en kaba ve kişisel tabirle çocukluğuma ait birçok hatırayı, izlediğimi hayal-meyal hatırladığım ilk maçtan tut geçen sene mabedde izlediğim oftaş maçına kadar yüzlerce maçta yaşanan/yaşattığı binlerce anıyı bir çırpıda çöpe atmama sebep olacak olan olaydır. bunun profesyonellikle, futbolla filan alakası yoktur. bu entry'nin yazarı ilkokul sıralarından üniversite 2'ye kadar
* takımının her maçında onu görmüşse, hala ileri şişirilen bir topun onun kafasına inmesini bekliyorsa; bahsedilen adamın "taraftar hayatını yaşadım, çocukluğumdan beri galatasaraylıydım" şeklinde bir röportajı varsa bu profesyonellik diye geçiştirilecek bir hadise değildir.
her derste giydiğim forması yüzünden ilkokulda beden eğitimi hocası bile sık sık "hakan" demişse, herkesin bir yıldız olduğu mahalle maçlarında kavga etmişsek yıllarca "hakan" olabilmek için, "kral hakan şükür" diye paralamışsak boğazlarımızı defalarca; bu kadar basit olmamalı...
aslında garip bir "ihtimal". şu sıralarda basit bir "belki"den ibaret. ama bu haliyle bile o kadar karmaşık duygular, hayal kırıklıkları beliriyor ki içimde; tam ifade etmem güç. umarım hakan şükür'ün her zamanki centilmen ve aşırı fanatizme kaçmayan sağduyulu
*demeçlerinden biri olarak tarihte yerini alır.
yoksa bütün bu yaşananların, anıların, yılların koca bir yalan olduğunu görmenin yaratacağı hasarı kolay kolay kaldıramazdı heralde birçok bünye..