• 28
    hocayi anlamakta gucluk cekmeme sebep olan sistem.

    takimin yas ortalamasi 25 olur, butun oyuncular da bonservisiyle alinmis olur, gerekirse 2 sene sampiyon olmam; ama sonrasinda galatasaray'i avrupa'da ilk 16 takim arasinda kalici olacak sekilde bir sistem dizayn ediyorum dersin, anlarim.

    ama kiralik oyuncularla, her sene nerdeyse bastan takim kurman gereken bir ortamda, en az 1-2 sene ayni oyuncularla pratik yapilmasi gereken bir sistem uzerinde bu kadar inat edilmesinile anlam veremiyorum.

    13 eylül 2019 galatasaray kasımpaşa maçı'nda, stoperinde veysel olan takima karsi pozisyonumuz yok yahu.

    gor artik hocam bunlari ve su inadindan vazgec.
  • 31
    dizilişlerle ilgili konuşmayı pek sevmiyorum, zira her diziliş mükemmel uygulanıldığında iyi sonuçlar verebilir, takımın ahengi önemli olan bana göre.

    ancak 4141 şahsi fikrime göre galatasarayımızda hiç bir zaman işlememiş ve mübkemmeleştirilememiş bir diziliştir.

    birincisi defanstan top çıkarırken takım geri 5li ve ileri 5li olarak ikiye bölünüyor ve savunması çok kolay hale geliyor. defansta sağlam yerleşip 2 ya da 3 kişiyle baskı yapan rakip senin oyun kurmanı bozuyor.

    nzonzi gibi bir adam 4141 in önliberosu olarak oynuyor, arkada marcao gibi belki de son yıllardaki en iyi oyun kuran stoperimiz var. sağ bekimiz mariano oyun kuran bek. tüm bunlara rağmen 3 kişi baskı yapınca top kaybediyorsak ve yediğimiz tüm ataklarda açıklar veriyorsak bence artık bireysel performans üzerinden yorum yapmayı bırakmanın zamanı geldi demektir.

    acil olarak yapılması gereken, oyun kurmaya sadece 1 ortasaha değil 2 ortasaha görevlendirilmeli. kanatlarda feghouli belhanda gibi ortasaha özellikli oyun kurucular paslı çıkış için önemli artı olacaktır. zaten topu rakip yarı alana taşıdıktan sonra bireysel yeteneklerimizi göstermeye, yaşlı olan takımımızı yormadan oynamaya başlayabiliyoruz.

    umarım hocam 4141 inadından şampiyonlar ligi ilk maçı ile vazgeçer de sistemin defosunu daha ağır sonuçlarla ödemeyiz.

    (bkz: 2019 2020 sezonu)
  • 35
    çok hızlı alan değiştirebilen oyuncular olmadıkça, orta alandaki 1 kısmı yalnız kovboy rolünde kalakalıyor. man city’de maşallah yavaş adam yokken bizde bir adet bile hızlı ileri geri gelen oyuncu yok. hal böyle olunca bu sistemde diretilmesi de sadece komik oluyor. en küçük yaratıcılık, akıcılık, alışveriş yapılamıyor. halbuki aynı şehirde bir de united takımı var. onun oyununu seçsek tam olacak belki de. (bkz: 4-4-2)
  • 36
    bu sistemde kanatlar ve orta sahadaki iç oyuncuları hayvan gibi hareketli olmalılardır. kanatlar zeki olmak zorundalardır ve bunun yanı sıra arkalarındaki beklerin yapısına göre oyunu genişletmelilerdir. düşünün kanadınız hem zeki (savunma arkası koşular vs.) olacak hem çizgiye basıp oyunu genişletebilecek hem de skor üretecek. vay anam vay!

    bu sistemde başarılı olan takımlar genelde minimum %60-65 oranında topa sahip olup, eveleyip gevelemeden rakip sahada top oynarlar*. bu sistemin pres için dezavantajlı olduğunu bildiklerinden kaptırdıkları zaman sık sık faul yaparlar (guardiola çok eleştirilmişti bu konuda, kloop da dortmund'daki kötü döneminden itibaren artık o ani prese dayalı oyunu bırakmaya başladı). ayrıca tabiri caizse it gibi koşar bu sistemin futbolcuları. hepsi muazzam yetenekli futbolculardır ama eli belinde gezen göremezsiniz. bizse sahada yürümeye mecali olmayanların oyundan çıkarken yaptıkları triplere maruz kalıyoruz. https://gss.gs/R6D.jpg

    velhasıl kelam oynayamayız. ne oynamak için yeterli paramız var ne de süremiz. city ve liverpool, kloop ve guardiola'yı getirdiği anda mı oynadı ya! bir yıl beklediler mükemmelleştirmek için. bir yıl+milyonlarca euro...

    ısrar etmememiz gereken diziliştir. bizim bir yılımız yok. bazı entry'lerimde oynamak istediğimiz oyun için sabretmemiz gerektiğini yazmıştım ama ben de vazgeçtim artık. tamam fikir güzel ama hala daha küçük enstantaneler dışında bir şey çıkmıyor ortaya.

    acilen gemiyi çift forvetli, beklerden tek bir şey istediğimiz dizilişlere yanaştırmalıyız... 4-4-2, 3-1-4-2, 4-4-1-1*.

    haddim değil biliyorum ama ne olur ya. hazırlık maçlarında erencan-babel ikilisiyle denedik, konya maçı adem ile denedik. neden bir 90 dakika denemiyoruz?
  • 40
    kötü bir taktik değildir, doğru oynanırsa çeşitli avantajlar da sağlar.

    ancak doğru oynamak için sahadaki 11 oyuncunun da taktik için kusursuz özelliklere sahip olması lazım.

    topla arası iyi 2 stoper, patlayıcı, hızlı ve ilgili ligin orta takımlarında kanat olarak oynasalar “bunun burada ne işi var amk” demeyeceğiniz iki bek, sıkışık oyunu ters toplarla açabilen, dribling yeteneği üst seviyede ama en önemlisi doğru pası doğru yere, hepsinden önemlisi doğru zamanda atabilen, aynı zamanda şok prese yatkın 3 orta saha, kıvrak ve özellikle kısa mesafede hızlı, hem yaratıcı hem bitirici özelliği olan, bire birde çoğu zaman rakibi katlayıp geçecek kanatlar ve özellikle ceza sahası içinde havadan yerden gelen toplara vurabilecek bitirici bir forvet.

    galatasaray özeline inecek olursak bizde bunlardan sadece 1 tanesi var; o da bitirici forvet.

    bu taktikte bekler oyun kurmaz. top takımda ise orta sahalar ön alanda daha dar durur, top sağ kanattan çıkıyorsa orta sahayı geçer geçmez, rakip atak yönüne göre sağa shift etmiş iken sola bir ters top, sol içte alan orta saha oyuncusu topu aldığında patlayıcı bindirmeyi yapmış kanat ve o sırada forveti ikilemiş sol açık.

    eğer bu şekilde oynamazsanız oyun şöyle oynanıyor, top sağa gidiyor, sağ bek sağ içe sağ iç sağ açığa sağ açık tekrar sağ içe, sağ iç sağ beke geri sağ bek sağ stopere geri. zerre amaç yok yani.

    4-1-4-1 kötü bir taktik değildir. hiçbir taktik kötü değildir. zaten diziliş de futbolda sanıldığı kadar önemli değildir. önemli olan, hangi taktik olursa olsun, taktiği uygulayabilecek kapasitede bir takımın olup olmadığıdır. sahaya nasıl çıkarsanız çıkın, eğer amaçlanan topu oynayabilecek oyuncularınız varsa iyi oynarsınız, yoksa oynayamazsınız. olay diziliş ile bitseydi, dünyadaki bütün takımlar aynı taktikle oynuyor olurdu değil mi?
  • 41
    bizde olmuyor, ileride çoğalamıyoruz ve daha bir sürü defosu var bu dizilişin ama 28 eylül 2019 fenerbahçe galatasaray maçında bir de nzonzi stoperlerin arasına girince üç bloğun da arası kopuk bir takım vardı sahada. fernando gittikten sonra böyle bir şey görmemiştik ve hiç de gerek yoktu aslında. belki fenerbahçenin temposundan çıkmak için geride kalabalık olalım diye düşünülmüş olabilir ama savunma önündeki oyuncuyu stoperlerin arasına kaydırmak da bloklar arası kopukluk oluşturuyor dediğim gibi. bunun yerine 4-2-3-1 çıkmak daha mantıklı olabilirdi, mesela pep de iki sezondur büyük maçlarda ana plan olarak kullanıyor bumu.
  • 45
    çizgi oyuncularının belli bir kalitede olmalarına rağmen yaş ortalamaları 32 olan tempo ve dikine gitme meziyetleri yok olmuş oyun karakterleri değişmiş; mariano, nagatomo, babel ve feghouli olan bir takımın bu oyun düzeninde iyi top oynaması imkansız.

    bu gerçeği babasının maçını izlemeye giden küçük bir çocuk bile o futbol bilgisiyle anlar idrak eder. türkiye’nin en başarılı teknik direktörünün bunu hala görememesi gerçekten yıprattı artık.
  • 46
    sorunun sadece kendisinde olmadigi taktiktir. (bkz: 5 ekim 2019 gençlerbirliği galatasaray maçı)

    simdi bu takimda nzonzi disinda top oynayan adam yok. falcao, andone, donk, omer bayram, seri gunahsiz sayilabilir.
    fakat belhanda, feghouli, babel, selcuk, yuto, mariano hic yok. simdi bu adamlari oynarak kazanmaya calismak hata kabul. fakat sistem sistem diye veya hoca hoca diye yaygara yapana kadar, "yahu bu oyuncular neden oynamiyor" diye sorulmamasi da ilginc.
    tamam, 4141 yaramaz, 433 oynayamayiz falan da, su haliyle "belhanda feghouli babel selcuk mariano ve yuto"lu takim hangi taktikle top oynar? bu formsuzlukla neden oynatilirlar?
    yoksa hocayi futbol bilmemekle unutmakla falan elestirenlere 6222 derim.
    sorun hocanin bazi oyunculara gereksiz yere fazla guvenmesi ve israrla oynatarak onlari kazanmaya calismasi. buradan da forma adaleti konusunda cok da bir sey soylenemez, sonucta oyuncularin idmanlardaki formlarini bilmiyorum.
  • 47
    olmadı, olmuyor, olmayacak.
    bir insan hiç mi hatalarından ders çıkarmaz? haftalardır şu takım bu taktikle top oynayamıyor.
    bu kadar pozisyon veriyorsak, her maçın kahramanı muslera ise bunun sebebi şu diziliştir. sonra “ego” deyince linci yiyoruz.
    sırf ben haklıyım demek için, haftalardır iğrenç futbol izlemeye mahkum ediliyoruz. ben bir taraftar olarak artık iyi futbol izlemek istiyorum, ben bir taraftar olarak, şu belhanda’yı sırf terim tükürdüğünü yalamayacak diye sahada görmek istemiyorum.
    değiştir allah aşkına yeni bir şey dene
  • 48
    oyun kurarken neden orta sahadaki 2'li ile stoperler arasında 30 metre oluyor, neden bu adamlar rakip orta sahaların arkasına ve hatta stoperlerin kucağına atıyor kendilerini ? neden takım bu kadar birbirinden uzak oynuyor? gerçekten anlamak mümkün değil. ne yapmaya çalıştığımızı anlayamıyorum, bu diziliş ile gayemiz nedir teknik taktik bilgisi olan birinden bütün samimiyetimle bu konu hakkında bir fikir almak istiyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın