyen zamanlarda çok daha zorlaşır. istenmeyen bu davranışlar kalıcı duruma gelip köpeğin karakterine yerleştiği zaman ise birçok köpek sahibi köpeğiyle daha fazla anlaşamadığı için belediyenin barınaklarına terk eder. insanlar köpeklerini kısa sürede unutur ama köpekler hayatlarının geri kalanını yalnız ve mutsuz olarak geçirir. çok üzücü bir son.
  • 14827
    ben korumaci bir insanimdir.

    benim kiz arkadasim yanimdayken, boyle laubali bir soru sorulursa tehdit etmem muhtemelen direk ilgili insanin girtlagina sarilirim “bir daha soylesene???” tehditleri esliginde.

    bu olaydan arda turan’i cikartin, yerine muslerayi koyun. aynisini muslera yapsa iyi yapmis der bu sozlugun %90’i.

    arda mimli oldugu icin tepki cekiyor fakat bu soruyu soran kim olursa olsun, ben ummugunu sikarim arkadaslar.

    “konusmamaniz icin ozel bir sebep mi var x hanim?” dese bu tepkiyi alir miydi gazeteci?

    ardayi savundugum dusunulmesin. muhabiri itin gotune sokuyorum. buradaki kadersel durum ise muhabirin yuvarlanip arda gibi bir kapagi bulmsi. oyle karaktersizlige boyle karaktersizlik.
  • 14828
    http://skor.sozcu.com.tr/...-gibi-sozler-708778/

    uçakta babası yaşında adamı döven bir adam, milli takımı bkrakıyorum şovunu düzenlerken basın toplantısında yaptıklarım yanlıştı ama pişman değilim demişti demişti. çok değil bir kaç ay sonra adam olduğunu düşünen bu şahsı ödüllendirir gibi milli takıma alırsan gelir halıya sıçar böyle.

    bu gibi olayların sorumlusu basın mensuplarıdır maalesef. bababası yaşında adamı dövdükten sonra, bu adam olduğunu iddia eden magandaya tepkisini göstermedi. e tabi yapmaya devam ediyor.
  • 14830
    arda turan'ın işlediği suçları savunmayı kendine dert edinmiş yazarları görmemize sebebiyet veren başlık. şöyle dalardım,şöyle kırardım,az bile söylemiş vs vs gibi yorumlar ülkemizdeki zihniyeti baya iyi bir şekilde gösteriyor. sonra danimarka şöyle güzel, burada öyle yaşanmaz böyle yaşanmaz deyip duruyorlar.
    adam açık açık suç işlemiş,o gazeteci soruyu hangi amaçla sorarsa sorsun suçu işleyen arda turan. daha neyi tartışıyorsunuz anlayamıyorum. hemen bir sözde empati kurma çabası, hatta böyle sert çıkışmayanı türk erkeği olmamakla suçlamak hatta daha ileriye gidip sert tepki vermemenin mezhebi geniş olmak anlamına geldiğini söylemek gerçekten de çok ayıp.
    efendi olmak,kötü niyetli soruya bile saygılı cevap verebilmek,sırf zengin ve ünlü diye kendini diğerlerinden üstün görmemek bu kadar mı zor?
    kardeşim neden böyle maksatlı sorular soruyorsun, ben neden öyle bir şey dayatayım karıma,biraz ayıp olmuyor mu dese kim arda turan hanzoluk yapmış der.
    yok ama istemediğinizi duyunca kafa göz kırın,hemen dalın saldırın,efendilik sığırlık zaten boş iş aynen devam..baya bildiğin orman kanunları.bu hareketlerinin sonuçlarına katlanması en büyük umudum.
  • 14831
    bir insana kocası yanında olsa da olmasa da öyle bir soru sorulmaz. muhabir açık açık "zorunda mı kaldınız?" demedi sadece.
    ne demek istiyor sizce bu adam şimdi?
    şimdi arda adamını (!) çıkarın kendinizi koyun yerine. siz ne yapardınız? ben dalardım.
    kısacası insanlardan nefret edebiliriz ama olayları değerlendirirken insanlara karşı duyduğumuz duyguları kenara atmazsak adaletsiz davranmış oluruz.
  • 14832
    değil sokaktan birisi bir arkadaşınız eşinize "konuşma yasağı mı getirdi?" diye sorsa ne yaptığınız bizi ilgilendirmez.

    ancak karşınızdaki bir gazeteci ve gazeteciler yönetenlere değil yönetilenlere çalışır. soru sormak ve haber çıkarmak onların işi. eğer birisi konuşmayı reddediyorsa nedenini öğrenmek zorunda. sorduğu soru ise aslında kaba bir soru değil çünkü ünlü insanlar, imaj hakları kapsamında çevresine konuşma yasağı getirebiliyor. birisi burada size ağzını yüzünü kırarım dese küfredersiniz. gazeteci geri küfretse arda'ya ne derdiniz peki?

    e madem arda turan "afrin" falan deyip düğün yapmayı reddediyor, madem ciddiyse bu düşüncesinde tekrar açıklasa ya. madem bu kadar samimi.

    ayrıca eleştirilen nokta arda'nın bu soruya sinirlenmesi değil. tehdit etmesi. gazeteciyi evinden aldırmakla, tribündeki gazeteciye el hareketi çektirmekle ne farkı var? hangi yönden aşağı kalıyor?

    dostlar kendinizi meşhur insanlarla bir tutup düşünmeyin. toplum önünde olan insanların, önünde olduğu topluma karşı sorumlulukları olur. örnek davranış mı sizce bu? yarın öbür gün çoluğunuz çocuğunuz bu adamı örnek alırsa ne yapmayı planlıyorsunuz acaba? ülkede bir nesil kurtlar vadisi şiddetiyle yetişti ve davranışları bir dönem her gün olay çıkardı. oğlunuzun zamanında kurtlar vadisi'ni örnek alıp kız meslek lisesi önünde silah sıkan aykut demir gibi mi olmasını istiyorsunuz?
  • 14833
    eşine sorulan 'sade bir törenle evlendiniz, hayalinizdeki düğün nasıldı?' sorusuna, verdiği cevapla gündem olan bayrampaşalu semt çocuğu. yalnız türk insanındaki ortaoğu zihniyetini görüyoruz. bu soruyu yataktaki performansıyla bağdaştırıp tekme tokat dalacakları da görmüş olduk. bir ara hepimiz hrant'ız diye pankart açılmıştı. aramızdaki çoğu kişi de, 'hepimiz arda'yız!' diye pankart açmalı.
  • 14834
    gördüğüm kadarıyla bir an önce kendisine bir dalış okulu kurması gerekmektedir. ülkemizde tüpsüz dalış meraklısı çok.

    arda turan yakın zamanda bir gazeteciyi, görevinden dolayı tehdit etmiştir. daha önce saldırdığı da olduğu için bu durumu kendisi adına bir gelişme olarak görüyoruz. yoksa yaptığı halen suçtur. "görevinden dolayı" ifadesi, iğne ucu kadar hukuktan anlayanlar için çok önemli bir noktaya işaret etmektedir.

    kendisi ve aynı dalış okulu üyelerinin anlamak istemediği şey, gazeteciliğin görev tanımıdır. gazeteci provokatif soru sorabilir; bu her zaman muhatabına kan davası beslediği anlamına gelmez. biliyorum siz rasim ozan ve ahmet çakar'ı gazeteci sandığınız için ayarlarınız bozuldu. ancak mesleğin doğası, benden iyi bilen basın yayın eğitimi almış arkadaşlar daha iyi açıklayabilir, bilgiye ulaşmak, ortaya çıkarmak ve yayılımını sağlamaktır. asıl amaç bilgiye ulaşmak olduğu sürece gazeteciler pek çok farklı kaynaktan beslenebilir, suçlularla röportaj yapabilirler örneğin. konuşulmamış olanın konuşulmasını sağlamak için karşısındaki kişiyi tahrik edecek sorular sorabilirler.

    söz konusu olay bir gazetecilik başarısıdır. muhabir, neredeyse gizlice evlenmiş ünlü bir çiftten, bunun nedenini öğrenmek istemektedir. kadın, konuşmayacağını ifade edince, akla gelen ilk şey olan "eşiniz mi konuşmanıza izin vermiyor" sorusu sorulmuştur. eşin, değil konuşacak kadını, soruyu soranı bile tehdit etmesiyle muhabir sorusunun cevabını almıştır. arda turan eşini konuşmaması için baskı altında tutmaktadır. aksi halde yüksek ihtimal dayağa başvurabilir.gazeteci habere ulaşmak için tehdit edilmiş olsa da kamuoyu aydınlanmıştır.

    ha bir de burada, "bana sorsalar var yaa..." diyen arkadaşları önemsemeyin. onlara kimse öyle bir soru sormayacak ömürleri boyunca. ayrıca gördüğüm kadarıyla dünya tersine dönüp talih kuşu omuzlarına konsa ve bu soruya muhatap olurlarsa da arda turan kadarcık bile medeniyet gösteremeyecekler. üzücü.
  • 14836
    aslıhan doğan'a sorulan "eşiniz konuşma yasağı mı getirdi?" sorusuna "senin kafanı gözünü kırarım" dediği için malum kesimlerce desteklenilen kişi. bu olay arda turan bilmem ne olayı değil. buradaki durum gayet politik. arda turan'ın da destekçilerinin de ortak noktalarından biri kadını meta gibi görmeleri. onu bir eşyayı sahiplenir gibi sahiplenmeleri.

    yazıyı çokça uzatıp canınızı sıkmayacağım. yalnız unutmayın; bu ülkeyi karanlığa teslim etmeyeceğiz. ettiğiniz pisliklerin mislini alacaksınız. sabahın bir sahibi var.
  • 14837
    "allahtan kendisi bizim takıma gelmemiş" kalıbını her gün yaptığı ve gündem olduğu her saçma olay ile bir kez daha kullandığım bayrampaşalı genç insan.

    şu yaptığını bize gelip de yapmış olsaydı eğer bu kadar şampiyonluğa giderken basın tarafından manşet dayağı yerdik yemin ediyorum! bir alev alırdı ki ortalık takımı komple yakarlardı. aksini iddia edecek birisi çıkacağını düşünmüyorum.

    peki, arda neden böyle şeyler yapıyor?

    yani madem afrin'de yaşananlardan dolayı düğün yapmayacak kadar duyarlısın, evde 2 tas yemeği yapacak kimse mi yok da dışarıya çıkıp gazetecilerin gözüne giriyorsun? gittiğin yer nişantaşı abi kafan mı güzeldi bu kararı verirken, tabii ki gazeteci çıkacak karşına ve bu çıkan adamlar daha önceki dövdüğün gibi spor yazarı falan değil, baya bildiğin magazin gazetecisi olacak. bunu bile bile adamların gözüne giriyorsun hata 1.

    gittiğin mekan çok üst düzey bir mekan olmasa fark edilmezsin, burası net. madem böyle bir mekana gidiyorsun, gazeteciler seni fark edip soruyu sorana ve bu konu gündem olana kadar neden beklersin? yani çıkmadan rica edersin, mekandan arar taksi çağırırlar ve biner gidersin. taksiye gidene kadar sıkıştırırlar, çıkar çıkmaz "arkadaşlar iyi akşamlar, kolay gelsin eşimle sakin bir yemek yedik evimize geçeceğiz soru almayalım teşekkürler." dersin onlar sorsa da cevap vermez, muhattap olmaz biner gidersin. bunu da yapmıyorsun hata 2.

    gelelim provakasyona. şimdi abi gazeteci dediğin adam bunu yapmak zorunda. adamın işi bu. o adamlar o mekanların kapısında sabahlıyor işlerinden dolayı. zaten hiç anladığım bir olay değildir magazin gazeteciliği yani bana ne ünlülerin ne yaptığından ama böyle bir gerçek var dünyada ve doğal olarak türkiye'de. bu adam ne yapacak peki sen mekandan çıktığında? damarına da basacak, üst üste 20 kere aynı soruyu da soracak, gözüne flaşı 100 mumluk ampülden beter makinasını da sokacak, seni rahatsız edecek ve sen en son kurtulmak için cevap vereceksin. düşünceleri bu yani. böyle bir baskı gördüğünde ama sen kaldırıp da "senin kafanı gözünü kırarım, karımla konuşuyorsun" dersen o gazeteciye istediğini verirsin. "ya arkadaşlar böyle soru olur mu ne yasağı bu konu hakkında söyleyeceğimizi söyledik" dersin hatta senin değil eşinin bunu söylemesi gerekir aslında yasak falan bir şey olmadığını belli etmek için ama hadi kızcağız bilmiyor olabilir, sen el kadar bebeklikten beridir neredeyse bu adamlarla uğraşıyorsun, biraz daha kıvrak olmanı beklemek normal. bu kıvraklığı göstermek yerine sizin "adamlık" bildiğiniz şeyi göstermek ve işini yapmaya çalışan (tekrar ediyorum işi saçma da olabilir ama sonuçta işidir) insana tehdit savurmak hata 3.

    çok sevdiğin acun kankan gibi 3 hata ile uğurluyoruz seni. yeteneksizsiniz.

    bazı arkadaşlardan da ricam, kendinizi arda ile empati kurar durumda bulacağınıza o gazeteci arkadaş ile de empatiyi bir deneyin lütfen. saatlerce beklemişsin, sabaha haber için soruya cevap almak zorundasın belki de işinden olmamak için. ama seni tehdit eden ve daha önce gazeteci dövmüş bir takımın * gazeteci dövmüş bir "adam" var karşında!

    tekrarlıyorum, allahtan kendisi bizim takıma gelmemiş!
  • 14838
    kadını meta olarak gören asıl zihniyet spikerin kocanız konuşmanızı mı yasakladı sorusudur.

    evlilikte veya ilişkilerde kimse kimseye birşey yasaklayamaz.

    arda turan'ın zihniyeti de çok farklı değil, lakin ak olana ak kara olana kara demek gerekiyor.

    cevap verirken kullandığı kelimeler yanlış ama çıkışı gayet doğrudur. hadsizlik ve saygısızlık hiçbir yerde hoş karşılanmaz.

    nefret düzeyinde hoşlanmadığım eski futbolcu.
  • 14839
    şiddete meyilli birtakım kişilerce savunulan adam.

    gazetecinin görevi soru sormaktır. yeri gelirse bu soru provokatif de olabilir. bir sınırın aşıldığı düşünülüyorsa, bu durumda başvurulması gereken yol hukuktur. tehdit veya şiddet yoluyla sorun çözmek (ki arda bunların ikisine de başvuracak kadar ileri seviyede bir adamdır), bir hukuk devletinde kabul edilebilir bir yöntem değildir.

    ne üzücü ki arda'nın bayrak adamlığını yaptığı bu ilkel zihniyetin sözlüğümüzde de hiç de azımsanmayacak derecede temsilcisi mevcut. hele bir de bu konuyu yatak performansıyla bağlantılandırmak, olsa olsa hastalıklı bir kafa yapısının aleni bir tezahürü olabilir.
  • 14840
    bir maçın ardından düzenlenen basın toplantısında riekerink' e kızlarınız garsonluk mu yapıyor diye soruldu. riekerink ise ''sorunun maçla alakası yok ama kızlarım okuyor, arada çalıştıkları da oluyor'' dedi. çünkü kendisi adam değildi, namusuna sahip çıkamayan bir korkaktı. en azından sözlükte bu adam hakkında böyle düşünenler olduğunu gördük arda denen bu keko sayesinde. belki riekerink için böyle yazmadılar ama arda için yazdıklarının izdüşümünden benim yazdığım çıkıyor işte.

    arda, her şeyiyle riekerink' ten daha güçlü bir adam pek çokları için. daha zengin, iktidarı arkasına almış, daha ünlü vs. vs. ama riekerink kadar cesur değil, riekerink kadar beyefendi zaten değil ve olamaz da. riekerink dileseydi o sorunun ardından basın toplantısını terk edebilirdi, gazetecinin üzerine yürüyüp ne biçim soru soruyorsun diyebilirdi, terbiyesizleşip ben sana karının işini soruyor muyum diyebilirdi ama bunları yapmadı. sakin bir şekilde ''evet kızlarım arada çalışırlar'' dedi. çünkü riekerink' in kızları birer bireydi. riekerink onlara saygı duyuyor dahası, sadece lafta değil gerçekten güveniyordu. kendini bilmez bir gazetecinin densizliğine aynı tondan cevap vermedi. ne oldu peki? rikerink' in kızları zarar mı gördü şimdi? riekerik daha mı az adam şimdi?

    muhabir bir densizlik, terbiyesizlik yapmış, arda gibi bir magazin figürünün eşine, arda konuşmanızı yasakladı mı diye sormuş. çok çirkin bir soru. ama bu soruya verilecek en az 10 tane cevap var ve senin kafanı kırarım 10. cevap bile değil. arda orada ''benim eşim bir şey yapmak için kimseden izin almak zorunda değil dahası alacak biri de değil'' dese arda küçülecek miydi? ''ben bu soruyu sana yakıştıramadım, sen eşine yasaklar koyan biri misin'' dese arda küçülür müydü? ''o ne biçim soru. o benim başımın tacı, yasak ne haddime'' dese arda bizim ya da eşinin gözünde küçülür müydü?

    muhtemelen bazılarınıza göre küçülürdü ama. çünkü erkeklik, adamlık orada sert yapmayı gerektirir. yalnız aynı adamlar, aynı errrrrkekler kendilerinden daha güçlü bir figür gördüğü zaman el pençe divan duruyorlar nedense? aynı soruyu arda' ya bir milletvekili sorsa arda yine böyle atar mı yapacaktı yoksa yüzüne bir sırıtış yerleştirip sessiz mi kalacaktı?

    ama tabii arda' yı da anlıyorum. dünyanın en iyi kitap başlangıçlarından biri kabul edilen ve can yücel' in o kendine has çevirisiyle çok şiirsel bir hale getirdiği muhteşem gatsby kitabının girişinde şöyle der;

    ''toy çağımda bir öğüt vermişti babam, hala küpedir kulağıma.
    ''ne zaman'' demişti, ''birini tenkide davranacak olsan, hatırdan çıkarma, herkes senin imkanlarında gelmemiştir dünyaya!''

    arda' nın kapasitesi bu; eğitimi, görgüsü bu kadar. yapacak bir şey yok, racona devam delikanlı arda. adamsın.
  • 14841
    “kafanı kırarım” olayından bağımsız kendini sorgulamaya ihtiyacı olan futbolcu.

    otursun karanlık bir odada sadece düşünsün.

    flashback tarih 2009 ağustos.

    sevdiğin, aşık olduğun takımın oyuncususun. seni kaptan yapıyorlar, hikayeleri anlatılan efsane metin oktay’ın, kale arkasında hayranlıkla izlediğin, formasını almak için uğraştığın hagi’nin giydiği forma numarası olan 10 numarayı sırtına vermişler. taraftarlar seni öyle bir yere koymuşlar ki “dedem babama metin oktay’ı anlatmış, babam bana hagi’yi anlattı, bende çocuklarıma seni anlatacağım arda turan” diyorlar.

    flashback tarih 2011 nisan.

    takım tarihinin en kötü sezonunu geçiriyor. ama taraftar sadece bir isme yüklenmiyor. üzerinde galatasaray arması olan bir formaya “orospu rengi” dediğin halde tüm galatasaray taraftarı arkanda, gelecek güzel olacak biliyorlar. seni de baştacı olarak görüyorlar.

    flashback tarih 2011 ağustos.

    galatasaray’ın en büyük efsanelerinden fatih terim takımın başına geçmiş. takımı senin üzerine kuruyor belli, oğlu gibi görüyor seni. gitmek istiyorsun atletico madrid’e, kimse karşı çıkmıyor senin iyiliğin için. üniversiteye oğlunu yollayan aile gibi yolluyoruz seni gurbete. başarılı olacak diyoruz, bizim çocuğumuz o diyoruz. bizim evladımız.

    flashback tarih 2015 temmuz.

    dünyanın en büyük kulübüne transfer oluyorsun, rüya gibi barcelona’da dünyanın en iyi oyuncularıyla oynucaksın. tüm ülke, galatasaraylısı, fenerlisi, beşiktaşlısı gurur duyuyor senle. bizim çocuk nerelere geldi helal olsun, bizim evladımız o.

    flashback tarih 2015 ekim.

    türkiye son maçta euro 2016’ya katılmış. ülke yıkılıyor ama herkes seni konuşuyor. ülkesi için sevinçten ağlayan adam, bizim evladımız.

    flashback tarih 2017 ağustos.

    euro 2016’da yokları oynayıp ıslıklanmışsın ama yine de seni savunuyoruz. formsuzdu diyoruz. sonra bir prim krizi patlıyor. kadro dışı kalıyorsun, ülke ikiye bölünüyor. arda turan haklı diyenler, fatih terim haklı diyenler. baban yaşında gazeteciye küfürler savura savura saldırıyorsun.

    flashback tarih 2018 ocak.

    başakşehir’e transfer oluyorsun, hükümetin takımına.

    kusura bakma arda, sana karşı olan bütün sevgimizi sen kendin bitirdin. siyasete girmeni falan hiç saymadım bile. kendi eden kendi bulur.
  • 14850
    bu akşam nedense aklıma gelen sipsi a.k.a adam.

    kendisi normalde zerre s.kimde değil ama bu akşam gerçekten biraz düşününce üzüldüm haline. çok erken göklere çıkarıldı arda, yaşadıklarında bunun çok büyük payı var. bu kadar erken göklere çıkarıldığı için, henüz olgunlaşmadığı için ilk başarısızlıkta taraftarla arasındaki münakaşa başladı. sinema kapatma olaylarını falan basit bir özürle veya hiç trip atmadan futbolunu oynayarak unutturabilecekken, yeterli olgunluğu olmadığından taraftarla inatlaştı, ve bu inatlaşma karakteri haline geldi.

    daha gençken türk futbolunu yönlendiren figürlerin fatih terim gibi adamlar yerine aziz yıldırım, emre belözoğlu gibi tiplerin olması, başındaki başkanın adnan polat gibi arda'yı bu tiplerden koruyamayacak bir adam olması bütün bu inatlaşmalara, kavgalara çanak tuttu. bir yerden sonra işler geri dönülmez bir noktaya geldi.

    bütün bunlara bakınca, arda'nın karakteri dolayısıyla bunları hakettiğini görebiliyorum. bu duruma zerre üzülmüyorum. ama açıkçası, beşiktaş'ın da fenerbahçe'nin sırf galatasaray'a nispet olsun diye arda'yı deli gibi transfer etmek isteyeceğinin ve arda'nın buna izin vermediğinin farkındayım.

    çok fazla hatalar yapan, karakterinde ciddi sıkıntı olan bu arkadaşa sırf galatasaraylı olduğu için üzüldüm bu akşam. ah be arda, ah be.
App Store'dan indirin Google Play'den alın