• 1001
    suyun karşı tarafında uzun bir süre onulmayacak travmalara sebep olan, 5 atıp 3 saydığımız maç.

    üzerinden bir sene geçmesine ve şike ehli rakip takımın teknik heyeti tamamen, takımı da neredeyse tamamen değiştirmesine rağmen, üstelik 17 maçta sadece 1 beraberlik, 1 mağlubiyetle sözüm ona gümbür gümbür gittiği sezonda*, bu maçın travmasını çok derin bir şekilde yaşamaya devam ettiğini 24 aralık 2023 fenerbahçe galatasaray maçında, deplasman tribününden çok bariz bir şekilde gördüm. sadece takımı, hocası değil 50.000 kişi, lafta “şöyle yenecez, böyle ezecez” diye kafa ütülemesine rağmen “aman 1 gol yersek yine 3’lük 5’lik olur muyuz?” korkusuyla tırsarak, bir tane dahi düzgün tezahürat edemeden izledi maçı. işte bu maç, öyle kayış koparan bir maçtı sicilinde şikenin yanında kurumsal ırkçılık da bulunun rakip için.

    maçın bittiği anda buruk bir sevinç vardı içimde. arkadaşlarıma söylediğim ilk cümle, “yıllarca bu maçın özetini izledikçe çok hayıflanacağız 3’te kaldığımız için.” olmuştu. nitekim hala her izlediğimde hayıflanırım. maçın hakkı çok daha fazlasıydı. okan buruk, hasan mezarcı’nın halefini taktiksel olarak yenmemiş, baya baya aşağılamış, daha 1 ay öncesine kadar hayatlarında başlarına gelmiş en güzel şey olduğunu düşündükleri jesus’la bir daha bağlanmayacak şekilde bağlarını koparmıştı işgal yıllarında düşman eğleyen rakip camianın.

    gelelim bizim açımızdan gözden kaçırdığımız ve aslında çok büyük ders niteliğinde olan noktaya. bu maça aslında sağ bek olan dubois solda, günah keçimiz ve ne yazık ki maçtan 8-9 ay sonra söve söve gönderdiğimiz berkan orta sahada, sürekli futbol aklı olmayışından dem vurulan barış forvette başlamıştı. daha can alıcı nokta; takımın en önemli 3-4 adamından ikisi olan torreira ve süper yıldızımız icardi’nin yerinde oynadı bu çocuklar. rakibin ipini çekense yine ne yapsa taraftara yaranamayan ve ilk yarıda da bir golü sayılmayan kerem’di. biz bu oyuncuların muhteşem oyunuyla aldık bu unutulmaz galibiyeti. galatasaray futbolcusuna hastalık derecesinde takıp her fırsatta topla tüfekle hücum etmememiz gerektiğini gösteren müthiş bir örnekti. sezon başında, “kadıköy deplasmanına okan hoca orta sahada torreira kulübede beklerken berkan’la, hücumda icardi yedekken barış’la başlayacak.” dense önce okan buruk’a okkalı küfürler savrulur, sonra da “0-0 bitse de bir rezillik çıkmadan dönsek.” denirdi ama doğru plan ve muhteşem konsantrasyon ile vurup geçtik. maalesef bu çok çabuk unutuldu ve her fırsatta, zaferin mimarı olan çocuklar değersizleştirildi/değersizleştiriliyor.

    umarım bir gün kendi oyuncularımıza amansızca vurmak yerine yapabileceklerinin en fazlasını alabilmek için destek olmamız gerektiğini anlayabiliriz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın