• 426
    yine sistemsiz bir futbol ile kazanmaya çalıştığımız maçtır. fakat bireysel becerilerle bir yere kadar oluyor işte. hocam yeter artık gözünü seveyim bahane bulmayı bırak. yok hakemdi yok zemindi vs. evet bunların hepsi birer sebep olabilir ama sahada ne yaptığını bilen bir takım yok. sürekli bireysel işler peşindeyiz. çalışılmış hiçbir pozisyon yok. ite kaka şampiyon olabilseydik bile seneye avrupada yine nal toplardık bu şekilde. kimse yok oyuncular kötü, beceriksiz falan diye laf yapmasın. suç oyuncularda değil bariz şekilde sistemde. olmayan sistemde. fatih hoca ne yapmaya çalışıyor hiç anlamıyorum.
  • 427
    yazacaklarım bahane gibi algılanmasın, bu hava ve zeminde en fazla bu kadar futbol oynanır. erzurum ülke normalinin üstünde bir soğuk havaya sahip, erzurumspor ise bu hava şartlarında idman yapıp futbol oynuyor. bu durum ciddi fark yaratır, kaldı ki erzurumspor futbolcuları ciğersiz gibi oynarken bizim futbolcular tükendi.

    arkadaşlar erzurum’da yaşayan varsa ciddiyim zemini gidip kontrol etsin, bu soğukta betondan farkı yoktur. o sebeple üzülüyorum fakat kızamıyorum, şampiyonluk rakibimiz saat 16:00’da mücadele ederken bizi kasten bu saate ittiler...

    bunu görmezden gelip her şey normal gibi davranmayalım.

    bunlar dışında terim ve futbolcuların hataları sıkıntıları ayrı...
  • 428
    saha ve hava şartlarına rağmen ayağımıza kadar gelen 3 puanı sırf teknik ekip hataları sebebiyle elimizin tersiyle ittiğimiz maç olmuştur. özellikle 60. dakikadan sonra çok geniş alanlar bulmamıza rağmen organize bir atak dahi geliştiremedik.

    erzurum'un galibiyetten başka bir şansı yoktu. zaten son yarım saatteki kopukluklar bu sayede oldu. ama dediğim gibi pas aklı gereken bölümde elimizde pas yapan tek adamımız olan selçuk kenara alındı ve o dakika itibariyle gitti oyun. iş sadece duran toplara kaldı ki onları da bu kadar kötü kullanmayı anca galatasaray futbol takımı becerebilirdi.
  • 430
    puan kaybi hocama yazar.
    boyle bir rakim/mevsim/sahada yumusak selcuk yerine 1.91lik donk'la cikmaliydi.
    ayni sekilde mac basinda onyekuru'nun en sevmedigi sartlarin bu macta olusacagini arkadaslarima soylemistim, malesef hakli ciktim- bu macta onyekuru'da yedekte hamle oyuncusu olmaliydi.
    malesef 2 puani degil sampiyonlugu da kaybettik, haftaya basaksehir fenerbahce ile oynuyor tamam ama unutulmasin daha bizde oynayacagiz..
    oyuzden 8 artik cok zor kapanir- kaldi ki en onemlisi oyle bir isik vermiyor takim.

    simdiden yeni sezonun plani programi yapilmali ornegin artik sol acikta seneye olmayacak onyekuru yerine yunusu gorelim.
  • 431
    erzurum puan kaybedilebilecek bir deplasman. sorun şu, biz bütün puan kaybı haklarımızı forvetsiz oynadığımız ligin ilk yarısında kulandık. ikinci yarıda puan kaybı şansımız kalmadı. hoca da formsuz. feghouliye bi taktı, ligde ilk yarının sonuna kadar forma görmedi, onyekuruya bir yapıştı, sürünse de sahada. kanatlardan bir tane orta gelmiyor forvete. ortasahalar ne top kapabiliyor, ne stoperleri rahatlatıyor, ne oyun kurabiliyor. elimizdeki forvetlere göre bir oyun planı yok. takımda kimse şut çekmiyor. tek şut çektik o da gol oldu. küme düşen fb'de bile hasan ali, m.topal, ekici paso şut çekiyor.
  • 432
    maçta tam üstünlüğü sağladık hoca 2'li forvete döndü orta sahayı rakibe verdik. hoca hatasını görüp mitroğlu-emre akbaba değişikliği ile tekli forma geri dönüş yaptık oyunu dengeledik. bu aşamada çok zaman kaybettik.

    zaman demişken maçın ilk yarısı da ikinci yarısı da 4 dakikadan fazla uzaması gerekirken fiks tarife 4 dakika uzatma vermek de nedir ulan?

    feghouli'yi ilk kez bu kadar koşarken gördüm bu maçta. uğraştı.

    emre akbaba hareketlilik getirdi.

    belhanda emre akbaba oyuna girdikten sonra ortaya çıktı. ondan önce gol attı ama yokları oynamıştı.

    mitroğlu ise bence o kadar maç eksiğine rağmen iyi işler de yaptı. duvar olup gole asist yaptı.

    diagne oyuna girince sanki ön tarafta eksilmişiz gibi olduk. ortalarla buluşturalım dedik bu sefer de linnes'in bir ortası hariç doğru düzgün orta atamadık.

    linnes keşke maçın başından itibaren oynasaymış.

    onyekuru ise bal yapmayan arı. son anlarda bir top aldı içeri girdi açısını aldı kaleye şut çekti top taca çıktı.

    bugünkü 3 mart 2019 yeni malatyaspor başakşehir maçı'nı izledikten sonra başakşehir'i şampiyon yapacaklar demiştim içimden. hem rakipler hem hakemler. bu maçta da berabere bitirince artık ikinciliği korumak için her maçımızı kazanmalıyız. belki bizim bu beraberliğimizle 8 puana çıkan fark başakşehirlileri rahatlatır da puan kaybederler öyle anca.

    o zeminde o havada o rakımda oynamak gerçekten kolay değildi. taktiksel değişimle zaman kaybetmemiz dışında kızamıyorum da.

    emre taşdemir gelecek için umut vermeye devam ediyor. feghouli ve selçuk'u beğendim.

    neyse, geçmiş olsun. önümüzdeki haftaya kadar başka maçımız yok. dinlensin bizimkiler. sakatlar da iyileşip dönsün tamamen.
  • 433
    canımızı sıkan maç. hakem konuşmak istemiyorum. onun haricinde son haftalarda canımı sıkan en önemli şey takımdaki lider eksikliği. özellikle hücumda ipleri eline alan biri yok. herkes ceza sahası dışından şut çekebiliyor. emre iki kere üst üste saçma sapan korner kullanabiliyor. belhanda toptan kaçıyor.

    forvetlerin formsuz olması takımın dengesini bozdu. sinan ile oynarken bile daha dengeli oynuyorduk. skoru almaya çalışırken bir plan yok olana da uyulmuyor. herkes kahraman olma peşinde. artık takımın içinden bir lider çıkarmamız lazım.
  • 435
    maç dengede giderken marcao'nun zamanlama ve pozisyon hatası ve rashad muhammed'in olağanüstü becerisiyle geriye düştük. ilk yarı orta saha mücadelesi şeklinde geçti, rakibin sağ beki serkan kurtuluş olduğu için sürekli orayı zorladık, ancak pek başarılı olamadık. neticede ilk yarıyı 1-0 mağlup tamamladık.

    ikinci yarıya semih kaya- martin linnes değişikliğiyle başladık. linnes'in etkili performansıyla topu kanatlara rahat açabildik. bu, oyunu geniş alanda oynamamızı sağladı. nitekim sağ kanattan da hücum etmeye başlayınca rakip takımın sağ kanadında onyekuru boşluklar bulmaya başladı, nitekim gol de o kanattan geldi. boşalan alanlarda feghouli ve belhanda'yla rahatça top çevirdik, rahatladık biraz. onyekuru biraz daha etkili olsaydı, skor üstünlüğünü alabilirdik. tam da bu dakikalarda mehmet özdilek emrah başsan- taylan antalyalı değişikliğini yaptı. erzurumlular bu değişikliğe çok kızdı ancak ben anlam verebildim: amaç, taylan antalyalı'dan defansif katkı alarak serkan kurtuluş'un yükünü hafifletmekti. başarılı da oldular.

    biz o dakikalarda selçuk inan- mbaye diagne değişikliğiyle forveti ikiledik. bence fatih terim'in en büyük hatası bu oldu. orta sahamız boşaldı. bb erzurumspor rahat bir şekilde top çevirdi. oyun üstünlüğü tamamen onlardaydı. imparator hatasını anlayarak mitroğlu- emre akbaba değişikliğiyle, orta sahada üstünlüğü tekrar elimize geçirmeyi amaçladı, ancak diagne'nin henüz hazır olmaması ve statik bir oyun sergilemesi nedeniyle bunda başarılı olamadık. bb erzurumspor iyi pozisyonlar yakaladıysa da başarılı olamadılar. maç 1-1'lik eşitlikle tamamlandı. kalan 10 hafta, çok çetin ve zorlu geçecek. kolay değil biliyorum ama inşallah şampiyonluğu göğüsleriz.
  • 438
    maçın istatistiklerine bakıyorum, hayal kırıklığı. çok hevesimi kaçırdı bu sezon galatasaray futbol takımı, transferlere rağmen. kalan maçlarda bari şampiyonluk için değil de, futbolcu kazanmak ve güzel futbol oynamak için oynayalım, zevkine oynayalım, takımın kimyasını artırmaya çalışalım. şampiyonluk için oynamanın bir manası yok artık, faydasından çok zararı var.
  • 439
    oyunda penaltı verildi verilmedi buna bakmamak lazım. biz şampiyon takım gibi oynadık mi ? koşan mücadele eden takımlara karşı çok zorlanıyoruz. halen az da olsa umudum var fatih hoca bu saatten sonra tolerans göstermez. işler sıkı tutulursa çok az olan şansımızı kullanıp şampiyon olabiliriz. umudumuz çok kırıldı ancak şu 4 hafta neyin ne olacağıni gösterecektir. ilklerin takımıyız bunu yapacak güçteyiz. allah yüzümüzü kara çıkarmasın.
  • 443
    15 aralık 2019 sivasspor fenerbahçe maçı ile birlikte yeniden akıllara gelen ve son yıllarda türkiye futbol federasyonu'nun galatasaray'a karşı nasıl taraflı bir tutum içinde olduğunu gösteren turnusol niteliğindeki maç.

    akşam saatlerinde hava sıcaklığının düşmesinden dolayı maç saatinin ertelenmesini yoğun bir şekilde talep etmemize rağmen o gün bunu reddeden tff, bugünkü sivasspor fenerbahçe maçını galatasaraylıları hiç şaşırtmayan şekilde gündüz saatlerinde oynattı. bugünkü hava sıcaklığını meteoroloji genel müdürlüğünün resmi sitesi gündüz saatlerinde 12 derece iken akşam 0 derece olarak gösteriyor.

    15 aralık 2019 beşiktaş yeni malatyaspor maçı akşam saatlerinde oynanacağı için fenerbahçe'nin maçı gündüz saatlerine konuldu denecektir muhtemelen ama bu yeterince ikna edici bir argüman değil. beşiktaş maçı gündüze konabilir ve fener akşam oynayabilirdi; buna da beşiktaşın hafta içi avrupa kupası maçı vardı denecektir. öyleyse, en doğrusu fener bu maçı cuma akşamı oynayabilirdi.

    "abartıyorsun" veya "ya canım ne olacak" diye düşünenler olabilir ama söz konusu şampiyonluk yarışı olduğunda karşımızdakilerin en küçük hesapları yaptıklarından ve sinekten yağ çıkarmaya çalıştıklarından şüphe duymuyorum.

    düzenleme: gizli bakınızdaki malatyaspor kelimesi yeni malatyaspor ile değiştirildi.
  • 444
    geçen yıl mart ayında oynandı. liderle puan farkı 8'e çıkmıştı maç sonunda. kimya muhabbetleri başlamıştı. sözlükte bile şampiyonluk şansımız çok düşük görülüyordu.

    bu maçı daha önceki kararları örnek aldığımızda gündüz oynatmaları gerekiyordu. sırf puan kaybedelim diye gece oynattılar. ve ligden düşecek takıma şampiyonluk mücadelesinde 2 puan kaybetmiştik.

    çok sinirlenmiştik. aynı bu gece gibi öfkeliydik. içimiz rahat değildi. haksızlık karşısında derdimizi anlatacak merci yoktu. ancak pes etmedik. ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar şampiyonluk yolundayız. bu organize kötülüklerle en fazla işimizi zorlaştırıyorlar. hedefimizden şaşırtamazlar.
  • 445
    neticesinde galatasaray'ın bitime 10 hafta kala başakşehir'in 8 puan gerisine düştüğü maç olmuştur. hatırlıyorum da hava istanbul'da da baya soğuktu o akşam. ve ben maç sonu salonda popomu cam kenarındaki kalorifer peteğine yaslamış, sinirden ve soğuktan titreyen bedenimi ısıtmaya çalışırken bir yandan da televizyonda fatih terim'in maç sonu açıklaması için basın toplantısına gelmesini bekliyordum. maçın son dakikalarında ekşi sözlük, twitter gibi mecralarda nasıl alay edilen yorumlar yapılıyordu bizimle ilgili anlatamam. özellikle fatih terim'le ilgili. işte ahmet çakar'lar bilmem kimler falan %99.9 başakşehir şampiyon falan diyorlardı bir yandan da o akşam.

    ben tabii fatih hoca'nın basın toplantısına gelmesini beklerken bir yandan da sezonu üç kupayla kapama hayalimin bittiğini düşünüyordum o akşam. "nasıl da inanmıştım şampiyon olacağımıza, oysa ne kadar da çok hak etmiştik, niye bu sefer ilahi adalet tecelli etmedi peki?" diye düşünceler geçiriyordum aklımdan. bana göre şampiyonluk gitmiş... "artık kapanmaz ki 8 puan" diyorum içimden ama çok ufak bir umut kırıntısı da var hani içimde... çıkmadık candan ümit kesilmez misali. o yüzden terim ne diyecek bakalım diye bekliyorum bir yandan televizyon karşısında.

    fatih terim bir türlü gelmek bilmiyor basın toplantısına. artık soyunma odasında nasıl bir "uyarıdan daha koyu bir şey" uyguluyorsa... ama o gün orada düşüncelerimde asıl beni şok eden şey fatih terim'in galatasaray'ı şampiyon yapamayacak olması düşüncesi. bu adam o ana kadar güncel 8,5 sezonda 7 kere şampiyon yaptı. ve "iddiası olmadığı 2003-04 sezonu dışında sadece rakibi 85 puan gibi anormal bir puan topladığı için şampiyon olamadığı 2002-03 var." diyorum kendi kendime ki onun da üstünden 16 yıl geçmiş. 15-16 yıldır şampiyonluk kaybetmemiş bu adam ligde. fatih terim'li galatasaray ve şampiyon olamamak... beni dumur eden şey buydu işte o akşam.

    tam bunları düşünürken imparator nihayet geliyor basın odasına. bir basın mensubu tam da beklenilen soruyu soruyor hocaya "bu noktadan sonra 8 puan farkı kapatabilir misiniz?"

    o an ne diyeceğini pür dikkat dinlediğim fatih terim'in ağzından aynen şu kelimeler dökülüyor "pes edecek değiliz. sonuna kadar devam edeceğiz. zaten galatasaray'ın tavrı da tarzı da budur. 10 haftada ortada daha 30 puan var. 8'de kapanır, 18'de, yeter ki biz kazanalım. sonuna kadar devam edeceğiz."

    o sözlerden sonra o içimdeki minik ümit kırıntısı biraz daha yeşerdi. acaba yapabilir miyiz dedim. daha doğrusu yetki ve idare terim'de olduğu için, yapabilir mi? o akşam kendi kendime dedim ki bugünü kenara not al. eğer terim bu sezon kulübü şampiyon yapmayı başarırsa, bir daha o pes etmeden asla karalar bağlamak yok dedim. ve bakalım dedim, acaba bu sezonun sonu o meşhur 1997-98 sezonuna mı benzeyecek, yoksa 2002-03'e mi benzeyecek diye kalan 10 haftayı pür dikkat izlemeye koyuldum.

    mesela ben 9 mart 2019 başakşehir fenerbahçe maçı 2-1 bitip de puan farkı 11'e çıktığı an tek bir damla göz yaşı akıttım belki de yıllar sonra. sırf fener'den medet umup kendi ipimizi kendimiz kesemedik diye. mesela ilk devresini 2-0 yenik kapadığımız 17 mart 2019 bursaspor galatasaray maçı'nı uçakta münih'e seyahat eder vaziyette olduğum için ancak otele gidip maç skoruna bakınca 3-2 galibiyet olarak gördüm. belki ilk yarı 2-0'ı görsem içimdeki son umut kırıntısı da ölürdü o gün.

    ama sonra ne oldu? galatasaraylı fatih, sıcak bir 19 mayıs akşamı sözünü tutup bize çifte bayram yaşattı. kendi deyimiyle 8'i de kapattı 18'i de. imparator şampiyonluk kaybetmemişti işte oh be. 2018-19 sezonunun sonu da 2002-03'e değil, 1997-98'e benzemişti şükürler olsun. işte ben o şampiyonluk akşamı kendi kendime bir söz verdim. bir daha imparator "buraya kadarmış, artık gelecek sezona hazırlanacağız" demediği sürece asla umutsuzluğa kapılmayacaktım.

    ben kendime geçen sezon verdiğim o sözü hiç unutmadım. bu sezonun ilk yarısında sivas'ın 10 puan gerisine düştüğümüzde de farkı kapatacağından emindim bu yüzden. nitekim burada bile "geçmiş olsun bu sezon bitti artık 10 puan da kapanmaz yani" diyenlerin olduğu bir atmosferde "anlaşıldı, ikinci yarı çok zorlu geçecek" diyerek pes etmiyorum mesajı verdi terim. farkı da kapattı mı? evet kapattı.

    dediğim gibi ben kendime geçen sene verdiğim bu sözü hala hatırlıyorum ve işte tam da bu yüzden, rizespor maçından sonra umudumdan bir damla bile kaybetmedim. bütün ümidim galatasaray'ın başında fatih terim olmasıdır. çünkü galatasaray ve fatih terim adı bu güne kadar 10 sezon yan yana gelmiş, 8'i şampiyonluk olmuş. var mı böyle bir performansın daha eşi benzeri? hayır yok.

    ama size 2018-19 sezonunda şu an başlığının altına yazdığım bu maçtan sonra hissettiğim karamsar duyguları da yazdım. bu yüzden şu anda şampiyonluğa inananlar kadar inanmayanlar da haklı. onlara hiç kızmıyorum. tam tersi onları çok iyi anlıyorum. ben de geçen sezon öyle bir git gel yaşadım.

    ama şunu sakın unutmayın sevgili renktaşlarım, şu an direksiyonun başında olan fatih terim bitti demeden bitmeyecek. bunu da sakın unutmayın.
  • 446
    2018-19 sezonunun kırılma maçlarından biri. bu maça kadar bu statta nedense hep 16'da oynanan maçlar varken nedense bu maçta 19'a alınmış ve tam anlamıyla galatasaray'a puan kaybettirmek için zemin hazırlanmıştı. sonuç olarak o buzlu ve zorlu zeminde 1-1 berabere kalınmış ve bitime 10 hafta kala fark 8'e çıkmıştı.

    ama tabii ki 8 de kapanır 18 de 30 puan var yeter ki biz kazanalım sözü de kabak gibi ortadaydı.

    (bkz: tarihte bugün)
App Store'dan indirin Google Play'den alın