• 251
    maçı izleyemedim ama maç sonu yorumlarını dinleyince okuyunca son dönemde izlediğim maçlardan bir farkı olmadığını anladım.

    -ilk 15 dakika iyiydik.
    -skor gelmedi, ayağına iki top gelen forveti oyundan alalım. mümkünse maç sonunda laf sokalım.
    -luyindama sahadaysa mütemadiyen oyuncuya bağıralım. mümkünse maç sonu transfer sorularına galatasaraylılar beni anlar deyip oyuncuyu hedef gösterelim.
    -babel ile başlayıp ardayla değiştirelim.
    -ömer bayramı alalım.

    taraftar kısmına bakıyorum,
    -bu oyuncular yetersiz.
    -hoca efsane bakın 2000 de şöyleydi böyleydi.
    -hocamı eleştirmek için pusuda bekleyenler çıkmış yine.
    -tamam eleştirin ama ileri gitmeyin.

    son dönemlerin genel maç özeti.
  • 252
    iki olgu arasında gidip geliyorum bu maç hakkında yazı yazıp yazmama arasında.

    birisi "söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil".
    diğeri de "nasıl anlatsam, nereden başlasam? bodrum bodrum..."

    daha önce şurada ciddi bir tablo çizmiştim. (bkz: #3211938)

    30 temmuzdan 6 ağustos'a bir şeyin değişmesini bekliyor muydum? ne yalan söyleyeyim beklemiyordum. ha bir tek rakip değişmişti, bize önde kompakt pres yapan psv yerine geride 5'li 6'lı falan bekleyen bu iskoç ekibi gelmişti. onun dışında sahada değişiklik vardı ama, biz o değişiklikleri de değiştirerek eskiye döndük.

    demiş ya fatih terim maç sonunda "galatasaray değişe değişe değişecek" diye.
    https://twitter.com/.../1423394398516170766

    ben bu sözü anlamadım. gerçekten anlamadım. mustafa sarıgül'ün tv ekranında bir şeye bakıp "değişecek değişecek değişim" diyip sehpaya vurduğu tiktok videosu gibi cümle kurmuş sayın hocamız. ona da kabul ya, ne lafları sindirdik biz bunu da elbet (anlamasak bile) bir yerde kafamıza oturturuz.

    peki, ne değişecek?

    sağ bek değişmiş. kabul. sacha boey henüz eksikleri olan bir bek, ama kattığı dinamizm yadsınamaz. patrick van aanholt da aynı şekilde. berkan kutlu'ya hayran kaldım, tam ihtiyacımız olan adam. christian luyindama biraz daha iyi göründü ama rakip kötü olduğu için mi toparlıyor mu kestiremedim.

    "değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" gibi bizde de değişmeyen tek şey ryan babel'di.
    maç önü başlığına yazdığım entry: (bkz: #3215077)

    e nasıl değişecek? takımın oyununu baltalayan, üstelik bunu 1 maç 2 maç değil geldiğinden beridir her maç yapan, her topu ayağına bekleyen, ayağına gelmeyince oyuna katkı vermeyen ryan babel ile mi? madem öyle baştan söyleyeyim, ryan babel ile değişse değişse bir youtube kanalının izlenme oranı değişir, yüksek miktar yatırım yaparsa belki bitcoin değişir, bir clubhouse odasına girerse odadaki katılımcı sayısı değişir. bu kadar. babel'in başka değiştirebileceği hiç bir şey olamazken, elimizde geliştirmemiz, yetiştirmemiz tecrübe katmamız gereken barış alper yılmaz kenarda oturuyorsa orada değişim falan olmaz. bu kadar netim bak.

    psv maçında sahaya atıyoruz çocuğu, elinden geldiğince bir şeyler yapıyor. 45'te çıkarıp babel'i koyuyorsun. bu maçta babel ile başlıyorsun 45'te çıkarıp arda turan'ı alıyorsun. demek ki bu mantıkla bir sonraki maçta arda turan başlayıp 45'te barış alper ile mi değişecek hocam, bir işaret mi vermeye çalışıyorsun ne yapıyorsun?

    hadi onu geçtim. bir allahın kulu bana patrick'in çıkıp ömer'in girmesinin alamet-i farikasını anlatabilir mi? bırakın şimdi patrick antrenman yapmadı vs. safsatasını, vallahi de billahi de ömer'den daha hazırdı. en azından 60'ı çok net görürdü. 10 gün sonra ilk lig maçında da ömer bayram oynayacak o zaman patrick hazır değilse. ya da 10 günde mi hazırlanacak bu adam?

    hadi bunu da geçtim, elinde geçtiğimiz sezon (kanat olmasına rağmen) senin orta saha merkezde kullandığın, daha delici ve hücumcu bir oyuncu olan emre kılınç var, sen neden aytaç ile bu maça çıkıyorsun? taylan zaten ön libero oynuyor, aytaç'ı da koyup savunmayı güvene almak mı? st johnstone'a karşı? adamlar şaşırmıştır. herkes senden hücum beklerken sen hücumda daha aktif olabileceğin adamı oturtup aytaç ile başlıyorsun. nedenini ben kafamda bulamıyorum, tek bulabildiğim aytaç'ın orta saha merkez oyuncusu olması. e herkesi yerinde kullanacağız, emre kılınç neden sağ kanatta başlayıp solda babel yerine kerem ile başlamıyoruz? yoksa o da mı hazır değil? e kim hazır?

    ve benim için en önemli parça: mostafa mohamed ahmed.

    neden her maç 11 başlayıp 45'te değiştiriyoruz bu arkadaşı? kötü mü oynuyor? kötü oynuyorsa neden 11 başlıyoruz? 11 başlayacak kadar fiziği iyi durumda mı? neden o zaman 45'te çıkıyor? ne olacaktı dün akşam diagne yerine mami devam etse? ya da diagne'nin oyuna katkısı oldu mu da? diagne mi daha iyi forvet mami mi? diagne ise mami'yi tutmayalım, mami ise diagne yedeği olacaksa ona göre hareket edelim. hepi topu gol kaçırdı. gol bu ya, kaçacak, olur. galatasaray tarihinin en büyük golcüsü hakan şükür neler kaçırırdı, ne çabuk unuttunuz? bırak adam oynasın, oynasın ki özgüvenini kazansın. adamın üstüne bindirdin stresi, diyorsun ki şimdi "oyna gol at". oldu. nasıl atacak? sürekli aklının bir köşesinde "45'te çıkacağım" varken sen bu adamdan nasıl verim alacaksın? o güveni vermeden nasıl oynatacaksın? her maç 45 dakika oynayacak birisi mi bu adam?

    ve zurnanın son deliği, si bemol dediği yer: fernando muslera.

    abi bu ne özgüven? psv maçı top geldi çalım atacağım diye yedirdin 5 oldu. bu maç top geldi, dizinle top kontrolüne yatıyorsun, eline alamazsın geri pas (ki alsan daha faydalıydı ama oraya hiç girmeyeceğim) ama neyin özgüveni o topa öyle saçma bir şekilde çıkıp dizinle top kontrol etmeye çalışmak? abi vurun taça gitsin ya, nedir bu taç korkusu? aytaç çizginin kenarında taça vursa rakip taçı kullanana kadar baskıya geleceğiz, kullanacaklar ve alacağız topu geri. hadi vurmadı geldi sana, sen vur. vur abi gitsin taça, ne olacak? hadi onu da yapmadın, top adamın önünde kaldı, bırak vursun atsın abi. yemin ediyorum bırak vursun atsın, yaptın o hareketi ne oldu? penaltı. yine yedik. sen kırmızı görmesen de yiyecektik penaltıyı. hayatımızda tek değişiklik senin çıkman, bir de yaptığından dolayı 10 kişi kalmamız ve kaleye berk'in geçmesi oldu, neden abi neden yapıyorsun orada o hareketi? neyin özgüveni ya? yapmasan o hareketi golü yesek yine 1-0 geriye düşeceğiz, sen sahada kalacaksın ve 11 kişi olacağız. bir de 2. maçı var bu işin, o maçta da yoksun şimdi, büyük olasılıkla fatih "çerçeyi tuttur yeter" öztürk oynayacak, daha beter. yani bir hareket her şeyiyle bu kadar anlamsız ve saçma olabilir mi? ve bunu yapan sensin ya, 100 taraftar toplayalım hepsine "takımda en güvendiğiniz oyuncu kim?" diye soralım 95'i seni söyler. eline alsan endirekt serbest vuruş olacak sarı göreceksin, vursan taça gitse böyle bir pozisyon bile olmayacak, bıraksan adam atsa 11 kişi kalma avantajımız halen bizde olacak, sen sahada olacaksın. sıfır mantık ya. her şeyiyle hata ya, komple hata ya.

    değişe değişe değişecekmişiz ya, gelelim şimdi değişmesi gerekenlere:

    bir oyun mantığımız olmak zorunda. öyle tesadüfi pozisyonlar sonrası "yakaladın mı atacaksın 1 pastan kaçırmayacaksın" falan demeyeceksin. o 1 pas dediğimiz yere maç içerisinde 10 kere 20 kere girersen 1 değil 5 de atarsın her rakibe. oraya nasıl daha fazla girmeyi düşüneceksin, 300 pas yapıp sağdan sola soldan sağa bomboş top gezdirip %60 topla oynamak yerine. %20 oyna topla ama oraya gir. girmezsen atamazsın, 1 kere girer kaçırırsın oyuncunu da bitirirsin.

    oyun aklı olsun diye diye sahaya 30+ yürümeye mecali olmayan adamları atmayacaksın. gençlere oyun aklını kazandıracaksın, o tecrübeye sahip olacaklar. bak seni eleyen psv'ye, 20 yaşındaki kanat oyuncusu ile senin içinden geçti adamlar. babel'in kattığı oyun aklından ne olacak sanki, görüyoruz işte 3 senedir. arda o aklı katabilir belki ama artık ayakları gitmiyor, bitmiş. sen gençlere oyun aklı kazandırıp onları kazanacağına halen geçmişin isimlerine takılıp kalıyorsun. babel bu takımdan gönderilmeli, arda bu takımda olmamalı, falcao olmamalı, feghouli olmamalı. dinamizmi olan oyunculara oyun aklını kazandırırsan eğer o oyuncular seni alır götürür şampiyon da yapar. sen yeter ki kazandır bunu.

    bir gol kaçırdı diye adamı silip atmamalıyız. bu adamlar bize lazım, mami bize lazım, kerem bize lazım, ali yavuz bize lazım, yunus akgün bize lazım, barış bize lazım. bu adamlar lazım bize, babel arda feghouli falcao falan lazım değil abi bize. oynayacak, hata yapacak, kaçıracak. 35'indeki falcao kaçıracağına ali yavuz kaçırsın ben razıyım. yeter ki o kaçıracağı yere kadar girsin. bunları yapmayı öğrensin, o tecrübeyi kazansın. nasıl vurunca kaçıracağını bilsin ki nasıl vurması gerektiğini öğrensin. babel psv maçında kerem'in 3 kişiden kurtulup verdiği topta dağa taşa vurdu, ne oldu? aynı topu bırak barış alper vursun, vursun ve öyle gitsin top. gitsin ki "ha ben buradan şut çalışmalıyım ya da buradan başka bir şey yapacak oyunu öğrenmeliyim" desin. babel der mi bunu akıl var mantık var.

    oyuncuları mental olarak en iyi şekilde hazırlamalıyız. gerçek psikologlar katılmalı gerekiyorsa ekibe, oyunculara terapi seansları verilmeli, düşük ya da yüksek özgüven sorunları çözülmeli. mami düşük özgüvenden gol kaçırıyor, nando yüksek özgüvenden gol yediriyorsa bu takımda çözülmesi gereken ciddi psikolojik sorunlar da var demektir, futbol asla sadece futbol değil. insan bu çocuklar da.

    artık yüzeysel problemleri "o çıksın bu girsin" ile çözmemizin bir katkısı olmadığını anlamışızdır herhalde. bu takımda sorunlar var, bu sorunların dibine, kaynağına inip bu sorunları çözmemiz gerekiyor.

    acil servise sol kol uyuşukluğu için giden bir hastaya bunun için bir ilaç verir gönderirseniz o hasta kalp krizinden ölür gider. bizim kalp hastalığını tedavi etmemiz gerekir. biz temel hastalıklarıyla bu takımın hiç uğraşmıyoruz, önümüze gelen semptoma bakıp "a bunu şöyle yaparsak düzelir" diyip gönderiyoruz. ana hastalıklar olduğu gibi duruyor.

    bu takımın komple bir check-up'a ihtiyacı var. öyle eylülde "ocağı bekleyin" şubatta "temmuzu bekleyin" ile olmaz bu iş. tamamen derinlemesine bir check-up yapılacak, tüm her şey öne dökülecek ve acilen tedavilere başlanacak yoksa biz bu hastayı kaybedeceğiz.

    kim yapar bilmem, nasıl yapılır bilmem. ama yapılması gereken budur.
  • 253
    3 haftadır resmi maça çıkan bir takım gibi değil de sezon öncesi form tutmaya çalışan bir takım gibi oynadığımız müsabaka. sezonun ilk antrenmanının üzerinden 8, başkanlık seçimi ve hocanın yeniden göreve başlamasının üzerindense 7 hafta geçti. oysa biz hala 2 hafta kondisyon kampı yapmış da topla çalışmaya yeni geçmiş bir takım görüntüsündeyiz. her ne kadar sezon başı olsa da bunlar, özellikle makasın açılması sebebiyle sezonun hedef maçları arasında. oysa bizim bu süratle iyi kötü hazır hale gelip kendi optimum seviyemize çıkmamız iyimser bir tahminle kasım ayını bulacak gibi. bugünden kasım ayına kadar geçecek sürede neler yaşanacağı, nelerin kaybedilip nelerin kazanılabileceği merak konusu.
  • 254
    ilk yarısından sonra 3 değişiklik gördüğümde şaşırmadığım, ancak aytaç'ın oyunda kalmasına epey şaşırdığım maçtır. hocanın ilk yarıda aytaç'ın taylan ve berkan'ı tamamlamaktan ziyade onların bir nevi alt kalite kopyası gibi oynadığını fark etmemesine anlam veremedim. halbuki orta sahaya emre kılınç'ı koyarak başlasa, mustafa'ya en az 15 dakika daha şans verseydi muhtemelen maç bu noktaya gelmeyecekti. muslera'nın yaptığı hatanın affı olmadığını, kendisinin biraz dinlenmeye ihtiyacı olduğunu kendisi de fark etmiştir diye düşünürken hocanın değişiklikleri de tabuta en son çiviye çakmak oldu.
  • 255
    maca iyi baslamistik. golü bulamayinca tempo düsmeye basladi. kondisyon eksikligi var belli ki.
    sacma bir hata yüzünden gol ve kirmizi kart gördük.

    bu sacma hata olmasaydi yorulmus rakibimize 11 kisiyle 1-2 gol atardik ve de gol yemezdik diye düsünüyorum.

    umarim vasatliktan ziyade sanssizliktan da kurtuluruz.

    daha sezonun baslangici oldugu icin cok da karamsar bakmiyorum olaya. ama tabii ki de düzelmesi lazim cogu seyler.
  • 257
    yine futbol ulemaları sahneye çıkmış ve sezon başında 8 ay sonrayı görmeye başlamış. dakika 3'te momo o golü atsa ne olurdu acaba diye sormak gerek. klasikleşen kondisyonumuz kötü algısı var. madem kötü yarım saat 10 kişi yine top bizdeydi ve git gel yaptık. dün sorun olan kiliti açamamak oldu. takıma girecek oyuncularla inanıyorum ki bu sorunda aşılacaktır. güzel günler bizi bekliyor.
  • 258
    maçı izlerken henüz ilk yarı bitmeden demiştim ki bu maç tamamen malatya maçına benziyor. (bkz: 24 ocak 2021 yeni malatyaspor galatasaray maçı) yazı da burada. (bkz: #3215204)

    malatya maçının içerisine bakarsanız ilk zaman diliminde kaçırılan goller ve daha sonra tam kapanan bir rakibi açamayan galatasaray göreceksiniz.

    tek farkı o maçın zemini berbat idi.

    şimdi dönelim güncel maçımıza. (bkz: 5 ağustos 2021 galatasaray st johnstone maçı)

    ilk 20 dakika iyi oynuyorduk ve pozisyonlar bulduk. mostafa mohamed ahmed güzel vursa ya da kerem aktürkoğlu içeri sokabilse maç farklı olabilir miydi ? olabilirdi. fakat koca galatasaray diyorum bakın koca galatasaray böyle bir maçı ilk 20 dakikaya bağlayamaz.

    ister hazır olmasın ister kötü oynasın fark etmemeli. çünkü rakip belli. neyse olan oldu buraya takılmayalım.

    geçen sezondan beri herkesin malumu olan şey nedir ? kapalı savunmayı açacak şeyler belli.

    1- dar alan becerisi olan futbolcular.
    2- şut
    3- duran toplar - orta

    açamadığımız rakibi inatla pas ile boş alan bırakması için zorluyoruz. bırakmayan bırakmıyor işte. üstelik kontra tehlikesi ile karşı karşıyayız hep.

    şimdi dar alan becerisi olan oyunumuz pek yoksa ve ilk 20 dakika iyi oynayıp sonuç alamadıysak ikinci yarıya ne yapmamız gerekirdi ?

    benim aklıma direkt gelen şey aytaç kara'yı çıkartıp mbaye diagne'yi almak ve çift forvete dönmek. sonra dedim ortadan sonra gelecek tehdit şut. burada akla direkt babel geliyor ki zaten malatya maçını çözen adam da kendisiydi.

    bu mantıkla madem ömer bayram illa alınacak illa o orta yapsın istiyorsak aytaç kara ve patrick van aanholt çıkacak emre taşdemir ve ömer bayram girecek.

    emre hazır mı değil ? o zaman kadroda olması da mantıksız.

    takımda kampa ilk gelenlerden ve hazır olabileceklerden birisi babel iken şut tehditi en yüksek oyuncu babel iken çıkması şahsimce yanlış hamle.

    yine olabilir hocanın kararı.

    peki emre kılınç neden girmedi aytaç yerine?

    3 tane benzer oyuncu ile oynuyoruz.

    nitekim orta saha olarak çok kısır kaldık.

    şu maç klasik anadolu takımı maçı idi. rövanşı alırız alamayız bilemem ama berabere kalınacak maç değildi.

    not: fernando muslera çok kötü başladı sezona. umarım bir an önce toparlar.
  • 259
    takımla ve hocayla ilgili eleştirilerin bir kısmına katılmakla birlikte bu maç kimseye çok yüklenilecek bir maç değil. ilk 20 dakikada bitmesi gereken maçın devre arasına 0-0 girildi ve devamında önce aytaç sonra muslera'nın hatasıyla geri düştük. 10 kişi kalmamıza rağmen de yine maçı kazanabilecek fırsatları değerlendiremedik.

    bu hayatta aksilikler üst üste geliyor gerçekten. net bir skorla kazanmamız gereken maç, son zamanlardaki kötü avrupa karnemize bir yenisi olarak eklendi. rövanşta umarım artık şu zinciri kırarız.
  • 260
    1 hafta geçti ama hâla bu maçın 1-1 bittiğine inananamıyorum. tamam şu takıma karşı daha iyiydik, daha baskındık ama skoru alamadık gibi bahanelerle avunmak çok saçma olur ancak beraberlik maçın hakkı değildi, en az 2 farklı kazanmalıydık. adamlar kalemize gelmedi ve üstelik gelmeyi de düşünmediler, üstelik 35 dakika 10 kişi oynamışken bile. aytaç ve muslera'nın saçma hatalarından dolayı penaltı-kırmızı kart oldu da öyle golü atabildiler. 12 ağustos 2021 st johnstone galatasaray maçı'nda yine bu iki takımdan bu maçtaki performansları görürsek turu geçeriz diye düşünüyorum.
  • 261
    https://twitter.com/.../1425529388578246662

    ben böyle analizleri pek önemsemiyorum açıkçası. bu analizlerde katıldığım noktalar elbette ki var ama aynı zamanda sırf onun kafasındaki hücum gerçekleşmedi diye yanlış pas diye yorumlanan paslar var ki hiç katılmıyorum.

    bazen kanat oyuncusunu rakibiyle birebir bırakıp onun çalımı ve sonrasında yapacağı orta da iyi bir hücum olabilir. bu tarz analizlere göre messi'nin her hücumu hatalı hücumdur mesela. ama messi o tercihlerle 500'den fazla gol attı kariyerinde.
  • 262
    bu maça taylan, berkan ve aytaç orta sahası ile çıkmıştık ve doğal olarak üretkenlik sıkıntısı yaşamıştık. 2022 oldu, 10 nisan 2022 fenerbahçe galatasaray maçına sadece aytaç kara'nın cicaldau ile değiştirilmiş orta saha versiyonu ile çıktık ve yine üretkenlikte sıkıntı yaşadık. sorun tespiti ve çözüm üretme konusunda gerçekten harikayız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın