• 76
    bizim adımıza çok problemli geçeceğini düşündüğüm maç. öncelikle büyük maçlar büyük oyuncularla kazanılır ve bizim en büyük oyuncumuz olan icardi 1.5 aydır top oynamıyor, bu maçta da oynaması belirsiz ve oynasa da fizik olarak çok kötü durumda olacağı kanaatindeyim. onun yerine artık normal olarak son derece ağır ve temposuz bir oyuncuyla oynamak zorunda kalacağız gibi gözüküyor. bu hem prese zarar verir hem de kontrada başarımızı düşürür ve bu yüzden fener çok daha rahat on alanda pres yapmayı düşünecektir muhtemelen. bu da maçın belli bölümünde derin savunmada kalmamızı zorlayabilir ki derin savunmaya ne futbolcu profili olarak ne taktiksel olarak uygun bir takım değiliz. bu yüzden ne zaman kapansak rakipler pozisyona giriyor.

    milli takımın dünya şampiyonu olmasını engellememek için kural gereği 3 tane türk oyuncu kullanmak zorundayız ki takımda sol bek kalmadığı için pva oynayacak büyük ihtimal ve bu da orta sahada muhtemelen berkanin oynayacağı anlamına geliyor. berkan- torreira -rashica- mertens -kerem -gomis altilisiyla feneri nasıl tehdit edebiliriz pek bilmiyorum. bunlar arasında mertens bireysel yeteneğiyle sürpriz bir iş yapabilir. onun dışında rashica ve kerem de belli bir seviyede şut tehditi iceriyorlar ama ikisi de topsuz alana koşuyu çok başarılı yapamıyorlar bu nedenle fenerin savunmasının arkasına da geçmemiz zor. zaten bu orta saha ve forvet hattıyla pas yaparak gitmek mumkun değil. yabancı sınırı nedeniyle oliviera da muhtemelen oynayamayacak ki kendisi en iyi uzun pasorumuz. savunma arkasına çok iyi koşu yapan oyuncumuz olmadığı gibi geriden çok iyi pas atan bir oyuncumuz da muhtemelen olmayacak. oliviera ayrıca porto kariyeri sebebiyle derbileri iyi bilen bir oyuncu ve onun olmaması bu açıdan da büyük sıkıntı.

    fenerbahçe set oyununda hiçbir şey uretemese de illaki duran toptan veya kazanılan toptan pozisyonlar yakalacaktir diye inanıyorum. tabii bizim derinde savunmamizin başarısızlığı düşünülünce sette de pozisyon bulmaları beklendik bir durum.

    yani kısaca kafamda maçı oynayınca bu maçı kazanmamız için aklıma çok olası bir senaryo gelmiyor. umarım okan hoca enteresan bir taktik hazirliyordur.
  • 77
    iki takım için de lehte veya aleyhte, maç sonucunu etkileyecek bariz bir hakem hatası olacağını sanmadığım maç. muhtemelen tarihin en gergin derbi öncesi atmosferi var. benzer bir tansiyon 2012'de kadıköy'de play-off finali öncesi vardı ama şu an bence onun bile ötesinde bir ruh hali mevcut son 1 haftada yaşanan skandallardan dolayı. maçı yönetecek hakem tayfasının iki takımdan birini bariz şekilde yakacak maçası yok çünkü hakemliği biter. ali koç yönetse onun bile ne görüyorsa vermek zorunda olduğu bir maça döndü. o sebeple hakem konusunda en rahat olduğum kadıköy deplasmanı diyebilirim. ufak tefek taç/korner dışında tartışmalı bir pozisyon bence olmayacak. ama okan buruk'un antrenörlük performansı bariz şekilde takımın potansiyelinın gerisinde. ali sami yen'deki maçları bile saniyeleri sayarak bitiriyoruz. bu sebeple yeneriz diyemiyorum ama yenilgi; saçma sapan, alakasız bir pozisyonda yoktan var edilen bir golle geriye düşersek veya fener inanılmaz iyi veya ballı bir gününde olursa gerçekleşir. sert ama dengede bir maç bekliyorum. uzaktan çekilen şutlarda fark yaratıp skor üretecek bir oyuncu olmazsa genel akış kolay kolay değişmez gibi geliyor. duran toplar zaten her zaman kritik. fiziksel çarpışma yüksek olacak, sadece eksik kalmayalım yeter. beraberlik iyi skor, onların moralini bozar kısa vadede, liderliğimiz devam eder. uzun vadede de ikili averaj önemli.

    düzeltme: yazım
  • 78
    fenerbahçe önde baskılı ve klasik defans çizgisini öne çıkartarak maça başlayacaktır. galatasaray'ın ise ne ve nasıl oynayacağı belli değil. bu bence avantaj. biz de önde basarak başlar mıyız emin olamıyorum. ama emin olduğum bir şey var, kadro olarak ve oyun olarak bu maça farklı başlamalıyız.

    nacizane önerilerim;
    1-barış alper yılmaz forvet olarak başlamalı. fenerbahçe'nin en büyük zaafı olan boş alanlara uzun top noktasında net koşucu sayısını üçe çıkarmış oluruz. önde barış, solda kerem, sağda rashica, ortada mertens. hepsi boş alan koşucusu. klasik 9'larımızdan gomis bu maçta sinebilir, icardi kesinlikle hazır değildir. skora göre ikisi de yedekten girebilir. boş alanlara uzun toplar, tahmin edemediğimiz kadar net fırsatlar bulabiliriz.

    2-torreira maça zihnen ve fiziken hazır değilse ki dünya kupasında da oynayamadı, berkan bu kadar formdayken berkan bu maçta rahatlıkla oynayabilir. berkan-oliviera ikilisiyle başlayıp oliviera-torreira rotasyonu maç içinde değerlendirilebilir. fenerbahçe'ye karşı sinmemek için fizik olarak en hazır kadroyu sahaya sürmeliyiz.

    3-ben de taraftarın çoğunluğu gibi van aanholt'tan hiç memnun değilim. jesus eminim bu adamı gördükçe ellerini ovuşturuyordur. dubois tercihiyle en azından onların hazırlıklarını boşa çıkarmalıyız. dubois iyi oynar kötü oynar bilemem ama van aanholt bile bile lades olur. keşke bizi yanıltsa ama yok adam sol bek falan değil.

    psikolojik olarak maçın hakimi fenerbahçe olacak. 1 haftadır öyle bir algı yaratıldı ki galatasaray sezon başından beri kollanıyor, fenerbahçe sezon başından beri doğranıyor sanki. ve maalesef hakem kararları maçta bu doğrultuda gelecek. bu organize kötülük karşısında allah'a sığınmaktan başka çaremiz yok. umarım ilahi adalet denilen şey gerçekleşir ve kötü niyetli insanların yaratmaya çalıştığı algı tuz buz olur, tersine döner. 1 haftadır bazı şeylere o kadar şaşırıyorum ki bu galatasaray bu kadar iğrençliklere rağmen nasıl bu ülkede şampiyon olabiliyor, anlamakta zorlanıyorum.

    ve klasik şeyler... sakin olmalıyız, akıllı oynamalıyız. bu takımda o tecrübede çok oyuncu var. eğer sahada futbol varsa da fenerbahçe'den hiçbir eksiğimiz yok. bu bilinçte olmalıyız. bu maçı kaybedersek bize hiçbir şey olmaz ama fener kaybederse dağılır gider. en başta sinirleri epey bozuk fener taraftarı jesus falan dinlemez, olası mağlubiyette takımlarını yok ederler. galatasaray için bu altın fırsat. galibiyet olmadı, hiç sorun değil. bu maçta en kötü beraberlik bile psikolojik üstünlüğü ele geçirme anlamına gelir. allah yardımcımız olsun. şans iyilerin yanında olsun!
  • 79
    kazandığımız takdirde psikolojik üstünlüğün bize geçeceğini ve karşı tarafın ciddi manada dağılacağını düşünüyorum. ama kaybettiğimiz takdirde biz o şekilde bi dağılma yaşamayız muhtemelen ve ligin geri kalanındaki fikstür avantajımız ile yeniden liderliği ele geçiririz. bundan dolayı beni hiç bi şekilde germeyen maç. suyun öteki tarafı gerilsin bizim gerilmemize hiç gerek yok kırılgan olan onlar biz değiliz.
  • 85
    fenerbahçe sürekli kanatlardan ve göbekten 3. bölgeye driplingler yapıp rakibin yerleşimini bozarak oynayan bir takım. burada kaybettikleri toplar da kalelerinde pozisyon oluyor. bu sebeple ortayı sağlama alan takımların fenerbahçe'den puan alması çok da zor değil. hakemler izin verse çoğu takım da almıştı puan zaten.

    ferdi, emre mor, crespo, rossi, osayi, zach vs vs.. hepsi driplingle delen oyuncular.

    sergio - torreira ikilisi oyunun ilk bölümünde bizim için belli defolar yaratabilir. ancak hücumda kalabalık olmamız da fenerbahçe'yi dengeli oynamak zorunda bırakacak. eğer fevri bir şekilde hücum oynarlarsa bolca pozisyon verirler bize. gerisi bizim bitiriciliğimize kalır.

    derbilerde ilk 20 dakika gazı geçince oyun tamamen saha içine dönüyor. bitiricilik kalitemizin maçın hikayesine direkt etki edeceğini düşünüyorum.
  • 86
    sezon başında biraz da kadronun eksikliği sebebiyle dengeli bir oyun oynuyorduk. maçları 1-0 kazanırken ve hatta kaybederken rakibe nerdeyse pozisyon vermiyorduk. o günlerde iyi savunma yaptığımız söyleniyordu ama keramet hücumu hiç düşümememizdi. kadro tamamlanıp, iyi bir hücum takımına dönüştüğümüzden beri de bolca pozisyon vermeye başladık. işin daha garibi, savunmaya çekilip, sezon başındaki oyunu oynamaya çalıştığımızda da başarısız olduk. hep baskı yedik, hep pozisyon yedik.

    şimdi rakibimiz fenerbahçe. sahasında baskılı bir oyun oynayan ve skor bulmakta da zorlanmayan bir takım. hep diyoruz ki fener arkaya çok adam kaçırıyor, doğrudur. yalnız biz de en az fener kadar arkaya adam kaçırmakla meşhuruz. üstelik fener hücum yaparken dengesiz yakalanıp arkaya adam kaçırırken, biz set hücumu yerken arkaya adam kaçırıyoruz. set hücumunda yaptığımız savunmayı geliştirmemiz gerekiyo. zaten maçı 2-0 yapıp o şekilde bitirmenin ilk şartı da budur. çekilirsin geriye, verirsin topu rakibe, yaparsın baskılı savunmanı, maç da biter gider. biz helva gibiyiz maşallah, rakip 3 pas yaptı mı dağılıyoruz hemen. bu maç bunları asla kaldırmaz. 90 dakika maksimum konsantrasyon ile rakibin her adamına baskıyı yapmamız şart.

    bu maçın kilidi yapacağımız savunmadır. ortasahada sert bir oyun oynamamız şart. onlar öyle oynayacak çünkü. sert oynayacaklar, maçı germeye çalışacaklar. bence bunda sıkıntı yok. maç gerilsin, bu bizim işimize yarar. yeter ki biz gerilmeyelim, ikisinin arasındaki farkı idrak edebilelim. maçta stres olsun, gerginlik olsun, bu hep ev sahibini etkiler. kaybedeceği şeyi daha fazla olanı gerer. biz sert olalım, çirkef olalım ama gergin olmayalım. melo gibi tıpkı..stresi sıkıntıyı kartopu haline getirip rakibin eline bırakalım. bütün mesele budur.
  • 87
    maça çıkacak oyuncularımızı neye göre seçeceğiz onu merak ediyorum.

    abdulkerim banko oynar diye düşünüyorum. yerli olması açısından değil sadece, net olarak takımın en iyisi şu an. nesta gelse yine kesemez ):

    kerem aktürkoğlu: bir diğer banko. hem büyük maçları seviyor, hem skorer, hem de fb defansının en sevmediği oyuncu tipi.

    üçüncü yerli biraz sıkıntılı işte. elimizdekiler;

    berkan: çok iyi oynuyor son maçlarda ama bu maçta 11 çıkarsa torreira veya oliveira arasında tercih yapmak zorunda kalacağız. bu ihtimal de zor gözüküyor. oliveira belki de takımda alternatifi olmayan tek oyuncu. torreira ise takım savunmasında bariz fark yatatıyor.

    yunus akgün: sakatlıktan yeni döndü. çok zor ihtimal kadroya girmesi.

    barış alper: kadroda olursa nerede oynar sorunsalı ortaya çıkıyor. kerem ile birlikte kanatta oynuyorlar diyelim, rashica yedek kalır bu denklemde. rashica şu an özellikleri bakımından en farklı kanat oyuncusu. okan buruk rashica tercihinden sonra doğru oyunu buldu üstelik. forvet oynadı diyelim, adamın forvet oyuncusu olarak performansı belli. çok veri yok elimizde. kanat oynarken bile bir iyi bir kötü. üstelik icardi hazırsa icardi’yi kesip oynatmak büyük risk olur.

    diğer yerli oyuncular muhtemelen giremez kadroya. çok zayıf görüyorum bu ihtimali.

    iki yerli sol bekimiz de sakat. pva mı dubois mi oynar ona karar verecek okan buruk.

    cidden her ihtimal çok çetrefilli. bu yüzden ben alınacak 1 puanı altın değerinde sayarım. yenilsek bile o kadar üzülmem açıkçası. alacağımız 3 puansa ganimet olur. o moral bozukluğuyla fener bi daha toparlanamaz. “şampi” oluruz.

    bir mucize olsa da sol beklerimizden biri oynasa keşke diyeceğim de, çok zor ):
  • 88
    icardi'nin ilk 11 olamayacagini, torreira'nin da yetisecegini dusundugumuzde bana gore ideal 11'i su sekilde olan mactir:

    muslera
    boey nelsson abdulkerim dubois
    sergio torreira
    rashica mertens kerem
    baris

    icardi oynayabilecekse, mecburen torreira yerine berkan'la baslanabilir ki torreira'nin yetisemedigi durum icin de bir alternatif.
    her ikisi de oynayamayacaksa ben midtsjo ve baris baslangicindan yana olsam da hoca buyuk ihtimal berkan ve gomis'le baslayacak.
  • 92
    muslera
    boey nelsson a.kerim dubois
    sergio berkan
    rashica mertens kerem
    baris

    bu 11'le baslayip rakibi durdurup savunma arkasina koşuları atıyoruz.
    60'da da icardi-torreira'yi alip isi sova dokuyoruz.*
    defans oyuncuları cok kotu fenerin ve cok riskli bir ofsayt taktiği ile oynuyorlar.
    su macta sergio-mertens'in savunma arkasina attıkları her top tehlike olur kerem-rashica-baris gibi sprinter ve hızlı hucumcularimiz varken.
    umarim gomis ile baslamayiz. gomis'in hakkini teslim etmek gerek, icardi'den bile daha cok katkısı oldu bu sene ama bu mac onun maci degil maalesef.
  • 93
    orta sahaları çok dengesiz ve kırılgan, dengesizlikten kastım güvenebilecekleri teknik kapasiteye sahip bir oyuncuları varsa sağı solu belli olmayan ve fiziksel olarak düşmeye çok müsait oyuncular. ikili mücadelelerde kuvvetli olup ayakta durabilen bir 3'lü ile çıkmalıyız maça, orta sahadaki mücadeleyi kazanan derbilerde her zaman bir iki adım önde olur. okan hocanın elinde pek çok seçenek var, ileride mertens banko diyebiliriz sadece, arkasındaki ikili için pek çok seçenek var ve hepsinin kendisine göre riskleri var. tabii ki kağıt üzerinde bir numaralı seçeneklerimiz torreira-sergio oliveira-mertens orta sahası olsa da, derbinin çağırdığı bazı oyuncu tipleri vardır ve berkanile midtsjö ikilisinden biri hocanın kafasını kurcalıyor olacak. hele ki tüm yaşananların gerginliğin üzerine torreira'nın anneannesini kaybetmesi sebebiyle geçici olarak yurduna dönüp üst üste 2. maçını kaçırması... berkan-oliviera-mertens hatta belki torreira-berkan-mertens gibi bir orta saha hattıyla başlarsak pek şaşırmam.

    ileride ise fazla risk almadan kerem-gomis-rashica ile başlayacağımızı düşünüyorum, ancak ıcardi gerçek anlamda hazırsa 11'de olur ve gomis'in yedek soyunması elimizde büyük bir koz olur, barış'ı bu maçta 11 oynatmasınaysa ihtimal vermiyorum. savunma hattında ise ebu cehili görelim ama şu aanholt'u görmeyeyim allah rızası için, daha yaşımız genç... ama hangi kadroyu seçerse seçsin okan hoca en ufak bi hatada veya kayıpta eleştirilecek, bu yüzden hocanın en büyük sınavı.

    son haftalarda suyun karşı tarafının girişimleri sonucunda su epey bulandı ve yıllar sonra belki de en gergin derbiyi izleyeceğiz. aleyhlerine çalınan en ufak düdükte kendilerini yırtan bir futbolcu grubu ve yılların ezikliğiyle artık bizi şampiyon yap ali başkan diye ağlayıp kendini paralayan bir taraftar grubu olacak yine. tüm bu bariz yaşanacak şeylere hazırlıklı olarak gitmeliyiz, her şeye hazırlıklı olurken oyun disiplininden de kopmamalıyız ve okan hocaya sahiden çok iş düşüyor. takım adına tüm son haftalarda yaşanan olayların gerginliğini bir sağlam, takıma güven veren soyunma odası konuşması atar, ve istediğimiz bir sonuç da olursa romantiklik yapmıyorum, kadıköy yanar.
  • 96
    dünya kupası arasından sonra her iki takımda bıraktığı yerin gerisinde kalarak start verdi. sezon ortasında bu kadar uzun ara olunca tabiki oyuncular ister istemez ritim kaybetti. bunun yaında biz oliveira, icardi gibi isimleri fenerbahçe'de ise pedro ve valencia gibi isimler sakatlık sorunları yaşadılar.

    çıkabilecek sonuçlara göre ligin ortasına yaklaşmakta olduğumuz için kaybeden taraftan çok bir şey kaybetmeyecektir. bu nedenle her iki teknik direktör de biraz daha rahat davranabilir. deplasmana önde gitmek bizim için büyük avantaj olsa da rakibin oynadığı futbol iç saha oyununa çok uygun.

    lucas torreira'nın ilk on bir başlamayacağını düşünürsek rakip sert bir pres ile bizi hataya sürüklemeye uğraşacaktır. torreria'nın en önemli özelliği asla basit top kaybı yapmaması. bunun yanında arao ve crespo ikilisinin atletizmine berkan - oliveira ikilisi ile cevap vermekte zorlanabiliriz. işte bu durumu bertaraf etmek için en uçta direkt kaleye gidebilecek tehditkâr bir isimle başlamak rakibi tedirgin edebilir. bu maçın bizim adımıza kilit noktası bright osayi-samuel'in savunma zaafını kullanarak arkasına sarkmak. hoca muhtemelen gomis ile başlar ama bu maçlık plan değişikliği yapsa sanki daha doğru olacak.

    rakip aynı bizim gibi set oyununda problem yaşayan bir takım. bu nedenle topun onlarda kalmasında bir problem yok ama duran top organizasyonu olarak başarılılar. bizde dünya kupası öncesi iyi olduğumuz duran top savunması konusunda geriye gitmiş görünüyoruz. fenerbahçe kornerlerine, yan toplarına karşı çok dikkatli ve konsantre bir şekilde savunma yapmalıyız. yoksa gol yememiz kaçınılmaz son olur.

    maçın kritik noktaları;

    1) rakibin atletizmine cevap vermek.
    2) savunma arkası tehdidi oluşturmak.
    3) hücumda ve savunmada duran topa dikkat etmek.
    4) toplu çıkışlarda basit hata yapmamak.
    5) maç bitimine kadar mücadele etmek.
  • 98
    iki takım arasındaki maçlar "sıradan bir lig maçı, 3 puan veriyorlar neticesinde" şeklinde anlatılabilecek basitlikte ve sıradanlıkta değildir. "kayserispor maçına da 3 puan veriyorlar, fenerbahçe maçına da 3 puan veriyorlar" şeklinde asla görülmemeli. bu bir derbi. iki takım arasında 115 yıllık bir rekabet var. elbette ki bu maç, içeride veya dışarıda fark etmeksizin, şampiyonluklar kadar kupalar kadar önemli olmamalı ama "karşılığı 3 puan olan sıradan bir lig maçı" şeklinde de değerlendirilmemeli. değil çünkü. adı üstünde, derbi. ezeli rakibinle oynuyorsun. biraz da son 10-15 yılda çok fazla dillendirilen ve bizlerin de kabullendiği "sıradan bir lig maçı" mantalitesi yüzünden fenerbahçe'yi uzun seneler kadıköy'de yenemedik. bugün de hala bir gerçek söz konusu; ekim 2014'ten beri fenerbahçe'yi arena'da yenemiyoruz. arena açıldığı günden beri fenerbahçe taraftarının bizim stadımızda gördüğü derbi galibiyeti sayısı, bizim galatasaray taraftarı olarak gördüğümüz derbi galibiyet sayısından fazla. daha önce de yazmıştım, fenerbahçe deplasman tribünü arena'da mağlubiyet görmedi. ya kazanarak döndüler kadıköy'e, ya berabere kalarak. fenerbahçe taraftarının galatasaray stadından evine, stadına mağlup döndüğü son maçın tarihi 27 nisan 2008. bu içinde bulunduğumuz durum, "varsın yensinler biz sezon sonu şampiyon olalım" cümlesiyle açıkanamaz, makul görülemez.

    türkiye'nin neresinde olursa olsun, galatasaray-fenerbahçe maçları önemlidir. sıradan bir lig maçı değildir. galatasaray'ın fenerbahçe'yi yenmesi de önemlidir. arena'da da yenmesi önemlidir, kadıköy'de de yenmesi önemlidir. bu şekilde bakılması gerekir bu maçlara. derbiyi, iki takım arasındaki maçları daha basit daha sade anlamlar yükleyerek sıradanlaştırmaya çalışmak, benim gözümde olası bir mağlubiyete en baştan kılıf uydurmak demek. böyle bir şey yapmamalıyız. okan buruk hocanın maçtan sonra yayıncı kuruluşa verdiği röportajda kullandığı ifadelerde maçı önemsediğini ve galibiyet için gideceğini gördüm. içim takım ve teknik heyet açısından rahat. ama taraftar da maçı önemsemeli ve galibiyet üzerine odaklanmalı. galatasaray odaklandığı zaman, dersine iyi çalıştığı zaman, fenerbahçe'yi oyun olarak da ezerek 50.000 fenerbahçeli'nin önünde yenebileceğini 23 şubat 2020'de göstermiştir. bunu isterse rahatlıkla tekrar yapabilir, korkmaya gerek yok. galatasaray futbol takımı üzerindeki gereksiz iç saha gerginliğini ve stresini atabilirse, fenerbahçe'yi arena'da da çok rahat yenebilir. yeter ki rakibi gereksiz yere gözümüzde büyütmeden ama gerekli ciddiyeti ve önemi de göstererek bakalım bu maçlara camia olarak.

    kazanabileceğimizi düşündüğüm, kazanmayı canı gönülden istediğim, asla bir anadolu takımıyla oynadığımız lig maçı sıradanlığında görmediğim şampiyonluk yolunda önemli bir derbi maçı. kazanırsak hem bir derbiyi kazanmış oluruz hem şampiyonluk yarışında en önemli rakibimizi kaosa sürükleriz. önemli hatta çok önemli bir maç oynanacak pazar akşamı. allah yardımcımız olsun.
  • 99
    herkesin bildiğini okan hoca da biliyordur. bakalım nasıl cevap verecek inanılmaz kritik bir maç.
    oyun olarak ezilmeyelim, demoralize olmayalım, sakatlık ve kartlık unsurlar olmasın. sağ sağlim gidip gelelim benim için en kritik yer burasıdır. çünkü her şey lehimize hakemler karşımızda, tff karşımızda, mhk karşımızda ama hangisinde değildi ki?
    - 2012 yılında saçma sapan, play off ile karşımızdalardı.
    - 2013 yılında fatih hocaya yığınla ceza verdiler karşımızdalardı.
    - 2017 /18 yılında her türlü fitne fesatlık yapıldı.
    -2018/19 yılında başakşehir o şu bu birleşerek her şey yapıldı.
    bizim fener maçını kazasız atlatmamız en önemlisidir. kart cezalımız olmasın, hocamız kart görmesin, sakatlık vermeyelim kafi.
    bunun üstüne arkalara hızlı koşa, sarkan barış, rasciha, kerem gibi oyuncularla gol bulup
    torreria ve oliviera gibi oyuncularla orta sahaya hakim olup.
    icardı ve mertens ile kudurtursak üzümlü kek. olmazsa olur mu ? bal gibi olur.
    yeter ki bizi saçma sapan bir girdaba sokmasınlar, yeter ki bizi demeç savaşına sokup modumuzu düşürmesinler.
    yeter ki sakatlık ve kart cezalısı olmasın.
  • 100
    bu maça sıradan bir maç gibi bakmazsak ciddi sorun yaşama ihtimalimiz var. ıstanbulspor, ümraniye gib8 takımlardan kendi sahamizda sırf maçı kaybetmeyelim diye geriye çekilip baskı yiyorsak bu maçın önemini çok abarttiğımizda da aynı darbeyi alırız. sakın ve sabırlı olmalıyız. kerem'i sadece topa bir iki kere dokunacak şekilde pozisyona sokmaliyiz. aksi takdirde ossyi kendisini rahatlıkla durdurabilir. fener yüksek tempo ile başlayacaktır erken bir gol bulmak için. tam da bu noktada oyuna nasıl başlayacağımız, afallamadan tam konsantrasyon ile girmemiz gerekir. önceki maçlardaki o top kayıplarına bu maçta devam edersek özellikle hücuma kalkarken bir 6-0 daha yaşayabiliriz. fenerin bizim maçlara ayrı bir konsantrasyon ile çıktığını biliyoruz. son olarak, fener penalti kazanırsa bahis yapabilirsiniz hakemler bu sahadan aleyhimize penaltı çalmadan bizi salmaz...
App Store'dan indirin Google Play'den alın