31
ankara'da buz gibi bir hava, oturduğumuz mahallede varoş mahallesi olduğu için dışarıda da mis gibi bir kömür kokusu vardı. 6 gibi okuldan çıkıp bizim eve doğru yol aldık. maçı okul arkadaşımla beraber izleyecektik. dükkanında trabzonspor bayrağı asılı olan bakkalımız vardı. hiç sevmezdim; çünkü bakkala 20 milyon lirayla girer, 15 milyonluk alışveriş yapardık, ama bu abimiz kalan 5 milyon lirayla para üstü diye bize avuç dolusu sakız verirdi. :) "bu maçı alırız gençler" dedi. önce manchester maçlarında uefa'nın yaptıkları, daha sonrasında pkk sempatizanlarının sık sık avrupa maçlarında sahaya girmesi ve bu maçın oynandığı sezonda italya'yla çıkan apo krizi, daha sona 17 ağustos depremi, sonrasında kriz derken galatasaray türk halkının büyük bir kısmının desteklediği takım ve tabiri caizse moral düzelticisi olmuştu. "x takımlıyım ama avrupa'da tüm türk takımlarını desteklerim" lafı burdan gelir. mesela; maçı anlatan spikerler de bugünkü gibi "temsilcimiz" kalıbını kullanmazdı. "biz" derdi.
maçtan önceki puan durumu;
1- galatasaray >> 8 puan
2- rosenborg >> 8 puan
3- juventus >> 5 puan
4- bilbao >> 3 puan
şeklindeydi.
en büyük eksiğimiz hakan şükür'dü. cezalıydı. yerini hagi - arif - ümit üçlüsüyle doldurmaya çalışmıştık. zemin berbattı. juventus'tan teşvik primi aldığı söylenen bilbao mücadeleye iyi başlamıştı. ilk maçta hagi'yle sürtüşen hocaları maç öncesinde de küstah küstah konuşmuştu ki, bir de bazı futbolcuların "juventus'un çıkması için her şeyi yapacağız" demeci var.
fatih akyel'in hatasıyla golü kalemizde görünce üzüldük ama o dönem son dakikalarda o kadar çok gol atıyorduk ki ümitliydik. aslında yine şansı da bulduk ama burak akdiş'le yararlanamadık. bu pozisyon sonrası okan buruk'un döktüğü gözyaşı ve bir mücadelede tekmeye uzattığı kafa turu ne kadar istediğimizin göstergesiydi. biz de maçtan önce aldığımız kolayı gol diye sevindiğimiz bu pozisyonda devirdik, yerlere döktük. :) mağlubiyetle birlikte annemden de fırça yedik.
maç sonrası puan durumu;
1- juventus >> 8 puan
2- galatasaray >> 8 puan
3- rosenborg >> 8 puan
4- bilbao >> 6 puan
şeklinde oldu. biz elendiğimizi biliyorduk ama trt bilmiyordu. murat ünlü'ye bağlandılar, en iyi ikinci olarak turu geçtiğimizi söyledi. tek başına konak meydanında bekliyordu ve ekledi "soğuk havadan dolayı galatasaray taraftarları kutlama yapamıyor". o sırada ekranda eski sezonlardan şampiyonluk görüntüleri de vardı. neyse ki timsaha giren sadece trt'ydi.
maçtan önceki puan durumu;
1- galatasaray >> 8 puan
2- rosenborg >> 8 puan
3- juventus >> 5 puan
4- bilbao >> 3 puan
şeklindeydi.
en büyük eksiğimiz hakan şükür'dü. cezalıydı. yerini hagi - arif - ümit üçlüsüyle doldurmaya çalışmıştık. zemin berbattı. juventus'tan teşvik primi aldığı söylenen bilbao mücadeleye iyi başlamıştı. ilk maçta hagi'yle sürtüşen hocaları maç öncesinde de küstah küstah konuşmuştu ki, bir de bazı futbolcuların "juventus'un çıkması için her şeyi yapacağız" demeci var.
fatih akyel'in hatasıyla golü kalemizde görünce üzüldük ama o dönem son dakikalarda o kadar çok gol atıyorduk ki ümitliydik. aslında yine şansı da bulduk ama burak akdiş'le yararlanamadık. bu pozisyon sonrası okan buruk'un döktüğü gözyaşı ve bir mücadelede tekmeye uzattığı kafa turu ne kadar istediğimizin göstergesiydi. biz de maçtan önce aldığımız kolayı gol diye sevindiğimiz bu pozisyonda devirdik, yerlere döktük. :) mağlubiyetle birlikte annemden de fırça yedik.
maç sonrası puan durumu;
1- juventus >> 8 puan
2- galatasaray >> 8 puan
3- rosenborg >> 8 puan
4- bilbao >> 6 puan
şeklinde oldu. biz elendiğimizi biliyorduk ama trt bilmiyordu. murat ünlü'ye bağlandılar, en iyi ikinci olarak turu geçtiğimizi söyledi. tek başına konak meydanında bekliyordu ve ekledi "soğuk havadan dolayı galatasaray taraftarları kutlama yapamıyor". o sırada ekranda eski sezonlardan şampiyonluk görüntüleri de vardı. neyse ki timsaha giren sadece trt'ydi.