1
detaylı irdeleme şansım olmasa da aslında uzun bir zaman önce fark etmiş olduğum ama aurelien chedjou'nun takıma katılması ile merakımı tekrardan alevlendiren problemdir.
#1255573 numaralı entry'de de belirttiğim üzere chedjou kariyerine kadji sports academy'de bir ofansif orta saha olarak başlamış ama ispanya'nın villarreal takımının yolunu tuttuğu gibi ofansif orta saha yetenekleri adeta hiçe sayılarak ön liberoya devşirilmiştir. bir müddet daha gel-git yapan mevkisel değişiklikleri kendisi en sonunda bir stoper olana kadar da devam etmiştir. buradan yola çıkarak "bir 10 numara nasıl olur da stopere devşirilir ki?" diye sorgularken aslında onca güçlü orta saha, stoper ve forvete rağmen pek de afrikalı oyun kurucu olmadığını fark ettim ve sonunda bu konuyu daha derin bir şekilde araştırma kararı aldım. özellikle dany ve chedjou'nun oynadıkları milli maçların kadrolarına bakarken hep 4 defans ve 3 ön libero ile oynadıklarını fark ettim ve birkaç milli takımın kadrosuna daha bakıp yine bu durumu fark edince gerçekten şaşırdım. şimdi bu mevzuya dair birkaç yabancı makaleden derlediğim özeti sizlerle paylaşmak istiyorum.
afrika'daki futbol döngüsü diğer kıtalara kıyasla çok daha farklıdır. ekonomik güçlüklerden ötürü profesyonel futbolcu adaylarının aklındaki ilk hedef bir an önce, ama bir an önce kapağı avrupa'ya atmaktır. hal böyle olunca da afrikalı futbolcular ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar 10 numara veya kanat gibi katmerli mevkilerde öncelikler hep avrupalı yerel futbolculara veya güney amerikalılara verilir. afrikalı futbolculardan ise daha geri mevkilerde yararlanmaya çalışılır, yani koloni döneminin küçük modern dünyaya küçük bir yansıması gibi denebilir aslında, ön planda şov yetkisine sahip yıldızlar, arka planda ise pis işlerle uğraşan ağır işçiler... işin bir diğer boyutu da şudur ki, avrupalı ya da güney amerikalı futbolcular ülkeleri dışına çıkmadan da çok iyi kariyerler yapıp ülkelerinde yıldız mertebesine ulaşabilirler veya ülke dışına bir transfer yapacakları zaman hazır bir yıldız olarak bunu gerçekleştirirler ama afrikalılar henüz gelişme aşamasında bunu yaptıkları için zaten kendilerini bir defansif orta saha veya stoper keşfetme şeklinde şartlamış* olan avrupalıların doğal olarak etkisinde kalırlar ve tarzları buna göre şekillendirilir. afrika'da kalıp uluslararası düzeyde bir kariyer yapmaları ise hemen hemen imkansız olduğundan da kaderlerine boyun eğmek durumunda kalırlar. avrupalıların taşıdıkları bu beklentiye literatürde "papa bouba diop taslağı" adı konmuştur; yani afrika'dan gelen her oyuncunun üst düzey bir stoper veya ön libero olmasını beklemek...
buna ek olarak afrika'nın halihazırda sahip olduğu futbol oynama şartları da buna bir etkendir. genelde küçük bir alana sahip toprak sahada, taştan yapılmış kalelerle ve en önemlisi mevcudiyet bakımından tek bir topa karşılık gelen çok kalabalık bir kitle olduğu için de geniş alanda adam geçmek veya serbest pozisyonda maçı yönlendirmekten ziyade dar alanda fizik gücü, oyunu tutma ve de görece daha savunma kısmı öne çıkan adam adama bir oyun anlayışı benimsenir ve tüm bunlar haliyle futbolcuların tarzını derinden etkiler. yani madem ki diarra'yım ön libero olmalıyım esprili ama bir bakıma da doğruluk payı olan bir önermedir.
yalnız burada coğrafi farklılıklardan kaynaklanan bir detayın altını da çizmek lazım, kuzey afrika ülkeleri kendilerine has oyun anlayışından ötürü kanat veya 10 numara çıkarmaya daha meyilli iken kara kıtanın orta kısmına ilerledikçe yazıda sözü edilen durum tavan yapar. bu yüzden de kuzey afrika ülkelerini hem tarihi, hem de coğrafi etkenlerden ötürü istisna olarak kabul etmek gerek fakat yine de örneklerde belirtmekte fayda var.
tüm bu sebeplerin bir sonucu olarak geride kalan 20-30 yılda afrika'dan çoğu da kuzeyden olmak üzere pek az 10 numara çıkmıştır;
mısır: mohamed aboutreika ve mohamed barakat
cezayir: karim ziani
fas: adel taarabt
gana: abedi pele ve nii lamptey
nijerya: jay-jay okocha
türk futbol kamuoyunu ele alırsak siyahi futbolcu deyince ilk aklımıza gelen güçlü bir ön libero veya didier drogba ekolünden yapılı bir golcü, kısmen de atik bir stoper veya bek oyuncusu olur fakat 10 numara denince de hep brezilyalılar veya avrupalılar ön plana çıkar ve genelde beyaz tenli bir adam hayal edilir; algımız bu şekilde şartlanmıştır.
endüstriyel futbol dengelerinin veya kıtalar arasındaki ekonomik farklılıkların değişmesi sonucu bu durumun da bir nebze ortadan kalkacağını düşünüyorum ama şu şartlar itibariyle biraz zor gözükmekte.
#1255573 numaralı entry'de de belirttiğim üzere chedjou kariyerine kadji sports academy'de bir ofansif orta saha olarak başlamış ama ispanya'nın villarreal takımının yolunu tuttuğu gibi ofansif orta saha yetenekleri adeta hiçe sayılarak ön liberoya devşirilmiştir. bir müddet daha gel-git yapan mevkisel değişiklikleri kendisi en sonunda bir stoper olana kadar da devam etmiştir. buradan yola çıkarak "bir 10 numara nasıl olur da stopere devşirilir ki?" diye sorgularken aslında onca güçlü orta saha, stoper ve forvete rağmen pek de afrikalı oyun kurucu olmadığını fark ettim ve sonunda bu konuyu daha derin bir şekilde araştırma kararı aldım. özellikle dany ve chedjou'nun oynadıkları milli maçların kadrolarına bakarken hep 4 defans ve 3 ön libero ile oynadıklarını fark ettim ve birkaç milli takımın kadrosuna daha bakıp yine bu durumu fark edince gerçekten şaşırdım. şimdi bu mevzuya dair birkaç yabancı makaleden derlediğim özeti sizlerle paylaşmak istiyorum.
afrika'daki futbol döngüsü diğer kıtalara kıyasla çok daha farklıdır. ekonomik güçlüklerden ötürü profesyonel futbolcu adaylarının aklındaki ilk hedef bir an önce, ama bir an önce kapağı avrupa'ya atmaktır. hal böyle olunca da afrikalı futbolcular ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar 10 numara veya kanat gibi katmerli mevkilerde öncelikler hep avrupalı yerel futbolculara veya güney amerikalılara verilir. afrikalı futbolculardan ise daha geri mevkilerde yararlanmaya çalışılır, yani koloni döneminin küçük modern dünyaya küçük bir yansıması gibi denebilir aslında, ön planda şov yetkisine sahip yıldızlar, arka planda ise pis işlerle uğraşan ağır işçiler... işin bir diğer boyutu da şudur ki, avrupalı ya da güney amerikalı futbolcular ülkeleri dışına çıkmadan da çok iyi kariyerler yapıp ülkelerinde yıldız mertebesine ulaşabilirler veya ülke dışına bir transfer yapacakları zaman hazır bir yıldız olarak bunu gerçekleştirirler ama afrikalılar henüz gelişme aşamasında bunu yaptıkları için zaten kendilerini bir defansif orta saha veya stoper keşfetme şeklinde şartlamış* olan avrupalıların doğal olarak etkisinde kalırlar ve tarzları buna göre şekillendirilir. afrika'da kalıp uluslararası düzeyde bir kariyer yapmaları ise hemen hemen imkansız olduğundan da kaderlerine boyun eğmek durumunda kalırlar. avrupalıların taşıdıkları bu beklentiye literatürde "papa bouba diop taslağı" adı konmuştur; yani afrika'dan gelen her oyuncunun üst düzey bir stoper veya ön libero olmasını beklemek...
buna ek olarak afrika'nın halihazırda sahip olduğu futbol oynama şartları da buna bir etkendir. genelde küçük bir alana sahip toprak sahada, taştan yapılmış kalelerle ve en önemlisi mevcudiyet bakımından tek bir topa karşılık gelen çok kalabalık bir kitle olduğu için de geniş alanda adam geçmek veya serbest pozisyonda maçı yönlendirmekten ziyade dar alanda fizik gücü, oyunu tutma ve de görece daha savunma kısmı öne çıkan adam adama bir oyun anlayışı benimsenir ve tüm bunlar haliyle futbolcuların tarzını derinden etkiler. yani madem ki diarra'yım ön libero olmalıyım esprili ama bir bakıma da doğruluk payı olan bir önermedir.
yalnız burada coğrafi farklılıklardan kaynaklanan bir detayın altını da çizmek lazım, kuzey afrika ülkeleri kendilerine has oyun anlayışından ötürü kanat veya 10 numara çıkarmaya daha meyilli iken kara kıtanın orta kısmına ilerledikçe yazıda sözü edilen durum tavan yapar. bu yüzden de kuzey afrika ülkelerini hem tarihi, hem de coğrafi etkenlerden ötürü istisna olarak kabul etmek gerek fakat yine de örneklerde belirtmekte fayda var.
tüm bu sebeplerin bir sonucu olarak geride kalan 20-30 yılda afrika'dan çoğu da kuzeyden olmak üzere pek az 10 numara çıkmıştır;
mısır: mohamed aboutreika ve mohamed barakat
cezayir: karim ziani
fas: adel taarabt
gana: abedi pele ve nii lamptey
nijerya: jay-jay okocha
türk futbol kamuoyunu ele alırsak siyahi futbolcu deyince ilk aklımıza gelen güçlü bir ön libero veya didier drogba ekolünden yapılı bir golcü, kısmen de atik bir stoper veya bek oyuncusu olur fakat 10 numara denince de hep brezilyalılar veya avrupalılar ön plana çıkar ve genelde beyaz tenli bir adam hayal edilir; algımız bu şekilde şartlanmıştır.
endüstriyel futbol dengelerinin veya kıtalar arasındaki ekonomik farklılıkların değişmesi sonucu bu durumun da bir nebze ortadan kalkacağını düşünüyorum ama şu şartlar itibariyle biraz zor gözükmekte.