• 102
    galatasaray'ın bu oyun sistemiyle sabaha kadar oynasa yine de gol atamayacağı maç. maçın basından beri yapılması gereken hareketi futbolcularımız ( emre çolak'ın pozisyonunu hatırlayın) 90. dakikada hatırlayınca maç kayserispor'un istediği sekilde gitti. kırmızı karttan sonra kayserispor kalesinde 2 kez tehlike yaratabiliyorsan bu iste bu sorun var demektir. ayrıca lucas neill ve emre güngör dısındaki bütün futbolcularımız bu maçın olmayan stresini kaldıramamıstır. açık biçimde olan konsantrasyon eksikliğine rijkaard bir çözüm bulamamıstır. aklı bes karıs havada olan futbolcularımız eğer böyle oynamaya devam ederlerse galatasaray ligin ikinci yarıda en az gol atacak takımı olur. yani bir nevi bülent korkmaz dönemine dönüs yasanır. bir an önce toparlanması gerekiyor takımın.
  • 104
    hakettiğimiz ama kazanamadığımız maç. ancak 3 dakikadan fazla süren oyuncu değişiklikleri, en az 1 buçuk dakika kırmızı kartı yiyen oyuncunun çıkması, kalecinin 2 dk lık sakatlığı ve 3 dakika uzatma. geçen hafta antep maçında öndeydik diye olmayan 4 dakikayı verenler( en fazla 2 dakika verilebilirdi) bu hafta 3 dakika verdi. takımımıza gelince forvet olmayınca şut atamıyoruz ancak 4-5 tane net pozisyon kaçırdık. neill'in şutunu kayserililer çıkarmasa, elano bomboş kaleye vurabilse, emre çolak kaleciyle karşı karşıya kaldığında aşırabilse vs vs bu maçı alıyorduk, kısmet değilmiş. bu arada santos topçu değilmiş bu maç onu anladım. çalım atsa atamaz, fizik olarak çok güçsüz, pas zar zor verir. inşallah beni haklı çıkarmaz.
  • 105
    maçın başından, ikinci yarının sonuna kadar 10 kişi oynadık neredeyse. gösterilen kırmızı kart da oldukça doğrudur. neill ile emre güngör'ün daha iyi olduğu görülmektedir. giovani kendisine gelen her topu ya yanındaki adama, ya önündeki adama vermiştir. taca çıkan topu futbolcuya gönderen top toplayıcı misali. uyum sorunu olduğunu düşünmek istiyorum, öyle olsun lütfen. hem neredeyse forvetsiz oynuyorsun, hem de bir kişi eksik. bir de zemini bozuk saha.. ilk yarı ikinci yarıdan da kötü bir futbol izledik zaten. biraz hırs, biraz ruh, biraz da forvet.
  • 106
    kayserispor'un 10 kişi kalmış olsa bile lucas neill'i yenemediği maç . teknik direktör'ümüz frank rijkaard çok mantıklı bir dizilimle başladı . 0 1 0 0 sistemi tam galatasaray'a uygundu bugün . sahada 10 kişilik çalışan lucas neill'in kalecilik yapmasına gerek kalmadan bitti maç . galatasaray pozisyon vermeden maçı tamamladı .

    fakat galatasaray gol de bulamadığı için 2 taraf 1 puana razı oldu . ee ne yapsın lucas neill 10 kişi karşısında tek başına oynamak kolaymı . hücumda da elinden geleni yaptı . kendi açtığı korner ortasına kendisi gelişine vurdu fakat savunmaya çarptı .
  • 108
    iki taş gibi takımın maçı oldu bu akşam süper ligde. sürekli bir heyecan vardı. kayserispor bugüne kadar topladığı puanları inkar etmedi, ancak galatasaray gibi bir takıma karşı elbette önce savunma yapıp, kontrataklarla pozisyon bulmaya çalışacaklardı. bu oyunları için kayserisporu ayıplayamam. ayrıca bu oyunun gereği de topa sert oynamaktır, başarılı olduklarını da söyleyebilirim. bariz tekme sebebiyle de ikinci sarı karttan oyuncu da atıldı zaten. bence bunu da öngörmüşlerdi, zira 10 kişi kaldıktan sonra bile aynı oyun sürdü.

    şahane bir galatasaray izledim ayrıca. vay bize tekme atıyorlar, bizi korumaları lazım gibi ağlamayacak karakterde futbolcuları olan bir takım galatasaray. en çok buna sevindim. yemişim giden puanları. taş gibi galatasaray taş. kız gibi oynayan, kaçak dövüşen, üç kağıt yapan 1 tane topçusu yoktu. tekmeyse tekme, dirsekse dirsek, kalçaysa kalça.

    gol için her şeyi denedi galatasaray. kanatlardan orta, göbekten ikiye bir, uzaktan şut* hepsini denedi takım. ve rakibe de pozisyon vermedi hiç. lucas neill ile emre güngör'e hayran kaldım. ayıptır söylemesi çam yarması makukula'nın fiziğinden de, cangele'nin hızından da etkilenmediler. caner ve uğur'da savunma yönünde neredeyse kusursuz oynadılar.

    rakiple ve en önemlisi sahanın zeminiyle de mücadele eden, tüm hatlarıyla konsantre bir galatasaray, bana önümüzdeki maçlar için büyük umut verdi. frank rijkaard bu işi ne kadar iyi bildiğini gösterdi. hocanın görevi takımın gol pozisyonuna girmesini sağlayacak taktiği kurgulamak ve golü atacak oyuncuları seçmektir. bence hoca bunların hepsini yaptı.

    bir de bu takımı bu kadar iştahlı, sert, hızlı yapan kim çok merak ediyorum. eskiden bu işler hep eski kaptanlara mal edilirdi, şimdiki motivatör kim acaba?
  • 111
    sahada üç tane iyi adam vardı: arda, neill ve emre güngör. arda her zaman iyi zaten. ama santrafor oynaması gol getirmesine yetmedi.

    özellikle emre güngör’ü çok beğendim. kendisinden daha uzun olan makukula’ya hiç kafa topu vermedi. ağır kalmadı ve hata yapmadı. bugün servet’in yerine bilinçli bir tercih gibi duruyordu ve hakkını da fazlasıyla verdi. sağlam bir emre güngör’ün bu takıma vereceği çok şey var.

    neill devre arası yaptığımız en iyi transfer olduğunu çok net gösterdi. top oyuna nasıl sokulur, nasıl paslaşılır, risksiz alana nasıl gönderilirin dersini verdi. tekniğinin ve oyun zekasının da bizdeki bütün defansif orta sahalardan iyi olduğunu da görmüş olduk.

    kötülere gelince,

    evet erken, hala da umudum var ama uzun bir süre bize yüksek performansı sağlayamayacağı belli olan bir futbolcuyu, giovani dos santos, sanki kewell’ın ikizini almışız gibi bilmem kaç bin kişinin havaalanında karşılanmasını garipsemiştim. bugün de tekrar görmüş olduk. bu adam çok kısa barcelonaserüveni hariç bir şeyleri ispatlamış değil. inşallah iyi olur ama iki ay kadar yüksek performans beklemek hayalcilik olur. sol beki kotaracak bir adam oraya konsa da caner’i ileri alabilsek keşke tekrar. caner o kadar sinirlendi ki herhalde maçın son bölümünde gio’ya önünde oynamasına rağmen hiç pas vermedi neredeyse.

    mehmet topal kardeşimiz topla hızlı düşünmeyi ve pası nereye atması gerektiğini öğrense iyi olur, yoksa böyle giderse yedek kulübesinin müdavimi olur.

    uğur uçar’ı çok seviyoruz, kendisine gelmesini bekliyoruz. sabri sarıoğlu’nun sadece boş koşan bir adam olmadığını bazıları görmüştür artık.

    yine de iyimserim ben. gio oynamazsa ve keita kafa olarak türkiye’ye dönebilirse takım iyi top yapabilir.
  • 117
    sezonun ikinci yarısının başından beri yaptığımız diğer maçlara oranla çok daha kolay tempo yaptığımız, özellikle ikinici yarıda topu daha fazla rakip yarı sahada tutabildiğimiz, rakibi ciddi ciddi baskı altına aldığımız maç. bence bunların iki nedeni var. birincisi keita'nın geri dönmesi. böylece topu daha fazla ayağımızda tutabiliyoruz. ikincisi ise servet'in oyunda olmayışı. servet'in yokluğu sayesinde oyun bizim yarı sahada, ceza sahasının biraz önünde, defans oyuncularımızın birbiriyle paslaşmasına değil daha etkili bir oyuna döndü. yüzde yüz denilebilecek 4 pozisyondan 2'sini gol yapsak çok güzel olurdu. ama onu da forvetsizliğimize verelim ve canları sağolsun diyelim.
  • 121
    kayserispor un hakkinin yendigi mactir. yüzde yüzlük net penaltilari verilmemistir. ne kadar eksik olursa olsun galatasaray in bu kadar kötü oynamasi aciklanamaz. zemin kötüydü diyip gecemiyoruz da, zemin iki tarafada kötüydü ama nedense ayaga pasi, organize ataklari, ortalari, sutlari hep kayserispordan izledik. elano lu, arda li, keita li, dos santos lu takim nasil iki pas yapamaz anlamak mümkün degil.
  • 124
    ilk yarıdaki oyuna bakınca 1 puana şükrediyorum. ikinci yarıya bakınca kacan 3 puana yanıyorum. böyle bi mactı işte belli macın hakkıydı bu bilinmez ama bizim işimiz çok zor öle bi mantıkla oyunuyoruz ki topu ayagına alan var gücüyle ileri atıyor, sanki macta uzatmaları oynuyomusuz gibi. neill' in bu mactaki performansı mükemmeldi parmak ısırttı. ama takım çok kötüydü rijkaard' a kızıyorlar ama bi düşünürsek rijkaard kesınlıkle takıma ayagınıza gelen her topu şişirin dememiştir demez. bizim açımızdan kendı futbolumuzu kayserispor 10 kişi kalınca oynamaya basladık bunun nedeni bence karşı takımın eksik oluşu değil takıma gelen güvendi su an takımda görünen tek sorunun özgüven oldugunu düşünüyorum. forvet yok forvet yok diye ortalıgı ayaga kaldırmanın bı anlamı forvetın yoksa ekstra bi hücum adamın var eksik değilsin yine 11 kişisin sen yine ilerde presini yap şut çek oyunu iste. neyse sonucta kaybedilen 2 puan var ama kayserispor deplasmanından da alınan bir puan var kimse karamsar olmasın varsın olsun mağlupta olabiliriz ama her zaman takımın arkasında durmalıyız. herkes bu takımın eksiksiz neler yapacağının farkında...
  • 125
    2010 yılındaki şampiyonluğun habercisi olan maçtır kendileri. takımın her mevkisinde bu kadar kilit taşlar yerinden oynamışken kayseri gibi zorlu deplasmandan 1 puan aldığıma üzülürüm, amma velakin bu kadar iyi bir futbol karşısında 1 puanla yetindiğim için üzülürüm. örnek vermek gerekirse; hakan balta'nın performansı malumunuzdu, kendisi zaten form olarak yerlerde gezen bir topçuydu son zamanlarda. fakat hakan oynamayınca, caner geriye çekiliyor; sol öne gio ya da emre çolak geçmek zorunda kalıyor. bu da onların yeterince performans vermesini engelliyor haliyle.

    özellikle ikinci yarıda kayserispor'u kendi yarı sahasına hapsettik. kendi iddialarına göre şampiyonluk isteyen bir takımın oyuncuları, bir sıra üstlerindeki rakipleriyle oynadıkları maçta skor 0-0 iken taçları bile geç kullandılar, varın ne kadar zor duruma düştüklerini siz hesap edin.

    emre'nin oyuna daha önce girmesi gerekirdi bana göre. ama teknik ekip gio'da ısrar etti, vardır bildikleri. emre'yi kenarda gördüğümde, aydın yılmaz'ın meşhur konyaspor maçındaki golü aklıma geldi ve bunu dillendirdim. emre eğer o son dakikadaki pozisyonu kaçırmasaydı, arkadaşlar heykelimi dikerlerdi benim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın