• 1
    şangay'da 16-31 temmuz arasında düzenlenecek organizasyon.

    16-24 temmuz'da senkronize ve bireysel dalma yarışmaları, 19-23 temmuz'da açık deniz yüzme yarışmaları, 16-23 temmuz'da senkronize yüzme yarışmaları, 17-30 temmuz'da su topu maçları ve 24-31 temmuz'da organizasyonun assolisti yüzme yarışmaları yapılacak.

    shanghai oriental sports center ise yarışmalara/maçlara ev sahipliği yapacak olan kompleksin adı.

    kompleks 18.000 kişilik kapalı ve tribünlü havuza ki kayıtlara "arena" olarak da geçiyor kendisi, 5000 kişilik kapalı ve tribünlü havuza ve 5000 kişilik açık havuza sahip.
  • 5
    yüzme yarışları başlamadan önceki branşlar:

    http://www.artemiofranchi.net/...nlar-sampiyonas.html

    evvela şu senkronize yüzmeden bahsetmem lazım yoksa çatlarım. sevenine, izleyenine, yazanına, yorumlayanına saygım sonsuz ama ben şu noktada tıkanıyorum: bireysel rutin -ya da her ne deniyorsa- ne işe yarıyor? solo teknik rutin, solo serbest rutin... bu ikisini anlamam ama düet ve takım rutinleri mantıklı geliyor zira su içerisinde bir gösteri yapılıyor ve uyum var işin içerisinde. ha bunun teknik kısmı da var, hareketleri doğru aktarma kısmı da var... gerçi gitgide kendi tezimi çürütüyorum ama dalma müsabakalarında da bireysel ve çiftler olmak üzere iki dal var. orada da bireyseli izleme, git çiftleri izle illa konu uyumsa diyen olsa verecek cevabım olmaz. neyse o konuda da dalmayı sadece izlerim, teknik-taktik aşırı bilmem der çekilirim kenara.

    senkronize yüzmede türkiye de birkaç dalda yarıştı ve en iyi derece solo/bireysel serbest rutinde melis öner'den gelmiş. melis öner 22. sıraya alarak finallerde performans göstermeye yetecek dereceyi elde edememiş.

    dalmaya geçecek olursa çinliler aldı yürüdü... madalya bırakmıyorlar ortada adeta. dalmada kadınlar ve erkeklerde toplam beşer yarışma var. bireysel olarak 1 metre tramplen, 3 metre tramplen ve 10 metre kule; takım olarak, daha doğrusu senkronize/çiftler olarak ise 3 metre tramplen ve 10 metre kule var. hem erkeklerde hem kadınlarda tüm senkronize atlamalar yapıldı ve çinli sporcular tüm altınların sahibi oldular. erkeklerde final olarak 3 metre tramplen ve 10 metre kule kalırken, kadınlarda da 3 metre tramplen finali kaldı. bunların dışında yapılan bireysel yarışmalarda da altın madalyaların hepsi çinli sporcularda. erkekler 3 metre tramplen finali 22 temmuz 2011 tarihinde, yani bugün, dalmadaki tek final olacak. yarın kadınlardaki son dal tamamlanırken erkeklerde de son yarışma olan 10 metre kulenin ön elemeleri ve yarı finalleri yapılacak. yüzmenin başlayacağı pazar günü ise 10 metre kuleyle birlikte dalmaya noktayı koyacağız.
    açık deniz yüzme sadece istatistikler ve sonuç tablolarından takip edebildiğim ve izlediğim birkaç defasında hoşlandığım bir dal. ne yazık ki yayınlayan olmuyor, kötü bir şey bu. yine de elimden geldiğince bilgileri vereyim ben. roma'da 2009'daki dünya şampiyonası'nda 10 km'de şampiyon olan britanyalı güzel keri-anne payne, şangay'da da başarısını sürdürdü. aynı dalda erkeklerde ise thomas lurz sürprizi yaşandı ve alman yüzücüyü geride bırakan isim yunan yüzücü spyridon gianniotis oldu. lurz için açık deniz yüzmede son dönemin kralı demek doğru olurdu ancak şampiyonanın ilk ciddi sürprizlerinden birinde "başarısız" kısımda yer aldı. gerçi dünya şampiyonası gibi bir organizasyonda 10 km yüzüp ikinci sırayı almak ne denli başarısızlık olur onu da düşünmek gerek. lurz'u geride bırakan spyridon gianniotis ise 2000'lerin başında daha çok orta mesafe(800-1500 metre) yüzen bir isimdi, son birkaç yılda en uzun mesafeleri gözüne kestirdi ve yavaş yavaş mesafe arttırarak ilerlediği kariyerinde -şimdilik- hedefine ulaşmış gibi gözüküyor.
    "bu kadar adını andın ama kim bu lurz?" diyenlere hemen açıklamayı yapmayı bir borç biliyorum. kendisi roma'daki son şampiyonada duble yapıp hem 5 km hem de 10 km dallarında açık deniz yüzmede altın madalyaları toparladı. son üç avrupa şampiyonası'nda ise altın madalyaları aldı yine 10 km'de. tabii bir de şu kritik durum var, lurz kariyerinin şu ana kadarki en iyi dönemini 2008 ve 2012 olimpiyat oyunları arasında yaşamakta. bu şampiyonada sürpriz şekilde kaybettiği altın eğer bir form düşüklüğünün habercisi ise lurz'u pek de parlak bir londra macerası beklemiyor olmalı. ayrıca son bir not, kendisinin universiade 2005'te izmir'de yarıştığını hatırlatalım. 1500 metre serbestte gümüş madalya almıştı, havuzda da madalyası yok değil hani...

    ve şangay 2011'in yüzme yarışları başlamadan yüzmeyi gündemde tutmayı başaran en ciddi konusuna gelelim son olarak: cesar cielo filho. cas'tan karar çıkması bekleniyordu ve o beklenen karar çıktı. cielo filho ve vücutlarında yasaklı madde bulunan veya yasaklı maddeyi kullanan arkadaşları için verilen uyarı cezası onandı, ekstra bir ceza vermeye gerek duymadı cas. sadece waked'e men cezası geldi ki zaten ilk çıkan kararda da kendisine men cezası verilmişti. yani fina'nın uyarı alan sporcular için talep ettiği üçer aylık men cezaları reddedilmiş oldu. yüzmede sprintin yeni kralı cielo filho'yu önümüzdeki hafta feribot misali havuzu birbirine katıp altın madalyaya uçarken görebileceğiz.
  • 6
    ilk gün sonrasında küçük sürprizler ile yüzme yarışlarına merhaba diyen şampiyona:

    http://www.artemiofranchi.net/...r-sampiyonas_25.html

    dünya su oyunları şampiyonası heyecanın zirveye ulaşacağı ikinci yarısına girmiş bulunmakta: yüzme başladı!

    günün ve şampiyonanın ilk finali erkekler 400 metre serbestte yapıldı. güney koreli tae hwan park aylar önce göz koyduğu altın madalyayı güzel bir performansla kazandı. 300 metre dönüşüne kadar ortada gidiyor gibiydi yarış, ancak park 300 dönüşünden sonra suyun altından ok gibi fırlayıp sprintine başladı ve 350 metre dönüşüne geldiğinde 2 metre civarı bir fark attı rakiplerine. rakipleri silkeleyip karşı koyulamaz bir sprint attıysanız 400 metrelik yüzme yarışının son 50 metresinde sprint öncesi temponuzu korumanız çoğu zaman yeter, park'a da yetti ki bu dalda zaten 150-200 metre boyunca devamlı sprint halinde gitmek aşırı zor. park'ın stratejisinde en önemli şey sprinti ne zaman atacağıydı, zira 300 değil de 200 dönüşünde bunu denese gücünü sonlara doğru toparlayamayabilirdi. çok doğru noktada gelen sprint, şampiyonanın yüzmedeki ilk altın madalyasını güney kore'ye ve park'a götürmüş oldu. bir şekilde park'ın 300-350 metre arasındaki sprintini izlemenizi tavsiye ediyorum, pişman olmayacaksınız.

    şampiyonanın ilk önemli sürprizi ise erkekler 50 metre kelebek yarı finalinde geldi. bu daldaki son dünya şampiyonu sırp yüzücü milorad cavic yarı finalde elendi. serisinde 4. sırayı aldığında final umutlarını yitireceği belliydi çünkü diğer serideki yüzücüler cavic'i geçmek için standart bir yarı finalin biraz üzerini zorlama şansına sahiplerdi. cavic 2008'de eindhoven'daki avrupa şampiyonası'nda da bu dalda altını almıştı ama şangay'a formsuz gittiğini bildiğimiz sporcu bunun bedelini ödedi. hafta içi cas'tan gelen kararla sevinen brezilyalı sprint kralı cielo filho ise finale kalmayı başardı rahat bir şekilde, muhtemelen de çin'e göre 25 temmuz akşamı, bize göre ise öğle saatlerinde ilk madalya sevincini tatmış olacak.

    kadınlar 400 metre serbest finali ise bu dalın en iyisinin zaferiyle sonuçlandı: federica pellegrini! 22 yaşındaki italyan yarışın tam yarısı geçildiğinde, yani 200 metre dönüşü yapıldığında ekranlara yansıyan zaman tabelasında ilk üçte bile değildi. ancak büyük sporcular için, döneminin dünyadaki sayılı isimlerinden birisi için bu bir sorun teşkil etmiyordu. 200 metre dönüşü yapıldığında ilk üçte olmayan pellegrini yarış sonunda rahat bir şekilde altın madalyaya uzanıyordu. az evvel erkeklerden bahsederken bu dalda 150-200 metre sprint atılamayacağını söylemiştim, pellegrini için de aynısı geçerli oldu. 200 metre dönüşünden sonra 300 metre dönüşüne kadar sprintini sürdürdü ve sonrasında rakiplerinin temposuna inerek kazandı. 200, 400 ve 800 metrelerde tempoyu yükseltmek için doğru zaman çoğunlukla yarışın yarısını geçtikten sonraki bölümdür, günün ilk iki finalinde de bunu belgelemiş oldu park ve pellegrini.

    günün diğer iki finali ise 4x100 serbest bayrak/takım yarışıydı. önce kadınlarda heyecan yaşadık, hollanda ilk sporcularda sorun yaşadı ve 100 metre dönüşünden sonra ikinci sporcular suya atlarken amerika önde gidiyordu. amerika adına suya ikinci sırada giren isim 1995 doğumlu olan, geleceğin büyük yıldız adayı melissa franklin oldu. ancak hollanda'ya karşı direnemedi ve farkın kapanmasına sebep oldu. dördüncü sporcular suya atladıklarında ise hollanda adına unutulmaz bir performans gördük. ikinci sporcularda rakiplerinden daha iyilerdi ancak dördüncü ve son sporcularda ondan da iyilerdi ve beklenmeyecek bir şekilde fark açarak madalyaya uzandı hollanda. erkeklerde ise havuza girildiği an favoriler amerika ile fransa'ydı. abd adına suya giren ilk isim phelps oldu ancak bekleneni veremedi ve avustralya'nın açtığı farka engel olamadı. avustralya da ilk sporcular havuzdayken elde ettiği avantajı ekonomik kullandı ve bu merakla beklenen yarışın sürpriz şampiyonu oluverdi. fransa ise avustralya'yı en çok zorlayan ekip olarak gümüş madalya alırken abd bronz ile yetindi. avustralya şu an gayet iyi gözüktü 4x100 serbestte; bu yarışta sanki ian thorpe kadrodaymış gibi yüzdüler ancak thorpe'un geri dönüşüne biraz daha zaman olduğunu hatırlatmak gerek. thorpe'un katılımı ile rakipleri için çok daha büyük bir tehdit olacaklar.

    ilk günün yüzme yarışlarında irili ufaklı sürprizlere ve uzun süre hatırlanacak performanslara tanık olduk. keyif olarak bu seviyede giden bir şampiyona gayet doyurucu olur ki bundan katbekat keyifli olacak kalan altı gün.

    tour de france'ın bittiği gün yüzmenin başlaması ise bisiklet ve yüzmeyi futboldan bile daha çok sevmeye başlayan adam için bulunmaz nimet. şanslıyım.
  • 7
    ikinci gününe cesar cielo filho'nun doping cezası almaktan kurtulduktan sadece dört gün sonra kazandığı altın madalyası ve bu sebepten döktüğü gözyaşları damga vurmuştur:

    http://www.artemiofranchi.net/...r-sampiyonas_26.html

    yüzmede ikinci günün(25 temmuz) ilk finali kadınlar 100 metre kelebekteydi. avustralyalı alicia coutts çok iyi yüzdüğü bu yarışı kendisinden sadece iki ay küçük olan ama tecrübe olarak birkaç yıl daha büyük olan dana vollmer'e kaybetti. coutts yeni yeni uluslararası kariyerine başlarken vollmer 2004'ten beri yani 17 yaşından beri yüzmede şampiyonluklar kazanan bir isim. coutts doğru sandığı taktiğiyle sona kadar iyi götürdü işi ama tecrübe bir kez daha kazandı. vollmer'in bu altın madalyası abd'nin ilk altını olarak kayıtlara geçti. vollmer kendisi adına bir rekorun altına imza attı ancak bu "dünya rekoru" olarak kayıtlara geçmeyecek. vollmer'in derecesi tarih boyu sadece tekstil ürünü mayolara bakarsak bir dünya rekoru ancak dünya rekoru derecelerinde bir seneye yakın süredir yasak olan teknolojik mayolarla elde edilen dereceler de kabul gördüğü için tarihin en iyi derecesi olarak rekorun altına vollmer adı yazamıyor. ayrıca bu coutts için günün iki finalinden ilkiydi...

    ikinci final ise erkekler 50 metre kelebekte yapıldı. ilk günkü yarı finallerden sonra cavic'in olmadığı finalde cesar cielo filho için madalya vakti gelmişti. bu finalde, daha doğrusu bu havuzda yüzmesi sadece dört gün önce belirlenmiş bir kişi için duygusal olarak önemli bir finaldi. taktiğin değil gücün ön planda olduğu bu dalda cielo filho kolaylıkla altın madalyasını aldı. ilk sırayı aldığı zaman ekranlarına yansıdıktan sonra brezilyalı sprinter gözyaşlarını tutamadı ve klasik sevinçlerinden biriyle kutladı madalyasını. yazının fotoğrafı da yine duygularına engel olamadığı bir andan, madalya töreninden.

    günün belki de bir finalmiş gibi ilgi çeken bir yarı finali de vardı: erkekler 200 metre serbest. ilk seride fransız yüzücü yannick agnel ilk sıradayken hemen arkasından güney koreli park geldi, yani bir gün önce 400 metre serbest şampiyonluğuna ulaşan isim. yarı finalin ikinci serisi ise havuza giren isimlere bakıldığında bir final gibiydi. bu dalın kralı olan ama şangay'a formsuz gelen paul biedermann, abd'nin formsuzluğuyla başı belada olan efsanesi michael phelps ve phelps'in en büyük rakiplerinden vatandaşı ryan lochte. 50 metre dönülürken biedermann ilk üçte değildi, 100 metre dönüşü ise beklenen sıralamaya sahne oldu: lochte-phelps-biedermann. yarışın sonu ise son 50 metredeki atağıyla yaklaşık 150 metre boyunca en önde giden lochte'yi geçen biedermann'ın formsuzluk eleştirilerine cevabıyla geldi. final öncesi formda olan fransızlar, formsuz olan phelps ve bu kez phelps'i geride bırakmak isteyen bir lochte var elimizde.

    bu final provası gibi olan yarı finallerden sonra sırada kadınlar 200 metre bireysel karışık finalini izledik. stephanie rice bu dalın büyük favorisi olarak havuza girdi. günün ilk finalinde ikinci olan alicia coutts, kelebek ile başlayan yarışta ilk 50 metreyi 0.01 saniye farkla ikinci sırada döndü. kurbağalamada kukors rakiplerine ciddi bir fark atıp son bölüme yani serbeste biraz umutlu girmek istedi. ve tüm bu isimler kapışırken son 50 metrede efsanevi bir serbest performansı izledik sürpriz bir isimden. serbeste gelene kadar her dalda bir favori rakiplerinden üstün geliyordu ki son metrelerde 1996 doğumlu, henüz 15 yaşındaki bir isim herkesi geride bıraktı. çinli ye shiwen kendi ülkesinde kariyerinin en büyük başarısını yakaladı bu yaşta. 2010 dünya kısa kulvar yüzme şampiyonası'nda 200 ve 400 bireysel karışıkta gümüşleri, 2011 asya oyunları'nda ise aynı dallarda altın madalyaları alan shiwen, kendi seyircisi önünde doğal doping diyebileceğimiz tribün desteği ile birçok büyük ismi havuzun dibine yollamış oldu.

    ve günün son finalinde bir kez daha duygusal anlar bizleri beklemekteydi. erkekler 100 metre kurbağalamada hafta sonunu terör belası ile geçiren norveç'e güzel bir moral geldi. bu dalda 2008 ve 2010'un avrupa şampiyonu olan alexander dale oen rahat bir performansla altın madalyayı aldı. ayırca dale oen aynı dalda son olimpiyat oyunları'nda gümüş madalyayı almıştı ki o zaman finale gelene kadar iki kere dünya rekoru kırmış, finalde ise japon rakibi kitajima'nın kendisinin dünya rekorunu kırmasına engel olamamıştı.
  • 8
    iki altın madalyanın aynı yarışta aynı ülke sporcuları tarafından kazanıldığı tarihi bir üçüncü gün yaşanmıştır:

    http://www.artemiofranchi.net/...r-sampiyonas_28.html

    günün ilk finali aynı zamanda en iyi finaliydi kağıt üzerinde: erkekler 200 metre serbest. havuzda birbirinden mükemmel isimler kapıştı bu dalda. tae hwan park, michael phelps, ryan lochte ve paul biedermann dörtlüsü ile heyecan daha günün açılışında zirveye ulaştı denebilir. yarış başladıktan sonra 100 metre dönüşüne kadar phelps önde gitse de 100-150 arası ryan lochte güzel bir atakla liderliği ele geçirdi. lochte ise bu dalda kendisi için klasikleşen 100-150 arası, yani üçüncü bölüm sprintini her zamanki gibi uygulamış oldu. yarı finalde devleri zorlayacağı mesajını vererek finale gelen fransız yüzücü yannick agnel de bu ikiliye yaklaşıp şansını denedi. yarı finaller sırasında, yani bir gün evvel "ilk iki sıra abd'nin olacak" açıklamasını yapan lochte sözünü tutmaya doğru yüzerken abd'nin stratejisi de iyi işledi. agresif başlamalarının sebebi de bu oldu bir yerde. önce phelps sonra lochte ilk sırayı agnel, biedermann ve park'a hiç bırakmadı. lochte'nin son bölümde rahat yüzüyor olması diğer favorilerin mücadelesini altından gümüşe çevirdi. phelps-biedermann-park üçlüsünden madalyalara ulaşanlar ise phelps ve biedermann oldu. park ise alman rakibinin 0.04 saniye arkasında kalarak madalyayı kaçırdı. biedermann son 50 metreye kadar ilk üç dışında kalsa da kendisi adına kötünün iyisini yapmayı başardı.

    ikinci final kadınlar 100 metres sırtüstüydü. altın madalya için açık ara favori olan bir isim yoktu ki yarışın genel profili de bunu belirler nitelikteydi. natalie coughlin 50 metre dönüşünde dünya rekorundan daha iyi yüzüyordu. ancak fransız yüzücü kalan 50 metrede rakiplerine karşı koymakta zorlandı. rus yüzücü anastasia zueva ve çinli zhao jing yarış bittiğinde coughlin'i geride bırakmıştı. coughlin 75 metre iyi yüzüp son 25 metrede felaket bir performansa imza attı. jing de son 25 metredeki sprintinin ödülünü altın madalyayı kazanarak, hem de zueva'nın sadece 0.01 saniye önünde bitirerek aldı. üstelik dönüşte coughlin dünya rekorundan iyiyken zhao jing beşinci sıradaydı, bu daha da değerli kılıyor ikinci bölümdeki performansını.

    kadınlar 1500 metre serbest finali için söyleyecek çok fazla sözümüz yok çünkü lotte friis baştan sona önde götürdü bu yarışı ve çok çok rahat bir altın madalya kazandı. kaldı ki yarışın uzun mesafe olması kopmalara sebep oldu ve podyum daha yarışın ilk çeyreğinde netleşmişti. bu olimpik bir dal olmasa da friis için londra öncesi güzel bir prova oldu. friis altın madalyasından sonra şöyle konuştu: "altın madalya almak her zaman güzel bir şeydir. bu benim kişisel olarak en iyi noktam ama artık önümüzdeki yıl londra'daki 800 metre serbeste yoğunlaşacağım." en iyi performansım dediği dalda olimpiyat madalyası alamayacak olmak garip bir his olmalı bir yüzücü için.

    günün sondan bir önceki finali ise tarihe geçti. erkekler 100 metre sırtüstünde yarış öncesi iki fransız favoriydi: camille lacourt ve jeremy stravius. lacourt geçen yılın dünyada en iyisiydi hem 50 hem 100 metrede. budapeşte'deki iki altın madalya aldığı döneme göre daha zayıf duruyordu performans anlamında. stravius dönüşte 0.08 saniye gerideydi ancak vatandaşı ile aradı farkı kapatıp aynı sürede yarışı tamamladı ve böylece bu dalda iki altın bir bronz madalya verilmiş oldu. fransızlar altın ve gümüşü almak için gelip iki altın aldılar tek dalda. işin tarihe geçen kısmıyla ilgili bilgileri verelim o halde... daha önce erkeklerde dünya şampiyonalarında altın madalya alan bir fransız olmamıştı. bu dalda fransa'nın daha önce madalyası da yoktu. dünya yüzme şampiyonası tarihinde 14. şampiyonayı yaşıyoruz ve şimdiye kadar hiç aynı ülke iki altın madalyayı paylaşmamıştı. bitmedi, sırtüstünde şampiyonluk hiç paylaşılmadı, aynı anda iki altın madalya hiç verilmedi yani. üstelik sadece erkeklerde değil kadınlarda da sırtüstünde altın hiç paylaşılmamıştı. tabii bu iki "hiç" içerikli bilgi bildiğimiz 50 metrelik uzun kulvar yarışları için geçerli. lacourt da yarış sonrası şöyle konuştu: "bu bölünmüş bir unvan değil. burada çifte şampiyonluk var. bu yüzden bunda üzülecek bir şey yok. her ikimiz de dünya şampiyonuyuz, yarımşar dünya şampiyonu değiliz."

    ve günün noktalandığı finale geldik: kadınlar 100 metre kurbağalama. rekor konusunda şampiyonanın en kısır şampiyona olması normal, zira teknolojik mayolar yasaklandığından beri tekstil ürünü mayolar ile teknolojik mayolarla kırılar rekorları kırmak şu an için zor. bu dal rekor beklentisinin olduğu ender dallardan biriydi. rebecca soni ile leisel jones'un mücadelesinden rekor çıkması olası görünse de soni altın madalyayı alırken rekor beklentileri başka bir güne ertelendi. soni dönüşü 34.35 saniye ile yaptı ki kendisi dışında hiçbir sporcu dönüşte 35 saniyenin altına inemedi. 100 metre gibi tek dönüşün olduğu, yüzme için sprint anlamına gelen bir dalda 0.65 saniyeden fazla fark atmak kalan 50 metrenin madalya kutlaması gibi geçeceği anlamına gelir. soni için de öyle oldu.
  • 9
    dördüncü günde brezilya'nın cielo filho dışında bir sprint altın madalyasına daha kavuştuğu şampiyona:

    http://www.artemiofranchi.net/...sampiyonas_5365.html

    gün erkeklerin ağırlıkta olduğu bir gündü, ilk final de erkekler 200 metre kelebekte yapıldı. bu dalın açık ara en büyük favorisi tabii ki de michael phelps. öyle de oldu ve abd'li yüzücü ilk -ve belki de turnuvadaki tek- altın madalyasını kazandı. son dönüşe kadar rakiplerinin temposuna müsaade etse de son 50 metrede rakiplerini havuza gömdü amerikalı. ilginç bir yarı final serisi ile gelinmişti finale. iki seriden birinde sadece ilk sıradaki çinli yin chen finale adım atarken diğer seride tam yedi isim finale gitti. dünya ve şampiyona rekortmeni phelps eğer bu dalda da altın madalyayı alamasaydı muhtemelen adına büyük bir leke sürülecekti. neyse ki 2012 londra olimpiyatları öncesi madalyasız geçirmedi sezonu. ha bana sorarsanız lochte mi phelps mi, yıllardır olduğu gibi lochte derim. tekstil mayoların devreye girip teknolojik mayoların yasaklanması phelps'i sarstı ancak lochte çizgisini hiç bozmadı.

    kadınlarda tek final 200 metre serbestteydi ve bilin bakalım ne oldu? kadınlarda orta mesafenin(200-400-800) en büyük yıldızı, avrupa'nın son yıllardaki en iyi kadın yüzücüsü diyebileceğimiz federica pellegrini yine altın madalyayı aldı. finişteki derecesi iyi gözükse de finişe gelene kadar büyük sıkıntı yaşadı pellegrini. hollandalı yüzücü femke heemskerk temposunu doğru ayarlayabilseydi pellegrini'ye sürpriz bir hezimet yaşatabilirdi ancak olmadı. son dönüşe pellegrini'nin 0.67 saniye önünde ilk sırada giren heemskerk o kadar yoruldu ki yarışı yedinci sırada tamamlayabildi. avustralyalı yüzücü kylie pallmer ise pellegrini'yi zorlasa da yıkamadı, gümüş madalya ile yetinmek zorunda kaldı.

    erkeklerde ise en uzun ikinci mesafe yarışına sıra geldi: 800 metre serbest. kanadalı yüzücü ryan cochrane ile çinli sun yang arasında geçmesi beklenen final, beklendiği gibi de oldu. çinli yüzücü kazanırken kanadalı ikinci oldu. sun yang'ın finalde elde ettiği derece ise tarihte tekstil mayo ile elde edilen en iyi derece oldu. tabii her zamanki gibi tekrar edelim, bunun dünya rekoru olarak bir geçerliliği yok. tekstil mayo ile yapılan derecelerin kıyaslanmasının sebebi sporcuların teknolojik mayo olmasaydı rekor konusunda nasıl performans gösterecekleri konusunda bilgi sahibi olmak. son 100 metrede sun yang rakibi cochrane'den yaklaşık 2.5 saniye kadar daha iyi yüzdü, haliyle de madalyayı alması zor olmadı.

    dördüncü gün erkekler 50 metre kurbağalama ile noktalandı. brezilyalıların son dönemde sprintteki yükselen grafikleri buraya da yansıdı. felipe frança da silva 27.01'lik derecesiyle altın madalya aldı. brezilya 1982'de bireysel karışıkta, serbestte ise 2009 ve 2011'de iki gün önce cielo filho'nun galibiyeti sonrası bir kez daha altın madalya sevinci yaşadı. tarihlerinin en parlak dönemi olduğunu söylesek aksini iddia eden olmaz. bir gün önce tekstil mayo ile tarihte yüzülen en iyi derece gelmişti yarı finalde, hatta tekstil mayo ile ilk kez 27 saniyenin altına inilmişti. bu derecenin sahibi cameron van der burgh olmuştu ancak finali üçüncü tamamlayabildi güney afrikalı yüzücü. van der burgh aynı zamanda dünya rekorunun da sahibi.
  • 10
    beşinci gününde lochte'nin tarihe dev bir imza attığı şampiyona:

    http://www.artemiofranchi.net/...r-sampiyonas_29.html

    şampiyonanın -şimdilik- açık ara en iyi gününü okumaya hazır olun. zira 28 temmuz 2011 tarihi için yüzme adına önemli günlerden biri olarak tarihteki yerini aldı. teknolojik mayolar uzun kulvarda yani aslında normal diye bildiğimiz 50 metrelik havuzda ilk kez yenildiler. teknolojik mayo ile kırılan bir dünya rekoru tekstil mayo ile kırılıp tarihe gömüldü.

    o zaman günün ilk yarışına, dünya rekorunun geldiği o yarışa göz atalım: erkekler 200 metre bireysel karışık. yine phelps-lochte düellosu ile karşı karşıyayız. michael phelps yarış öncesi avantajlı gözüküyordu zira ryan lochte gündüz bir yarı final yüzmüştü. bilindiği gibi ilk 50 metreyi kelebek yüzüyor sporcular, burada phelps ilk sırada dönerken lochte onu takip etti. bu normal bir şey, phelps'in kelebekte daha iyi olduğunu hepimiz biliyoruz. 0.06 saniye farkla dönüşü yapan phelps sırtüstünde de 100 metre dönüşüne gelirken öndeydi, üstelik yine lochte'den daha iyi yüzüp farkı 0.19 saniyeye çıkardı. ancak lochte 100-150 arası öyle bir kurbağalama yüzdü ki phelps veya başka biri karşı koyamadı. lochte kurbağalamada phelps ile arasındaki 0.19 saniyeyi kapattığı gibi üzerine bir de 0.29 saniye fark attı. toplamda 0.48 saniye fark, hem de 50 metrede, hem de bireysel karışık finalinde... hepsini lego misali üst üste takınca inanılmaz duruyor. kurbağalamadaki inanılmaz performansı ile son 50 metrede, yani serbestte phelps'ten 0.32 saniye daha kötü yüzmesine rağmen 1.54.00'lık net derecesi ile phelps'in 0.16 saniye önünde altın madalyayı boynuna taktı ve phelps'in turnuvadaki bir altın madalya umudunu daha, hem de phelps'in sık sık yaptığı şekilde şekilde dünya rekoru kıraraktan havuzun diplerine doğru yolladı. phelps nasıl dünya rekoruna alışık diyenleri ise 2008 pekin olimpiyat oyunları'na götürmek isterim, aldığı sekiz altının yedisi dünya rekoru ile gelmişti. kalan tek madalya da olimpiyat rekoru ile...

    ocak 2010'da fina teknolojik mayoların kullanımını yasaklayıp tamamen tekstil ürünü mayolara geçileceğini söyledi. teknolojik mayoların yasaklanmasıyla birlikte de 1 ocak 2010-28 temmuz 2011 tarihleri arasında yüzmede uzun kulvarda dünya rekoru kırılamamıştı. tabii bunu yazının başındaki gibi hatırlatalım, hep izlemeye alıştığımız o uzun kulvarda böyle durum. yasaklardan sonra kısa kulvarda daha önce rekor kırıldı, yine lochte kırmıştı 200 ve 400 bireysel karışıkta. 28 temmuz 2011 tarihi, lochte'nin bu sıra dışı performansı ile, insan gücünün teknolojiyi yendiği gün olarak yüzme tarihinin en önemli anlarından biri olarak kayıtlara geçecek.

    bu arada rekor demişken kadınlarda 200 metre kurbağalama yarı finali yapıldı, rebecca soni'nin önderliğinde... soni çok rahat kazanıp finale giderken dünya rekoruna yakın yüzdü yarışın büyük bölümünü. kendisini pek zorlayacak kimse yok gibi ama zorlayabilen çıkarsa temposunu arttırıp bir dünya rekoru da o kırabilir.

    günün ikinci finali ise yüzme şampiyonalarının en dikkat çeken ve tarih boyu en çok beklenen finaliydi. erkekler 100 metre serbestte cesar cielo filho ile james magnussen'in düellosuna tanıklık ettik. brezilyalı cielo filho 50 serbestte ciddi bir performansla madalyasını kazandı. 100 metreye bunu taşıyabilir mi diye düşünülürken 50'deki kadar rahat olmayacağını bizlerden çok daha iyi biliyordu. tekstil mayo ile elde edilen en iyi derecenin sahibi, bu şampiyonada avustralya'nın 4x100 serbestte kazandığı madalyanın başrol oyuncularından biri olan james magnussen'di 47.49 ile. bayrak yarışında kendi sırasında bu başarıya imza atması formda olduğunu gösteriyordu. tüm mayolarda, yani teknolojik mayo ile kırılan ve geçerli olan dünya rekoru ise cielo filho'ya aitti, 2009'da roma'da 46.91 ile kırdı. tarihin en hızlı iki ismi havuzdaydı demek doğru olacak. ilk 50 metrede cielo filho madalyaya kendinden emin şekilde, magnussen ise ilk üçe bile giremeyerek hayal kırıklığına doğru ilerliyordu. ancak dönüşü ile yarış sonu arasında bu kadar ciddi değişikliğin bulunduğu 100 metre finali zor bulunur. son 20 metrede kendisinin ve şampiyonanın değil, yüzme tarihinin en harika sprintlerinden birini atan magnussen adete torpido gibi duvara dokundu ve altın madalyanın sahibi oldu. dönüşü önde götüren cesar cielo filho ise 0.01 saniye farkla ilk üç dışında kalıp çok önemsediği bu dalda madalyasız çıktı havuzdan. bir ilginç nokta da şuydu, bu yarışla ilgili: eurosport'ta yarışları yorumlayan efsane yüzücü pieter van den hoogenband, james magnussen'in 47.60 ile altın madalya alacağını tahmin etmişti. boşuna büyük yüzücü olmadığını bu tahmin ile anladık çünkü avustralyalı yüzücü hem altını aldı hem de derecesi 47.63'tü.

    erkeklerdeki bu iki finalden sonra günün diğer finalleri kadınlardaydı hep. ilk final 200 metre kelebekti. şampiyonanın büyük hayal kırıklığı stephanie rice şanssızlığını kırmak için havuza girdiğinde iki çinli rakibi vardı. ancak günün iki önemli finalinden ve dünya rekoru heyecanından sonra kadınlarda finaller tatsız başladı. yanlış anlaşılmasın, heyecan anlamında diyorum... çinli jiao liuyang havuza atladığı andan itibaren yarışı önde götürdü. 100 metre dönüşünde 1 dakikanın altına inen tek yüzücüydü hatta. yarış sonunda iki çinli sporcu altın ve bronz aldı desem arada gümüşü alan rice olmuştur denir sanırım. ancak ne yazık ki stephanie rice bir kez daha madalyadan uzakta gitti duşunu almaya... gümüşü sürpriz bir isim, büyük britanya'dan ellen gandy kazandı.

    sondan bir önceki finalimiz kadınlar 50 metre sırtüstündeydi. burada dikkati çeken en önemli isim hiç şüphesiz abd'nin 1995 doğumlu yıldız adayı missy(melissa) franklin'di. 50 metre uzun uzadıya anlatılacak bir dal değil, o yüzden hemen özetleyelim: sırtüstünde bir türlü gümüş madalyadan öteye geçemeyen rus yüzücü anastasia zueva nihayet şeytanın bacağını kırıp bu güçlü sprint dalında altın madalyaya ulaştı. missy franklin ise bronz madalya aldı. zueva ise altın madalyasının ardından şöyle konuştu: "50 metrede altın madalyayı hiç beklemiyordum, çünkü bu bir olimpik bir dal değil bu yüzden konsantre olamamıştım. ama koçumun kazanacağıma olan inancı çok fazlaydı. son birkaç metrede kendimi çok yorgun hissettim ancak kazanmayı gerçekten istedim."

    ve son olarak kadınlar 4x200 serbest ile bu efsanevi beşinci güne noktayı koyuyoruz. favori abd için son yüzücü olan allison schmitt'e kadar iş bitmeliydi. ilk sırada havuza giren isim ise biraz önce bir final yüzen missy franklin oldu. franklin 200 metresini tamamladığında 1.55.06'lık nefis bir dereceye imza attı. abd'de havuza üçüncü sırada girecek olan kathryn hoff buna inanamadığını söylemiş. "gerçekten 1 dakika 55 saniyede yüzebildi mi?" diye havuza dördüncü sırada girecek olan allison schmitt'e sormuş yarış sonu röportajda dediğine göre. missy'nin bu harika derecesi ile açtığı fark sonrası havuzdaki mücadele erkenden kopmuş oldu ve 4x200'ün kalan üç paraçık 200 metresi avustralya ile çin arasındaki gümüş madalya mücadelesine döndü. abd, missy'den sonraki her sporcusunda farkı 2.50 saniye civarına sabitledi. kylie pallmer, avustralya için son umut olarak havuza daldı, aynı anda abd'nin bu dalda en zayıf halkası diye lanse edilen allison schmitt de havuza atladı. ancak schmitt çoğu kişiyi utandırdı, son 150 metreye 3 saniye, son 50 metreye ise 2.50 saniye önde girdi. schmitt'in performansı ciddi anlamda düşmüş olsa da en azından arkadaşlarının elde ettiği farkı finişe kadar kapattırmamak için çabaladı. son 30 metreyi herhangi birimizin yüzebileceği kadar ağır giden schmitt, 1.28 saniye farkla altın madalyayı ülkesine, yani takımına kazandırmış oldu. pallmer ise yapabileceğinin en iyisini yapıp, kendisine gelene kadar kopup gitmiş olan yarışta teselli olarak gümüş madalyayı ülkesine götürdü. çin ise 800 metrelik bu yarışta sadece 0.24 saniyelik farkla bronz madalyada kaldı.

    efsanevi bir günden sonra beklentilerimizi karşıladı sanırım bu şampiyona. kalan günlerde izleyeceğimiz performanslar magnussen'in enfes sprinti ve lochte'nin rekoru kadar olmayabilir ancak şampiyona geneline bakarsak "biz tatmin olduk!" diyebiliriz.
  • 11
    29 temmuz 2011 gününün performansları, finalleri, sürprizleri:

    http://www.artemiofranchi.net/...-sampiyonas_614.html

    şangay 2011'de yüzmede altıncı günü geride bırakırken yine müthiş hikayelere ve performanslara tanıklık ettik. paylaşılan bir altın ve çok yaklaşılan bir dünya rekoru ile günü geride bıraktık. lochte'nin çift altınını da unutmamak gerek! artık önümüzde sadece 30 ve 31 temmuz günleri kaldı. cumartesi finaller ve yarı finaller -tabii elemeler de- olacak, pazar ise sadece finaller ile birlikte şampiyonaya vedamızı edeceğiz.

    bugünün ilk finalinde kadınlar 100 metre serbestte altın madalya paylaşıldı. jeanette ottesen ve aliaksandra herasimenia aynı dereceyi yaparak altın madalyayı kazandılar. bronz ise hollandalı ranomi kromowidjojo'ya gitti. ayrıca dördüncü sıra da paylaşıldı halsall ve heemskerk tarafından. 50 metre dönüşünde heemskerk en yakın rakibinden 0.05 saniye önde döndü, herasimenia 0.05 farkla ikinci, ottesen de ikinci sıraya aynı farkla üçüncü sırada döndü. bronzu alacak olan kromowidjojo ise dönüşte yedinci sıradaydı. ayrıca halsall da ilk üçün 0.01 saniye uzağındaydı sadece. görüldüğü üzere rakabet inanılmaz boyuttaydı. ancak ikinci bölümde altın madalyayı paylaşan isimler hollandalı heemskerk'i geride bırakmayı bildiler. böylece kadınlarda da turnuvada ilk kez bir altın madalya paylaşılmış oldu.

    erkekler 200 metre sırtüstüne geçildiğinde ise havuzda tek favori vardı: ryan lochte! turnuvadaki üçüncü altın madalyasını rakiplerine karşı her kulaçta daha fazla fark atarak aldı. yarışta start ile birlikte liderliği alıp öylece devam etti. ilk dönüşten finişe kadar duvara her dokunuşunda daha da arttı fark. ilk dönüşte -gümüş madalyayı alan- ryosuke irie ile arasındaki fark 0.20 saniyeydi. ikinci dönüşte irie geri düştü, tyler clary ikinci irie üçüncü sırada kaldı. lochte 100 metre dönüşünde, yani ikinci dönüşte bu ikiliye 0.35 ve 0.40 saniyelik farklar attı. son 50'ye girilirken, üçüncü dönüş olan 150 metre dönüşünü de farkı açarak yaptı lochte. bu kez ikinci clary ile 0.85, irie ile 0.89 saniye fark yaptı. her dönüşte farkı ikiye katladı yani lochte. bu nefis performans madalyaya adım adım giderken irie ve clary arasındaki ikincilik savaşını kazanan ise irie oldu. clary ise abd'nin podyumdaki ikinci bayrağını korudu üçüncü sırada yer alarak. aslında son 50 metrede abd dublesine kulaç kulaç gidilmekteydi ancak irie dönüşten sonra clary'den tam 0.62 saniye daha iyi yüzerek gümüş madalyayı tırnaklarıyla kazıyarak kazandı adeta. lochte ise altın madalyayı alırken 1.15 saniyelik fark yapıp her dönüşte arttırdığı farkı maksimuma ulaştırdı.

    kadınlar 200 metre kurbağalama için dünün yazısında rekor gelebileceğini söylemiştik. rebecca soni çok rahat yüzdüğü yarı finalden sonra ya rekora gidecekti ya da daha önce yaptığı gibi yarı finalden yavaş yüzerek alacaktı altın madalyasını. ne yazık ki bizler için daha heyecansız olan ikinci kısım gerçekleşti. havuzda su altından çıktığı anda rakipsizdi, son 50 metreye girerken de temposu o kadar yavaşladı ki dünya rekoru dönüşünden 0.90 saniye gerideydi. yuliya efimova sonlara doğru soni'yi zorlasa da ilk 150 metrede yaptığı fark soni'ye yetti ve çok yavaşlayarak altın madalyayı aldı.

    arada yapılan günün son yarı finallerinde bir sürpriz yaşadık, laszlo cseh çok formsuz geldiği şangay'da erkekler 100 metre kelebekte finale kalamadı. bir madalya umudunu daha suda bırakıverdi.

    kalan iki final erkeklerdeydi ve sondan bir önceki final 200 metre kurbağalamadaydı. kitajima altın madalya için açık ara favori gibi gözüküyordu yarış öncesi. öyle müthiş başladı ki yüzmeye, 100 ve 150 metre dönüşlerinde dünya rekorundan daha iyi yüzdü. ancak şampiyona boyunca hep bir şeyden bahsetmiştik, orta mesafede ilk yarıda büyük sprintlerin karşılığı çoğu sporcu için boşa heves oluyor. tıpkı bisiklet yarışlarında bir umut fırlayıp giden kaçış gruplarının hazin sonu gibi. kitajima dünya rekoruna koşarken altın madalyadan da oldu. orta ve uzun mesafede phelps, pellegrini, lochte gibi güçlü ve rakipsiz değilseniz başta yaptığınız sprint ne kadar güçlü olursa olsun yakalanma şansınız yüksek. işte bu yüzden çoğu madalya sahibi sporcu yarışın ikinci yarısında yaptıkları sprintlerle madalyalarına ulaşıyor. kitajima da çok erken yaptığı güçlü sprintin cezasını son 30 metrede altın madalyayı kaybederek çekti. daniel gyurta adeta uçarak geldi ve altın madalyayı çaldı kitajima'dan. nefesleri kesen bir sprint geldi gyurta'dan, kitajima karşılık vermek istemiştir elbet ama finişe yaklaştıkça iyice çaresiz gözükçü gyurta'nın sprinti karşısında.
    bu yarışın tadı damağımızdayken bir nefis final daha kapıdaydı: erkekler 4x200 metre serbest. havuzda güçlü bir kadro vardı abd-fransa ikilisinin altın madalya için çekişeceği, kalan madalya için ise avustralya, almanya, japonya, çin dörtlüsünün deliler gibi saldıracağı yarış öncesi en muhtemel senaryoydu. yarış boyu senaryoya sadık kaldık, beklenen heyecan oldu ancak bir isim yine herkesten farklı, yine bambaşka, yine insanüstü yüzdü. kimden bahsettiğimi anlamak zor olmasa gerek: ryan lochte! ilk sporcular havuza girdiğinde fransa'da agnel, abd'de phelps vardı. ayrıca almanya da biedermann'ı ilk sıraya koyarak yapabilirse en başta farkı açabilmeyi istedi. almanya kağıt üzerinde ilk sırada tamamladı ilk 200 metrelik periyodu ancak beklenen yarış kazandıracak farkı tabii ki elde edemediler. ilk sporcular havuzdan çıkarken biedermann-agnel-phelps şeklinde almanya-fransa-italya sıralaması vardı. almanya'nın biedermann dışında orta mesafede kalburüstü bir yeteneği olmaması madalya şansını azaltıyordu yarış öncesi. ikinci sırada havuza giren abd'li peter vanderkaay takımına liderliği getirdi. fransızlar ikinci, almanlar ise üçüncü oldular ikinci sporcular havuzdan çıkarken. heyecanın biteceğini düşündüğümüz anlarda ne olduysa üçüncü sporcuların havuza girişiyle oldu. fransa çift altın madalyalı yarışın kazananlarından jeremy stravius ile tempo yaptı, son sporculara doğru gidilirken, yani 600 metre dönüşüne doğru, fransa önde kaldı, abd kopmadı ama diğerleri artık tamamen umutlarını yitirdiler sürpriz bir gümüş madalya için.

    600 metre dönüşünden sonra son yüzücüler havuza girdiler ve günün noktalarken heyecan ve zevk de maksimuma ulaşacaktı. ryan lochte abd adına dördüncü isim olarak havuza atladığında takımı gerideydi. çin ise bronz madalya için en güçlü ismi sun yang'ı son sırada havuza bıraktı. 650 metre dönüşünde, kendisi için ilk dönüşte, su altını bir balık gibi kullanan lochte farkı kapattı. ikinci dönüşünü yaptığı 700 metre dönüşü ise izleyenleri ayağa kaldırdı adeta. muhteşem bir dönüş ve su altı performansı ile yarım boy fark attı fransız rakibine ve daha bir saat kadar önce altın madalya aldığı, final yüzdüğü şampiyonada akıl almaz bir performansa imza atmaya başladı. hem kendisi, hem de yarış için son dönüş olan 750 metre dönüşüne gelindiğinde lochte hızını hiç kesmedi. geride devraldığı abd takımını 200 metrede 2.14 saniye önde altın madalyaya ulaştırdı. böyle bir performans, böyle bir form grafiği tarihte eşine az rastlanan türden bir olay.

    yarışı sunan emre yazıcıol'un da dediği gibi özellikle dönüşlerdeki su altı performansı ile yunuslar bile gelip ders alabilirdi lochte'den. lochte kendine hayran bırakan, akıl-mantık dışı, inanılmaz bir performans sergiledi altıncı günde. 200 sırtüstünde altın madalyayı alıp hemen ardından biraz dinlenip böyle büyük bir performansla takım yarışında altın madalyayı hem de geriden gelip almak... bilemiyorum işte... yazarken bile inanılası gelmiyor. muhteşem. muhteşem. muhteşem.
  • 13
    30 temmuz 2011 gününün finalleri ve notları:

    http://www.artemiofranchi.net/...r-sampiyonas_30.html

    şampiyona artık bitmek üzere, sondan bir önceki gün oldu 30 temmuz. sabah elemelerde burcu dolunay yüzdü. kadınlar 50 metre serbestte serisini kazanmasına rağmen sonraki serilerde büyük favoriler olduğu için son on altı sporcu arasına kalamadı.

    günün ilk finali de yine en kısa mesafedeydi. kadınlar 50 metre kelebekle bu sprint dolu günü açmış olduk. therese alshammar için önemli bir finaldi bu. eğer şampiyon olabilseydi dünya şampiyonası tarihinin en yaşlı altın madalyalı kadın yüzücüsü olacaktı. ancak hollandalı inge dekker'e geçildi. ayrıca therese alshammar hem tekstil mayoda, hem teknolojik mayoda tarihin en iyi derecelerine sahip. ki dekker ile alshammar aynı dereceyi yapacak gibiydi. aralarındaki 0.05 saniyelik farkı oluşturan şey duvara dokunma anlarıydı.

    ikinci final ise cesar cielo filho'nun şovuna sahne olacaktı. beklenen oldu... brezilyalı sprinter erkekler 50 metre serbesti uçarak kazandı. cesar cielo filho, 50 metrelik bu yarışta en yakın rakibine tam 0.38 saniye fark yaptı. 100 metrede bile mükemmel denebilecek şu performansı 50 metrede yapabilmek tarihte çoğu sprintere nasip olabilecek bir başarı değil. çok büyük ve çok özel yüzdü bugün brezilyalı...

    kadınlar 200 metre sırtüstü finalinde gözler tabii ki ilk olarak zimbabveli yüzücü kirsty coventry'yi aradı ancak kendisi finale kalamadı. böylece meydan missy franklin'e kalmış oldu. dünya rekoruna çok çok yakın yüzen franklin, önümüzdeki sene yapılacak londra olimpiyat oyunları'nda rekor kırabilir bu dalda. ki belki kendisini zorlardı ancak gün içerisinde abd takımı ile 4x100 takım karışık finali yüzecekti, risk almak istememesi doğal.

    günün son erkekler finali 100 metre kelebekte yine özel bir an yaşadık. michael phelps açık ara favori olduğu bu dalda altın madalyasına kavuştu. bu altın madalya kendisinin dünya şampiyonası tarihindeki yirmi beşinci altın madalyasıydı. klasik tekniğiyle yüzdü phelps bu yarışta, ilk 50 metrede ön sıralarda kaldı, dönüşle birlikte gücü alıp su altından yunus gibi fırlayıp bastı geçti. son 25 metredeki karşı koyulamaz sprinti ile madalyasına rahatça uzandı. konrad czerniak gümüş madalyayı alırken, abd'li tyler mcgill bronzu aldı. yarışta ilk üç diğerlerinden biraz koptu bu mesafeye göre.

    erkeklerde finalleri bugün için noktaladığımızda geriye kalan iki finalden ilki kadınlar 800 metre serbestti. rebecca adlington ve 1500'ün altın madalyalı ismi lotte friis arasında geçecek bir yarıştı bu. friis son 750 metreye gelene kadar adlington'un önünde yüzdü, iki yüzücü diğerlerine fark atıp baş başa kaldılar. yarış boyu, bir uzun mesafe yarışına göre normalden de az farklarla yüzdüler. 450 dönüşünde 0.05, 500 dönüşünde ise 0.29 saniye ile ayrıldı iki yüzücü. 750 dönüşünden önce biraz açılır gibi olan farkı bu son dönüşte 0.21'e indirdi adlington ve son 50 metrede hep arkasında kalıp önüne hiç geçmediği friis'i güzel bir sprintle geride bırakmayı bildi. bir uzun mesafe yarışın bu kadar başa baş geçmesi izleyenler adına büyük şans. friis 800-1500 dublesini yapamadı ve olimpik dal olan 800 metrede altın madalyayı alamamış oldu. britanya ise şampiyonadaki ilk altını aldı adlington'un bu başarısı sayesinde.

    son final ise kadınlar 4x100 metre takım karışıktaydı. çin, abd, rusya, avustralya dörtlüsü diğer dört takımdan ayrılıyordu. almanya da havuzdaydı ancak takım karışıkta britta steffen'in olmaması demek madalyaya uzaktan bakmak için yeterli bir sebepti. rusya en zorlayıcı ekip olacaktı abd için ancak son iki sporcuları zayıf olduğu için madalyaya ulaşmaları zordu. sırtta coughlin abd adına harika yüzdü; bu nefis tempoya zueva eşlik etti ve 0.01 saniye ile ikinci bıraktı bayrağı rusya'da. turnuvanın yıldızlarından rebecca soni havuza girdiğinde abd farkı yapmaya başladı. efimova ise rusya adına kapatamadı farkı, 1.20 saniye daha kötü yüzdü ve rusya zaten zayıf kalacağı son iki ismi öncesi altın madalyadan uzaklaştı. abd'nin üçüncü sırada kelebekteki ismi dana vollmer suya girdiğinde abd büyük farkı yaptığı gibi dünya rekoru sinyalleri vermeye başlamıştı. çin, serbest ve kelebekte zayıf olan rusya'yı kovalayacaktı son iki isim sırayla havuza girdiğinde. dünya rekoruna doğru giden abd'de havuzdaki son isim missy franklin'di. 16 yaşındaki yeni yıldız ilk 50 metresinde tampoyu azaltsa da son dönüş yapıldığından 0.6 saniye uzaktaydı rekordan. kalan 50 metrede franklin gaza bastı ancak 3.52.19 olan dünya rekorunu kıramadılar, 3.52.36'da kaldı abd'nin derecesi. missy franklin'in ilk 50 metresi biraz hızlı olsa rekor gelecekti yani, o rahatlık rekora mal oldu. yarışta öne çıkar dediğim dört ülkede ise dışarıda kalan rusya oldu. çin son iki sporcusu diğer rakiplerine oranla biraz zayıf olan rusya'yı geçmeyi başardı ve gümüşü aldı. hatta rusya öyle kötü bir hal aldı ki avustralya hiç potada yokken üçüncü bitirip bronzu kaptı.

    yarıştan birkaç dakika sonra hakem masasında hareketlilik vardı, madalya sıralaması değişebilir mi diye bir heyecan oluştu ama ilk üç dışından geldi diskalifiyeler: almanya ve kanada bayrak değişimlerindeki hatalar yüzünden diskalifiye edildi.
  • 14
    31 temmuz 2011, yani şampiyonanın kapanış gününün finalleri:

    http://www.artemiofranchi.net/...nlar-sampiyonas.html

    şangay'da düzenlenen dünya su oyunları şampiyonası'nda son günü yine tarihi, yine uzun zaman hatırlanacak olaylarla noktaladık. son günde yine bir dünya rekoru ve harika performanslar var elimizde.

    son günün ilk yarışı kadınlar 50 metre kurbağalama finaliydi. bu sprintte üç isim ön plana çıkıyordu: turnuva boyu pembe bonesi ile kendini akılda bırakan yuliya efimova, madalyaları bir bir toplayıp bu yarışa dördüncü altın madalyası için çıkan rebecca soni ve sırtüstü sprintinin önemli abd'li ismi jessica hardy. başlamasıyla bitmesi bir olan bu yarışta beklendiği gibi bu üç isim madalyaları aldılar. haryd-efimova-soni sıralaması ile madalyalar sahiplerini buldu. sprint yarışlarında son metrelerde rahat kalınmaz pek ancak jessica hardy son birkaç kulaçta hiç zorluk çekmeden kazandı ve bu dalda kariyerinde ikinci kez altın madalya aldı.

    turnuvanın yıldızı ryan lochte son günde de final yüzmek için havuza geldi günün ilk erkekler finalinde, 400 metre bireysel karışık. phelps'in 2008'de olimpiyat altın madalyasını aldıktan sonra bıraktığı bu zorlayıcı dalda lochte açık ara favoriydi. kelebek ile başlayan yarışta lochte ilk dönüş sonrası su altını harika kullanarak farkını yaptı. ilk 100 metre sonunda kelebek tamamlandığında lochte 0.59 saniye farkla öndeydi. kelebekte bu farkı atmışken, sırtta daha da arttırması tabii ki sürpriz değil. hemen sırtüstüne geçti ve burada birisinin lochte ile olan farkı kapatabilmesi imkansıza yakın zaten. tyler clary'nin 1.38 önünde yaptı sırttaki ilk dönüş olan 150 metreyi. kurbağalamaya geçilen 200 metre dönüşünde ise farkı 0.30 saniyeden fazla arttırdı. çok iyi olmadığı ve diğer üç teknikten farklı bir teknik gerektiren kurbağalamada bile farkını arttırdı lochte. belki 200-300 arasında kurbağalama yüzülürken farkı kapatan olur dedik ama olmadı. lochte hiçbir şey yapamasa su altını müthiş kullanarak farkı koruyor veya açıyor. çok büyük, çok farklı, çok ayrı yüzdü yine diğerlerine oranla. son bölüm olan serbeste geldiğimizde ise ufak bir rekor umudu yaşadık sadece çünkü lochte'nin madalyasını tehdit eden olmadı. rekora yakın yüzmesine rağmen kırmasının zor olduğu açıktı, bu kadar yorulan bir adam, epeyce bir farkla da öndeyken kendini iyice kasıp rekor için risk almazdı. almadı da zaten lochte... son 100 metreye yani serbeste girdiğinde 3.30 olan farkı korumayı tercih etti. korumak dediysek, hakaret olmasın adama, o yine farkı arttıracak... lochte son dönüş olan 350 metre dönüşünü yapıp sudan çıktığında diğerleri daha dönüşlerini yeni yeni yapıyorlardı. son 25 metreye geldiğimizde ise lochte'den başka kadraja girebilen bir isim yoktu. çok büyük yüzdü ve ödülünü 4 saniyenin üzerinde bir farkla şangay'da beşinci kez dünya şampiyonu olarak aldı.

    lochte'nin müthiş performansından sonra sırada kadınlar 50 metre serbest finali vardı. bu bir unvan mücadelesiydi bir kez daha. dünya şampiyonaları tarihinde kadınlarda en yaşlı şampiyon olmak isteyen therese alshammar için bir fırsat daha vardı. ayrıca daha bir final önce 50 kurbağalamada altın madalya alan jessica hardy de havuzdaydı. yüzmenin bu en kısa süreli yarışını alan isveçli yüzücü therese alshammar bahsettiğimiz unvanı büyük bir alkışı hak ederek kazandı. artık o kadınlarda tarihin en yaşlı dünya şampiyonu olarak anılacak yeni birisi rekorunu kırana kadar.

    sprintin ve en uzun mesafenin bir arada olduğu bu günde bir sprinte daha sıra geldi. erkekler 50 metre sırtüstü finali belki de bu 50'lik sprintler içerisinde turnuvanın en zevkli iki üç tanesinden biriydi. harika bir tempoyla yüzülen yarışta liam tancock duvara ilk dokunan isim olup madalyayı aldı. tekrarını bulup izlediğim finallerden biri oldu bu, çok kısa olmasına rağmen harika bir yarış oldu. adeta buradaki heyecan bir sonraki yarış için ön hazırlık oldu bize.
    bir sonraki yarış ise erkekler 1500 metre serbest finaliydi. en kısa mesafede yaşanan heyecan nasıl en uzun finale ön hazırlık olur derseniz de şunu derim: dünya rekoru! çinli sun yang çok büyük favoriydi, hatta bir dönüşlük fark bile atabilirdi herkese, çok rahat ve çok açık farkla kazanacağı bir yarıştı. bu kadar kesin konuşabildiğimiz birkaç daldan biriydi bu, diğerlerinde ağırlığın lochte'de olduğunu söylemeye gerek bile yoktu aslında ama yazmış bulundum... baştan itibaren her dönüşte biraz daha fark yaparak gitti sun yang. 1400 dönüşüne geldiğinde 30 metre kadar fark atmıştı rakiplerine. dünya rekoru dönüşünden ise 2 saniye gerideydi. normal ve rahat bir şekilde yarışı kazanacak, e rekordan da uzak zaten diye düşündük. ancak öyle bir son 100 metre yüzdü ki sun yang, normal bir 100 metre sprint finali gibiydi adeta. özellikle son 100'ün de son 50 metresini öyle bir tempoda yüzdü ki ekrana yansıtılan dünya rekoru çizgisi dile gelip önünde eğilecekti çinli yüzücünün. turnuvanın en özel performanslarından birini, hatta belki de lochte'nin rekoru dahil en özelini izledik. yerimden kalktım, gözlerime inanamadım, kalbim bambaşka çarpıyordu sun yang duvara dokunup adının yanında wr ibaresi ile ekrana yansıyınca. teknolojik mayolarla gelen rekor yağmurlarında bile kırılamayan, teknolojinin bile kırmaya yetersiz kaldığı bir rekordu bu. grant hackett 29 temmuz 2001'de kırmıştı bu rekoru. o rekor on tam yılı geride bıraktıktan iki gün sonra tarihe karıştı. inanılmaz bir performans, inanılmaz. müthiş, mükemmel, muhteşem... istediğiniz tüm güzel sıfatları tek tek sıralayın, hepsi sun yang'ın hak ettiği şeyler bu performanstan sonra. 14.34.56 olan rekoru 14.34.14'e çekti, kendisi bu rekoru kırabilir de yanına uzun süre yaklaşan başka biri olur mu o bilinmez.

    bu büyük performansın, tarihin en önemli rekorlarından birinin etkisini yavaş yavaş atıp kadınlar 400 metre bireysel karışık finaline geldik. her yeni final turnuvanın sonuna yeni bir adım demek oluyor, bu yüzden de biraz burukluk olduğu kesin. havuzdaki önemli isimlerin yanında 200 bireysel karışıkta altın madalyayı alan 15 yaşındaki çinli ye shiwen de havuzdaydı. ilk dönüşte şampiyonanın hayal kırıklıklarından stephanie rice öndeydi, kelebek 100 metre sonunda tamamlandığında da 1 saniye farkla öndeydi. yanlış görmediysem ye shiwen son sırada gidiyordu, bu tempoyu kaldıramayacak gibi duruyordu. stephanie rice sırtta da yerini korudu ki devamını getirebilmesi önemliydi. gerisi önemliydi dedim çünkü kurbağalamaya geçtiğimiz gibi rice geri düşmeye başladı. yarış boyu önden kopmayan elizabeth beisel, kurbağalamada ilk 50 metrede 1.5 saniye civarı fark attı sanırım rice'a. 300 metre dönüşünde sıralama beisel-rice-miley şeklinde oldu. son 100 metreye, serbeste geçtiğimizde beisel'in dünya şampiyonluğunun önündeki tek engel kendisiydi. arka tarafta ise rice'ın balonu bir kez daha sönmeye başladı, miley iyi yüzerek ikinci sıraya çıktı. stephanie rice bronz madalyada kaldı, bir hayal kırıklığı daha yarattı, hannah miley ise gümüşü kaptı rice'ın elinden ve büyük britanya adına sönük geçen şampiyonada teselli oldu.

    tarihin en zevkli şampiyonalarından birinde son final erkekler 4x100 takım karışıkta. abd artık insaf dedi ve ryan lochte'yi kadroya almadı. takım karışıkta bilindiği gibi sırtüstü ile başlıyoruz ve bu dalda abd biraz geri kalabilirdi çünkü burada farkı yapacak isim lochte olacaktı yüzseydi. sırtüstü yüzülen ilk 100 metre sonunda japonya-almanya-abd sıralaması sürpriz olmadı pek fazla. kurbağalama yüzülen 100-200 arasında japonya adına kitajima havuza girdi, japonya için önemli bir avantajdı bu. abd ise yine zayıf olduğu bu bölüm tamamlandığında, yarışın da tam ortası olan 200 bittiğinde ilk üç dışında kaldı. 100 kelebekte havuzda giren huegill ve phelps, avustralya ve abd adına fark kapatmak zorundaydı. bu iki isim bekleneni yapamazsa epeyce zorlu olacak serbest yüzülen son bölüm. kelebekteki dönüş yapılana kadar abd, yani phelps pek de bekleneni yapamamıştı ancak abd'li yüzücülerin çoğu gibi o da su altından harika fırladı. phelps elinden geleni yapsa da 300 dönüşünde kelebek tamamlanıp serbeste geçildiğinde japonya öndeydi. serbest kısmı ise anlatılarak değil izlenerek yaşanması gereken bir şeydi. kalan 100 metre serbestte abd adına nathan adrian, avustralya adına ise bu şampiyonada 100 metre dünya şampiyonu olan james magnussen havuzdaydı. adrian, magnussen'e karşı harika bir 50 metre yüzdü, bununla da kalmayıp bu 50 metrelik performansla takımını zirveye taşıdı. son 50 metre ise şampiyonaya yakışan harika bir finişe sahne oldu. magnussen gördüğüm görebileceğim en muhteşem sprintlerden birini attı. çok değil, iki veya üç metre daha olsa magnussen avustralya'yı geriden efsane bir atakla getirip şampiyon yapacaktı. şampiyonanın en mükemmel sprintini attı demek istiyorum, böyle bir kıstas koyacaksak bunu kesinlikle ilk sıraya yerleştiririm. james magnussen'in o sprint sırasındaki kalp çarpıntınlarını hissettik resmen yarışı izlerken. dünya rekoru kırılan yarışlardaki gibi bir heyecan duyduk. şu sprint altın madalya getirseydi magnussen tarihe büyük bir imza atacaktı. gerçi kariyerinin henüz başında kendisi, zor değil benzer ve daha büyük başarılar kazanması.

    bu magnussen-adrian düellosundaki heyecanımı yarış anında ve sonrasında twitter'a yazdıklarımla da göstermek istiyorum yazının sonunda:

    - 250 dönüşünde su altından nefis fırladı phelps. huegill ve phelps... neler oluyor öyle...
    - japonya hala önde, son 100 metrede serbestte belirlenecek her şey.
    - adrian inanılmaz bir 50 yüzdü, muhteşem... muhteşemmmmm...
    - magnussen altını mı kazandıracak, inanılmaz....
    - of of... nefesleri keserek bitirdik şampiyonayı... dört beş metre daha olsa magnussen altın madalyayı getiriyordu.
    - inanılmaz bir final oldu bu inanılmaz... magnussen o son 50 metreyi nasıl yüzdü öyle... inanılır gibi değil...
    - nathan adrian yıkılmayı, sarsılmayı geçtim, neredeyse tamamen çöküyordu. magnussen ve avustralya gümüşte kaldı ama... o performans...
    - dediğim gibi şu yarışta 5 metre daha olsaydı abd altını kaybediyordu. muhtemelen biz de hayatımızı kaybederdik o heyecandan sonra. vay be...

    ki bunları yazarken ellerimdeki titremeyi, duyduğum heyecanı ve ekran başında çıkardığım tuhaf sesleri tanımlamam ve buraya aktarabilmem zor olacak. bu güzel şampiyonaya böyle bir son yakışırdı.

    yüzmeyi sevip de "şu gün keyif almadım." denebilecek bir tek yarışa sahne olmadı bu şampiyona. çok özel birkaç performans, çok heyecanlı finaller izledik. en önemlisi de kırk tanenin üzerinde dünya rekorunun kırıldığı eski şampiyonalara göre sadece iki rekorda kalmamıza rağmen bu iki rekorun kırk-elli-altmış taneye bedel olmasıydı. tekstil mayo ile iki rekor mu yoksa teknoloji desteği ile kırk rekor mu derseniz tercihim ilk seçenek olur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın