• 106
    taraftarla, delegasyon arasındaki uçurum bu ibra ile inanılmaz açılmıştır.
    yapılması gereken bellidir. mayıs kongresine kadar nefes aldırmayacağız. utançtan kafalarını kaldıramayacak hale getireceğiz. bu kulübün sahibi olmadıklarını, bizimle çatışırlarsa büyük bedelller ödemek zorunda kalacaklarını göstereceğiz. insan içine çıkamayacaklarını, tribüne gelip maç seyredemeyeceklerini anlayacaklar.
    anlayacaklar ki, neredeyse taraftarın tamamına karşı aday çıkarmak gibi bir yanlışa düşmeyecekler.
  • 109
    günümüz türkiye’sinin bariz yansıması olan genel kuruldur. başkan olarak adlandırılan kişi en ufak tabirle ilk okul seviyesindeki yalanlar atmakta, paraladığı şakşakçılar ise kendi çıkarları doğrultusunda hülolar eşliğinde alkış kıyamet tutmaktadır. hepimizin bu adamın hükümet tarafından özellikle seçilerek arkasında durduğu ve galatasarayın marka değerini yerle bir etme planında olduğu konusunda hemen hemen aynı herpimiz düşüncedeyiz. bugünkü genel kurul bize lisenin köhnemiş zihniyetinden daha çok dursun özbek devrinin daha bitmediğini ve kolay kolay bitirilemeyeceğini, birilerinin bundan , galatasaray’ı yok etme sevdasından vaz geçmeyeceğini açıkça göstermiştir. bundan sonraki zamanda önemli olan galatasaray’ı en içten duygularla seven bizlerin nasıl duruş sergileyeceği ve bu doğrultuda vereceği savaştır. ne mutlu fikri hür vicdanı hür galatasaray taraftarı olana.
  • 110
    görüyoruz ki artık hükümet de galatasaray'ın içine sızmış, kuklalarını koruyor, onların lehine oyunlarda bulunuyor. bu bir komplo teorisi değildir. ibra demek dursun özbek'in başkanlık garantisidir. özbek'in de hükümet projelerinin yanına kalan bir sonuç çıkmıştır bugün. merhaba kayyum, merhaba hükümet'in kontrolüne geçecek ya da satılacak galatasaray. kimin bu felakette payı varsa hepinizin gözlerinden.
  • 113
    hırsızlık, evrakta sahtecilik, nepotizm, muhalif üyelere keyfi kesilmiş cezalar ve galatasaray'ı basamak gibi kullanıp galatasaray üzerinden rant sağlamak aklanmıştır.

    (bkz: dursun aydın özbek/#2368546)
    o eller kirli kalmış, tarihe kara bir leke olarak düşmüştür bu genel kurul.

    bugünü hiç bir galatasaraylı unutmasın. bu tarihi gün; sevdamız üzerinde tahakkümde bulunanların bizden aldıkları güçlerle sevdamıza nasıl ihanet edebileceklerini gösterdikleri gün.
  • 114
    dursun denilen tiplemenin ibra edilmesiyle sonuclanmis. bosverin biz romantik taraftarligimizi yapalim. neydi bizim gorevimiz hah hatirladim! bu dursun gibileri akrabalarini otelinde yatirip kulube fatura edecek, sidiklerini tutmaktan aciz dedeler alkislayacak, genel kurul denilen zavallilar ibra edecek biz de yellöv firaydey hesabi borclari odeyecegiz. keriziz biz pardon taraftariz biz cekeriz cefağ.

    simdi birlik olma zamani, kenetlenin, baska galatasaray yok, bu entry altinda takiplesiyoruz :(
  • 116
    eğer bu sezonu şampiyon tamamlarsak, ligin bittiği andan itibaren taraftar devriminin yapılmasının şart olduğunu gösteren bir günü yaşadık ama bu devrimin önündeki en büyük engel de satılmış sözde taraftar gruplarıdır. eğer müdahil olunmazsa iş işten geçecek, türkiye' nin 2000 yıllarından bugüne gelişinin bir benzeri yaşanacak.
    liselilere söylemek istediğim tek bir şey var; yiyin efendiler, yiyin.
  • 118
    bu kulup boyle yiyici dinazor tayfanin at kosturdugu yer olacaksa satilsin amk. yeter ya biktik bu dinazorlarin lisecilik ugruna her halti sumenalti etmesinden. bir adamin calip cirptigindan, insanlari aldattigindan daha ne kadar acik bir sekilde gosterilebilir ki ? ne yaparsan yap olmuyor zira dertleri baska bisey oldugu icin bu dursun gibi adamlarin da sonu gelmez bu kulupte.
  • 119
    (bkz: galatasaray lisesi)

    hala şu kurumu savunmaya çalışan veya bir kültür simgesi olarak gören arkadaşlara tavsiyem; hiç boşuna uğraşmayın.

    spor kulübü bu liseden kurtulmadığı sürece her zaman bunları yaşayacağız. çok kısa bir anektod belirteyim rahmetli başkan özhan canaydın nasıl 6 sene galatasaray kulübü başkanlığı yapabildi? tüm skandallara ve başarısızlıklarına rağmen?

    cevabı çok basit; liseli olduğu için.

    adnan polat ise aynı şekilde neden 3 senede şutlandı? liseli olmadığı için.

    o yüzden bu dursun'u ibra eden tiplere saygı duymak veya hayranlık beslemek ve içinden çıktıkları kurumu sanki bir kültür simgesiymiş gibi göstermek saçmalığın daniskası. kaldı ki liseyi bu şekilde öven çok entry'e rast geldim ben bu tarz platformlarda.

    arkadaş, biz de o anadolu lisesi sınavlarına girdik, puanımız galatasaray'a yetmedi ama başka anadolu lisesinde okuduk. fransızca bilmiyoruz diye hayatımızın anlamı olan galatasaray spor kulübüne neden üye olamıyoruz.

    yahu öyle bir durum ki; galatasaray spor kulübünde belki de liseli olan bir tane sporcu yoktur. 1905-1950'li yıllarda yaşamıyoruz sonuçta. o zaman bu saçmalık niye devam ediyor.

    ayrıca galatasaray lisesine mensup her öğrenci de galatasaraylı değildir ama her ne hikmetse galatasaray taraftarına göre çok daha rahat şekilde bir fenerli veya bjk'lı bu kulübe üye olabilir sırf liseli olduğu için.

    şunu da ekleyeyim zamanında o adnan polat üyelik sistemiyle ilgili radikal çalışmalar yapacağını belirtmişti. sonrasında inan kıraç darbesiyle nasıl indirildiğini hepimiz hatırlıyoruz.

    lafa gelince liseli-lisesiz kavramı söz konusu değildir buradaki adamlara göre ama bugün net şekilde ne mal olduklarını çok net gösterdiler.

    bir gün şu kulübe üye olabilirsem, yani fahiş fiyattaki üyelik ücretini ödeyip ve sağlam referansları bulursam bu tarz kongrelerde o liseli aptalların yüzüne karşı ayan beyan konuşma yaparak sövmezsem fenerli olayım. bu kadar net söylüyorum.

    galatasaray lisesi, galatasaray spor kulübünün sırtındaki kamburdur, kulüp ile ilişiği kesilmelidir. kulüp bu lisede kuruldu diye biz bu lisedeki insanların sülalesini beslemek zorunda değiliz. adam çocuğunu falan burada belli pozisyonlara yerleştiriyor, astronomik maaşlarla yolunu buluyor.

    en yakın örneğini de basketbol'da yaşadık erman kunter vb. kan emiciler hatırlansın.
  • 120
    hayatımda galatasaray'dan utandığım bir an yoktur ama galatasaraylılardan utandığım anlar olmuştur işte o anlardan biridir bu mali genel kurul ve bu mali genel kurulda dursun özbek'i ibra eden kim varsa hepsinden utanıyorum.

    lise bu kulübün doğduğu yer evladım olsa orada okumasını isterim ve lise ile gurur duyuyorum diye sürekli söylüyor ve yazıyorum ama yok arkadaş bir kere daha anlaşıldı ki liseci tayfa bu kulübün en büyük kamburudur, benim her zaman yazarak eleştirdiğim beğenmediğim ve açıkçası tiksindiğim zırt pırt transfer isteyen 10 sende 10 teknik direktör değiştiren sosyal medya taraftarından bile daha zararlıdır ve tiksinilmeyi asıl hak edenlerdir.

    "itham ediyorum" cümlesi tandık geldi mi ? adnan polat, dursun denen vasıfsızın yaptığının çeyreğini yapmamıştıı ama ibra edilmedi, dursun kulübün varını yoğunu sattı, söylemediği yalan yapmadığı beceriksizlik kalmadı ama duayen denen .....'lar etrafını sardı, hele ki hayrettin kozak denen kendini bilmez çıktı oylama yapılmasın diyebilecek kadar azıttı, duayenmiş, yaşlıymış geçiniz efendim bunları, insan (sadece) sırf nefes almayı sürdürüyor diye saygıyı hak etmez ve yaptıkları sırf yaşlı diye yanına bırakılmayacağı zamanlar vardır işte bu mali genel kurulda o duayen dediklerinizin %80'inin aslında hiç bir şey olduklarını anlamış olduk.

    o duayen denen ön koltukları işgal eden tipleri geçtim onların dışında kürsüye gelip iki kelime doğru konuşan bile lafının arasına kulübün sahibi lisedir, genel kuruldur falandır filandır... lan bizde istemiyoruz saf populizme kurban gitmesin sırf taraftarın dediği olmasın aklı başında insanlar gerektiğinde taraftara bile siktir çeksin kulübün iyiliği için ne gerekiyorsa yapsın ama yok arkadaş bu liseci eleman havuzundan bir şey çıkmıyor, çıkmadığı ortada kulübü 1.2 milyar tl zarara sokan gelmiş geçmiş tüm yönetimlerin %80'i lisecilerden oluşuyor.

    aklımdan asıl çıkmayan ise o duayen denen tiplerin mali kurulun başında yok esas'a ilişkin tartışmalar, yok usule göre tartışmalar, laf atmalar divan başkanına iş öğretmeler, gençlere susun kapayın çenenizi bakışları, örf, anane, etik laflarıyla bezeli cümleler kurup, dursun ibra edildikten sonra kimseden izin almadan mikrofona çıkıp seçim kazanmış gibi nutuk çekmesine , orta sıralara görüşecez görüşecez demesine tek kelime etmeyi bırak şapır şupur öpmek için sıraya girmeleridir, bakın siz "liseciler" busunuz işte ! kulübün malını mülkünü satıp buna rağmen borcu arttıran adam ibra oldu diye şapır şupur öpen tipler olarak kalacaksınız.

    utanıyorum lan sizlerden, neymiş batıya açılan pencerelermiş, hadi lan oradan batı kim siz kim, siz bir avuç elitist küçük olsun bizim olsun diyen azınlıksınız başka bir şey değil kulüp yanıyor yıkılıyor haala kalamışta ucuza çay içmenin derdinde haala adayı yaptıralım üyelere açalım derdinde olan bir güruhtan bir nane olmaz.

    bu içi boş dışı süslü çakma tipler tarafından yönetilmektense fransa'dan 3 tane adam gibi yönetici getirin gerçekten fransız kulübü olalım onlar yönetsin lan yemin ediyorum 5 seneye bu taraftarla bu potansiyelle almadık kupa bırakmaz üzerine kar'a geçeriz...
  • 121
    burda ve sosyal medyada gelen tepkileri gayet iyi anlayabiliyorum. aslında çok uzun uzadıya konuşulacak bir durum yok. 20 ocak 2018 tarihinde yapılan seçimde yara alan statükocu ekip, bu mali genel kurulda işi sağlama almış ve dursun özbek'in ibra olmasını sağlamıştır. bu ekip değil midir onca başarısızlığına rağmen, rahmetli özhan canaydın'ı yeniden başkan seçen ve seçtiren... o yüzden uzun uzadıya konuşmanın anlamı yok. galatasaray spor kulübü genel kurul tarihinde yaşanan klasik günlerden biridir. ve ne yazık ki katılımın 3 bin ve üzeri olmadığı her genel kurulda bu tarz durumlar görülmeye devam edilecektir. bir diğer çaresi de kimseye göbek bağı olmayan, tek derdi galatasaray olan binlerce yeni üye alımıdır. bu da şimdilik çok zordur.
    bir sürü üsülsüzlüğe rağmen dursun özbek'i ibra eden ve üstüne rerererarara diye bağıran insanlarla, bizim derdimiz asla aynı değildir.
  • 122
    cumartesi mesaisi yüzünden takip edemediğim, çeşitli kaynaklardaki video ve yazıları okuyarak görece fikir sahibi olmaya çalıştığım toplantı. ilginç ilginç olaylar hatta fiziki temasa varan hadiseler yaşanmış. yine "efsane" konuşmalar yapılmış, hem olumlu hem de olumsuz anlamda. yine kamuoyunun çok ciddi tepkileri ve eleştirileri var...

    haddim olmayarak kişisel bir değerlendirme yapmam gerekirse bir türkiye gerçeğinin galatasaray özelindeki demonstrasyonunu gibi olmuş. liseli-liseli olmayan ayrımı üzerinden tartışmak bir nebze doğru olsa da birşeyler eksik kalıyor. bugün türkiye'de karlı ve legal vurgun yöntemlerinden biri kulüp başkanı/yöneticisi olmak.

    bugün biz taraftarların ve kamuoyunun dernekler yasası diye vurulan etiketiyle bildiğimiz bir statüko var. ciddi paraların döndüğü spor özellikle futbol dünyası için çok çok tehlikeli ve istismara açık bir durum. bugün türkiye'de bir şekilde bir kulübün başına geçip, sizin olmayan parayı çar çur edip ya da çeşitli kılıflarla zimmetinize geçirip görev süreniz bittiğinde güle oynaya hayatınıza devam edebilirsiniz. çok salakça bir hata yapıp bariz bir delil bırakmadığınız sürece başınıza gelecek en kötü(!) şey kulüpten ihraç olacaktır ki bir seçim önce sizi başkan çıkaran bir kitlenin ertesi seçim sizin için ihraç kararı alması biraz absürd bir durum olacaktır.

    bugün adı liseli olur, kulüp halka açılır atıyorum yeniciler olur, efeler olur, bok olur püsür olur. kitaplardaki dünyada yaşamıyoruz sonuçta, ortada anahtarı açılmış kapısı aralanmış bir kasa varsa içine elini uzatacak birileri de elbette olacaktır. galatasaray kendi geleneği içinde bir liseli-alaylı ayrımına sahip olduğu ve liseliler üzerinden bir etiket vurmak kolay olduğu için kamuoyunda bu işler liselilere havale edilerek hem hedef saptırılıyor hem de asıl konu ıskalanıyor aslında. yanlış anlaşılmasıın, liselileri savunuyor değilim. ama işin geriplanında da böyle bir gerçek var bu ülkede...

    adınız galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş ise "devlet baba"nın dönem dönem çıkardığı aflarla yola devam edersiniz. örneğin karabükspor iseniz dibe doğru giderken yapılan usulsüzlükler en fazla marjinal kaynaklarda haber olur. ankaragücü iseniz haber bile yapılamaz, en dibe gidip tırnaklarınızla kazıya kazıya geri dönmeye çalışırsınız. örneğin adınız bornova beckerspor ise kurulduktan iki sene sonra üst üste kademe atlayıp kendinizi en üst ligde bulur, sezon başlamadan vurgunu yapanların elini eteğini çekmesi sonucu 3-4 ay bağışlarla ancak maça çıkabilerek sezon ortası ligden çekilip kapanmaya doğru gidersiniz...

    türkiye'de bu isim ve örneklerin sayısı yüzlere kadar geliştirilebilir. yönetici adı altında vurgunu yaparsanız dediğim gibi en fazla ihraç ya da hak mahrumiyeti ile cezalandırılırsınız. bu yapı içinde sporcu ya da antrenör iseniz paranızı almak için uzun süreler bekleyebilir, kendinizi bir sezon için geldiğinizi sandığınız bir şehirden birkaç ay sonra ayrılmaya çalışırken bulabilir, en kötüsü sahaya mağlup olacağınızı bile bile çıkmak zorunda kalabilirsiniz. fizyoterapist, istatistikçi, mentör, malzemeci vs. gibi daha düşük ücretli ve yetenekten ziyade emeğinizi sermaye ettiğiniz bir pozisyonda çalışıyorsanız geçim sıkıntısı yaşar hatta günün birinde aniden işsizlikle karşı karşıya kalabilirsiniz. taraftarsanız da en fazla birkaç gün söversiniz. sonra yeni bir maç, yeni bir galibiyet,yeni bir hedef gelir kızgınlığınız geçer gider.

    vurgunu yapanlarsa en fazla bir köşeye çekilip keyfini sürmeye devam eder. bugün türkiye cumhuriyeti 1950lerde kalmış bu statükoyu değiştirmez, kulüpleri sahiplik sistemine zorlamaz ya da tarafsız maddi denetim şartını getirmezse bu düzen böyle devam edecek ne yazık ki. özellikle göz önünde olmayan "amatör branş"lardaki sirkülasyon akıl almaz boyutlarda. bahsi geçen paralar tabi ki "3 büyük" eksenli futbol piyasasına kıyasla devede kulak bile değil ama sıradan bir insanın 5000 sene falan çalışsa toplayamayacağı miktarlar. ve ne yazık ki bunun peşine düşebilecek kimse yok...

    bu ne biçim zihniyet, bunlar nasıl insanlar falan diye hayıflanırken bir de kendini bu zihniyetin altında çalışırken bulan sporcuları, antrenörleri, profesyonelleri düşünüp galatasaray'ın "winner" karakterine şaşırmamak elde değil.
  • 125
    ocak 2018'de mustafa cengiz'in kazandığı seçimde son sandıkta bariz dursun özbek üstünlüğü çıkmıştı. çünkü o sandık dursun özbek'in başkanlık döneminde üye yaptığı kişilerden oluşmaktaydı. bu genel kurulda daha önce hiç görmediğim insanlar vardı ve taşkınlık çıkaranlar, dursun özbek'i eleştirenlere laf atanlar, dursun özbek'i abartılı şekilde ve uzun uzun alkışlayanlar onlardı. onların ve tatsızlık olmasın zihniyetindeki yaşlı üyelerin oyları ile dursun özbek ibra oldu. bu kişilerin galatasaraylılıkları bile şüpheli.
App Store'dan indirin Google Play'den alın