819
ahir ömrümde en rahat izlediğim fenerbahçe maçı. şampiyon olarak gittiğimiz 12 mayıs 2013 fenerbahçe galatasaray maçında bile "seriyi bitirelim bari" gerilimi vardı. 15-22 ocak arası rahatsızlığım sebebiyle evde yattım. 28 ocak günü covid-19 sebebiyle yeni bir kapanma durumu oldu. tüm bu evde kalma sürecinin arasında olmanın etkisi midir bilinmez çok da farkında değildim maç gününe kadar. bayık ve golsüz bir doksan dakikadan fazla da beklentim yoktu, bu sakinlik dinginlik de muhtemelen bir aya yakındır evde olmadan kaynaklıydı. planımız da babamla maç saati masayı kurup sessiz sakin maçı götürmekti. maça yarım saat kala mı ne, muhtemelen facebook'taki paylaşımları görüp "yok mu ya bir forma atkı bir şey" dedi babam. ki hayatı benim taraftar hallerimle dalga geçerek gitmiştir. dolaptan formasını atkısını seçti, masayı kurduk ve başladık. 20. dakika gibi falan gayet kıvama gelmiştik.
topu rakibine bırakıp kaparsa hızlı hücumla bir şeyler kovalayan, set hücumu da caner'in orta yapmasından ibaret bir takım fenerbahçe. bizim bıkkınlık veren pas futbolunun devam edeceği üzerine plan yapmıştı erol bulut, elindeki kalan bir iki oyuncuyu da bu korkuyla sahaya süremedi. hocanın topu rakibe verip sağ tarafa da onyekuru'yu atması hatta zaman zaman arda'nın o tarafa geçmesi zaten maçı santrada bitirmişti.
gerisini böyle yarı uyur yarı uyanık izledim. ayılınca da teyit ettiğim şekilde net bir santrafor golüyle 1-0 kazandık. yarım saat bir saat goygoy yaptık, var denen şeyin ne işe yaradığını anlayıp hile hurdayla kaybettirilen derbilerin ezikliğiyle geçen yıllara sövdük, hoşlanılan birine derbi bahanesiyle mesaj atıp cevabı aldık, sonra recep ivedik gibi "mide özsütüm yukarı doğru çıkıyor" noktasında sızdık kaldık...
gerisi tipik fenerbahçe sızlanmaları...
topu rakibine bırakıp kaparsa hızlı hücumla bir şeyler kovalayan, set hücumu da caner'in orta yapmasından ibaret bir takım fenerbahçe. bizim bıkkınlık veren pas futbolunun devam edeceği üzerine plan yapmıştı erol bulut, elindeki kalan bir iki oyuncuyu da bu korkuyla sahaya süremedi. hocanın topu rakibe verip sağ tarafa da onyekuru'yu atması hatta zaman zaman arda'nın o tarafa geçmesi zaten maçı santrada bitirmişti.
gerisini böyle yarı uyur yarı uyanık izledim. ayılınca da teyit ettiğim şekilde net bir santrafor golüyle 1-0 kazandık. yarım saat bir saat goygoy yaptık, var denen şeyin ne işe yaradığını anlayıp hile hurdayla kaybettirilen derbilerin ezikliğiyle geçen yıllara sövdük, hoşlanılan birine derbi bahanesiyle mesaj atıp cevabı aldık, sonra recep ivedik gibi "mide özsütüm yukarı doğru çıkıyor" noktasında sızdık kaldık...
gerisi tipik fenerbahçe sızlanmaları...