• 5052
    uzun zamandır yazmadığım sözlüğe, öğrenciliğimden kalma benzerlikler taşıyan bir gecede bir şeyler karalamak istedim. üniversite zamanımda bilgisayarı her açtığımda mutlaka bir sekmede sözlüğün sayfası da olurdu, iyi takip ederdim. güzel olurdu arka planda çalan (bkz: gece vardiyası şarkı listesi) başlığına girebilecek şarkılar eşliğinde romantik şeyler karalamak. bu girdi de onlara benzer bir yazı olacak gibi duruyor. yani en azından başlamadan önce öyle planlıyordum. bundan sonrası spontane gelişecek gençler.

    neyse, gelelim söz konusu başlığı ziyaret etmemdeki meseleye. ben sakaryada doğmuş büyümüş dışarıya pek çıkmamış istanbulda falan da akrabası olmayan * bu sebepten ötürü de çok sıklıkla galatasaray maçlarını canlı izlemeye fırsat bulamamış bir çocuktum. *

    lise zamanlarında herkesin farklı tercihleri vardı. farklı üniversiteler, farklı şehirler falan. bizim de kafamız az karışık değildi hani. e halimiz de az çok ortada, böyle taştaşları yayarak tercih yapabilecek bir öğrenci değiliz yani. ama ne olursa olsun istanbulda olmalıydım. vermişim ben kararımı. ne okursam okuyayım ama istanbulda okuyayım. istanbulun başlı başına etikisi de var tabi ki ama bu kararımı kesinleştiren en net olay, çok da önemli olmayan bir tarihte (bkz: 3 nisan 2001 galatasaray real madrid maçı) özetini izlerken dayımın işte ben de bu maçtaydım demesi ile başladı. kendisi de öğrenciliğini istanbulda geçirmiş ve bu tarz nimetlerinden faydalanmış. böyle geçen birkaç muhabbetten sonra dedim kardeşim ben de gidecem şu anasını sattım şehrine. sanki sakarya istanbula 5 gün uzaklıkta amk. neyse koyduk ya kafaya, attık bir şekilde kendimizi yedi tepenin kucağına. o zamanlar ali samiyen kalmadı tabi. yavaş yavaş gökdelenler yükseliyor yerinde. ben de daha önce gitmemişim arenaya galatasaray maçı izlemeye. * neyse sakaryada doğmuş büyümüş ve sakaryada eğitim hayatına devam eden bir arkadaş ile * kararlaştırdık (bkz: 16 ekim 2011 galatasaray bursaspor maçı) için biletlerimizi aldık ve maç gününü beklemekteyiz. sıradan bir lig maçı herkes için ama vallahi şampiyonlar ligi maçı gibi bekledim ben.

    neyse efendim. gün gelmiş çatmış. istanbulda hava yağmurlu. bu bahsettiğim arkadaş da sakaryadan üniversite grubu ile geliyor. ben maça saatler kala çıktım zaten metronun tünelinden. bekliyorum gişelerin önünden ha geldi ha gelecekler diye. o zamanlar pasolig yok daha. ama bu arkadaşın gs bonus kartı ile almışız biletleri. ben o heyecan ile zaten beklemeden her türlü girerdim içeri ama malesef biletimi elime alabilmem için bu arkadaşın da mevcudiyetinin orada olması gerekiyormuş. yav arkadaş hiç mi hesaba katmazsın köprüdür trafiktir odur budur. içeride futbolcuları tribüne çağırırlar mesaj atarım. sesler yükselir mesaj atarım. ananons gelir mesaj atarım. saniye geçer mesaj atarım. o kadar çok neredesiniz diye mesaj attım ki şöförden daha iyi takip ediyorum yolu. hatta en son aradığımda telefonu kapatma gişelere gelene kadar dediğimi hatırlıyorum. maç ha başladı ha başlayacak. tam artık kafayı yemek üzere iken bu arkadaş geldi gişelerin önüne. ne kadar heyecanlı isem sıraya girmemişim de neredesiniz diye mesaj atarken yerdeki su birikintileri ile uğraşıyorum. gişelerin önü dolu amk. neyse sıraya girdik. sıra ilerlemez oldu. en ön sırada birisi gs bonus kart ile ilgili sıkıntı mı ne çekiyormuş. . taş duvarları yıkıp geldim demirleri söküp geldim hayatımı yıkıp geldim heeeey diye bağıra çağıra en önde milletin üstünde buldum kendimi. zaten hafif bir yükselmeyi bekliyormuş kalabalık güruh. sıranın falan amına koyulmuş * vaziyette hepimiz üst üste en öndeyiz. benim ülkemde ne yazık ki işler böyle yürüyor. sorun falan kalmadı anında çözüldü problemler. neyse aldık elimize kağıt biletimizi. o andan itibaren attığım deparı hayatımda belki bir belki iki defa atmışımdır.

    o güne dair herşey unutulur da, merdivenlerden çıkıp da sahanın yeşilini gördüğüm o an unutulmaz. böyle bir his böyle bir ayakların yerden kesilme şekli yok amk. güzel de maça denk gelmişiz hani. şimdi geriye dönüp baksan sıradan bir lig maçı ama tekrar izleseniz sizi alır çooook güzel yerlere götürür bu maç. bu maçta (bkz: 16 ekim 2011 galatasaray bursaspor maçı)
    tribün de gerçekten çok güzeldi. deplasman tribünün de iyi olmasının bunda etkisi vardır mutlaka. neyse maç 1-0 devam ederken içimden geçiriyorum çok şükür ayağımız uğurlu geldi ilk maçımız ilk galibiyet olacak şeklinde. derken serdar aziz attı golü. 1-1 e getirdi maçı. dedim senin şom ağzının ta amk çocuk. neyse ki kalbimiz temiz. baroş reis boş döndürmedi bizi ilk maçımızdan. bizim de arkasında olduğumuz kaleye bıraktı topu. heyy yavrum benim be maçta bitmek üzere hani. yav gel de tarif et işte o duyguyu. sadece yaşayan bilir yemin ederim.

    böyle oldu benim de bu stat ile tanışmam. çok şükür bizde yedik ondan sonra istanbulda okumanın ekmeğini birçok kez. tek ukde kaldı içimde o da işte şudur (bkz: #2096631).

    durumu olup da okuyanların vakitlerini çaldığım için özür dilerim. ama bu entry buraya kadar okuyan da şu maçın özetini izlesin bir zahmet.

    http://tr.beinsports.com/...ursaspor-2-mac-ozeti

    allaha emanet.
  • 5057
    passolig belası sayesinde hala daha içine giremediğim stadyum. açılalı 8 küsur yıl oldu, üçüncü havaalanından istanbul'a giderken önünden geçmek haricinde sokağından bile geçemedim...

    ergenlikte hep ali sami yen'e özenirdim, burdan gidenlere özenirdim, ailemle kavgalar ederdim. sonra "uni" yıllarında bir şekilde birkaç kere ayak basmayı başardım. sonra yıllar geçti, işinde gücünde koca adam olduk. artık istanbul'a gitmek için aileyle falan kavga etmeye gerek yok, zaten tanıyanlar bilir arada sırada basketbol için yollara düşüyorum.

    ancak bu passolig belası yüzünden bir futbol maçına gitmeyi düşünmüyorum bile. kktc vatandaşıyım ve kimlikle türkiye'ye giriş çıkış yapabiliyorum. ama nasıl oluyorsa ülkeye girişte kimlik kartı yeterli iken ülkede bir maça girmek için pasaport çıkartmam gerekiyor. 300 küsur lirayı sadece passolig çıkartmak için kullanacağım bir pasaporta ödeyeceğim. gideceğim tek girişlik kart için bile olsa 50 lirayı malum kuruma ödeyeceğim, hem de fişleneceğim. döneceğim bir de bilet parası vereceğim.

    yine de işte ara ara şeytan dürtmüyor değil...

    (bkz: ruhumu okşuyor inceden inceden)

    bonus track:

    (bkz: elbet bir gün buluşacağız)
  • 5059
    --- alıntı ---

    galatasaray'dan kapasite hamlesi: 62.500!

    falcao ve yapılan flaş transferler sonrası galatasaray taraftarı kombinelere akın etti, sarı-kırmızılı yönetim de tribün kapasitesini artırarak hem talebi karşılamak hem de maddi kaynak sağlayabilmek için harekete geçti.

    buna göre türk telekom stadı'nın kapasitesi 10 bin artırılacak. stadın 52 bin 500 olan seyirci sayısı 62 bin 500'e çıkarılacak. süper lig ve kupa maçlarında taraftarlar avrupa'da bazı ülkelerde olduğu gibi kale arkasında ayakta maç izleyecek. bunun için ingiltere'den özel demir korunaklar getiriliyor. açılır kapanır koltuklar iç saha maçlarında kapatılacak ve böylece alan açılacak. koltuklar, avrupa mücadelelerinde uefa'nın istediği şekle getirilecek.

    cim-bom'da kombine satışının şimdiden 40 binlere ulaştığı dile getirildi. bu da ilginin ne kadar büyük olduğunun bir göstergesi...

    galatasaray yönetimi'nin diğer bir düşüncesi de deplasman takımının tribünlerinden avantaj sağlamak... kurala göre rakip takım taraftarı için yüzde 5'lik bir kontenjan ayırmak zorunda kalan sarı-kırmızılılar, fenerbahçe, beşiktaş ve trabzonspor ile oynanacak maçlar dışında bu bölümü dolduramıyor. bu nedenle deplasman tribününü de ikiye bölecek olan aslan, satılmayan bölümlere de kendi seyircisini almayı planlıyor.

    başvuru yapıldı

    bu düşüncelerini hayata geçirmek için önce gerekli izinleri alacak. türkiye futbol federasyonu'na bu konuda başvuruda bulunan sarı-kırmızılılar, buradan gelecek cevabı bekliyor. tff yönetimi de ilk toplantısında konuyu ele alacak.

    --- alıntı ---

    sporx

    https://www.sporx.com/...2-500-SXHBQ799202SXQ

    böyle bir şeyi gerçekleştirebilirsek çok tatlı olur. umarım haber doğrudur.
  • 5061
    kale arkalarında koltuksuz, oturma düzensiz olmaz diyerek desteklemeyeceğim projesi olan stadyum.

    daha geçen günlerde ultraslanın yaptığı kombine sahiplerini oturduğu yerden kaldırma rezaleti unutulmuş olmalı ki koltuksuz düzende kimsenin hak iddia edemeyecek olmasının önünü açacaktır.

    nedense ben koltuklu oturup maç izleme düzenini medeniyetle bağdaştırıyorum. elbette kritik maçlarda ve maç içerisindeki pozisyonlarda ayakta takip edilmeli ve destek verilmeli ama bazı taraftarlar eşini, çocuğunu maça götürüyor ve bu numarasız ayakta izleme düzeninde bunun mümkün olmayacağı açıkça ortada.
  • 5066
    kale arkasındaki koltuklarının kaldırılması haberi doğruysa eğer harika olmuş evimizdir. seneler öncesinde bununla ilgili bir entry girmiştim, avrupada bunun bir çok örneği var, dortmund ve schalke tribünleri ilk aklıma gelenler. bu şekilde hem kapasite artar, hem koltuksuz biletler daha uygun olur, hem de atmosfer harika olur. açıkçası beni heyecanlandırdı bu proje.
  • 5067
    --- alıntı ---

    galatasaray'dan kapasite hamlesi: 62.500!

    falcao ve yapılan flaş transferler sonrası galatasaray taraftarı kombinelere akın etti, sarı-kırmızılı yönetim de tribün kapasitesini artırarak hem talebi karşılamak hem de maddi kaynak sağlayabilmek için harekete geçti.

    buna göre türk telekom stadı'nın kapasitesi 10 bin artırılacak. stadın 52 bin 500 olan seyirci sayısı 62 bin 500'e çıkarılacak. süper lig ve kupa maçlarında taraftarlar avrupa'da bazı ülkelerde olduğu gibi kale arkasında ayakta maç izleyecek. bunun için ingiltere'den özel demir korunaklar getiriliyor. açılır kapanır koltuklar iç saha maçlarında kapatılacak ve böylece alan açılacak. koltuklar, avrupa mücadelelerinde uefa'nın istediği şekle getirilecek.

    cim-bom'da kombine satışının şimdiden 40 binlere ulaştığı dile getirildi. bu da ilginin ne kadar büyük olduğunun bir göstergesi...

    galatasaray yönetimi'nin diğer bir düşüncesi de deplasman takımının tribünlerinden avantaj sağlamak... kurala göre rakip takım taraftarı için yüzde 5'lik bir kontenjan ayırmak zorunda kalan sarı-kırmızılılar, fenerbahçe, beşiktaş ve trabzonspor ile oynanacak maçlar dışında bu bölümü dolduramıyor. bu nedenle deplasman tribününü de ikiye bölecek olan aslan, satılmayan bölümlere de kendi seyircisini almayı planlıyor.

    başvuru yapıldı

    bu düşüncelerini hayata geçirmek için önce gerekli izinleri alacak. türkiye futbol federasyonu'na bu konuda başvuruda bulunan sarı-kırmızılılar, buradan gelecek cevabı bekliyor. tff yönetimi de ilk toplantısında konuyu ele alacak.

    --- alıntı ---

    yusuf günay tarafından doğrulanmıştır.

    https://twitter.com/.../1169151769248772096
  • 5068
    kapasite artışı mantıklı. kale arkaları koltuksuz o da güzel. hatta bence koltuk aralıkları çok fazla. sökülen koltuklarda oralarda sıkıştırma ile kapasite artışı daha da artabilir.

    sorun +10 bin kişi ile giriş çıkışlar da daha da sıkıntı yaşanabilir

    sorun kupa maçı vb. çok boş görünebilir ambians kaybına sebep olabilir (gerçi kişisel görüşüm yüzde 70 doluluk ile full stattan daha yüksek etki bırakıyor)
  • 5069
    üzgünüm ama sadece bayram namazlarında dolan 1000 kişilik mahalle camisi gibi olacaktır.

    birkaç şampiyonlar ligi maçı ve en fazla 2 derbi maçında ful kapasite olan stadyum için oturma düzenini koltuksuz yapmak pek de iyi bir fikir değil.

    ben yıllardır doğu ve batı alt tribünlerdeki koltukların diz mesafesini olması gerekenden fazla olduğunu gözlemledim. bu diz mesafesi için de bir sıkıştırma formülü düşünülebilir.
  • 5074
    koltuk düzenini artırmak yerine ilk etap da, maça gelen 52.500 kişi niye tek kapıdan çıkıyor, bunu nasıl çözeriz diye düşünülmelidir. herkes aynı kapıya yönleniyor (vadi istanbul tarafınada bi tane açılmış ama çok aşırı talep yok). maç bitiyor yarısı metro, yarısı merdivenden yukarı çıkarak tem kenarından yürüyor.(dar bir yol burası, maça giderken bile sıkış sıkış gidiyoruz). stadın 4 tarafından çıkış olmalı ama malesef tek bi yerden çıkıyoruz. bunu halletmeliyiz ilk önce. insanlar metro dışında alternatifler bulmalı oralara yönlenmeli. 2. nokta ise ben kombinemi aldım, bu durumda bile yerime oturan adamı ben kaldıramıyorum, tartışma çıkıyor(bi yana kaysan ne olur gibi ifadeler le karşılık veriyorlar, lan ibne ben oraya para verdim oraya oturacam sana ne diyipp stad girişimin engellemesini istemiyorum) , bu durumda düzeni nasıl kuracaksın, ilk önce gelen yer mı kapacak yoksa güçlü olan güçsüzü ezecek mi ?(ultraslan örneği daha yeni konya maçında yaşandı).

    her kuşun etini yedik bir tek bu kaldı demi ? ilk önce sen stadın giriş çıkışını hallet, herkes elini kolunu sallayarak girsin çıksın sonra 62.500 yaparsın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın