profesyonelliktir. profesyonelliğin ne olduğunu açıklayalım da zihinler berraklaşsın. yoksa saçma sapan duygu sömürülerinin önünü alamayacağız.
profesyonellik; bir mesleği, sadece para kazanmak amacıyla yapmaktır. profesyonellikte verilen işi sorgulayamazsınız. sadece yaparsınız. profesyonel dünyada herkes bireysel çıkarlarını düşünür. siz, daha iyi bir ücrete iş bulursanız çalıştığınız yeri terk edip çıkarsınız. aynı paralelde iş veren de yaptığınız işi daha ucuza yapabilecek bir kimseyi bulursa sizi işten çıkarır. iş bu kadar basittir.
(bkz:
ezeli rakibe transfer olmayı profesyonellik sanmak/#2259062) entry'sinde karşılaştırılan, şirketler ve futbol takımları değildir. onların çalışanlarıdır. her futbolcu (tıpkı herhangi şirkette çalışan bir birey gibi) bünyesinde bulunduğu kulübün elemanıdır.
bizler taraftar olarak maddenin tabiatı gereği profesyonel olamayız. ama futbolcular profesyoneldirler. eğer bir futbolcunun ezeli rakibine transfer olmasını eleştirecekseniz bunu o futbolcu üzerinden değil hayatın genel işleyişi üzerinden yapmalısınız. bireye değil, "profesyonelliği bir zorunluluk haline getiren sisteme" suç bulmalısınız. diğer türlü kişiler üzerinden kısır bir döngüye girer, döner durursunuz.
mondragon'un ağlamasını, hasan şaş'ın 16 dakika yaşadıklarını profesyonellikle açıklayan yok. yaptıkları davranışların "profesyonellik" denen durumla uzaktan yakından alakası da yok.
"profesyonellik" bilinçaltınızda olumsuz şeyler uyandırdığı için futbol oynayarak milyonlar kazanan adamları -eğer seviyorsanız- "profesyonel değil" diye tanımlıyorsunuz. tanımlar sizin bakış açınıza göre değişmez, tanım tektir.
---
şimdi sıra gelsin benim profesyonellikle alakalı düşünceme:
"profesyonellik" kapitalist-liberal düşüncenin iş hayatındaki dışa vurumu olduğu için benim bunu benimseyebilmem mümkün değil, o ikisini midem kaldırmıyor. profesyonellik, benimsediğim ideoloji açısından gayrı ahlaki bir tutumdur.