resim
Abdullah Mucib Avcı
Görev:Teknik Direktör
Takım:Trabzonspor
Yaş:60
Uyruk:Türkiye
  • 9
    --- alıntı ---

    - duygusallık güzel meziyet hocam... ama içinizden geçenleri de fazla dillendirmemek gibi bir özelliğiniz var?

    “evet içime çok atıyorum. bizim meslek başlı başına sabıra dayalı bir iş. sabır kelimesi bu işin anahtarı. evet duygusallığı işe karıştırmamak gerekir. artık bunu yapmıyorum, zamanla öğrendim, tecrübe kazandım.”

    - sabır kelimesine işaret ettiniz. milli takım’da oyuncuları kazanma adına çok sabır gösterdiniz. ya şimdi?

    “sabırlıyım, insanları kazanmak için uğraştığım doğrudur. bu sabrı geçmişte uzun zamana yayıyordum, ama artık bu da geriye geldi. artık sabır ve zaman çok uzun olmuyor. doğru bildiğim kararları hemen devreye sokuyorum, noktayı koyuyorum.”

    - yani çıraktınız, şimdi usta mı oldunuz?

    “hayır, o zaman da çırak değildim. ancak milli takım çok farklı bir yer. çok önemli tecrübeler kazandım orada. bu tecrübeleri parayla satın alamazsınız. çünkü çalıştığınız kulvar farklı, oyuncular farklı. en önemlisi orada ülkeyi temsil ediyorsunuz. buna bir de medyayı eklersek, farkı görürüz. onun için önemli tecrübeler koydum cebime.”

    “sokakta, halkın arasında yaşayan birisiyim. önemli olan sokaktaki insanların avcı’ya nasıl baktığıdır. bu bakışlar çok önemli. müthiş pozitif enerjiler alıyorum. bunu kazanmak benim en büyük hazinemdir. hangi takımın taraftarı olursa olsun, sempatiyle bakıyorlar. bu bana yeter de artar bile.”

    - hocam, milli takım’dan başakşehir... bu dönüş sizi nasıl etkiledi:

    “asla üzgün değilim, son derece mutlu ve huzurluyum.”

    - peki hocam, başakşehir’de bilinmeyen projeleriniz var mı? kısa, orta ve uzun vadede neler yapmayı hedefliyorsunuz?

    “kısa vadede stat projesi vardı, gerçekleştirdik. avrupa’nın en iyi statlarından birini yaptık. orta vadede ayaklarını yere basan bir takım yaratmak vardı, onu da başardık. artı stat içinde bir kreş oluşturduk, insanlar çocuklarıyla maça gelecekler, çocuklarını kreşe emin ellere bırakacaklar. orta vadede spor kütüphanesi kuracağız stadın içine. uzun vadede ise futbol akademisi kuracağım. proje ve arazi hazır. benim en çok hayal ettiğim altyapılardaki oyuncuların okul ve futbol eğitimini alabileceği, tesislerin yürüyüş mesafesinde olacağı bir akademi oluşturmak. doğru eğitmenler ve doğru antrenörler görev yapacak bu akademide. başakşehir 500 bin nüfuslu bir yer. 62 bin tane 11-18 yaş arası insan var. burayı ailelerin de içinde olabileceği bir futbol vadisi yapacağız. maç günleri de etkinlikler olacak. konserler düzenlenecek. bayanları içine çekebileceğimiz alanlar olacak. akademiyi almanya modeli gibi kurup, 5-6 sene sonra ligin tepelerinde dolaşan bir başakşehir yaratmak en büyük hedefimizdir.”

    - yani 6 yıl sonra mı başakşehir’i şampiyon olarak göreceğiz?

    “üç büyüklerle yarışmak, kadrosuyla, bütçesiyle kolay mıdır ağabey. bu dinamikleri sen de çok iyi biliyorsun. şu anda üç büyüğün arkasına yapışmış bir başakşehir var. 6 ayda çok önemli mesafeler katettiğimizi düşünüyorum. 5 sene sonra şampiyonuz dersek, bu çok gerçekci olmaz.”

    "milli takım’ı çalıştırdığım dönemde çok üzüldüğüm ve sinirlendiğim zamanlar oldu ama hep içime attım. siyasetin içine çekildim, benim için cemaatçi diye bile yazıldı, çizildi. bunlar bir algı yönetimidir. müslümanım, laik bir cumhuriyet çocuğuyum."

    abdullah avcı’ya, a milli takım’ı çalıştırdığı dönemde yaşadığı sıkıntıları da sorduk, çok çarpıcı yanıtlar aldık...

    “çok üzüldüğüm ve sinirlendiğim anlar oldu, ama hep içime attım. bakın yazılı ve görsel medya da bu oyunun ayrılmaz bir parçasıdır. bizler bir aileyiz. etle tırnak gibiyiz. elbette biz o koltuklarda oturuyor ve bu oyunu yönetiyorsak, övgü de eleştiri de olacaktır. bu işin doğasında var. oyun ve oyuncu tercihlerim eleştirilebilir. hatta teknik direktörlüğüm bile tartışılabilir. bu anlamdaki eleştirileri okurum, bu eleştirilerden alacağım bir şeyler varsa, onları da cebime koyarım. yani medya bize eleştirileriyle farklı bir pencere açacaksa buna saygı duyarım.”

    avcı hoca dalıp, gidiyor, gözleri sulanıyor:

    “geçmişe bakıyorum, o kadar üzüldüğüm konular var ki, anlatamam. saha dışında insanlar üzerinde yaratılan algılar, kişilik, karakter, sahanın dışında konuşulan her şey beni çok üzmüştür. yazılanlar, çizilenler hâlâ hafızalarda. siyasetin içine çekildim, cemaatçi diye bile yazıldı, çizildi. bunlar bir algı yönetimidir. benim bir ailem, annem, babam, çocuklarım var, okula gidiyorlar. bu oyunu geliştirmeye çalışıyorum, bütün teknik adamlar gibi. bunun dışına çıkıldığı zaman ki bana bu yapıldı, çok yıpratıldım. düşünün haberim yok, bir kamera annemin, babamın, evine gidiyor. bu doğru mu? asla. nedir bu? bu hiç etik değildir. benden habersiz, bilgim yok. ben futbol adamıyım. o dönemlerde ‘başarılı mıyım’ dedim. asla. başarısız olduğumu ben de biliyordum. skorlar bunun canlı örneğidir. o dönemlerde son söyleşimi yine seninle yaptım, ne dedim anımsıyor musun ağabey ‘kendi ipimi kendim çekerim’ demiştim. gazeteniz bu manşetle çıktı. ne yaptım? ipimi kendim çektim, istifa ettim. ama insanın özeline gelince orada duracaksınız ağabey. saha içine evet, fakat saha dışına hayır!”

    - peki hocam lafı siz açtınız, şimdi soruyorum. iddia edildiği gibi cemaatçi miydiniz?

    “müslümanım, laik bir cumhuriyet çocuğuyum.”

    - milli takım için hep destekten söz ettiniz, sizi buraya getiren bir başka faktör yok mu yani?

    “torpil anlamında soruyorsun sanırım. medya, kamuoyu destek verdi, bunun adı eğer torpilse evet, torpille geldim. tabii ki birileri bir yerlere gelirken, destek olmuşlardır. kapılar hep böyle açılır. genç milli takım’dan büyükşehir belediye’ye göksel gümüşdağ getirdi. niye? genç milli takımlardaki başarılarımızdan dolayı. büyükşehir’de 6 yıl kaldım, ciddi destekler verdi bu süreçte. bu destek sadece avcı için değil, mustafa denizli, fatih terim, şenol güneş hocamız için de geçerlidir. kimse kimseyi yolda kolundan tutup oralara getirmez. bu ilişkiler destek olmuştur. tabii ki gümüşdağ’ın benim hayatımdaki yeri farklı. gümüşdağ’ın hâlâ büyük desteğini görüyorum, beraberiz.”

    - gelecekte üç büyüklerde çalışmak hedefleriniz arasında var mı?

    “bulunduğum yerlerde doğru işler yaparsam, yol haritası otomatik olarak belli olur. nasıl belediye’de iken a milli takım’a gittim. başarılı olduğum sürece o kapılar kendiliğinden açılır, bu herkes için geçerlidir. artı illa üç büyüklerde çalışacaksınız diye bir kural mı var!”

    ‘futbol oyun, savaş değil’

    “bilim ve tekniğin işin içine girdiği bir oyunda vatan-millet-sakarya artık gerilerde kaldı. örneğin, ‘mücadele ettik, kazandık’ ne demek ağabey? bu cümlenin açılımını anlamış değilim. zaten bu oyunda mücadele edeceksiniz. bir de ‘savaştık, kazandık’ var... bizimkisi bir savaş değil, bir oyun.”

    “türk futbolunun sorunu, yabancı sayısını artırmak ya da kısıtlamak değildir. isterseniz 14, isterseniz 28 tane yapın, fark etmez. bu konuyu 30 senedir konuşuyoruz. sorun altyapı sorunudur. altyapılara kalite, eğitim ve bir standart getirmediğiniz sürece 30 sene daha konuşmaya devam ederiz. beş tane selçuk altyapıdan çıkarsak, dışardan niye yabancı getirelim ki! iki tane emre altyapıdan çıksa fena mı olur? ya da 5 tane burak, ne bileyim gökhan gönül. yerli ve yabancı oyuncular arasında rekabet ortamı yaratmak bu işin olmazsa olmazıdır. önce rekabeti sağlayalım, altyapılara bir standart ve denetim getirelim, eğitim seviyesini yükseltelim. bunların hiçbiri yokken, isterseniz serbest bırakın, ne fark edecek ki? almanya’ya bak ağabey, 2004 yılında start aldılar, dünyanın bir numarası oldular. yani onlar gerçeği gördüler, biz hala konuşmaya devam ediyoruz. onlar gibi altyapıdan başlamak şarttır.”

    - genel olarak bakarsak sayısal fazlalığın başka katkısı olacak mı sizce?

    “bunun şimdiden bir faydası oldu, yerli oyuncuların fiyatı düştü. artı izleme komitelerinin işleri biraz daha çoğaldı. daha çok araştıracaklar, keselerine uygun futbolcular bulacaklar.”

    "şampiyonluk yarışında beşiktaş’ın bir adım önde olduğunu düşünüyorum. fenerbahçe ve galatasaray’ın oyuncu kadrosu iyi ancak bazen yukarı, bazen aşağı gidiyorlar. beşiktaş’ın ise bir düzeni var. ligde derbi kazanmadan da şampiyon olabilirsiniz."

    - süper lig’in ilk yarısındaki futbol kalitesini nasıl buldunuz?

    “çok dalgalı... oyun olarak düzenli takımlar var. kimler? fenerbahçe ve galatasaray’ın oyuncu kadrosu iyi. ancak bazen yukarı, bazen aşağı gidiyorlar. ama beşiktaş’ın bir düzeni var. tamam derbi kazanamıyor, ama oyun düzeni var. bursaspor’un saha içinde bir düzeni var. kasımpaşa var, biz varız. hamza kardeşimin galatasaray’da başarılı olmasını çok istiyorum. bu yetenek onda da fazlasıyla var. evet, türkiye’de maç kazanırsınız, ama avrupa’da oyuncu kalitesiyle maç kazanamazsınız. dortmund’un ligdeki konumu belli. ama buraya geliyor 4 atıyor, sahasında yine 4 atıyor. avrupa takımları cezalandırıyor, ama biz cezayı kesemiyoruz. niye? hep anlatmaya çalıştığım sebepler yüzünden.”

    - iyi ama beşiktaş derbilerde sınıfta kalıyor. derbileri kazanamayan takımlar nasıl şampiyon olur?

    “olur, bal gibi olur. tüm maçlarını kazan, derbileri kaybetsen bile şampiyon olursun. beşiktaş çok doğru yolda, oyuncu anlamında iyi yatırımlar yaptılar. genç ve türk oyunculara önem veriyor. gökhan töre, oğuzhan, kerim gibi.”

    - lig nasıl biter hocam?

    “üç büyük takım arasında gider. beşiktaş’ın saha sorunu olmasaydı... bu dalgalanma onları yoruyor diye düşünüyorum. oyun düzeni anlamında eksiklikleri yok. bazı kırılma anları yaşadılar. genel fotoğrafa baktığımda beşiktaş’ın bir adım önde olduğunu düşünüyorum. fenerbahçe’nin de oyuncu anlamında istikrarı var.

    - hangi futbol felsefesi sizi mutlu eder?

    “beraber hareket etmek, bir kuş sürüsü gibi. bu unsuru geliştirmeye çalışıyorum. oyun olarak beraber hareket etme unsurunu yakaladık. ligde 4. sıradayız. yeter mi? asla... çıtayı yükseltmek zorundayız.”

    “hata ile maç kazanıyoruz, hatalarla maç kaybediyoruz. hakemlerin kötü niyetli olduğuna inanmıyorum, iyi niyetliler. hataların çoğu aşırı baskıdan kaynaklanıyor. hep birlikte yardımcı olmamız gerekir ki, baskıyı üzerlerinden atabilsinler, o zaman az hata yaparlar. iyi niyetlerinden asla kuşkum yok.”

    --- alıntı ---

    http://www.milliyet.com.tr/...1997812-skorerhaber/
  • 12
    http://www.thetimes.co.uk/..._arsenal_821404c.jpg

    sanarsın ki, arsene wenger hamza hamzaoğlu'nu ziyarete gelmiş istanbula da resim çektirmişler. eğer galatasaray'ın teknik direktörü yılmaz vural olsa o karede yılmaz vural olacaktı. bu hamza hocanın nasıl başarısı oluyor anlamadım.

    abdullah avcı özeline de bakacak olursak, özellikle orta sıra takımları için bulunmaz nimet olan hoca.
  • 13
    --- alıntı ---
    illa galatasaray, beşiktaş ve fenerbahçe gibi takımlarda çalışmak zorunda mıyız? ben tepesini gördüm. a milli takımı çalıştırdım. doğru zaman olursa deneyebilirim. bugün futbol illa bir kupa almak demek değildir. kısa vadede onu gerçekleştirdik. orta vadede akademi projemiz var. okul eğitimini doğru alan bir nesil istiyoruz. bunun yanısıra yarışan bir kulüp olmak ortaya koymak istiyoruz. bireysel olarak baktığında son derece keyif alıyorum. istanbul'da çalışıyorum. büyük takımlardan teklif de aldım. 3-5 sene sonra neler olur bilemeyiz. ama şimdi uzun vadede gelişen bir takım olmak istiyoruz.
    --- alıntı ---

    daha gecen hafta ntvspor'daki roportajinda ibb ile koydugu hedeflerinden bahseden, 3 buyukleri su anda dusunmedigini soyleyen teknik adam. yeni teknik direktorumuz olursa kendisine saygim geldigi anda biter. roportajdan bagimsiz olarak, bizim yeniceriler abdullah hocayi avlar. istemezuk

    bahsettigim ropartajin linki;
    http://www.ntvspor.net/...-cok-defo-gosteririm
  • 14
    zamanında kestiği selçuk inan'ı şimdiki selçuk inan'la karıştırmamak gerek. o selçuk hayvanlar gibi oynayan, xelçuk'tu. hatta baskılarla adamı milli takıma geri çağırmış, şükrü saraçoğlu'nda sonradan oyuna almış, o maçta da fenerliler bile alkışlayıp destek çıkmıştı o selçuk'a. hatta gol de atmıştı o maçta.

    https://www.59saniye.com/...cuka-verilen-destek/

    gerçi kime ne anlatıyoruz. zamanında da ersun yanal, hakan şükür'ü milli takıma çağırmıyor diye övülüyordu bazı zevat tarafından.
  • 16
    şu an ligde maç önü analizini en iyi yapan ve buna en iyi plan oluşturan teknik direktör (ve ekibi). galatasaray'da ne kadar başarılı olur bilemem tabiki. yani baskı altında nasıl çalışır, karizması nasıl (uzaktan iyi gözüküyor) vs gibi konularda bilgim yok. onu yakından tanıyanlar bir şeyler diyebilirler tabiki.

    bunu incelemek ve karar vermek ne benim becerim ne de yetkim. bu yüzden yönetimin değerlendirmesi önemli.

    şimdi burada dursun özbek'i de es geçerek galatasaray'da ki bir yozlaşmayı göstermek gerek. eskiden yönetimlerde görevler almış, yöbetimlerde yetişmiş insanlar başkanlık yapmışlar. bakalım son 3 başkana. ünal aysal bir anda onun için yapılmış bir ekiple geldi. demin anlattığım süreci yaşamadı. dursun başkan tabi ki de galatasaray'ın eskilerinden ve büyüklerinden biri ancak kısa dönemde bu konularda olmadığından bu tedrisat yine yok ve listelerin verilmesinden 48 saat önce eline bir liste verildi. dursun başkan yine bu tedrisatı görmeyen ve dursun başkanın işaret ettiği bir isim. peki bu benim ulaşamayacağım ince bilgilere kim ulaşacak.

    her neyse bunlar uzun konular.

    entry'mi bitirmeden abdullah avcıya dönelim. yanlış hatırlamıyorsam metin tekin'in sözüydü... teknik direktörlükteki başarı için doğru zamanda, doğru yerse olacaksın diyordu.

    doğru yermi galatasaray, ikna olabilirim. hem beklenti düşük, hem de çok olmasa da genç oyuncu nüvesi oluşabilir. bunun yanında aslında teker teker gayet kaliteli oyuncular var. ama doğru zaman mı hiç zannetmiyorum. avcı'nın arkasında duracak sağlam bir yönetime ihtiyacı var. illaki dengesiz dönemler yaşacak zira. künyesine baktığımızda izole kurulan takımlarda başarı söz konusuyken, ilk büyük takım tecrübesi olan milli takım ne yazık ki kötü. hal böyle olunca kendini kanıtlaması gerekecek. şu anki yönetim kendisine gerekli desteği ve gücü berebilir mi? çok şüphem var.

    ekleme:

    abdullah avcı'nın 9 mayıs 2016 fener maçından sonra ki röportajı.

    https://youtu.be/Mi8gvfRGyWQ?t=581

    özetle benim için önemli olan kısım şu. oyun ve plan gelişiminden bahsediyor. geçen senenin ilk yarısı savunma futbolunun oturması, ikinci yarısı geçiş oyunlarının oturması ve bu sene ise daha kaliteli bir takımla set oyunları ve ileride baskıyı oturduğunu bundan dolayı mutlu olduğunu söylüyor. tabi bunu hazırlarken abdullah avcı'nın temel aldığı konsept olabildiğince iyi yayılış.
  • 18
    http://www.ntvspor.net/...-konuk-abdullah-avci

    milli takımda çalıştığı dönemde çok çok fazla eleştirmiş biri olarak, yukarıdaki videoyu sabredip sonuna kadar izledim.

    özellikle türk futboluyla ilgili görüşleri ve taktik bilgisini öne çıkardığı yerler beni çok etkiledi.

    yolu açık olur umarım, fikri yapısı tam avrupai bir antrenör gibi hocanın. milli takım deneyiminden sonra kendini çokça geliştirmiş.
  • 19
    http://www.hurriyet.com.tr/...-flas-cevap-40063690

    --- alıntı ---
    ....avcı, rıdvan dilmen'in "galatasaray'ı, fenerbahçe'yi, beşiktaş'ı ben çalıştırsam demiyor musun?" sorusuna ise "yok, demiyorum" diye yanıt verdi. sözlerini "şu an itibariyle türkiye ligi'nde bunu söyleyemiyorum, söylemek de istemiyorum. çok yıprandı antrenörlük mesleğimiz. özellikle ben veya benim gibi birisi oraya adımını attığı andan itibaren çok büyük yıpranmalar başlıyor. bunu yönetmen gerekiyor" diye sürdüren avcı....
    --- alıntı ---

    gelmek istemeyen birisini getirtemezsiniz. ben istemem bu elemanı şahsen.
  • 22
    bu sene 2 kere başakşehir ile karşılaştık ikisinde de bizi mağlup etmeye başladılar. abdullah avcı maç sonları galatasaray'ı nasıl yendiklerini basit bir dille anlattı. hatta ntvspor'da bir program boyunca galatasaray'ı nasıl yendiğini anlatmıştı (arenada ki 2-1'lik maç) ilk maç analizi şuydu çok basit. '' galatasaray'ın sol kanattaki pas bağlantılarını kırdık. topu sağ tarafa oynamaya ittik. onlarda pozisyona girmekte zorlandılar'' çok basit carole, sneijder ve bruma üçgenine oyun kurma izni vermediler ve bu oyuncu grubu da hiç bir şey yapamadı. ve galatasaray'ın sezon başından beri en büyük zaafı olan yan toplardan da 2 gol bulmayı başardılar ve bizi mağlup etmeyi başardılar.

    abdullah avcı'nın karşısında bir antrenör olmadığı için galatasaray'ı mağlup etmeyi çok kolay başardı. oyun içi müdahale konusunda sıfır olan bay riekerink hiç bir şey yapmadı. her hafta ekstra yan top çalışıyoruz demesine rağmen saçma sapan alan savunmasıyla goller yemeye o maçta da devam etmiştik. sneijder'in kanadının kilitlenmesine saha içi çözüm bulamayan riekerink nasıl olsa içeride oynuyor bir şekilde yeneriz kurgusuyla maça devam etti ve o maçı güzelce kaybettik.

    diğer maçta kupa maçıydı ve yine 2-1 başakşehir'e mağlup olduk. yine abdullah avcı çıktı basit bir dille galatasaray'ı nasıl mağlup ettiklerini anlattı. '' orta sahanın merkez ikilisini kilitledik ve baskı yaptık selçuk ve de jong'un oyun kurmasına engel olduk ve pas bağlantılarını kestik'' yine galatasaray'ın başında bir antrenör olmadığı için buna bir çözüm bulamadı ve maçı kaybettik. o maçı kaybetmemizde sneijder'in maç başı hemen sakatlanmasının da etkisi vardır tabi. ama bu kötü futbola sebep değil. hala yanarım türkiye kupasından elendiğimize şimdi riekerink o maçtan önce kovulsaydı tek maçlık eleme sitemiyle oynandı zaten. kesin o maçı kazanıp ivme yakalardık ve bu sene de türkiye kupasını kazanırdık. galatasaray'ın başında antrenör olmadığı için kupadan son 8 bile göremeden havlu attık.

    şimdi abdullah avcı'nın karşısında gerçek bir taktisyen var. bakalım maç sonu şöyle böyle yendik mi diyecek yoksa şöyle böyle kaybettik mi? çok merak ediyorum. çünkü tudor riekerink gibi her maç 4-2-3-1 oynatmıyor. sadece bruma kurtarıcı değil artık. biraz kafa yoran, korkusuzca oynayan her takım bu sene riekerink'in takımını yenerdi. şablon belli oyun belli. oyun içi müdahale sıfır. kayserispor bile içeride 2 yan topla bizi yendi mesela. zaten o maçta bay riekerink'in sonu olmuştu.

    şimdi sürekli aynı oyunu oynayan galatasaray yok. her maç farklı formasyonla oynayan galatasaray var. rakibe göre oyun kurgulayan bir antrenörümüz var. son maç tolga cigerciyi sol beke filan aldı. bazen 3'lü bazen 4'lü ye geçiyor maç içi en azından bir çözümü, stratejisi var. ve geldiğinden beri gerçekten takım iyi bir ivme kazandı. en azından mücadele gücü yükseldi.

    bu maçı 4 gözle bekliyorum.

    https://twitter.com/...s/851178677501132800

    edit: maç sonu galatasaray'ı nasıl yendiğini zevkle anlatabilir. hak etti tebrikler. karşısında da pek bir taktisyen hoca göremedik maalesef.
  • 24
    http://www.rerererarara.net/sozluk.php?id=2146943

    yaptığı açıklamaya kızılmış. bence tam tersi tebrik etmek gerekir kendisini. adam galatasarayın en son ne zaman kaleyi bulan şutu olmadığı maçı, hem de 4-0 lık bir galibiyet sonrası üşenmemiş, bakmış, bulmuş. bizim koca kulüpte eğer bir kişi varsa "ulan amk maçında kaleyi bulamadık daha önce olmuş muydu bu" diye soran, söz veriyorum bugün yazarlığımı silerim.

    kendisini çok sevmem, ama yaptığı işe saygı duyarım. ne diyelim bol şans abdullah hoca.
App Store'dan indirin Google Play'den alın