resim
Adnan Polat
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 2453
    --- alıntı ---
    her fırsatta başkan adayı olmayacağını belirten ve halefi olarak gördüğü haluk ulusoy'u adaylık için ikna etmeye çalışan başkan adnan polat, aldığı "ret" cevabının ardından strateji değiştirmeye karar verdi..

    galatasaray yönetimindeki polat'a yakın isimlerden edinilen bilgiye göre, "çok gizli" bir operasyon yürüten polat, yeni yüzlerle kongrenin karşısına çıkmaya hazırlanıyor.. bu isimlerden biri, ünal aysal'ın da yakın markaj uyguladığı ünlü işadamı ali sabancı.. yakın dostu dilara endican aracılığıyla sabancı'yı ikna etmeye çalışan polat'ın yönetime almak istediği bir başka isim ise genpa holding'in sahibi zeynel abidin erdem'in yeğeni gökhan erdem (bu ismin 5 yıllık süreyle ilgili sıkıntısı var).. polat listesine girmesi beklenen başba bir sürpriz isim ise haldun üstünel.. eski yönetimden yiğit şardan ile işın çelebi'nin kesin olarak yönetime girmeyeceği de sızan bilgiler arasında..

    ali dürüst'ün aysal ekibinden ayrılması sonucu rakip listenin büyük yara aldığını düşünen ve sahip olduğu 3 bin oy potansiyeli ile bu durumu lehine çevirmeyi düşünen polat'ın son ana kadar sessizliği koruyacağı belirtildi.. aziz yıldırım'ın 2000'de uyguladığı taktiği benimseyen g.saray başkanı'nın gizli planı şöyle: kendisine yakın tribün liderlerinin organizasyonu sonucu, 5 bine yakın g.saray taraftarının mecidiyeköy'deki polat holding'e giderek "bizi bırakma başkan" tezahüratları yapacaklar ve polat "gösterilen teveccüh üzerine kararımı değiştirdim."diyerek başkanlığa adaylığını tekrar koyacak..

    bu arada hukuk danışmanlarının polat'a "adaylığınızın önünde engel yok" şeklinde mütalaa verdikleri vurgulandı.. ancak muhalif kesim polat'ın aday olma hakkının bulunmadığını iddia ediyorlar..
    --- alıntı ---

    http://haber.gazetevatan.com/...aktigi/370345/5/Spor
  • 2458
    galatasaray başkanlığını cazip hale getirmekle övünen başgan...

    ortalıkta üç başkan adayı görünmekte. bunlardan en güçlü olanı, adaylık şartlarını henüz yerine getirmiş durumda. diğer ikisi ise, bahsettiği zor ve herkesin görevden kaçtığı dönemde kendisiyle birlikte yönetimde bulunmuş insanlar.

    galatasaray yeni yönetimiyle toparlanır ya da toparlanamaz, orasını bilmem. güvendiğimiz pek çok dağa kar yağdığını daha önce de gördük. ama toparlanırsa, kendine bol bol pay biçecek. ''bakın, zor dönemler sayemizde aşıldı, yeni yönetime rahat bir ortam bıraktık, onlar gelip bizim başarımıza ortak oldular.'' diyecek. başkan olduğu dönemde yaşattığı onca rezilliği, yaptığı onca hatayı, harcadığı, getirdiği, gönderdiği, yediği insanları unutup, kendisine teşekkür etmemizi bekleyecek. teşekkür etmeyenleri nankörlükle, provokatörlükle, galatasaraylı olmamakla, hain olmakla itham edecek...

    kısacası artık kurtuluyoruz bu adamdan ve çok mutluyuz. kaldıramadığı şey de bu. bize yaşattıklarını anlamamakta ısrar ediyor. etsin... bundan gayrı her söylediğine ''he'' deyip geçmek lazım. eskiden mikrofonun başına her geçişinde aynı saçmalıkları tekrarlayıp duruyordu ve biz de çok sinirleniyorduk. çünkü kulübümüzü o yönetiyordu. sözleri, galatasaray başkanı'nın sözleriydi. hala hatalarından ders almayıp bizleri uyutmaya çalıştığını görmek çileden çıkarıyordu bizi. artık sinirlenmem söylediği şeylere. artık bir yaptırımı kalmadı o sözlerin...

    hakkını helal etmiyormuş. etmesin... çok da fifi!
  • 2459
    herşeyden önce galatasaraylıdır.

    mali kongreyi tribün zanneden insanlar tarafından kongre'de yuhalanması, onu yapan insanların terbiyesizliğidir. o insanların çoğu da lise tayfasının maşalarıydı zaten.

    kendisini fenere taktığı 20:45 kapağıyla hatırlayacağım. rijkaard'ın uyarılarına rağmen medyanın da gazıyla galatasaray'ın kaliteli kadrosu olduğu yalanına inanarak, futbol şubesinin bu sezonki batışına temel hazırladı.

    diğer şubeler de (basketbol, voleybol, amatör branşlar) ise başarılıdır.

    son olarak kendisine söyleyebileceğim tek birşey var;

    frank rijkaard'ı göndermeyecektin. gerçekten arkasında durulsaydı, kadro da revizyon da yapılır, takımın bütün vasıfsız oyuncularından kurtulunmuş olurdu. bunun sonucunda da takım 14. sırada küme de kalma mücadelesi vermezdi.
  • 2462
    haldun üstünel'in gidişine kadar herşey yolunda gidiyordu aslında, ne zaman haldun üstünel'i gönderdi, o zaman taraftar güvenini kaybetti. daha sonra rijkaard ve rijkaard'ın zamanında gelen oyuncuların bir bir gitmesi (bkz: keita)*(bkz: elano blumer) (bkz: misimovic) taraftarı çileden çıkarmaya yetti. hem gönderiliş zamanları kritikti, hem de oyuncular, alındıkların ücretleri yanına komik rakamlarla gönderilmesi sinirleri gerdi. bu oyuncuların yerine sahada taraftarın en nefret ettiği oyuncuları görmek (bkz: bam) bu kötü gişin önünde iyi bir sebepti aslında. ama sadece sebep bu değildi. hangi teknik adama bu oyuncuları verirseniz verin, bundan daha iyi olma ihtimali sıfır. genel olarak kadro planlama hatası diyebiliriz sorununa. tabi araya 15 ocaktaki stad açılışında galatasaraylılık duruşunu sergileyememesi, taraftarı karşına alması sonucunda gidiş süresi hızlandı.

    gönderdiği oyuncuların yerine aldıkları oyuncularda beklenen etkiyi yapamayınca bu duruma gelmek kaçınılmaz oldu. sorun sportif değil sadece, yönetememekti. zaten 27 mart'ta yapılan kongrede bunun üzerinde duruldu, ekonomik olarak geçtil ama yönetemediği içinde gitti.
  • 2464
    caferagadaki euroleague maci, galatasaray spor klubunun davetlisi olarak kapinin onundeyim. saat 19.58, iki dakika icinde mac baslayacak. iceri girme talebimi iletiyorum, diyorlar ki kimseyi almiyoruz, anlatiyorum davetli oldugumu, gorevli listeyi yirtiyor gozumun onunde. aradan yarim saat geciyor, bir sekilde giriyorum ben iceri amiri cagirtip. o sirada ise 3 adet altyapi oyuncumuz, ki onlarin da listede adi var, ve bunlar genc kiz, iceri alinmiyorlar, yuzlerce fenerbahcelinin ortasinda.
    iceri girer girmez baskana gidiyorum ben, yaninda da aziz yildirim ve ali koc. aramizda soyle bir diyalog geciyor;

    sk: baskanim disarida 3 adet altyapimizdan oyuncu var, fenerli yetkililer iceri almiyor, yuzlerce taraftarin arasinda kaldilar.
    ap: almiyorlar mi gercekten, (sonra ali koca donuyor, ardindan salona bakiyor) nasil alsinlar ama, salon cok kalabalik.
    sk: baskan, o kizlar senin davetlin, galatasarayin davetlisi.
    ap: maalesef, salon kapasitesini doldurmus.

    mac cikisi, once tum seref tribununu, sonra da gelip beni tebrik ediyor,
    boyle bir adam..
  • 2470
    2008 yılında takım son düzlüğe hocasız girmişti. adnan polat tek başına şampiyon yapmıştı ya, ne olacaktı canım, biz de hocaları bi bok sanıyormuşuz hesabı düğmeye bastı. hocasız takım türkiye'de şampiyon oluyorsa reykart'lı takım şampiyonlar ligi'ni haydi haydi kazanırdı. işi çok olmasa reykart'ı da getirmeyecekti ya neyse. yoksa eline mi yapışacaktı yine yapardı. o galatasaray'ın spor dışındaki ali menfaatleri için vardı. galatasaray demek futbol takımı demek değildi. büyük işler peşine düştü say bakalım!

    1-riva arazisi; ben küçüktüm riva arazisi vardı galatasaray'ın. o zamanlar riva dendi mi italyan futbolcu riva dan başka bir şey kimsenin aklına gelmezdi. şimdi ben 53 yaşıma geldim hala riva arazisi var. bu 45 sene boyunca bu ali bey'in tay becerdiği arsanın galatasaray futbol takımına ne faydası oldu acaba diye merak edip bir kaç sene önce arayıp bulmuştum. ada pafta derken beykoz'un karedeniz'e bakan kıyısında dere ve yatağı olan arsaya keşfe gitmiştim. köpek bağlasan durmaz diye yazsam yalan olur, köpek vardı duruyordu bir kulübenin önünde. bir de benim yaşlarımda doğulu arkadaş. hangi takımı tutuyorsun diye sordum, trabzonspor'luyum dedi. buna da şükür etmek lazım, fenerliyim de diyebilirdi. yani bu bizim arazi, daha çok nesil geçirir arkadaşlar. bakarsın şehir 50 sene sonra oralara doğru gelişir de ali sami yen stadının 100. yılında yeniden yapılır.

    2-şirket birleşimi; şirket, adı üstünde, isim , olumsuz bir şebeke işi çağrıştırıyor. dürüst insan niye şirket kursun? nedir şirket, insanların başka insanları kazıklamak için kurduğu, ticari diye yasal bir kılıfa soktuğu dolandırıcılık örgütünden başka nedir ki? ne faydası var galatasaray'a, varsa bile bize ne? takım ligte kalmak için serum bağlamış, biz milleti kazıklamak için şirketimizi birleştirmişiz. tam haberimizin olmadığı şirketlerimizi birleştirmiş, başkanı derdest etmişiz. bizi gidi nankörler bizi.

    3- arena stadı; bize devri için 2. sevr antlaşmasını imzalamamız gerekiyor. al başına çal stadını hain adam. biz mecidiyeköy'e cephe açmaya gidiyoruz. hele şu yıkım işi tamamlansın çökeceğiz oraya. tel örgülerle çevireceğiz, kaleleri burçları dikeceğiz, maçları yine orada oynayacağız. 3 lüleri, pınarbaşıları yine baba ocağından çekeceğiz, bayrakları yeniden sallayacağız orjin köfte'nin diyarından. o ruhu olmayan stadyumda olduğundan çok daha yüksek desibellerle gırtlaklarımızı parçalayacağız.

    kulübün sporla ilgili olmayan işleriyle uğraşan başkanımız için spor en kolay iş olmalıydı değil mi? sarı kırmızı bir şapka aldı ve dünya'nın en büyük hocalarından biri olan surinamlıya teslim etti. surinamlı sihirbaz, sihirli elleriyle şapkayı aldı 2 ay çalıştığı, tanıdığı şu isimleri ilk lig maçına çıkmak üzere şapkanın içine attı.

    leo franco, sabri, gökhan, servet, hakan,aydın, ayhan, mustafa sarp, arda, keita, baros. şapkadan ilk 7 hafta her çektiğinde ya arda çıktı, ya keita, ya baros. işler yolundaydı şapkadan her seferinde tavşan çıkıyordu. ne var ki olasılık yine de azdı, üstüne baros sakatlanıp, keita atılıp şapka dışı kalınca, yerine atılanlarla birlikte sihirbazın işi bayağı zorlaştı. 11 kişinin içinden arda'yı çıkardığında maçı kazandı, çıkaramadığında mezarını kazdı. sonu hüsran oldu sihirbazın, maymuna çevirip gönderdik kıvırcığı.

    başkan'ın işleri yolundaydı, korkmayalım dı, arena'nın inşaat çavuşuyduk, bir tuğla örülse seyrediyorduk. riva arazisi, prim yaptıkça yapıyordu. hedefimizin ne olduğunu bilmediğimizden daha uzun yıllar bekleyecektik. ha sabredebilsek bi 200 sene sonra bu arazinin sahibi olan galatasalatasaraylılardık biz, selahattin beyazıt'ın 50 sene sonrayı düşünüp aldığı arsayı şimdi satmaya çalışıyorduk. dayanabilirsek, dünya'nın en zengin kulübü olacağız oysa. tabi 200 sene sonra galatasaray,alibeyköy adalet olmamışsa. birleştirdiğimiz şirketimizi sormayın, para basıyor. ve hokkabaz hagi hoca tarom havayollarıyla 3. defa florya'ya iniyordu.

    üstüne üstlük hagi'nin şapkasında arda yok, baros yoktu. olmayan tavşanları da yakalatacak futbol melekleri de yanında olmayınca ne zaman şapkaya daldırsa elini, mustafa sarp'a, ayhan'a, servet'e denk geliyordu. 2000 yılında 10000 lerce galatasaraylının gözyaşlarıyla yolcu ettiği el commandante, boş şapkadan tavşan çıkaramadığı için 2011 yılında kıçına teneke bağlanarak kovuluyordu.

    sihirbazla, hokkabazla işin olmayacağına karar veren kumpanyanın büyük sahibi, bu kez temsilin sonlarına doğru sarı kırmızılı şapkayı bir palyaçoya emanet etti. başımızdan eksik olasıca bülent hoca. soytarılığın başladığı kadro ile senin son maça çıkan kadro arasındaki şaşılası benzerliğe şaşırma. koy şapkaya çuvallardan birini, servet, sabri, gökhan, balta(sakat olmasa garanti) sarp, ayhan, arda, baros(cezalı olmasa) u ilave et, ve şansını dene. çıkarabileceğin tek tavşan arda. 11 de 1 şansın var. adı üstünde palyaço, görevi güldürmek. 2 haftadır gülmekten çenemiz felç geçirecek.

    jose copperfield'i, mirca angel'i, aref terim'i getirseniz nafile. ey gaflet, dalalet, hıyanet içindeki galatasaray tarihinin gelmiş geçmiş en kötü başkanı kalfa ibrahim'in oğlu. şapkanın içindekileri değiştir içindekileri. sihirbazların hüneri yok, göz yanılması her şey. şapkanın içinde tavşan olduktan sonra kim olsa kulaklarından tutar çıkarır zaten. gölge etme, elimizdeki tek tavşan'ı da gider ayak satma.

    hisseli harikalar kumpanyası burası, hissederları dünya'nın dört bir yanına dağılmış büyük galatasaray taraftarı. çekil başımızdan, bizi doğal halimize bırak. küllerimizden doğarız, geçeriz halayların başına yeniden mendil sallarız.
  • 2472
    galatasaray medical park'ın şampiyonluğu göz göre göre elinden alınırken, maçın hakemleri 4 saatte 3 kez değiştirilirken, hakemler sahada kıyım yaparken sen nerdesin be adam! aziz yanında hop hop zıplarken nerde senin başkanlık onurun! içim acıyor be içim kimlerin eline kaldık. bir de çıkıp demiyor mu futbol dışında bütün branşlarda başarılıyız diye. baskette yapılan haksızlıklar bi yana voleybolda ne başarımız var ben mi görmüyorum? rakiplerle aşık bile atamıyoruz adam resmen dalga geçiyor taraftarla. ne hallere düştük sayenizde. bir spor kulübünü yönetim olarak daha ne kadar batırabilirsiniz aklım almıyor artık!
  • 2473
    yurdum medyasında lehinde ciddi bir kampanya olduğunu sezdiğimiz devrik başkan. yurdum medyasının profili göz önüne alındığında, buradan çıkarılabilecek ana fikir hakkında derin analizlere gerek yok sanıyorum...

    fotomaç, kıytırık internet anketlerine dayandırdığı sonuçları manşet yapar: ''taraftar polat'ı ibra etti'', ''taraftar polat'ı istior'' gibi...
    haldun üstünel'ler, ali dürüst'lr polat'a destek veriyordur.
    ''polat aday olursa yüksek ihtimalle kazanır'' yorumları ciddi ciddi ortalıkta dolaşmaktadır.
    polat'ı ibra etmeyenler pişmanlıktan sürünerek af diliyorlardır. hatta yeniden aday olması yönünde baskı yapıyorlardır.
    ünal aysal listeyi toparlayamamaktadır, zaten çok da rererörödür.

    ah be galatasaray! bunlara kapakları sıra sıra takacağın günler gelecek değil mi? gelecek elbet...
  • 2474
    en son şu 17 nisan fb - gs kadın basketbol maçını gördükten sonra iyiden iyiye s...ol git adnan diye haykırma isteği uyandıran başkan. bekleme arkadaş yerine gelecek olanı da. nasıl hocasız şampiyon olduysak (bunu kendine mâl etmen de ayrı bir komedyanın konusu) başkansız da daha iyi bir klüp oluruz. git arkadaş git, bekleme gelecekleri. sen git herşey daha güzel olacak sana da bize de bak gör. bir yıl önce bunları yazacağımı söylese biri dalga geçerdim, düştüğümüz duruma bak arkadaş.
  • 2475
    yine çok geç kalınmış bir açıklama :

    --- alıntı ---
    "sonuna kadar hak ettiğimiz bir maçı hakemler katletti. ama öncesinde atamalarda yaşanan fiyaskoyu kamuoyuna duyurmamız gerek. basketbolun mhk'si 2 defa atadıkları hakemi değiştirerek maçın öncesinde bu işe gölge düşürdüler. önce baş hakem olarak rüştü nuran atandı. sonra yerine murat biricik getirildi. yardımcı hakemliğe ise özlem yalman atandı. sonra onun yerine de serkan eblek getirildi. bu atama değişiklikleri neden yapıldı? basketbol federasyonu başkanı ve mhk başkanı metin şahin bu durumu izah etsinler."

    "soyunma odasına indim, kızların hepsi hüngür hüngür ağlıyordu. amerikalı oyuncularımız, 'biz böyle bir ülke görmedik, böyle bir hakem fiyaskosu yaşamadık. bir daha bu ülkeye gelmeyiz' diye isyan ediyorlardı. normalde fenerbahçe de iyi mücadele etti, bizler de. ama karşılaşmanın hakemleri maçı bizden alıp fenerbahçe'ye verdiler. maçtan sonra bazı fenerbahçeli dostlar, 'başkan özür dileriz. biz de böyle kazanıp şampiyon olmayı istemezdik' diyecek kadar centilmendiler. fakat basketbolu yönetenler, bu sporu katletmek için ellerinden geleni yapıyorlar. metin şahin, ilerlemiş yaşına bakmadan hala o koltukta oturuyor. acaba bugünkü maçta yaşananları televizyondan görebilmiş midir ki?. türk sporuna zarar veren bütün virüslerin ayıklanması gerek. kim şampiyon olacaksa bileğinin hakkıyla olmalı."

    --- alıntı ---

    http://www.sporx.com/...n-ettiSXHBQ230379SXQ
App Store'dan indirin Google Play'den alın