• 801
    geçtiğimiz zorlu fikstür periyodunda hanemize +3 yazdığımız, sonucunda da hem ligdeki hem de kadıköy'deki galibiyet serimizi sürdürdüğümüz maç oldu. öncelikle hoca'ya ve takıma bunun için teşekkürler. yükselen formumuz var ve bunun rakip veya iç/dış fark etmeksizin sürmesi sevindirici.

    golü isteyen, daha olgun oynayan, ne yaptığının ve ne oynadığının farkında olan taraf bizdik. bunun karşılığını da mostafa mohamed'in top class forvet golü ile elde ettik. öncesinde uyguladığımız presle rakibi yarı sahasından çıkarmayıp topu kapmamızı, mostafa öyle kusursuz bitirdi ki topu kontrol edişi, çekişi ve öldürücü vuruşu ile top class forvet golü attı.

    takımı eleştirebileceğim tek nokta 1-0 öne geçtikten sonraki bölümde fenerbahçe'ye çok fazla duran top şansı vermiş olmamız. hocamız ve teknik ekip takımı bu konuda daha fazla uyarmalı. her ikili mücadelede faul yapmaktan kaçınmalıyız ki zaten ortada en ufak temasta kendini yere atmaya hazır bir rakip ve düdük çalmaya yer arayan bir hakem var. bunun cezasını az kalsın çekiyorduk ki pozisyonun net şekilde ofsayt olması bizi kurtardı. fakat fenerbahçe'nin set hücumunda bir şey yapamadığı dakikalarda, üstelik mesut gibi duran topları etkili kullanan bir oyuncusu sahadayken buna daha fazla dikkat etmeliydik.

    muslera, saracchi, marcao, taylan, arda ve mostafa mohamed takımın en iyileriydi diyebilirim. hoca'ya da takımı müthiş hazırladığı için özel bir tebrik ve teşekkür etmeliyiz muhakkak.
  • 804
    seyircisiz maça, seyirci alınması nedeniyle hükmen 3-0 galibiyet için tff'ye başvurulması gerekiyor. umarım bu olayın üzerine gidilir ve ali koç denilen kural tanımaz adamı, sahada cezalandırdığımız gibi masada da cezalandırırız. oğulcan olayındaki tavırları sonrası diğer yakanın takımının açığını bulduk, bu olayın ivedilikle üzerine gitmeliyiz.

    galatasaray'ın 2020-2021 sezonunda istanbul'da deplasman takımı olarak kazandığı ilk maçtır.
  • 807
    tıpkı 17 ocak 2021 beşiktaş galatasaray maçı gibi rakibe göre hazırlık yaptığımız ve o mücadelenin aksine istediğimiz sonuçla sahadan ayrıldığımız maç. beşiktaş maçını hatırlarsak, diagne kırmızı kart görene kadar aynı oyunu oynuyorduk ancak 10 kişi kaldıktan sonra topu rakibe bırakmak zorunda kaldık. eğer orada eksik kalmasak yine galibiyetle ayrılabilirdik çünkü dirençli ve kontrollü bir futbol oynuyorduk. bu maçta da son derece kontrollü ve ne yaptığını bilen bir takım görüntüsündeydik. muslera yine önemli pozisyonlarda rakibe gol izni vermedi. linnes ve saracchi geldiklerinden beri en iyi toplarını oynadılar. donk ve marcao hatasız oynadı. taylan, gerek orta alan mücadelesi gerek savunmadan top çıkarma anlamında top class bir performans gösterdi. arda ve belhanda oyunu müthiş tuttu. onyekuru ve emre kılınç çabuk düşünmeleri ve çabuk oynamaları ile birçok pozisyonda rakibin dengesini bozdu. mohammed mustafa ise rakip stoperleri tam anlamıyla bezdirdi. değişikliklerden sonra da gerek yerleşik oyunda gerek hızlı hücumlarda tehlike yarattık ancak farkı arttıramadık.
    son haftalarda özgüveni çok yüksek bir takım izliyoruz sahada. ne yaptığını bilen ve sağlam duran oyuncularla sahada olmak, ekran başında izlerken bana müthiş keyif veriyor. bu oyunumuzu devam ettirdiğimiz sürece, hele ki karşımızdaki iki camia da bu kadar kırılgan olduğu sürece şampiyonluğu kolay kolay bırakmayız. üstelik daha bu takıma diri bir falcao gelecek. *
  • 808
    youtube'da maça dair ne kadar işe yarar, yaramaz, galatasaraylı, fbli, bjkli yorumcu varsa hepsinin yorumlarını izledim, izliyorum.

    öyle keyifli bir hafta oluyor galibiyet sayesinde.

    galatasaray puan kaybedince bir tane bile yorum izlemiyorum. diğer maça kadar ölü taklidi yapıyorum.

    hafta içi youtube futbol kanallarında gs yorumu izlemek en büyük hobim oldu.

    en güzeli de bu galibiyet.
  • 809
    2019-2020 sezonunda feneri dışarda 3-1 yendikten sonra pandemi arasına kadar 3 maç oynamıştık. gençleri sahamızda 3-0 yenerken sivas deplasmanından ve yine içerde seyircisiz maçta beşiktaş'la beraberlikle ayrılmıştık. 2 berabere biten maçta da üstündük aslında kazanamamıştık sonuç olarak. bu sefer buna izin vermememiz gerekiyor. önümüzde içerde kasımpaşa, dışarda alanya ve içerde erzurum maçları var. 7 puan falan depil, 9 alıp yolumuza bakmamız şart. aksi takdirde kadıköyden 3 ouan çıkarmanın bir anlamı kalmıyor.

    zaten fikstürümüz çok iyi bence. beşiktaş maçına kadar 14 maçımız var ve göze çarpan 2 deplasmanımız var. biri alanya diğeri hatay. kalan 5 deplasmanın ikisi ankara, biri izmir, biri kayseri biri de antalya. vallahi de billahi de önümüzdeki 14 haftadan ortadaki 42 puanın 39 ya da 40'ını birazcık konsantrasyonla, çokça mücadeleyle hanemize yazdırabiliriz.

    kadıköy galibiyetini artık itici güç olarak kullanmayı öğrenmemiz lazım. fenerin yıllarca düştüğü hataya düşmeyelim.

    evet kazandık, hayvan gibi mutluyuz ama hala kadıköy galibiyeti+şampiyonluk görmeyeli 22 sene oldu. bu sene buna da son vermenin zamanıdır.

    önümüzdeki tek engel tff ve kurulları.
  • 811
    https://twitter.com/.../1358813272191950851

    özellikle pandemi döneminde, küresel bir hastalık varken, sağlık çalışanları adı altında tribünlere soktuğunuz bu kişiler nasıl böyle hareketlerde bulunabilir? bugün bir oyuncumuzun covid-19 testinin pozitif çıktığı açıklandı. bu tükürük yüzünden olmadığını kim iddia edebilir?

    umarım yetkililer gerekeni yapar. bu yaşananlar kabul edilemez. ayrıca kulübümüzün de bu konunun üzerine gitmesi gerekmektedir.

    ayrı bir başlık açmıştım ama silindi, problem değil. sadece bu iğrençliğin daha fazla göz önünde tutulmasını istiyorum.
  • 812
    sonucuyla ağlatan maçtır. pandemi süreci belki de en çok yalnızları vurdu. ben de yalnızım. ailem ve dostlarım uzakta. yaşadığım yerde bana adımla seslenebilecek bir insan bile yok. evden işe işten eve gidip geliyorum. ama sağolsun galatasaray yüzümü güldürmeye devam ediyor, "kazanınca noluyor sanki, kaybedince senden bir şey mi eksiliyor" diyenler pandemiye, yalnızlığa, çaresizliğe isyan eden, bu maç sayesinde kötülüğe meydan okuyup coşan beni görselerdi keşke. kimsenin olmadığı yerde her zaman her zerrede galatasaray var, adeta emniyet sibobu. bugünlere şükürler olsun.
    maça gelince; ilk yarım saat gerçekten güzel oyun ortaya koyduk. önde basan, aldığı topu hızlıca ileri aktaran ancak pozisyona girmekte güçlük yaşayan bir takım vardı. bunda rakibin onyekuru'yu iyi tutup nazım-osayi kanadıyla bizi tedirgin etmesi, topu bize bırakıp sahasında beklemesi ve emre kılınç-belhanda ikilisinin topu ayağında tutamaması etkili oldu. tabii serdar'ın donk'a yaptığı net penaltıyı görmek istemeyen hakemler de öyle. ancak mustafa muhammed'in sırtı dönük topları alıp yanındakine aktarması, hava toplarına çıkması, serdar'ı yıpratması 2. yarı ve ligin devamı için umut veriyordu. rakip son 15 dakika oyunu dengeler gibi oldu ve devre bittiğinde canım sıkkındı. kenarda maçı bizim adımıza çözebilecek adam olmadığını düşünüyordum, ayrıca emre-belhanda ikilisi ile fenerbahçe orta sahası birbirini kilitlediğinden gole dair pek umudum yoktu. ancak 2. yarıda linnes'in ardarda bindirmeleri ile ilk pozisyonumuzu onyekuru ile bulduk. sonrasında emre-belhanda'nın muazzam çabasıyla ve muhammed'in şapkadan tavşan çıkaran golüyle öne geçmek mükemmel oldu. allah var cüneyt çakır da o kadar ikili mücadelenin hiçbirinde oyunu durdurmadı. golden sonra kerem'i oyuna alarak kontraataklarla daha fazla gol bulmamızı ümit ediyordum ama takım korktu mu yoksa nasıl olsa fener bize gol atamaz mı dedi artık günahları boynuna. fazla pozisyon bulamadan bitirdik maçı, rakibe de pozisyon vermedik. herkes maç önü maç sonu rakibin eksiklerini konuştu ama bizim orta sahadaki eksiklerden bahseden kimse olmadı. daha bu takıma feghouli ve gedson fernandes gelecek. oyunumuzu bir tık daha yukarı taşımamız gerektiğini düşünüyorum çünkü takım bazen bariz panikliyor. ilk devredeki bazı maçlarda çok daha iyi oynuyorduk. umarım oğulcan çağlayan da çabuk döner çünkü onun eksikliği sağ kanatta oldukça hissediliyor. bu galibiyet, "şampiyonluk yarışında biz de varız" demek için sadece bir başlangıçtı. rakipler bu sezon tehlikeli. hakemler ve federasyon da öyle. kimseye fırsat vermeden vurup geçmemiz lazım. fikstürümüz kağıt üstünde mükemmel. umarım böyle devam ederiz
  • 813
    macin uzerinden yaklasik 3 gun gecmis, fenerbahce camiasi hala ofsayt cizgisi tartisiyor ve ya bu tartismayi gundemde tutuyor. cunku bu tartisma gundemde ne kadar fazla kalirsa asil tartisilmasi gerekenler unutulacak. yapilan rezillikler, kural tanimamazliklar tek tek unutulacak. zaten kural tanimamazligin moda oldugu bir donemden geciyoruz ki en muhalif gazeteler bile konu fenerbahce oldugunda sus pus oluyor. acin bakin bakalim sozcu gazetesi bugunku yazisinda derbi ile ilgili hangi olaylara yer vermis!

    https://skor.sozcu.com.tr/...var-sistemi-1563025/

    tabii ki ofsayt pozisyonu.

    twitter'da bazi galatasaray hesaplari bu algi operasyonuna ister istemez ortak olmus durumda. bu hesaplar, bu zamana kadar fenerbahce lehine olan "var" hatalarini paylasip, yaratilmaya calisilan "derbide galatasaray lehine hakem hatasi oldugu" algisini bir nevi kabul etmis durumda kaliyorlar.

    derbiden sonra tartisilmasi ve gundemde tutulmasi gereken pozisyon ofsayt cizgisi degil, asagidakilerdir:

    - tribunde neden 2000-3000 arasi seyirci vardi? bu olayin cezai yaptirimi ne olacak?

    - serdar aziz'in donk'a net penaltilik mudahalesine var neden goz yumdu?

    - serdar aziz'e cikmasi gereken 3 sari kart neden cikmadi? (ozan'a da cikmasi gerekiyordu ama arda'nin pozisyonu ile birbirini kompanse etti diye dusunuyorum)

    - galatasaray takimi hizli tac atisi kullanacakken neden "yerinden kullanilmadi" bahanesiyle galatasaray'in atagi kesildi? ki sonrasinda tac atisi ayni yerden kullanildi ki zaten top o noktadan disari cikmisti. bu pozisyon alenen cuneyt cakir'in niyetini ortaya koymuyor mu?

    - burasi cok onemli! bildigimiz gibi var merkezi riva'da. kurallara gore var'in sari kartlik mudahelelere karismamasi lazim fakat saracchi'ye gosterilen sari kart bariz bir sekilde riva'dan gelen talimatla gosterilmis gibi. bu konu beinsport'ta adini hatirlayamadigim bir yorumcu tarafindan dile getirildi fakat gultekin onay hemen konuyu degistirdi. "var" sari kartlik mudahalelere karisiyor mu?

    derbi haricinde dile getirilmesi gereken cok konu oldugu bir gercek fakat simdilik derbi ozelinde bu sorularin cevabini alsak kafi. alabilir miyiz? tabii ki hayir? mustafa cengiz yonetimi bu isin pesini birakir mi? :)
  • 814
    şaka gibi ama tescilli bir ofsayt pozisyonu üzerinden net penaltımızın verilmediği maçta aleyhimize gündem yaratılmaya çalışıldı.

    benim anlamadığım ise, ozan’ın pozisyonu zaten ofsayt o belli de. yahu ozan kafayı vurduktan sonra aktif alanda olup topa hareketlenen muslera’nın dikkatini dağıtan serdar aziz çok daha açık ara ofsayt, niye kimse bundan hiç bahsetmedi anlamıyorum.
  • 818
    üzerinden 4 gün geçmesine rağmen yangını bitmeyen maç. fenerbahçe'nin iptal edilen golü ile alakalı yaptığı tüm algı oyunları neticesinde objektif bir kimliğe bürünerek pozisyonu baştan sona 10 kere izledim. ama bu pozisyon nereden tutarsan tut, ofsayt be kardeşim. %100 ofsayt diyemezsin belki ama bu pozisyon ofsayt. kendi takımıma da olsa ofsayt, x takıma da olsa ofsayt. ozan tufan'ın kafasının önde olduğu net bir şekilde ortada. dünyada böyle düşünebilen bir tane bile fenerbahçeli olmaması da algı oyunlarına nasıl kapıldıklarının göstergesi. başka da sözüm yok.
  • 819
    bizde bir laf vardir. öpülmü$ mötün davasi olmaz diye. yok efendim cumhuriyet ba$savciligi, yok farkli açilardan çekilen ofsayt pozisyonu ile görüntüler. bunlari geçeceksin.

    2 net penalti ve 2 kirmizi kart pozisyonu var fenerbahçe alehine. ayriyeten ofsayt da bal gibi ofsayt. fenerbahçe camiasi da biliyor ofsayt oldugunu ancak o kadar transfere ragmen kendi evlerinde galatsaray'a yenilmeyi hazmedemiyorlar.

    dü$ünsene, irfan can'i, özil'i almi$sin, $imdi ananizi laciverde boyayacagim diyorsun, tak mustafa muhammed sapliyor oku.

    büyük hayal kirikligi.

    psikolojilerini anliyorum ancak verdikleri tepki haksiz. $apkalarini önlerine alip, dü$ünseler daha iyi olur. sürekli ayni yanli$i yapiyorlar.
  • 821
    ahir ömrümde en rahat izlediğim fenerbahçe maçı. şampiyon olarak gittiğimiz 12 mayıs 2013 fenerbahçe galatasaray maçında bile "seriyi bitirelim bari" gerilimi vardı. 15-22 ocak arası rahatsızlığım sebebiyle evde yattım. 28 ocak günü covid-19 sebebiyle yeni bir kapanma durumu oldu. tüm bu evde kalma sürecinin arasında olmanın etkisi midir bilinmez çok da farkında değildim maç gününe kadar. bayık ve golsüz bir doksan dakikadan fazla da beklentim yoktu, bu sakinlik dinginlik de muhtemelen bir aya yakındır evde olmadan kaynaklıydı. planımız da babamla maç saati masayı kurup sessiz sakin maçı götürmekti. maça yarım saat kala mı ne, muhtemelen facebook'taki paylaşımları görüp "yok mu ya bir forma atkı bir şey" dedi babam. ki hayatı benim taraftar hallerimle dalga geçerek gitmiştir. dolaptan formasını atkısını seçti, masayı kurduk ve başladık. 20. dakika gibi falan gayet kıvama gelmiştik.

    topu rakibine bırakıp kaparsa hızlı hücumla bir şeyler kovalayan, set hücumu da caner'in orta yapmasından ibaret bir takım fenerbahçe. bizim bıkkınlık veren pas futbolunun devam edeceği üzerine plan yapmıştı erol bulut, elindeki kalan bir iki oyuncuyu da bu korkuyla sahaya süremedi. hocanın topu rakibe verip sağ tarafa da onyekuru'yu atması hatta zaman zaman arda'nın o tarafa geçmesi zaten maçı santrada bitirmişti.

    gerisini böyle yarı uyur yarı uyanık izledim. ayılınca da teyit ettiğim şekilde net bir santrafor golüyle 1-0 kazandık. yarım saat bir saat goygoy yaptık, var denen şeyin ne işe yaradığını anlayıp hile hurdayla kaybettirilen derbilerin ezikliğiyle geçen yıllara sövdük, hoşlanılan birine derbi bahanesiyle mesaj atıp cevabı aldık, sonra recep ivedik gibi "mide özsütüm yukarı doğru çıkıyor" noktasında sızdık kaldık...

    gerisi tipik fenerbahçe sızlanmaları...
  • 822
    bu maçtan sonra fenerbahçe'nin yaptığı algılar yalnızca kendi taraftarının büyük bir bölümünü konsolide etmeye yaradı.

    tarafsız bütün spor severler "yeter artık amma ağladınız" modunda.

    seyirci şikesi yaptılar, küfürler ettiler, saygısızlık yaptılar ve bunların hepsinin tff'nin bilgisi dahilinde yaptılar.

    maçta da cüneyt çakır 2 penaltimizi vermesine, fener'i eksik bırakmadı.

    herkes her şeyi gördü.

    fenerbahçe tarafına tamamen antipati puanı yazmaya devam ediyor.

    o agresiflik, çirkeflik yeniden gün yüzüne çıktı.

    türk halkı bu yüzden fenerbahçe'yi sevmiyor.
  • 823
    sıradan bir lig maçı. fenerbahçe maçları(özellikle deplasman olanları) fazla abartılıyor. bu maçlardan galip geldiğimiz son 2 sezonda da sonraki maçlarda sıkıntılar yaşadık. galibiyetin takımda rehavete sebep olduğunu düşünüyorum. eğer bu maçlar rehavete sebep olacaksa beraberlik galatasaray'a daha çok yarayacaktır. alt üstü b*ktan bir lig maçı çünkü.
    10 şubat 2021 galatasaray alanyaspor maçının ilk yarısı itibarıyla 2-0 geriye düştük ve bu bir kupa çeyrek final maçı. bu maçtan katbekat önemli bir karşılaşma. bir sonraki lig karşılaşmasında da puan kaybedeceksek, bu maçtan aldığımız 3 puanın pek bir önemi kalmıyor.
  • 824
    futbolun istanbul'da yavaş yavaş yayılmaya başladığı yıllardı 1900lerin başları. james la fontaine maçları daha heyecanlı kılmak için ingilizler gibi kurallı, formalı, hakemli bir lig kurmak için çalışmalara başlar ve sene sonunda galiplere vermek için ülkesinden bir şilt sipariş eder. her yıl şampiyon olan takım şilte adını yazdıracak ve bir yıl süre ile şiltin sahibi olacak, ertesi sene de yeni şampiyona teslim edilecek söz konusu ödül ve 10 yılın sonunda en fazla şampiyon olan takım şiltin ebedi sahibi olacaktır.
    lig başlar, ilk sene cadi-keuy şampiyon olur, sonraki sene yine cadi-keuy, 1907-1908 senesinde moda, ertesi yıl galatasaray, peşinden yine galatasaray, bir sonraki sene tekrar galatasaray, 1911-12de fenerbahçe, 1912-13'te fenerbahçe lider iken balkan savaşı başlar ve lig yarıda kalır, 1913-14te fenerbahçe kazanır.

    1914-15 sezonu başlamadan evvel elinde şilti bulunduran fenerbahçe lige katılmayacağını beyan eder. diğer takımların ısrarları da onları bu inadından vazgeçiremez ve fenerbahçe olmadan lig başlar. lig başlar başlamasına da, fenerbahçe altınordu'dan yaptığı transferler sonrası devam eden lige dahil olmak ister, tabii ki bu teklifi değer görmez ve james la fontaine'in ligi devam eder, galatasaray şampiyon olur.

    fenerbahçe şilti teslim etmemek için türk idman ocağı, darüşşafaka, hilal gibi nispetten amatör takımlardan oluşturduğu bir ligde şampiyon olur ve kendisinin 1914-15'in şampiyonu olduğunu iddia ederek, şilti galatasaray'a teslim etmez.

    2021 yılının ilk aylarında oynanmış bir derbinin yazısına neden mi 100 seneden fazla geçmişte kalmış bir olayı bahsederek başladım? cevabı kolay: galatasaray'ın nasıl bir rakip ile mücadele ettiğini en baştan göstermek istedim...

    yıllar geçse de rakibin yaptıkları değişmiyordu, hasan şaş'ın kafasına atılan yumurtalardan, gerets'in başının yarılmasından, galatasaray tribününe konulan tezeklerden sonra bu sene de bir ilk yaşandı: seyircisiz maça seyirci alındı...

    sağlık çalışanlarını maça alıyoruz diyerek "1907" şifresini söyleyen iki bin-üç bin arasındaki taraftar localarda yerini alıp, başta fatih terim ve kaptan arda'ya küfür edip, onları tahrik etmeye çalıştı da, hoca ve oyuncuları tecrübeliydi, maça odaklıydı, cevap vermediler yapılan tahriklere ki zaten cevap verseler kendilerine ceza yazmak için bekleyenler de yok değildi. maçtan sonra soyunma odasında arda turan'ın yapmış olduğu bir tezahürat nedeniyle pfdk'ya sevk edildiğini görünce, tahminimizin ne kadar da doğru olduğu ortaya çıktı aslında...

    geçen sene "gerçek seyircili" derbide oyuncularını rahatlatmak için fatih terim maç öncesi ekstra idmanlar yapmamış, kulüp sosyal medyası tansiyonu yükseltecek paylaşım yapmamış ve hoca da idmana çıkar gibi altta eşofman, üstte spor mont ile takımını yönetmişti saha kenarında. bu sene de hoca mont ve rahat kıyafetlerle arz-ı endam etmişti. senaryosu belliydi, kafası rahattı...

    oyun da kağıt üstünde düşünüldüğü gibi başladı, galatasaray topa sahipti, topu koşturan takımdı. fenerbahçe ise kendilerini kandırdıkları bir "topu rakibine vermek" sistemi içinde savunma yapmakla meşguldü. deplasman ekibinin ilk atağı ilk dakika içinde korner olurken, fenerbahçe 3 dakika sonra muslera'nın maçtaki tek hatasıyla samatta ile pozisyon buldu ama değerlendiremedi. sonrası yine galatasaray'ın atakları vardı, emre kılınç vurdu top auta çıktı, belhanda'nın pasında ceza sahasına giren linnes'in ortasını son anda nazım sangare kornere yolluyordu. galatasaray gol için bastırırken, diğer haftalardan farklı olarak maçın başlamasına 24 saat gibi bir kısa bir zaman kala neden hakemin açıklandığının da cevabı veriliyordu aslında. geçen sene mükemmel bir maç yöneten, iki takım lehine de penaltı düdüğü çalan, hiç bir baskıdan etkilenmeyen halil umut meler yine derbiyi yönetecek hakemler arasında gösterilirken, mhk cüneyt çakır'ı görevlendirmişti. ona yardımcı olması için de var'a ali palabıyık atanmıştı. iki hakemin de galatasaray-fenerbahçe maçlarındaki yönetimleri bu blog sayfalarında mevcut, uzun uzun yazmayacağız. maça dönersek de galatasaray'ın kullandığı bir korner atışında serdar aziz'in donk'a dirsek atmasını görmeyen de, serdar aziz'in emre kılınç'ı biçmesini değerlendirmeyen de, valencia'nın linnes'i itmesine devam diyen de, caner'in mostafa'ya kırmızı kartlık dirseğine sarı kart çıkaran da aynı hakemlerdi... böyle bir yönetimin 9 dakika uzatma göstermesi kimseyi şaşırtmazken, donk'un cisse'ye temasına penaltı çalmaması şahsen beni şaşırttı, açıklayamayacaklarından çekinmiş olsalar gerek... ozan'ın ofsayt olan golüne hiç değinmiyorum, var çizgileri teknoloji ile çiziliyor, onlara itimat etmek durumundayız...

    oyun içine dönersek, nadir gelişen fenerbahçe ataklarında sosa'nın şutunu panter çevikliği ile kornere çelen muslera, köşe atışında da samatta'nın kafasını yine aynı çeviklikle kurtarıyordu. yeni transfer onyekuru'yu sol kanatta beklerken, fatih terim "cinlik" yapıp, oyuncusunu caner'in önüne atarak fenerbahçe'nin bu sezon tek organizasyonu olan "caner'in ortalarıyla gol bulma"şansını da bitirmişti. ters kanatta da arda mücadele ediyordu, takımın ataklarında liderlik ediyor, karakter koyuyordu sahaya...
    derbinin ilk 45 dakikasında aradığı golü bulamayan galatasaray, ikinci yarıya da sistemini bozmadan devam etti ve aradığı pozisyonları da buldu. önce belhanda'nın altı pas önünde bulunan linnes'e pasında, norveçli topukla onyekuru'ya aktardı meşin yuvarlağı da onun vuruşunu altay çıkardı. iki dakika sonra da fenerbahçe ceza sahası önünde oluşan karambolde belhanda yatarak topu kapıp, emre kılınç'a aktardı, onun pasında mostafa mohammed önce serdar aziz'i geçti, sonra da plase vuruşunda takımını öne geçiriyordu...

    galatasaray aradığı golü bulduktan sonra da ataklarına devam ederken, önce linnes'in, 10 dakika sonra da taylan'ın ortalarında mostafa'nın kafa vuruşları az farkla auta giderken, fenerbahçe'nin ozan'la denediği uzaktan şut muslera'nın "plonjonu" ile kornerle sonuçlanıyordu. ev sahibi beraberliği yakalamak için cisse, mesut,osayi-samuel gibi gol ayaklarını oyuna dahil ederken, fatih terim de sakatlanıp değişiklik isteyen linnes ve sarrachi'nin yerine yedlin ve emre taşdemir'i alırken, babel ve kerem'i de son 10 dakikada oyuna dahil etti, yorulan arda ve onyekuru yerine. ve son maçlarda oyuna sonradan giren topçuların gol atma alışkanlığı derbide de devam edecekti de babel, maçın ipini çekecek pozisyonda topu kerem'e aktarmak yerine şut çekmeyi denedi maalesef...

    fatih terim hakemlerin maçı oynatmasını ister, uzatmaları da düzgün şekilde hesaplayıp maç sonuna dahil etmesini bekler de nedense "ekstra süreler" galatasaray önde olduğunda uzayıp da uzar, geride olup gol aradığında da 3-5 dakika ile sınırlanıverir. cumartesi gecesi de 1 dakika kadar kısa süre alan fenerbahçe'nin ofsayt nedeniyle gecerli olmayan golündeki var kontrolü ve oyuncu değişiklikleri dışında top durmamışken, cüneyt çakır tam tamına 9 dakika uzatma işaret ediverdi. dedik ya, beraberlik hakemlerin işine gelecekti ama galatasaray buna müsaade etmedi ve kadıköy'den iki sene arka arkaya galibiyetle döndü...
    maç sonu tüm takım boş olan deplasman tribüne gidip galatasaray taraftarına saygılarını sunması galibiyetten de değerliydi. zira topçusu, hocası, yöneticisi, taraftarı ile galatasaray kenetlenince hiç bir güç onların karşısında duramazdı...

    maçtan fotoğraflar ve kaynak: http://ultrasmovement.blogspot.com/...e0-1galatasaray.html
  • 825
    maçtan önce o kadar terbiyesizliğe sahada bir cevap verelim de sussunlar dediğim maçtı. ama maç bitti hayat resmen unuttuğun bir şeyler var * efsane kendine gel dedi.

    https://i.internetspor.com/...ry/1321376622-19.jpg
    https://64.media.tumblr.com/...Dr1ujmvy2o1_1280.jpg
    https://galeri12.uludagsozluk.com/...koyduk-mu_748000.png
    https://galeri14.uludagsozluk.com/...l-atmasi_1665590.jpg
App Store'dan indirin Google Play'den alın