bu haftasonu için edirne'den istanbul'a gelme planları yaparken aklımda hep şunlar vardı; ali sami yen stadyumu tamamen yok olmadan son kez görmek, yok olan tarih ile vedalaşmak ve yıkıntıların arasından bir beton parçası alabilmek. bunu duysa,sırf doğum günü için geldiğimi düşünen en yakın arkadaşım bana darılabilir belki ama her şeyden üstün olan, lanet bir gerçek var ki ali sami yen stadyumu, çok kısa bir süre sonra, tamamen yok olacak.
* yıkım çalışmalarına başlandığı gün, fotoğrafları gördüğümde bunun izlenmesi tahammül edilemez bir görüntü olduğunu düşünmüştüm ama canlı görmek de bambaşkaymış. bugün şantiyeye gittiğimde yıkım kelimesinin anlamını, yüreğimde hissettim.
sağolsun görevli ricamı kırmadı, tamda istediğim gibi eski açığın oradan, tek seferde getirebileceği kadar beton parçasını bana verdi. bütün gün boyunca iki kilo kadar beton parçası ile gezmeme ve onu edirne'ye kadar getirmeme gülenler oldu. ciddi şekilde alay konusu oldum diyebilirim ama bu yaptığım davranışı çok iyi anlayabilecek insanlar olduğunu da biliyorum, hiç kulak asmadım.
ben şimdi o beton parçalarına kulağımı dayadığım da şöyle sesler duyuyorum; yürüyoruz sessiz ve kederliiiiii, nevizadeeee geceleriiii
*şereftir seniiii sevmeeek,senle ağlayıp gülmeeeek
* değerini anlayabileceğini düşündüğüm arkadaşlarım ile paylaştıktan sonra bana kalan o beton parçasını hayatım boyunca saklayacağım, sonra bir gün değerli bir mücevhermişcesine, onu çocuğuma bırakacağım.