• 32
    maçın kırılma anı hakemin karar değiştirmesiydi. ama kaybetmememizin teknik sebebi çok kötü servis kullandık bugün. iyi servis atamamızın yanında çok basit hatalar da yaptık.
    oyuncularımızın çoğunun performansı diğer maçlara oranla baya düşüktü. ama murathan öne çıktı diyebiliriz.
    galatasaray takımının bu sene böyle başka bir maçı yok.
    bugün baya kötü oynamış olabiliriz ama hala şampiyonluk için şansımızın yüksek olduğunu düşünüyorum, inşallah olacak.
  • 33
    maça çok iyi başlayamadık. servislerin etkili kullanılamaması ve hatta hatalı kullanılması ilk seti geriden takip etmemize neden oldu. setin sonlarına doğru uyandığımızda ise biraz geç olmuştu. setin bitiminde ise bu maçı hala 3-1 alacağımız düşüncesi ve bunun için gereken destek ve inanç da vardı salonda. o ışık görülüyordu.

    fakat..

    maç içinde hakemlerin tek kelimeyle rezalet bir yönetimi vardı. rezalet! ikinci sette geriden gelip tam ivme yakalayacakken ve belki de seti koparacakken, verilen saçma sapan kararlar saç baş yoldurtuyor. bir maç düşünün ki, üzerinden süre geçmesine rağmen fenerbahçe antrenörünün itirazı üzerine galatasaray'ın sayısı siliniyor ve fenerbahçe hanesine yazılıyor. açık ve net bir şekilde içeride olan galatasaray topu dışarıda olarak değerlendiriliyor. http://bit.ly/z3xZW7 ve bunlar maçın kırılma anları oluyor. maç boyunca sınanan seyircinin sabrı tükeniyor. hakem bir akıl almaz karar daha alıyor. oyunu durduruyor ve soyunma odasına gidiyor.

    maçın durduğu anlarda, sakin olmaları konusunda telkin etmek üzere orkun darnel taraftarın yanına geliyor ve hakem kararlarının maç bitimiyle birlikte rapor edileceğini söylüyor. anlayacağınız, galatasaray'a yine müsvedde bir hareket kalıyor.

    arslan ekşi konusuna ise hiç girmek istemiyorum. gün içinde yeterince girdim. kendisi maç boyu hakemle hoş sohbet etse de, sizi kışkırtsa da siz ona her maç sevgi gösterisinde bulunacaksınız. yoksa federasyonda görevli olan babası canınıza okur. siz bilirsiniz.
  • 34
    neresinden bakarsan bak paradoks dolu garip bir maçtır.

    salonda saha içi en ön sıradan maçı takip ediyorduk. evet takım dün sezonun en kötü oyunlarından birini oynadı. kimse performansını istenilen seviyeye getiremedi. rezil servis attık. en güvendiğimiz isimler bile döküldü fakat ikinci set maçı 10-8'den 11-10'a getirmişken değişen hakem kararı işleri rayından çıkardı. tam da fenerbahçe'nin ve baş provokatör arslan ekşi'nin istediği ortam gelişti. bu dakikadan sonra bayan hakemin zaafiyetini de müthiş değerlendirdiler ve maçın canına okudular.

    arslan ekşi ve soner mezgitçi denen iki terbiyesizin dönüp direkt olarak bizlere gözümüzün içine bakarak ettiği küfürleri ilk sırada olmam nedeniyle çok rahat gördüm ve duydum. bu takım bu işi çok iyi yapıyor. basketbol erkeklerde ömer, mirsad, eskiden rasim, semih. kadınlarda angel, nevriye, cappie. voleybol erkeklerde arslan, soner. voleybol kadınlarda eda. futbola hiç girmiyorum bile. bu oyuncuların işi atmosferli maçlarda özellikle deplasmanda ortamı germek ve maçı soğutmak.

    bu noktada son lafım ise taraftara; o salona gelen taraftarın 70%'si voleybolun v'sinden bile anlamıyor ama ulan hayvan ne diye atıyorsun sahaya o çakmağı, o parayı? takımın önde ritm yakalamışken içine sıçıyorsun bütün maçın!

    tribünün çok önemli* kişilikleri, aek maçında gösterdikleri özeni şu maça da gösterseydi de adam gibi bir tribün olsaydı ne olurdu?
App Store'dan indirin Google Play'den alın