resim
Arda Turan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Eyüpspor
Yaş:37
Uyruk:Türkiye
  • 6077
    yine maşallah açıklamalarından sonra toplu linç'e maruz bırakılmış eski futbolcumuz.

    elbette ki açıklamalarında yersiz olan bölümler var, ama kabul etmeliyiz ki söylediklerinin bir çoğunda da haklı. onun anlattıklarını , şu sözlükte ki birçoğumuz entrylerimiz de beyan etmiştik zaten. bazı yabancı futbolcuların sadece paralarını düşündüğünü ile ilgili yüzlerce entrye bkz. verebilirim. ama bunları bilen, üstelik birebir yaşamış biri örnekleyince, neymiş tu kaka. geçiniz arkadaşlar, senin, benim ne kadar eleştirmeye hakkımız varsa arda turan'ın da o kadar hakkı var eleştirmeye.
  • 6078
    "gaza gelmiş taraftarımız tarafından linç edilen bik bik bik, üzerine gidilen bik bik bik, doğru söylemiş aslında bik bik bik"

    ulan bu adama gereğinden fazla değer verdik biz. 10 numara verdik lan, metin oktay yerine koyduk, hagi'den sonra o'na yakışır dedik. tribünlerde pankart astık burlardayız diye, pubis tehşisini koyan beyni özürlü insana demediğimizi koymadık, sinema kapattı yakışır dedik.

    arda turan'ın bir bok hakkı yok afedersiniz. efsane yerine koyduğumuz insan ileri geri konuşuyor. sus ulan sus seni arda yapan burası, sen nasıl yabancılara daha çok değer veriyorlar dersin. haaa evet kewell'a verdik en torpillisinden, baros'a verdik tek başına takımı ateşlemeye çalışırken. hakedene verdik arda paşa.

    sen kaptan mıydın? o zaman oynamadığın maçlarda takım otobüsüyle gidecektin maçlara, kıvanç tatlıtuğ'la değil de kewell'la oturacaktın, arkadaşlarınla oturacaktın maçları izlerken. istinye park'ta denyonun biri sana "lan" dedi diye biz kudurduk buralarda.

    şimdi çıkmış vefa değerden bahsediyorsun. sus ulan sus. arda severler de sussun. 3 sene sonra görürüz abisiyle birlikte aynı takımda oynadığında ne diyeceksiniz. hala bik bik konuşacak mısınız?

    edit: imla
  • 6079
    ant ipek kendisi hakkında çoğumuzun düşüncelerini dile getirmiştir.
    --- alıntı ---
    'sabri abiiiii' diyen o çocuk...

    içinde bir nebze olsun galatasaray sevgisi kaldı ise, bari artık bugün sus çocuk... sus ki yüreğin soğusun..

    yaklaşık 7-8 yıl önce idi...

    çocukluğumdan 30lu yaslarıma taşıdığım en güzelmiraslardan biri olanfloryada antremana sızma rituelimi yerine getiriyordum bahardan kalan bir akşamüstünde...

    antreman maçında ortanın sağında görev alan sabri topu kaptırınca ardında oynayan esmer genç çocuk topu sol ayağı ile kaptı ve sağ ayağının içi ile taç çizgisine paralel bir top atarken önündeki sabriyesabri aaabiiii` diye yüksek sesle seslendi..

    çocuğun sabri abisinin kaybettiği topu kapmasindan, düzeltip tekrar sabri`ye atmasından kumaşının nekadar kaliteli olduğu anında belli oluyordu...

    o çocuk arda turan`dı..

    daha doğrusu o zamanki adı ile sadece arda...

    kutsal galatasaray formasını 17 yaşında giydikten sonra kendi jenerasyonunun en iyisi olarak 22 yaşında

    galatasaray`ın kaptanı olacak arda..

    o`nu ilk tanıdığımızda kısa saçlı, yüzünün ortasında koskocaman ve ışıl ışıl parlayan gözleri ile her yanında zeka ve mütevazılık fışkıran bir çocuk idi arda..

    üstüne üstlük kaptan olarak başlamadığı bir maçta kaptanlık bandını sonradan takmayı kabul etmeme cüretini göstermemesi yetmezmiş gibi maç sonrası “o bandı sonradan takacak degılım” dedikten çokdeğil birkaç ay sonra kaptanlığa 10 numaralı formayı giyerek getirilecek olan arda...

    o arda büyüdü, manisa`ya kiralık gönderildi..

    99 numaralı vestel manisa forması ile geldiği asy`de ceza sahasına eski açık ve numaralinin olduğu kendine göre sağ açık mevkiinden sızarak 2 çalım attı, defansımızın belini kırdı, üzerine bir de asist..
    meşin yuvarlak mondragon”un koruduğu galatasaray ağlarına gittiğinde içi kan ağlayarak sözüm ona sevinir gibi yaptı...

    o an kalbimizdeki yeri iyiden iyiye belirginleşmeye başlamıştı arda`nın..

    ertesi sezon gönüllerde taht kuran gerets istemedi kendisini kadrosunda..dönemin başkanı olumsuz canaydın duruma el koydu; ardayı resmi olmasa da sözlü bir şekilde manisaya söz verilmiş olmasına rağmen ardayı kulüpte tuttu..

    arda saçını uzatarak sempatik bir şekilde döndü florya’ya…artik delikanlı olmuş, attığı her çalımla gönlümüzü fethedip verdiği her gol pası ile gözümüzün pasını siliyordu…1-2 sene önce sadece kısa olan saçları uzamış, attığı her çalımın, eksilttiği her adamın ardından uzamış saçları alnına düşüyor, o saçlar alnına düştükçe ardanin saçlarını biz büyük kaptan bülent korkmazın gençlik döneminin modası uzun ensesine veyahutta hakan şükürun90`ların ortasındaki del piero favorilerine benzetiyorduk..

    4-5 yıldır gıpta ile izlediğimiz barcelona`nın sembolü puyol gibi yeni ilahimizi buluyor olmanın verdiği dayanılmaz hafiflik ile boburleniyorduk asyde, floryada..

    arda, ardalıktanarda turanlığa dönüşürken çocukluluğunu bülent korkmaza, hakan şüküre benzemek için geçiren bir nesil cimbomlu doğan çocuklarına, yeğenlerinearda` ismini koyuyorlardı peşi sira…

    çok değil 2 yıl sonra dönemin başkanı polat kaptanlık pazubandını, asydeki büyük galatasaraytaraftarıbüyük kaptan arda turanpayesini, diğer onbinlerce galatasaraylıda çocuklarının isim abisi unvanını layık gördüler arda`ya..

    ilerleyen yıllarda hem kaptanlık, hem 10 numara, hem de dönemin çocuklarına isimlerinin verilmesi ile bir anda tüm efsanelerimizin tek vucudda can bulmasını ne biz ozumseyebildik ne de arda…

    arda bütün bunların kendisine sunulmasından çok değil 2 yıl sonra kendi kanatlarında uçmak için koptu gitti aramızdan..

    gidişine değil, zamanlamasına bozulmuştuk sadece..

    o çok sevdiği parçalıyı kaptan olarak hiç bir kupa kaldıramadan gitmesine bozulmuştuk…

    arda`nın bugün dikkat etmesi gereken tek şey var artık hayatında: gs tribünlerine ve taraftarlarına seslenirken biraz daha sağ duyulu davranmak… eğer söylediği gibi tekrar aramıza dönerse bugünlerde tt arenada10 numaralı sarı kırmızı parçalınınyanında hatırı sayılır sayıda11 numaralı kımızı beyazçubuklu atletico` formasının olduğunu görecektir…(bu forma vicente calderonda tam 96 euroya satılıyor; bugünkü değeri tamı tamına 250 tl)..

    günümüz şartlarında bile ardayı ispanyada bile yalnız bırakmak istemeyen büyük galatasaraytaraftarının büyüklüğünü bir kez daha gözler önüne serer tribündeki kırmızı beyaz çubuklu formalar…

    daha düne kadar formasını taraftara verdikten sonra buz gibi soğuk havada asyde kapalıyı selamlarken şortundaki gs armasını öperek ne kadar gsli olduğunu gösteren arda

    kendini ülkeden giderken adnan sezginin elinden plaket alan lincolnle değil de bizim yaptığımız camiamızın en büyük değerleri olan metin oktay-bülent korkmaz-hakan şükür ile kiyaslayabilse zaten hala kaptanımız olurdu…

    hayatında ilk defa bir sezonda fatih hoca`nın oyuncusu olarak sezon sonun o kupayı kaldırmak için akıtırdı terini..

    arda ile ilgili bu hayalimizi artık gerçekleştiremeyecek olsakta, o kupa ardanın 7-8 yıl önceabidediği sabrinin elinde yükselecek 7-8 ay sonra…

    her zaman olduğu gibi bize de her sevdadan geriye kalan sadece galatasaray olacak..

    sence de öyle değil mi arda?

    --- alıntı ---
  • 6081
    "arda emre abisi gibi f.bahçe’ye gidebilir" diye bir başlık okudum bugün bir basın yayın organında ve başımdan vurulmuşa döndüm. nedir bu engame nereye sürüklemeye çalışıyorlar bu insanlar seni. sen ki bu takımın kalbi, kaptanı bir dönem herşeyiydin. gitmek istiyorum dedin tamam, takımın gelecek başarılara en umutla bakacağı zaman bir anda gittin yine tamam. ama böyle bir "dedikodu" ya dahi tahammülü yok bu taraftarın arda turan. dediklerine yer yer hak veriyor olsak da sen gurbette yükselmeye büyümeye bak. buralar bir şekilde düzelir, bir şekilde su akar yolunu bulur. sen madridde yıldız ol yeter ex kaptan.
  • 6083
    ne yaparsa yapsın, ne derse desin artık onu sevmeyeceğim. son açıklamalarında taraftarların galatasaraylılığını sorgulaması ve kendi camiasını basın-tff aracılığıyla eleştirmesi bendeki arda sevgisini bitirdi. yaptığı bütün yanlışlara rağmen her ortamda savundum kendisini ama artık yok öyle koşulsuz sevgi falan. herkese hak ettiği kadar değer vermek gerekiyor.
  • 6084
    ---------alinti-------------

    işte bazı taraftarları çileden çıkaran bu açıklamalar, bugün arda turan'a soruldu.

    yıldız futbolcu saha açılışı sonrası konu hakkında şunları söyledi; “ben g.saray’ı çok seviyorum, g.saray taraftarını da çok seviyorum. sadece 1 ay önce yaptığım konuşmalar bunlar, önemli değil. böyle şeyler tabii ki olacak. bugün güzel bir yerde bunları konuşmak yersiz".

    arda'nın basın mensuplarına yaptığı açıklamaların ardından orada bulunan bir galatasaray taraftarı "g.saray taraftarı sana kırgın değil, seni çok seviyor” dedi. arda ise bu sözler üzerine "ben de onları çok seviyorum" karşılığını verdi.

    ----------alıntı---------------------
  • 6087
    --- alıntı ---

    “galatasaray’a bana kazandirdiklari için binlerce teşekkürler”

    arda öncelikle senden röportaj sözünü aldıktan sonra medyaspor’un twitter ve facebook adreslerinden, okurlarımıza bir duyuru yaptım; arda ile röportaj yapacağız, sorularınız varsa kendisine iletmek istiyoruz dedim. birkaç saat içinde onlarca mesaj geldi. galatasaray’dan ayrılmana kırılanı var üzüleni var, özleyeni var. hatta birisi senin için şöyle yazmış: “avrupa hevesini aldıysa artık dönsün.” bu mesajlar bana baba gündüz’ün metin oktay için yazdığı mektubu hatırlattı. sen ne düşünüyorsun?

    özlem bizim hayatımızda her zaman olacak…

    öncelikle medyaspor takipçilerine buradan teşekkür ediyorum. inşallah bu röportajda onlarla güzel bir beraberlik yaşayacağız…

    benim için özlem hayatımın her anında olacak galatasaray’a karşı… tabii ki kırgınlıklar, üzüntüler olabilir aileler arasında… ben zaten hiçbir zaman galatasaray kulübü ve galatasaray taraftarı beni yüceltirken, beni zor zamanda desteklerken, bana bunları kazandırırken hiç birine nankörlük etmedim. tüm bunlar için her zaman binlerce kez teşekkür ediyorum. ben her zaman galatasaraylıyım, galatasaray’ı çok seviyorum. ben sadece yaşadığım üzüntülerden, sıkıntılardan yola çıkarak, yukarıda olan futbolcu arkadaşlarımızın ortam gerilmesin diye söylemek istemediği bütün sorunlar üzerinden konuştum ve kendi yaşadıklarımdan örnek verdim; bunlar bunlar olmasaydı çok daha iyi olurdu diye… insanlar bence kırılırken şunu da düşünmeli. bir yerden bir yere gittikten sonra bu kadar “ben galatasaraylıyım, ben galatasaray’ı çok seviyorum” diyen başka bir insan daha var mı?

    bir de şu var: arda çok konuşuyor, arda sürekli röportaj yapıyor deniliyor. siz buradasınız biraz gördünüz, o kadar çok röportaj talebi var ki insanları kırmak istemiyorum, insanlara yardımcı olmaya çalışıyorum. yoksa ben de odamda yatıp, kapatmasını bilirim telefonumu… ki yani bunu yaptığımız zamanlar da oluyor ama o kadar çok talep ve o kadar çok kıramayacağımız insan var ki. biz de onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz.

    “biz de asgari ücretle geçindik”

    siz bir sporcusunuz aynı zamanda… yani sanatçılar ve sporcuların zaten sık sık konuşmaları gerekiyor mu?

    ben de öyle düşünüyorum. toplumun gözü önündeki insanlarız, fikirlerimizi ve sorunlar hakkındaki düşüncelerimizi söylememiz lazım. hatta her konuda bilgisiz olduğum falan söyleniyor. hayır, ben çok okuyan birisiyim. birçok konu hakkında da fikir ediniyorum. kendime göre de fikirlerim var ve bunları söylemekte de özgürüm, bunlardan dolayı hiçbir zaman da çekinmedim, sadece bazı sözlerim yanlış anlaşılmış bu son verdiğim röportajla ilgili… “ben sekiz ay para alamayıp, yabancılar aldığı zaman olmuyor” dedim. o zaman tabii insanlar da diyor ki asgari ücretle geçinenler de var! böyle bir edebiyat yapmamak lazım, sebebi ise şu: ben de öyle bir aileden geliyorum. benim babam da ailemi asgari ücretle geçindiriyordu, biz de bir sürü sıkıntılar yaşadık ama biz her zaman herkesin yaptığı işe saygı duyduk. ben sekiz ay maaşını alamıyorken, yabancı oyuncular oynamadığı halde maaşını takır takır alıyorlardı. ve biz bunları sorun olarak yansıtmıyorduk, bunun üzerine bunları yaşamak üzücü dedim. bunda kötü bir şey yok. ben sekiz ay para alamıyorken belki birinden borç aldım veya birisine bir iş için para ödemek adına söz verdim? yakışır mı büyük takım futbolcusuna verdiği sözü tutamamak. ben bu yüzden, bu sıkıntılar yaşandığı için bunları anlattım. yoksa galatasaray taraftarı beni yüceltti, galatasaray kulübü beni bu günlere getirdi… arda olmamı sağladı. edindiğim bütün maddi ve manevi imkanlarda önce allah’ın sonra galatasaray’ın çok büyük katkısı var. ben bunlara nankör gelmiyorum. ben yaşadığım, sıkıntılar, kırgınlıklar, üzüntüler üzerinden türk futbolunun sorunlarına değindim. amacım ne galatasaray taraftarını kırmak ne de başka bir şey.

    “torres için atletico madrid neyse benim için de galatasaray odur”

    ben ispanya’da bile her gün galatasaraylıyım diyorum. as gazetesine verdiğim röportajda söylediğim bir şey var. diyorum ki; “fernando torres için atletico madrid neyse benim için de galatasaray odur”

    galatasaray günlerine dönersek atletico madrid’e imza atmadan tam 5 yıl önce galatasaray’la mlade bodeslav maçına çıkmıştın. o senin rüştünü ispatladığın maç olarak her galatasaraylının aklındadır. attığın ilk gol senin bir yıldız olacağının kanıtıydı. savunma ile kaleci arasına girdin, kaleciden sıyrıldın, bomboş kale önünde sami yen’de bütün taraftarlar “vur” diye ayağa kalktı… fakat sen topa bastın, hem ayağının altından kayıp giden savunma oyuncusuna hem de biz galatasaray taraftarlarına ilk çalımı attın ve herkesle alay eder gibi topu boş ağlara yuvarlamıştın, bu inanılmaz bir özgüvendi. 19 yaşındaki bir adamın yıldız olacağını kanıtlayacak bir özgüvendi. seni izleyenler o gün yıldız olacağını anlamıştı. sendeki bu özgüven nereden geliyor?

    estağfurullah, ben her zaman söylerim futbol oynamak için çok üst düzey özelliklerim yok ama iyi bir oyun zekâsına sahibim, o yüzden orada da öyle bir çalım atmıştım. bana sorarsan, benim için ikinci gol daha etkileyiciydi ve daha zekiceydi.

    özgüvene gelirsek, o konuda çok iyi bir ortam olduğunu, çok iyi bir ağabey-kardeş ilişkisi olduğunu söylemeliyim. o özgüveni sana aşılamaları da önemli takım arkadaşlarının. herkesin, ağabeylerinin seni desteklediği bir ortamda o kadar büyük bir özgüven duygusuyla çıkıyorsun ki sahaya sanki sana kimse bir şey yapamazmış gibi. o gün galatasaray taraftarının da inanılmaz bir desteği vardı bana ve çok özel bir gündü.

    peki, galatasaray’dan önce de yarım sezonluk bir manisaspor maceran var. ersun yanal’ın sana her zaman çok şey kazandırdığını söylüyorsun orada sağbek mevkiinde oynuyordun, senin gibi oyun zekâsı yüksek bir oyuncunun sağbek oynaması doğru muydu? ne kattı sana sağbek oynamak?

    şimdi, mesela gökhan gönül de sağbek mevkisinde oynuyor ve arkadan gelip pozisyona katılıyor bu çok güzel bir avantaj tabii. gökhan gönül çok kaliteli bir oyuncu olduğu için güzel işler yapabiliyor. benim bek oynadığım dönemde de iki stoperin önünde bir ön libero vardı ve o oyuncu sık sık stoperlerin arasına girip savunmayı üçlüyordu. sağbek gibiydim ama çok fazla ofansif oynayabilen bir oyuncuydum, o yüzden farklıydı fakat savunma yönümü de çok geliştirmişti o sistem.

    manisaspor’dayken galatasaray’a karşı bir maç oynadın ve asist yapmıştın, golün ardından da sevinmemiştin. bir gün galatasaray’a geri döneceğini düşündüğün için miydi?

    hayır. ben her zaman galatasaraylı olduğum içindi…

    2005-2006 sezonunda galatasaray alt yapısından zafer sakar’la birlikte manisaspor – fenerbahçe maçında ilk 11 oynamıştınız. fenerbahçe’yi 5-3 yenmiştiniz ve o sezon galatasaray ile fenerbahçe arasında kıran kırana bir yarış vardı. maç sonunda kardeşler görevini yerine getirdi, sıra ağabeylerde demiştin. galatasaray o sezon efsanevi bir şampiyonluk elde etti. o şampiyonlukta da emeğin olduğunu düşünüyor musun?

    orada çok ufak bir payım olabilir. sadece fenerbahçe’ye bir çelme takabilmiştik.

    galatasaray’da oynadığın dönemde çalıştığın teknik direktörleri sormak istiyorum sana, gerets ilk kez ilk 11’de şans verdi sana, seni keşfeden eric gerets midir yoksa başka bir yönetici ya da antrenör mü sendeki cevheri görmüştü ilk olarak?

    bizi aslında 13 yaşında fatih terim profesyonel yapmıştır. her hocamın çok katkısı vardır. abdullah hocanın suat kaya’nın, ersun hocanın, fatih terim, eric gerets, rijkaard, hiddink çok iyi hocalarla çalıştım.

    bir sonraki sene de feldkamp ile çalıştın feldkamp senin hakkında “kondisyonunu daha orantılı kullanmalı, maçın geneline yaymayı bilmeli” demişti. o sezon da fizik kondisyon anlamında kendini çok geliştirmiştin bu feldkamp’a özel bir idman farklılığından mı kaynaklanıyordu?

    o sezon ekstra bir kenetlenme içindeydik, farklı bir motivasyonla oynuyorduk şampiyonluk için sonra teknik direktörsüz kaldık, cevat hocamızla devam ettik. cevat hocamızın da bende katkısı çoktur. farklı bir motivasyon vardı o sene her anlamda… canımızı dişimize takmıştık. hiçbir şey beklemeden savaşmıştık. bazen 11 türk oyuncu ile sahaya çıktık. ben o günleri yaşadığım için o günlerin üzerine çok daha rahatlık yaşanmasına rağmen, başarılar gelmemesi beni asıl üzen. ben bu üzüntüyü yaşıyorsam bir de 96-2000 dönemindekiler ne üzüntüler yaşıyordur düşünün.

    galatasaray formasini giydiğim her anda mutluydum

    peki, skibbe dönemi… 2000’lerden sonra skibbe herhalde galatasaray’a en iyi futbolunu oynatan teknik direktördü. almanya’da hertha berlin karşılaşması, benfica deplasmanı ve içerde olympiakos galibiyetleri görülmeye değerdi. hatta galatasaray taraftarları ileri hücum dörtlüsü olan arda, lincoln, kewell ve baros için kalb lakabı takmışlardı. ligin ilk yarısını o takım art arda galibiyetlerle devam ettirirken ne oldu da ligin ikinci yarısında takım birden durdu. skibbe görevinden alındı… sen skibbe ile devam edilseydi takımın yolunun açık olduğunu düşünüyor musun?

    bilemiyorum o dönemin şartları onu gerektirmiş ama skibbe çok iyi bir insandı. futbol düşüncesi çok üst düzey bir insan ama o an öyle gerektirmiş olabilir; sonuçta yönetimin kararı, biz bu karara uymak zorundayız. dediğin gibi çok iyi oynadığımız dönemler de oldu ama ben mesela rijkaard’ın ilk döneminde de çok iyi oynadığımızı düşünüyorum.

    sen en çok hangi hocanın sisteminde daha mutlu hissettin kendini?

    valla bilmiyorum. ben galatasaray formasını her giydiğim anda mutluydum…

    bülent korkmaz dönemi için ne diyorsun?

    bülent ağabeyin de aslında iyi futbol oynattığını düşünüyorum ama çok sıkıntılı bir dönemde geldi, taşın altına elini koydu ama onun da gidişi çok üzüntü vericiydi.

    rijkaard döneminde çok iyi bir başlangıç yaptınız senin de dediğin gibi, sonrasında bir bosna hersek maçı oynadın, o bosna hersek maçı çok şanssız sonuçlandı ve dünya kupasına gidemedik. bu benim şahsi görüşüm… sen ve galatasaray’ın performansı o maçtan sonra çok düştü. çok mu etkilendin o maçtan ne düşünüyorsun?

    ben kötü oynadığım çok maç olduğunu biliyorum ama kötü mücadele ettiğim maç hatırlamıyorum. doğru söylüyorsun, belki o maçtan çok etkilenmiş olabilirim. çünkü dünya kupasında oynamayı çok istiyordum.

    rijkaard döneminde bana göre ise çok iyi bir sistemimiz vardı, sonra üçlü orta sahaya döndük. yani 4-4-2 oynarken ya da 4-4-1-1 oynarken 4-3-3’e döndük. sonra çok eksik kaldık, sakatlıklar oldu, ben tek forvet oynadım, yoğun maç trafiği oldu. atletico madrid maçları, beşiktaş deplasmanı, tekrar atletico madrid maçı… o aralarda takım çok yoruldu, yorgun düştük. sakat oyuncularımız da dönemeyince çok sıkıntı çektik o yüzden yarıştan düştü. aslında o dönem şampiyonluğun da kupalarında büyük adaylarından biriydik.

    rijkaard döneminde özellikle adnan sezgin çok eleştirildi. ben tam olarak bilmiyorum, sen şimdi ispanya’ya gittin bu tarz mıdır orada da yönetim anlayışı orada futbol şube sorumlularının farkı nasıl olur?

    buna benzer bir yönetim anlayışı var adnan ağabey de iyi bir profesyonel elinden geldiğince iyi niyetiyle çalışmıştır. tabi bu işleri yaparken herkesi mutlu etmek çok zor…

    sizinle birlikte okey oynadığı yönünde haberler vardı bunlar için ne diyorsun?

    yo, hiçbir zaman böyle bir şey olmadı.

    alex, hagi ile kiyaslanamaz!

    peki hagi için neler söylersin?

    hagi çok büyük bir futbolcuydu. iyi de bir hoca ama hocalık olarak yıldızı barışmadı fazla galatasaray’la ama çok iyi niyetli iyi bir profesyoneldi. bizim hayallerimizi süsleyen hagi’nin bizde farklı bir yeri olduğu için özel bir insan!

    peki kıyas yapsan hagi mi alex mi?

    tabii ki hagi! benim için hagi alex de inanılmaz bir futbolcu ama alex hagi’yle kıyaslanmaz diye düşünüyorum.

    türkiye liginde en beğendiğin yerli ve yabancı oyuncular?

    selçuk inan’ı çok beğeniyorum. burak yılmaz inanılmaz oynuyor, gerçekten inanılmaz. emre belezoğlu çok iyi bir futbolcu, gökhan gönül’ü çok beğenirim…

    yabancılardan?

    alex en iyisi… simao’yu çok beğeniyorum. bir de belediyespor’un transfer ettiği doka’yı çok beğendim.

    galatasaray’ın bu seneki yabancı transferleri hakkında ne düşünüyorsun…

    ah ujfalusi var, en iyi yabancı oyuncular arasında onu söylemeyi unuttum. biz çok iyi bir takım olduk. melo çok iyi bir oyuncu, orta sahada çok iyi bir dinamo sonra elmander çok faydalı oynuyor, eboue var. galatasaray çok iyi bir takım oldu. şampiyonluğun en önemli adayı.

    şampiyonluğu kutlamaya geleceğiz inşallah.

    galatasaray’da bu sene sanki biraz yabancıların üzerine kurulmuş bir takım var.

    ben hiç öyle düşünmüyorum.

    ayni gemide batiyorsun!

    senin döneminde ise yabancı oyuncular biraz geri planda kaldı. hatta senin döneminde takımda kalan tek oyuncu baros, o da bu sezon rotasyona düştü. neden sence?

    benim yüzümden işte, pas atmadığım için (gülüyor) herhalde bunu söyleyen biri hiç futbol oynamamıştır. çünkü futbol oynayan hiç kimse birinin suratına bakmaz. göremez. onu gören biri varsa belki zidane falandır. ki benim gözlerim bozuk zaten (gülüyor)

    pas atmamak boyutunda değil de neill mesela ingiltere’de kaptanlık yaptı, cana fransa’da kaptanlık yaptı bunlar lider vasıflı oyunculardı. kewell avusturalya’da ilah gibi görülüyordu. fakat burada yeteri kadar sorumluluk almadıklarını düşünüyor musun?

    yo, gayet sorumluluk aldılar. bu bir takım oyunu, bireysel anlamda kimse bir şey yapamaz. neill çok karakterli bir oyuncu, aslan gibi de top oynadı. lorik de öyle, harry de öyle. sonra sakatlıkları vardı bu oyuncuların ama benim söylemek istediğim bir şey var. mesela elano’ya pas atmıyormuşum diye söylenti vardı. keita için de söylediler. ki inanılmazdı aram onlarla. iyi futbolcu iyi futbolcu ile oynamak ister. biraz mantıklı olmak lazım… bilerek pas atmamak olabilir mi. kaybedince aynı gemide batıyorsun zaten.

    hakan ağabey yataktan kaldirip oynatirdi

    son ankaragücü maçında mesela melo’nun 39 derece ateşle maça çıktığı haberleri vardı.

    helal olsun, öyle olmalı zaten.

    sizin dönemde de oluyor muydu bu gibi fedakârlıklar?

    biz yatıyorduk yahu (gülüyor)

    yabancı oyuncular için diyorum sizi ayrı tutarak…

    oluyordu tabii, olan arkadaşlarımız da vardı ama olmayanlar da vardı! bunları zamanında hakan ağabeyler falan çok iyi oynatırlardı zamanında. ateş mateş çok faydalı olurdu hakan ağabeyin döneminde de (gülüyor) hakan ağabey yataktan kaldırıp oynatırdı.

    blogları falan okuyor musun?

    yok hayır okumuyorum… ekşi sözlüğü okuyorum çoğu zaman, çok güzel eleştiriler oluyor bazen, tabii saçma sapan yorumlar da olmuyor değil. elano’ya pas atmadığımı yazmaları gibi. mantıklı eleştiri futbolla ilgili oyun anlamında çok keyif veriyor.

    peki medyaspor okurlarının sorularına bakarsak… ulvi can erol sormuş galatasaray bu sene şampiyon olur mu?

    vallahi çok istiyorum, dua da ediyorum. inşallah da olur.

    muhammer atalay sormuş galatasaray’daki ruhu ve atmosferi galatasaray’da bulabildi mi?

    galatasaray farklı bir atmosfer benim için burada çay bardağı düşse acaba nasıl toparlarız diye düşünürüz. burası galatasaray. galatasaray’la ilgili bir şey benim için kıyaslanamaz.

    son olarak bir fenerbahçeli okurumuz sormuş seko secc nickiyle… gerçek bir galatasaraylı olarak fenerbahçe’de oynamak istemez mi demiş?

    bu konu hakkında ben yeterince yorum yaptım. söyledim yahu söyleyeceğimi. gerekeni herkes bilir!

    --- alıntı ---

    http://www.medyaspor.com/...-icini-doktu-3059642
  • 6091
    arda turan'ın tam saha dergisine yaptığı röportaj sonrası almanya milli maçı öncesi çok güzel bir kumpasın hazırlandığını görüyoruz.şöyle ki taraftarın tepkisini toplayacağını maç esnasında protesto edileceğini yavaş yavaş zehir gibi zerk etmeye başladılar.olası bir protesto sonrası olacaklar şöyle;fb basını hazır koro şeklinde arda'ya ayıp edildi,iyiki de takımdan ayrılmış,kurtulmuşvs.. diyerek onun fb formasıyla tanışma altyapısı kurulmuş olacak,emre abisi üzülme arda bizide çok ıslıkladılar vs..,arda için takımdan kaçarak gitmesinin haklılığı verdiği röportajın doğruluğu savunulacaktır.
  • 6092
    sevdiği tarafından üzülen birinin verebileceği reaksiyonu vermiştir. siz üzülmez miydiniz? ben üzülürdüm. jo ile bu adamı aynı kefeye koyan, a.polat'a diş bileyemeyen paralı askerlerin önüne atılmış 20'li yaşların başında genç bir sporcudur. metin oktay ruhu bile dendi kendisine. o vakit herkes reaksiyon verirken bu camiaya yakışan reaksiyonu vermeli, dedirten güzel topçu. yolu açık olsun.
  • 6093
    galatasaray'da oynamayan futbolcular umurumda bile değildir aslında. arda turan'da olmayacaktı, misal mehmet topal'la en ufak bir ilgim alakam olmadığı gibi. atletico madrid'in maçlarıyla, çemişgezekspor'un maçı kadar bile ilgilenmiyorum. bir zamanlar galatasaray'da oynadı diye, hiç bir futbolcunun bizden başka oynadığı takıma sempatim olamaz. ben atletico madrid'i zaten severdim, arda var diye de bu sevgimde artış olmaz.

    arda ile de ilgimi alakamı, gittiği gün kesmiştim. kendisine zerre kadar sevgi duymuyorum, gidişi de ahlaklıca olmadığından, bir gün olası galatasaray'da tekrar oynayacağı maça kadar cehennemin dibine kadar gidebilir. bir gün döner de, ben oynadığı maça denk gelebilirsem, o güne değin hakkında ne bir yazı yazacak, ne bir yorum yapacaktım. ''ben galatasaray'a şu kadar para kazandırıp gittim, taraftar kıymetimi bilemedi'' demeseydi eğer. e bizde evvel allah tecrübeli, akil bir galatasaray taraftarı olduğumuza göre bir kaç kelam etmek büyük galatasaray taraftarına boynumuzun bir borcudur.

    kimse kimseyi kandırmasın. bu arkadaşımız da sağlıklı yaşam için spor yapanlardan değildir. ülkemi, eski takımımı temsil ediyorum klişe hamasi lafları en kafatasçı galatasaraylı için bile bir şey ifade etmez. kaldı ki galatasaray'a para kazandırdığı falan yoktur. külliyen yalandır. paramız yok diye, bizi hesap bilmez sanmasına, enayi yerine koymasına da itirazımız vardır. oynadığı 6 sezon boyunca aldığı paraların toplamı, mal olarak satışından toplanan hasılattan daha az değildir. eğer ortada bir para lafı dolaşıyorsa, kendisinin galatasaray'dan kazandığı paranın yanında, kendisinden galatasaray'ın kazandığı para devede kulaktır. kaldı ki biz arda turan'dan galatasaray'a para kazandırmasını değil, kupa kazandırmasını isterdik.

    atletico madrid, arda turan'ı, barcelona'yla başa çıkmak için transfer etmemiştir. onlar için sadece ucuza aldıklarını sandıkları bir metadır. yarın 20 milyona başka bir takıma geçirirlerse karlı bir iş yapmış olurlar sadece. biz bu işlerden anlamayız, zenginin parası züğürdün çenesini yorarmış. biz işin, daha doğrusu arda'nın futbolunu konuşalım biraz.

    atletik madrid, bizim kayserispor gibi bir takımdır. eğer kayserispor kafaya oynayabilirse o sezon, forvetleri, golcüleri prim yaparlar, el üstünde tutulurlar, insan satıcılarının gözdesi olurlar. mutlak daha iyi olduğu düşünülen bir başka takıma satılırlar. alış veriş tamamlanmış olur. yok eğer kayserispor'un başarısı konjoktürelse, sadece bir sezona kaimse, forveti ilk kovulacak futbolcu olur. arda turan büyük bir futbolcudur elbette. ne var ki arda turan'ın büyük futbolculuğu tamamen oynadığı takımın büyüklüğüyle doğru orantılıdır. eğer arda büyük futbolculuğuna devam edecekse, bu ancak o takımın ülkenin en büyük takımı olması gerekir. yani kısaca, arda turan atletico madrid'in futbolcusu değildir. bala, kısmete atletico, kendine real'le barca'nın arasında önünde bir yer bulursa arda'yı dünya'da tanımayan kalmaz. aksine, olması gereken, orta sıralarda bir yerlerde tutunursa bu sene olmaz sa seneye kıçına teneke bağlarlar. atletik madrid'in kendisinden büyük takımlarla oynayacağı maçlarda arda'ya top gelmez.

    nasıl ki nihat, ilk senesinde göze battıysa, sonraki sene takımı dipte dolaştığı için silik bir sezon geçirmiştir. sonrasında da yitip gitmiş şimdilerde nerede olduğu bile bilinmemektedir. hakan şükür, gittiği takımlarda, bizde oynadığının yarısı kadar oynayamadı, oynayamazdı. arda turan'ın hiç bir fener maçında iyi oynayamaması işte tam bu yüzdendi. çünkü arda turan'lı sezonlarımızda fenerbahçe'den daha iyi oynayamamıştık. birazcık kafası çalışsaydı bu sene hiç bir yere kıpırdamazdı. her oynadığı maça favori çıkan, bunu sadece kağıt üzerinde değil, sahada da göstereceği garanti bir galatasaray'da tarihe geçerdi.

    üstelik, kendi beyanına göre, büyük futbolcuydu. gidişiyle galatasaray'ın gücünü düşürmüştü. bence de böyle, gücümüzü zayıflatmış, galatasaray futboluna zarar vermiştir. galatasaray'a her zarar veren insan gibi benim nefretimi kazanmıştır. şimdiye kadar şansı yaver gitmiştir, umarım devam eder de, oynadığı takımın dandik maçlarında, asist yapar gol atar. oynayacağı maçların çoğunda beraberliğe el sıkışan bir takımın en etkili silahı arda ise gök tanrı yardımcıları olsun.

    maça giden en etkisiz bir galatasaraylı kadar bile delikanlı olamamıştır. anıların bile güzel kalmasına izin vermemiştir. kendisi için söyleyeceğim son sözlerim bunlardır.
  • 6094
    --- alıntı ---

    "ne diyeyim, 15 yaşında bir çocuğun bana küfür etmesi beni mutlu etti mi diyeyim? ben diyorum ki; bunlar olmasa her şey çok daha iyi, çok daha güzel olur. insanlar kendi evlatlarına daha sıkı sarılmalı diyorum. olayları yaşadığım galatasaray üzerinden verdim örnekleri. ama söylediklerim fenerbahçe için de, beşiktaş için de, trabzonspor için de; her futbolcu için geçerli. inanki ; benimle aynı şeyleri düşünüyor türk futbolcuları. ama kimse bunları söylemiyor. söyleyemeyeceğinden değil, söylemek istemiyor. bütün türk futbolcuları da bu görüşleri paylaşıyordur çünkü hepimiz aynı sıkıntıları yaşıyoruz."

    --- alıntı ---

    arda sonunda o 15 yaşında çocuğun yaptığını bana da yaptıracaksın. sus artık. sen kendi ağzınla diyorsun yüzüne karşı küfreden 15 yaşında çocuk, sen bu çocuğun davranışından yola çıkıp nasıl galatasaray üzerinden örnek veriyorsun? tribünler hep bir ağızdan sana küfretse o örneği verebilirsin ama seni herşeye rağmen savunan milyonlarca taraftarın varken kendi kulübünü ve taraftarlarını 15 yaşındaki veya 45 yaşındaki bir kaç kişi yüzünden insanlara şikayet edemezsin.

    ayrıca türk futbolcuların sorun yaşadığını diline pelesenk etmişsin. türk taraftarında nasıl yabancı hayranlığı varsa, türk futbolcularında da yabancı düşmanlığı var. bunu da kabul et ardacık. gol atıyorsun beşiktaş'a, jo ve elano gelip sana sarılıyor yüzlerine bile bakmamak için o kadar çaba harcıyorsun ki, ben utanıyorum senin yaptığından.

    ayrıca senin rahatsızlığını belirttiğin türk futbolcular; servet çetin, gökhan gönül, emre belözoğlu, volkan demirel'den başkası değil. buna eminim. madem bu kadar türk futbolcuların rahatsızlığını biliyorsunuz, bir sendika kurmak için uğraşsanıza. ispanya'da casillas, xabi alonso gibi adamlar kendilerinin ihtiyacı olmamasına rağmen küçük takım futbolcularının alacaklarını garantiye alması için bu sene başında ligi ertelettiler. siz ne yaptınız arda? kaptanı olduğun takımda servet çetin gidip cem sultan'ı antrenmanda dövüyor sen kılını kıpırdatıyor musun? geç bu türk futbolcuların rahatsızlığı ayaklarını artık. biz de türkiyeye gelip yatan yabancılardan nefret ediyoruz, lincoln'den daha yetenekli brezilyalı gelmemiştir türkiyeye ama ben hep lincoln'e küfrettim. ama sen cana , baros ve hagi kadar takımını ve takım arkadaşlarını saha içinde korudun mu kaptan olduktan sonra?
  • 6096
    arda diyor ki 1 ay önce yaptığım röportaj arda 'cım dergiye röportaj veriyorsun eylül ayında sonra da 1 ay önce diyorsun ne zaman baskıya verilecek sanıyordun çok merak ettim senin için bir ayda 2 dergi çıkaracak halleri yok.biraz daha akıllı davransan olmaz mıydı?

    unutmadan arda bugün yanında olan emre abin , ahmet bulut , acun firarda * hepsi gider yine biz kalırız çünkü biz galatasaraylıyız

    edit : ekleme
App Store'dan indirin Google Play'den alın