• 9443
    bu yazi galatasaray sozluk yazarlarinin futbol takiminin taktigini daha iyi analiz etmesi icin ve yapilan bazi basit yanlislari duzeltmek amaciyla melih sabanoglu'nun su yazisi uzerine kaleme alinmistir.

    http://www.iskenderbaydar.com/...-degil-goge-bakalim/

    4-3-3, 5-3-2 ya da melih sabanoglu'nun dedigi gibi 4-4-2 oynamayan, bambaska bir sey oynayan takim.

    tanimdan sonra konuya girersek, melih sabanoglu yazisinda benim ve baska yazarlarin da degindigi cok onemli konulardan bahsetmis. mesela mancini'nin merkezde cevik bir oyuncu arayisindan, ve ceyhun'la yaptigi denemelerden bahsetmis. aslinda yazinin bir noktasi haric hepsini daha once ben de ve bazi sozluk yazarlari da anlatmaya calisti. (extensor ile bir cok kez suat'in galatasaray'a katkisi uzerinden bunu konusmuslugumuz da vardir)
    o ayri dustugum nokta sozluk yazarlarinin da cogunlukla hata yaptigi formasyonla ilgili. aslinda strateji ve "style" -hadi biz buna uslup diyelim- formasyondan daha onemlidir ama yine de dogrulamakta fayda var.

    galatasaray'in ne oynadigini ve nasil bir formasyona sahip oldugunu anlamak icin bir kac makale inceleyerek baslayabiliriz.

    oncelikle sunu aklimizin bir kosesine yazalim, 3'lu defansi belki de en iyi oynayan 96 almanya'siydi. sammer libero olarak gorev yapiyordu ancak defansif ozelliklerinin yaninda en onemli ozelligi orta sahayi bir kisi fazlalastirabilmek ve gerekirse merkezden bindirmeler yapmakti. simdi gelelim bunun neden ortadan kalktigina.

    http://www.zonalmarking.net/...-in-football-soccer/

    burada 3'lu defansin 2000'li yillara neden yavas yavas azaldigini ve bittigini anlatmis. kisaca ozet gecmek gerekirse, 3'lu defansin en guclu oldugu yanı 2'li forvetlere karsi ustunlugu olurken, diger tip yani tek ya da 3'lu hucum hattina karsi neredeyse tamamen basarisiz bir dizilis oldugundan bu nedenle 2000'li yillarla azaldigindan bahsetmis. bunun yaninda modern futbolda hiz, hareket ve "versatile" yani cok yonlu hucum oyuncularinin 3'lu defansi bitirdiginden bahsetmis.

    simdi onemli yere geciyoruz, 3'lu defansin yukselisi:

    http://thinkfootball.co.uk/archives/4252

    burada bahsedilen 3 onemli nokta var. birincisi: kanatta tek kalan oyuncuya destek defanstan degil orta sahadan geldiginde bu buyuk oranda cozum sagliyor demis. ikincisi, eger wingback ya da fullback rakip bekleri geride kalmaya itebilirse rakip takim alisik olmadigi bir hucuma karsi savunma yapmak zorunda kaliyor ki bu sizin takiminizin topa sahip olma oranini da arttiriyor. ucuncusu ve en onemlisi kanatlara koydugunuz o beklerin teknik ve patlayici ozelligi olan pahali kanat oyunculari olmasina gerek yok demis. zaten macini'nin 3'lu defans varyasyonlari aramasinin asil sebebi de bu. cunku elimizde boyle kanat oyunculari yok ve bu tur adamlar gercekten en pahali oyuncular suan.

    simdi yavas yavas takimin formasyonuyla ilgili konusmaya basliyoruz. bunu netlestirmek icin baska bir makaleye bakalim.

    http://www.zonalmarking.net/...eturn-to-prominence/

    bu bastan sona okumaniz gereken cok doyurucu bir yazi. su soruyla yola cikiyor, artik cogu takim tek santrafor kullaniyorsa bir stoperi one cikarip orta sahayi kalabaliklastirmak avantaj saglamaz mi? bunu gerceklestirmeye calismis iki takim ornegi uzerinde gidiyor, gallas ve vermaalen'li arsenal ve bayern'den bahsetmis. bunda avantaj sagladiklari kadar ozellikle rakip forvet hizliysa ve rakip defansi genis alana cekebiliyorsa bu olumcul bir tehlike yaratiyor demis.
    cozum icin ise biraz daha eski bir futbol formasyonundan feyz alalim. eski futboldan klasik futbola gecis 2-3-5 formasyonuyla gerceklesmistir. bunun da modern futbola donusmesini saglayacak efsanevi dizilis ise 2-3-2-3 yani metododur. (sevgili arkadasim extensor bundan biraz bahsetti bursa maciyla ancak benim yapmam gereken bazi eklemeler var, neden suanki halimize 2-3-2-3 diyemeyecegimiz ve asil evrildigimiz stratejiyle ilgili) metododa en gerideki iki oyuncuya "center back" degil " full back" denir. cunku bulunduklari alanlari genis alana dogru kapatirlar. onlerindeki oyuncular ise defans hattina cekilir ve merkezdeki kisi esas onemli santrafor'u karsilar. bu merkez ondeki kisiye "center halfback" sagindakina "right halfback" soldakine ise "left halfback" denir. benzedigi sekilden dolayi "w" denir. bu "w" sistemine onumuzdeki maclardan sonra tekrar deginecegiz, simdilik bir kosede kalsin fazla akil karistirmayalim.
    tekrar cozume gecersek makalede cozum icin defanstan bir oyuncuyu one cikartip orta sahayi cogaltmaya calismak yerine orta sahadan bir kisiyi defans cizgisine geriye atmak dogru olacaktir demis. basitce avantajlari icinse sahanin her iki ucunda da aktif oyun alanini genisletecegi, top hakimiyetinin artacagi, rakibin bos alanlari kapatmakta zorlanacagi ve oyuncu eslesmelerinde zorluk yasayacaklarini saymis.

    bu oyuna ornek olarak iki takimi gostermis barcelona ve eski brezilya. aslinda bu makalede daha cok vurgulanan 4'lu savunma yaparken topu oyuna sokmada nasil 3'lu kurguya gecilecegi konusu. bizim icin ise konu biraz daha farkli cunku biz sadece bekleri one cikartip orta sahaya genislik katmayi degil bizim icin enerji kaynagi kazan dairesi olan merkez orta sahamizi bir kisi fazlalastirmayi hedefliyoruz. ona gecmeden once ugramamiz gereken son bir durak kaldi.

    hani demistik ya uslup formasyondan onemlidir ancak formasyon o uslubun en dogru sekilde sahada uygulanmasini saglar. burada liverpool'la ilgili bir makaleyi inceleyecegiz.

    http://eplindex.com/...ctical-analysis.html

    brendan rodgers ilginc bir karakter. soyle bir futbol mantalitesi var, sahadaki hicbir oyuncu ayni hat uzerinde bulunmamali. bu su demek oluyor: sahayi kesen enlem ve boylam cizgiler koyarsak sahadaki hicbir futbolcusunun ayni cizgi uzerinde bulunmamasi gerekiyor. ne enlem ne de boylamda. iste bu brendan rodgers'in uslubu diyebiliriz, bunu en etkili sekilde saglamak icin de nasil bir formasyon dusunmus bakalim. karsilastirdigi maclar (resimlere bakarsaniz) 5-0 yendigi ocak 2013'deki(4-2-3-1) mac ile 3-1 yendigi ekim 2013'deki(3-4-1-2) maclar.
    en onemli farklar, bekler 4-2-3-1'de 3.cizgi uzerinde dururken 3-4-1-2'de 4.cizgi uzerinde yani daha efektif alanda bulunuyorlar. yazarin "central engine" diye adlandirdigi -ki bence cok akillica bir benzetme- merkezin kullanimi daha etkinlesmis ki bu rodgers'in futbol anlayisina daha uygun. ayrica cruyff'un da en cok savundugu seyin topun mutlaka merkeze donmesi ve oradan pas alternatifi arttirilmis olarak oynanmasi gerektigi tezini de destekler sekilde belirtmis. diger bir degisiklik ise hucumda kullanilan topun sonuca etkisi de efektiflik bakimindan artmis. yani hucumda daha az top kullanilmis ama bu toplar daha nitelikli pozisyonlar dogurmus. agirlik orta sahada kalmis ve top hakimiyeti saglanmis.
    yazinin sonu ise en sevdigim bolum, diyorki oyun icinde bir takim birden fazla formasyon degisikligine gider. defansa gecerken baska, hucumu baslatirken baska, en ucta hucumu bitirirken baska, rakibi bekler baska...burada bakilmasi gereken atak formasyonlarinin defans formasyonuyla beraber okunmasi ve ona gore yorumlanmasi.

    simdi gelelim galatasaray'in son durumuna. dedim ya melih sabanoglu'nuun yazisi aslinda tetikledi beni bunu yazmaya. sebebi melih abi'nin takim icin 4-4-2 oynuyor demesi. cok kritik bir hata. cunku diamond, yani baklava 4-4-2 wide midfielder'larla oynanir merkezde iki tandemle degil. merkezde iki tandem olunca bu oyun 4-1-2-1-2 diye okunur. ama asil sorun burada da degildi, bastan beri anlatmaya calistigim cok kucuk gorunen ama mancini'nin neden ceyhun uzerinden direttigi ve nasil bir yol cizecegini gosteren bir detay, "center half". melih abi ceyhun'u defansif orta saha diye okuyor ama tek basina yeterli degil. ceyhun macin bir bolumunde defansi cizgide 3leyerek oynadi nasil defansif orta saha diyebilirsiniz? defansif orta saha merkezdeki ofansif orta sahayi ya da orta saha defans arasindaki alani kapatir, ceyhun ise cogu zaman geri gelip ya santraforu karsiladi ya da stoper arasindaki boslugu kapatti. ayrica beklerin konumu cok onemli, galatasaray'in bekleri asimetrik olarak orta saha cizgisiyle oynadi, ceyhun'la bile degil. sabri orta saha cizgisini pek gecmeyerek, arada acik alan buldukca cikti ki zaten sneijder sola yakin oynadigi icin önü bosluk kalmadi saha parselasyonu gayet saglikli gerceklesti. eboue ise merkezdeki oyuncular selcuk ve melo tandem yaptiginde inside forvet gibi iceriden bindirmeler yapti ki golu de boyle atti. merkezdeki oyuncular inside forvet olarak oyun kuruculuk yaptiginde ise oyuna genislik katmak icin tekrar cizgi uzerinde oynadi. sag forvetteki oyuncu -bu genelde drogba'ydi- sag cizgiye yaklasip o da eboue'nin onunde alani parselleyince asimetrik olarak sahaya yayilan takim, rakibe hep ustun kalacagi sekilde sahaya yayilmis oldu.
    tekrar ceyhun'a gelelim. benim extensor'dan ayrildigim noktaya. macin bir bolumu 2-3-2-3 gibi oynadik dogru ama asil gormemiz gereken galatasaray oyununu buna bagli oynamadi, topu rakip sahaya tasiyip rakibi baski altina aldigimizda yaptik bunu. bunun disinda, 2-1-4-1-2 ve 3-4-1-2 daha uzun sureler oynadigimiz formasyonlardi. ceyhun hem center half hem de libero olarak kullanilabilir. buradaki degisken, kendi sahamizda defansi 2'li yapip ceyhun'a kisa paslarla oyunu baslatmamiz. deplasman icin ise liberolu deneyebilir mancini. mancini'nin bende hayranlik uyandiran isi ise melo ve ceyhun'u bursa macinda bir piston gibi bazen yer degistirerek oynatmasi. iste bu modern futbolun gercek anlamda center half'larla oynanma sekli olabilir. bu daha once izledigimiz seylerden biraz farkli. dedim ya, bizim bursa macinda oynadigimiz sadece defanstan top cikartmak icin bir cozum degildi, ayni zamanda orta sahada bir kisi fazla olmayi on goren, defans cizgisinde 2 kisinin cogunlukla kaldigi bir hucum anlayisiydi.

    melo ve selcuk bazen 4'lu orta saha ortasi gibi tandem yapti, bazen de inside forward olarak oyun kurdular ve hucumu bitirici isler yaptilar. bunun nasil bir devrim oldugunu anlatabilecek kadar kabiliyetli oldugumu sanmiyorum ama maalesef turkiye'de bunu yazabilecek kimse de yok. belki birileri bunun ustune duser, kim bilir.

    galatasaray'in defans 2'lisi hakan ve semih birbirlerine yakin degil uzak oynadi cogu zaman, aralarina ceyhun'u cagirarak. (tabi bazen melo'yu, dedik ya piston oldular diye) 4'lu defansin gobegi arasini bu sekilde acmaz ancak ve ancak libero varken bu isi yaparlar. melih abi'nin en buyuk hatasi bunu gorememekti. digeri de sneijder'in gorevini gormezden gelmesi. ileriyi bazen 3'ledi sneijder bazen de kanadi 2'ledi sabri'ye kosu alani yaratmak icin.

    simdi hem melih abi'nin hem de sevgili extensor'in pek uzerinde durmadigi ama galatasaray'in ara ara yapmaya basladigi bir konuya gecelim. turkiye'de henuz bundan bahseden tek bir futbol adami gormedim ancak ozellikle barcelona'nin pas futbolu bunun uzerine kuruludur. kendini futbolcunu sirti rakip kaleye donuk degil, mumkun oldugunca acili dururken topla bulusturmak. bu konuyu daha sonra cok detayli bir sekilde deginecegim. simdilik size tavsiyem bir sonraki barcelona ya da bayern macini izlediginizde bu soyledigim seyi dusunup ona gore izleyin. ve tabiki galatasaray-bursa macini da tekrar bu gozle seyredin. o zaman ceyhun'un center half olarak gorevini, piston olarak neyi kastettigimi ve selcuk gibi kalin bir adamdan nasil inside forvet/oyun kurucu oldugunu daha iyi anlarsiniz.

    mancini'nin uslubu topa sadece sahip olmak degil, akiskan ve kompakt bir yapiyla sahanin her yerinde ustun olarak(bazen sayica, bazen hizla, bazen de bos alanlari alarak) uc noktaya topu tasimak. buna en uygun formasyonu bulmak icin geldigi gunden beri arayis icerisinde ve bunun meyvelerini yavas yavas topluyor.
    roberto mancini turkiye topraklarinda bugune kadar denenmemis devrimsel bir formasyon ve strateji calismalari icinde. lutfen tadini cikarin

    saygilar

    edit: ekleme ve duzeltme
App Store'dan indirin Google Play'den alın