• 801
    bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at da bir orduyu kurtarır derler. bu maçta ikinci golü çok büyük oranda angelino sakatlanıp çıktığı için yedik. abdülkerim beke geçince oyuna victor nelsson girdi ve stoper tandemi bozuldu. abdülkerim mecburen sol beke geçti çünkü kazımcan bu seviye için yeterli görülmedi, kadromuzda başka sol bek de yoktu. böylece sadece bir oyuncu değişikliğiyle defans dörtlüsünün bütün kademesini bozmuş olduk ve aptalca bir gol yedik. dubois'yı kadroda tutabilseydik veya hiç değilse adekugbe seviyesinde bir yedek sol bek transfer edebilseydik belki de o golü yemeyecektik.

    dubois'yı yabancı hakkımız doldu diye gönderirken şampiyonlar ligi'ndeki 17 yabancı hakkımızın iki tanesini kullandığımız ndombele ve kerem demirbay grup maçlarında toplam 89 dakika süre aldılar ve zerre kadar katkı vermediler. ikisinden birinin yerine altyapı eğitimini türkiye'de almış bir ortasaha oyuncusu yazabilseydik bir yabancı hakkımız boşa çıkmış olacak ve sol bek yedeği için yer açmış olacaktık, ki dubois gibi bir oyuncu yazsaydık aynı anda sağ beki de yedekleyebilecektik.

    maç oynanıp bittikten sonra bunları konuşmanın pek bir anlamı yok ama allianz arena gibi bir statta ucu ucuna mağlup olunca insan ister istemez bunları düşünüyor. sezonun ikinci yarısında hem sağ beki hem sol beki hakkıyla yedekleyecek bir transfer yapmamız şart.
  • 803
    farkında mısınız şu maçın ardından medyada oluşan kepaze sessizliğin? evet, hepimiz biliyoruz ki burada 2-1 kayebeden fenerbahçe olsa, nasıl destan yazdığı, nasıl efsanevi bir zaferi tek golle kaçırdığı falan konuşulacaktı her kanalda. bizim maçın ardından kerem konuşuluyor, zaha konuşuluyor, değişiklikler falan...

    tuchel ve harry kane başta olmak üzere bir dünya devi ekibin karşısında büyük bir saygınlık kazandık. puan olmasa da saygınlık kazandık. ama avrupada böyle, türkiye'de böyle değil. çok şey yazmak istiyorum da sinirlerim fırlıyor.
  • 804
    yine oyun kimliğimizden ve anlayışımızdan ödün vermeden, içeride nasıl oynadıysak deplasmanda da öyle oynadığımız, sahada varlığımızı rakibe hissettirdiğimiz ve oyunumuzu kabul ettirdiğimiz bir 90 dakika oldu. maç öncesi belki milyonlarca taraftar "3-4 tane yeriz abi yeaa" derken maçın belli bir bölümünde gerçekten de kazanabileceğimize inandık. hem okan hoca hem takım, bizi ve milyonları buna inandırabildi. şu bile bence, büyük bir kazanım.

    oynadığımız 2 bayern maçından** daha farklı mağlubiyetler ve heves kırıcı, özgüven kırıcı skorlarla ayrılabilirdik ve bana göre bayern maçlarının en büyük tehlikesi de buydu. lakin biz tam tersi, bu maçlardan özgüven kazanarak, kendimize inanarak ayrılmayı başardık, 0 puan almış olsak bile.

    çünkü belki 180 dakika savunma yapsak da bu maçları 0 puanla bitirecektik fakat biz oynayarak, rakibi boğarak, kendi oyunumuzu rakibe kabul ettirerek bu maçları geçirdik ve sonucunda da hem rakibin saygısını kazandık, hem övgüler aldık, hem gurur duyduk hem de takımın bayern'e karşı neler yapabileceklerini görmüş olmalarından ötürü özgüveni yükseldi.

    o yüzden gururluyum.
    elbette torreira'nın golünde ofsayt olmasa ve 1-0 öne geçsek veya harry kane'nin golünde 218 kere izlenen var'dan ofsayt kararı çıksa ve son dakikalara 0-0 girsek neler olurdu görmek ve yaşamak isterdim lakin bayern'e karşı gücümüz ve nefesimiz buraya kadarmış.

    ben inanıyorum ki takım bu gruptan alnı ak, başı dik bir şekilde çıkacak.
    ne manu ne de kopenhag, bizi durdurabilecek takımlar olduğunu düşünmüyorum.
  • 808
    hala içime sinmeyen maç.

    bu seviyede, avrupa'nın bir çok ülkesinde izlenen bir maçı hakem rezaleti ile maç kaybetmemiz bir türlü içime sinmiyor.
    bu maçta açık bir şekilde var sistemi manipüle edilmiştir. bayern'i perişan ettiğimiz maçta ofsayt bir golle yenik sayıldık.

    uefa nezdinde herhangi bir girişimde bulunmamış olmamamız da canımı sıkıyor.
  • 809
    herkes içerdeki oynanan maç için üzülür ama benim aşamadığım maç bu.

    https://twitter.com/...-JBmf995_33SVFBSCnUQ

    ofsayt olma ihtimali olan hiçbir gole direkt sevinmem, kritik pozisyonlarda hep bi önce yan hakemi kontrol ederim, günümüzde ise var’dan dönecekse de dönsün saha içinde verildiyse gol ilk bi sevinirim gerisini sonra düşünürüz.

    şu ana kadar hayatımda direkt taklaya geldiğim tek gol torreira’nın bu golü oldu. golden sonra evde deliler gibi odalardan odalara, duvarları kapıları yumruklayarak kadar sevinirken, televizyonun başına döndüğümdeki hayal kırıklığını hala çok net hatırlıyorum. son 30dk maçtan gram da zevk alamadım.

    yenilirdik yenerdik muhabbetleri bir kenarda dursun, beni derinden bu kadar üzen bir iptal olmadı. (drogba-real golü dahil çünkü onu stadyumdayken direkt görüyorsun zaten vs.)
App Store'dan indirin Google Play'den alın