videoları izlenirken, fotoğrafları görürken dayanılamayan mabedimiz. şöyle de bir mackolik sitesinin haberi var, çoğu bildiğimiz şeyler ama baştan sona okuyunca insan biraz hoş oluyor:
o kepçe her vurduğunda senin duvarlarına, betonlarına; benim de yüreğime iniyor o darbeler.
bir de yıkımı üstlenen firmadan yapılan açıklamada parça parça değil bir kerede yıkılacağı söylenmişti. bu yapılanlarla hepimizin ahını alıyorsunuz, bilesiniz.
velhasıl, son zamanlarda sana layık olamasak da hakkını helal et ali sami yen...
811
az önce geçtim nice maçları seyrettiğim yeni açığın önünden. yanımda nice maçlarda omuz omuza galatasaray'ı desteklediğim en yakın arkadaşım vardı:
-yıkım fotolarını gördün mü? -gördüm amk! -lan gidiyo lan stad, gözümüzün önünde eriyor, dozer girmiş amk -(ikimizde aynı anda mecidiyeköy'ün orta yerinde, gecenin bir yerinde):
seni yıkacak dozerin seni yıkacak dozerin seni yıkacak dozerin anasını sikeyim.
812
sözlükten tcoskun, feanor, toka, barfly ve 2 yazar arkadaşımızla düzenlediğimiz mini zirve öncesi çektiğim güncel fotoğraflar.
bu akşam sokakta* buluşup içine son kez girmeye çalıştığımız mabedimiz.grupta elmyra ve nutella da vardı.elmyra girmeyi başaramadı.
içeri adımımı attığım ilk anda dizlerimin bağı çözüldü.resmen evimize kazma-kürek sallıyorlardı arkadaşlar.resmen vardiyalı olarak evimizi yıkıyorlardı.ve elimden gelen tek şey ağlamaktı.
ulan şunu yapmayın amk ya. sinirlerim bozuluyor zaten, bi de vermişler arka fona müziği. acıtmayın canımı, yıkın yıkacaksanız bir çırpıda, koyun noktayı.
819
yıkım bile can çekiştirilerek yapılıyor. ne büyük günah işlediysek daha ödeşemedik.
820
koynumda hatıralar heryerde gölgen var. bu yalnızlar kervanına, savurdu attı beni kader. sen varken yaza benzerdim en berrak suya benzerdim bir mağrur güle benzerdim sen yoksun kışlara döndüm kaybolmuş kuşlara döndüm sevdamı içime gömdüm biz şimdi ayrı gayrı, kalp ağlar nazlı nazlı söyle yar için yanmaz mı? bin türlü dünya hali, gönlümden geldi geçti bir tek bu sevda geçmiyor.
821
ali sami yen'de de bulundum. türk telekom arena denen ruhsuz güzel statta da. tek şey söyleyebilirim. o güzel sıcak yuvayı bırakmak aptallıktı.
keşke ali sami yen'i büyütebilecek finansmana ve izinlere sahip olabilseydik. ve buraya not düşeyim recep tayyip erdoğan en büyük engeldi bu konuda. o yüzden bizi kar ederek dağ başına sürdüler diye kimse nemalanmaya çalışmasın. şimdi yıkılıyor ruhumuz.
maç çıkışı e-5 tarafında mutlu mutlu takılırken, şimdi 10bin kişi otobanlarda küfrede küfrede yürüyoruz. ruhumuzu aldılar bizden. türk telekom adıyla da paspası çektiler. neden lan neden?
ağlayacağım yemin ediyorum. sahayı gördüğümde kendimden geçiyordum sami yen'de. türk telekom arena'da ise dediğim şey "vay anasını güzel stad". sanki bizim değilmişçesine. oysa ben evimdeydim eskiden, battaniyemi çekip sevgilimle muhabbet eder gibiydim. neler ettiler bize de tüm değerlerimiz iki paralık edildi. birden bire uçtu gitti.
hangisi dönecek geri hangisi?
822
dunya gozuyle goremeden, icinde bir macimizi bile izleyemeden* yikilan parcamiz, ilk goz agrimiz.
türk telekom arena'nın yanında sadece güzel bir avrupai stad olarak kaldığı, mabet, mabedimiz. ah ulan ah hiç mi imkanı yoktu şurayı yenilemenin, tamam çok büyümeseydi 50bin kişilik filan olmasaydı ama ne bileyim içini filan düzeltsek yetmezmiydi be abi. seni yıkacak dozerinde, seni yıktıranın da..
825
kıçının dibinden geçen çevreyolu olmasa belki de hiçbir zaman terketmeyeceğimiz mabed.