• 39
    nostaljik bir figür olarak kalmasına çok üzüldüğüm taraftardır.

    bunu yeni stadın yapılışını gün be gün takip etmiş, ilgili forumlarda editörlük yapmış bir olarak söylüyorum. hem galatasaray’a, hem de taraftarına vaad edilen projenin yüzde 30’u bile gerçekleşmemiş otoban kenarı, ruhsuz, kentten kopuk bir yapı hediye ettiler. galatasaray ne yapıp edip fener gibi beşiktaş gibi stadını modernize etmeliydi. zira mecidiyeköy’ün o maç atmosferini yaşayan adam, iflah olmaz bir daha. bambaşka bir havası vardı bunun. şehir içi stadları, hem şehre hem taraftara ayrı hava verir. bursa için, ankaragücü için bile böyleydi bu. yeni stadın bu havayı verebilmesi uzun vadede dahi çok güç. mevcut iktidarın sembolleşen her şeyi ortadan kaldırma çabasından biri olarak, elimizdeki kültür haline gelmiş stadı verdik. sonucunda ise bize modern görünümlü standart tip bir stadı verdiler. bahçeli tek katlıdan çıkıp 35 katlı karaktersiz iyi izolasyonlu yeni yapıya geçmiş olduk böylelikle. bunun muhasebesini bu giriyi okuyanlara bırakıyorum.

    keşke likör fabrikası arazisi alınabilse, stad biraz kaydırılıp 45 - 50 bin civarı kapasiteyle yeniden yapılsaydı. ranta yenik düştü koca galatasaray.
  • 32
    89-90 sezonu ile merhaba dediğim, ilk kapalı kombinesinin çıktığı 94-95 sezonuna kadar çoğunlukla kapalı, zaman zaman yeni açık, bazen en eski açık, nadiren de numaralı da aşkimi haykirdigim evimdir ali sami yen.

    bazen öyle özlerdim ki, sezon sonu gelip yaz sezonu başladığında, kombineler satışa çıktığında gider alır, yerime bakabilir miyim şuradan diyip, numaralidaki kombine ofis salonundan tribüne çıkıp saatlerce boş kapalıya bakar bakar dururdum. her yaz rutinimdi bu.tabi kareografi çalışmaları, derbi hazırlıkları vb öncesi yine bol bol gidilirdi boş haline ama onlar maçlar olduğu zamana denk geldiği için bu demin bahsettiğim kadar etkili degildi zavallı ruhumun üzerinde.

    siz hiç numaralinin arkasından batan güneşin vurduğu kapalıda bir eliniz ile yüzünüzü kapatıp , sahaya bakıp o sarı kırmızı doğa üstü olayina şahit oldunuz mu? ulan 12 sene oldu oradan çıkalı, hala her gün batımında samiyen kapalısinin o ortami gelir mi akla?

    nasıl bir yermiş, ne biçim büyülenmişiz anlamadım ki arkadaş.
  • 34
    ilk maçıma babam 1991 yılında götürdü. yanılmıyorsam bakırköyspor maçıydı. sonrasında ara ara alıp götürürdü beni. ancak en keyif aldığım zamanlar 1996 yılındaydı. ortaokulda 23 nisan çalışmaları için mart sonundan 23 nisana kadar her gün sami yen’e gittik. kapalı altta beşyüz kadar çocuk ellerimizde renkli kartonlarla koreografi çalıştık. o zamanlar 23 nisan’ın, 19 mayıs’ın, 30 ağustos’un ve 29 ekim’in önemi büyüktü. neyse konumuz bu değil. ben tabi platonik takıldığım kızla bir ay boyunca yan yana oturup karton kaldırdım, şanslı olduğum zamanlar bile oldu. bir keresinde karton indirip kaldırırken elleri ellerime değmişti. hey gidi günler, hızlı zamanlarımdı* sonrasında da gittim baya. 2001’de milan’ı yendiğimizde ordaydım. 2006 yılında şampiyonluk maçında oradaydım. bir ömür gibi gelen 16 dakikanın geçmesini yeni açıkta dokuz doğurarak bekledik. sonrasında sulu derbide de ordaydım, hamburg’a 2-0’dan maç verdiğimizde de. ben şanslıydım renktaşlar, çok şanslıydım. doya doya yaşadım sami yen’i. içimde bir uktem yok çok şükür.
  • 38
    içlerinde olduğum galatasaraylılardır.

    eski açık hariç her tribünde maç izledim. ilk gidişim 98’deki şampiyonluk maçı olan galatasaray-istanbulspor’du.

    hagi’yi burada defalarca canlı izledik. buradaki son şampiyonluğumuzda(2008) yine sezon boyunca tribündeydim. şampiyon olduğumuzda kutlamalardan sonra kapıları da açmışlardı numaralı protokol’ün ordan sahaya da inmiştim.

    keşke eski yerinde olsaydı yine. belki kapasite olarak daha düşük olurdu arazi sebebiyle ama koca tarih vardı orada, şimdi sadece gökdelenler yükseliyor.

    yine de mevcut stadımızda da 2011’den bu yana 11 senede 5 şampiyonluk, 1 cl çeyrek finali, 2 cl son 16’sı ve uefa’da namağlup grup liderliği gördük. burada da başarılıyız diye inceden bir teselli verelim kendimize.
  • 20
    hey gidi, eski günleri hatırladıkça içimi sebepsiz bir mutluluk kaplıyor. koskoca bir tarihe mabetlik etmiştir ali sami yen stadı. küçücük bir çocukken, babamın stada götürdüğü ilk maçımı ve ali sami yen'i nasıl unutabilirim ki? çocukluk, gençlik.. tüm güzel yıllarıma ev sahipliği yaptı ali sami yen. o ruhu başka hiç bir stadyumda yakalayamayan taraftarlardanım.
  • 28
    ben maçlara tek gitmeyi sevenlerdenim. ilk maç galatasaray grasshoppers son maç hangisi hatırlamıyorum ama en özeli kesinlikle hagi'nin olduğu tüm maçlar.
    bir de saf yetenek ribery'nin ilk maçı.
    genelde yeni açık ama sonraları çevre edinince kapalı üst... o çevreyle bozuşup ayrı düştükten sonra bile kapalı üst. özetle "kapalı tribün sakin olalım" diye seslenilmiş insanlardanım.

    ülkenin bir ucunda öğrenciyken çalışarak para biriktirip saatlerce otobüs yolculuğu ile maça gelip maç çıkışında sevinci ya da üzüntüyü bile sindiremeden istanbul trafiğine düşüp otobüse yetişme telaşıyla koşturup kimi zaman esenler'de kaçırdığım otobüse harem'de binmek için yardırmışlığım var.

    yaşlanıyoruz tabii. özlediğimiz belki o gençlik yıllardır işin o kısmına girmeyeceğim ama şimdi düşünüyorum girişi, çıkışı,tuvaletlerin hali falan umurumda değildi.
    yaldır yaldır kalkıp gidiyordum.

    numaralı hariç her noktasında maç izledim ama ali sami yen'in kalbi kesinlikle kapalıydı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın