ali sami yen hell efsanesini tek bir kareye sığdırmış,
agresif tribünü abidin dino misali resmetmiş bir fotoğrafı bulunan efsane pankart. en iyi ihtimalle öğleden sonra 4-5 civarı, maça 6 saat falan var ve tribünler balık istifi olmasa da yükünü almış. şimdi o saatte girin desen sol framede 28 tane başlık olur bu ne rezalet kardeşim diyen, millet demirlerin orda oturmuş ayaklarını da aşağıya sarkıtmış çekirdek çitleyerek bekliyor. sanırsın pikniğe falan gelmişler, gelen geçene bakıyorlar oysa ki bomboş bir çimenlik var karşılarında...
herkesin kafada ya şapka ya da sarı-kırmızı ip var stad önünde işportadan alınmış; tabi o zaman store yok millet donuna kadar resmi ürün alsın, aynı şekilde ben bu takıma paramı yatırıyorum kardeşim deme hakkını satın alsın... gömlek favori, tshirt bile süpriz o devirde. replika pazar işi formalar bile çok sınırlı sayıda var tribünde. bayrak-atkı-flama üçlüsü renk veriyor...
o dar kadrajda bile iki tane davul görünüyor mesela. manchester maçında anlatırlar sadece yeni açık'ın ön tarafında 80 tane davul vardı diye. sarı bez üzerine dikilmiş kırmızı harflerden bir pankart. imza yok, art design işler yok ama ruhu var. o bile güç bela tutunabilmiş demirlere, üzerine oturanlardan dolayı hafif gerilmiş sağı solu. kimin söylediğini hatırlayamadığım bir şarkı aslında... hesap gününe hoşgeldin diyor, aslında mahşer gününü kastediyor.
cehenneme hoşgeldin diyor bir nevi. ama daha bir manası çok derin şekilde. altını da boş bırakmayacak o tribün belli...
o zaman kombine yok, paket turlar yok, şehir dışında olacağım için 20 tane bilet devrediyorumcular yok. bir gece önce evin penceresinden atlayıp kaçma var, sokaklarda yatıp gün ağarırken kapının önünde sıra olma var, yarım gün evvelden stada girip o beton sıraya oturma var, aç karna bekleme var, eve dönünce yiyeceği lafları düşünme var...
şehir dışından gelenler için daha da acıklı durum. yol bilmezsin, sokak bilmezsin. metro yok, otobüs sınırlı, minibüs de aynı. google map yok, iett application yok, uber yok. sora sora bulmaya çalışacaksın, bulacaksın, geri dönüş yolunu planlayacaksın, senin otobüs ya da uçak saatine uyduracaksın falan...
bugün elbette bir maçı kollektif bir şekilde tüm stad çok isteyebilir. hatta tüm camia isteyebilir. ancak kimse o adamlar kadar isteyemez. bu bir kusur ya da eleştiri değil. psikolojiyle, maneviyatla, eşyanın ve insanın doğasıyla alakalı bir durum.