445
neticesinde galatasaray'ın bitime 10 hafta kala başakşehir'in 8 puan gerisine düştüğü maç olmuştur. hatırlıyorum da hava istanbul'da da baya soğuktu o akşam. ve ben maç sonu salonda popomu cam kenarındaki kalorifer peteğine yaslamış, sinirden ve soğuktan titreyen bedenimi ısıtmaya çalışırken bir yandan da televizyonda fatih terim'in maç sonu açıklaması için basın toplantısına gelmesini bekliyordum. maçın son dakikalarında ekşi sözlük, twitter gibi mecralarda nasıl alay edilen yorumlar yapılıyordu bizimle ilgili anlatamam. özellikle fatih terim'le ilgili. işte ahmet çakar'lar bilmem kimler falan %99.9 başakşehir şampiyon falan diyorlardı bir yandan da o akşam.
ben tabii fatih hoca'nın basın toplantısına gelmesini beklerken bir yandan da sezonu üç kupayla kapama hayalimin bittiğini düşünüyordum o akşam. "nasıl da inanmıştım şampiyon olacağımıza, oysa ne kadar da çok hak etmiştik, niye bu sefer ilahi adalet tecelli etmedi peki?" diye düşünceler geçiriyordum aklımdan. bana göre şampiyonluk gitmiş... "artık kapanmaz ki 8 puan" diyorum içimden ama çok ufak bir umut kırıntısı da var hani içimde... çıkmadık candan ümit kesilmez misali. o yüzden terim ne diyecek bakalım diye bekliyorum bir yandan televizyon karşısında.
fatih terim bir türlü gelmek bilmiyor basın toplantısına. artık soyunma odasında nasıl bir "uyarıdan daha koyu bir şey" uyguluyorsa... ama o gün orada düşüncelerimde asıl beni şok eden şey fatih terim'in galatasaray'ı şampiyon yapamayacak olması düşüncesi. bu adam o ana kadar güncel 8,5 sezonda 7 kere şampiyon yaptı. ve "iddiası olmadığı 2003-04 sezonu dışında sadece rakibi 85 puan gibi anormal bir puan topladığı için şampiyon olamadığı 2002-03 var." diyorum kendi kendime ki onun da üstünden 16 yıl geçmiş. 15-16 yıldır şampiyonluk kaybetmemiş bu adam ligde. fatih terim'li galatasaray ve şampiyon olamamak... beni dumur eden şey buydu işte o akşam.
tam bunları düşünürken imparator nihayet geliyor basın odasına. bir basın mensubu tam da beklenilen soruyu soruyor hocaya "bu noktadan sonra 8 puan farkı kapatabilir misiniz?"
o an ne diyeceğini pür dikkat dinlediğim fatih terim'in ağzından aynen şu kelimeler dökülüyor "pes edecek değiliz. sonuna kadar devam edeceğiz. zaten galatasaray'ın tavrı da tarzı da budur. 10 haftada ortada daha 30 puan var. 8'de kapanır, 18'de, yeter ki biz kazanalım. sonuna kadar devam edeceğiz."
o sözlerden sonra o içimdeki minik ümit kırıntısı biraz daha yeşerdi. acaba yapabilir miyiz dedim. daha doğrusu yetki ve idare terim'de olduğu için, yapabilir mi? o akşam kendi kendime dedim ki bugünü kenara not al. eğer terim bu sezon kulübü şampiyon yapmayı başarırsa, bir daha o pes etmeden asla karalar bağlamak yok dedim. ve bakalım dedim, acaba bu sezonun sonu o meşhur 1997-98 sezonuna mı benzeyecek, yoksa 2002-03'e mi benzeyecek diye kalan 10 haftayı pür dikkat izlemeye koyuldum.
mesela ben 9 mart 2019 başakşehir fenerbahçe maçı 2-1 bitip de puan farkı 11'e çıktığı an tek bir damla göz yaşı akıttım belki de yıllar sonra. sırf fener'den medet umup kendi ipimizi kendimiz kesemedik diye. mesela ilk devresini 2-0 yenik kapadığımız 17 mart 2019 bursaspor galatasaray maçı'nı uçakta münih'e seyahat eder vaziyette olduğum için ancak otele gidip maç skoruna bakınca 3-2 galibiyet olarak gördüm. belki ilk yarı 2-0'ı görsem içimdeki son umut kırıntısı da ölürdü o gün.
ama sonra ne oldu? galatasaraylı fatih, sıcak bir 19 mayıs akşamı sözünü tutup bize çifte bayram yaşattı. kendi deyimiyle 8'i de kapattı 18'i de. imparator şampiyonluk kaybetmemişti işte oh be. 2018-19 sezonunun sonu da 2002-03'e değil, 1997-98'e benzemişti şükürler olsun. işte ben o şampiyonluk akşamı kendi kendime bir söz verdim. bir daha imparator "buraya kadarmış, artık gelecek sezona hazırlanacağız" demediği sürece asla umutsuzluğa kapılmayacaktım.
ben kendime geçen sezon verdiğim o sözü hiç unutmadım. bu sezonun ilk yarısında sivas'ın 10 puan gerisine düştüğümüzde de farkı kapatacağından emindim bu yüzden. nitekim burada bile "geçmiş olsun bu sezon bitti artık 10 puan da kapanmaz yani" diyenlerin olduğu bir atmosferde "anlaşıldı, ikinci yarı çok zorlu geçecek" diyerek pes etmiyorum mesajı verdi terim. farkı da kapattı mı? evet kapattı.
dediğim gibi ben kendime geçen sene verdiğim bu sözü hala hatırlıyorum ve işte tam da bu yüzden, rizespor maçından sonra umudumdan bir damla bile kaybetmedim. bütün ümidim galatasaray'ın başında fatih terim olmasıdır. çünkü galatasaray ve fatih terim adı bu güne kadar 10 sezon yan yana gelmiş, 8'i şampiyonluk olmuş. var mı böyle bir performansın daha eşi benzeri? hayır yok.
ama size 2018-19 sezonunda şu an başlığının altına yazdığım bu maçtan sonra hissettiğim karamsar duyguları da yazdım. bu yüzden şu anda şampiyonluğa inananlar kadar inanmayanlar da haklı. onlara hiç kızmıyorum. tam tersi onları çok iyi anlıyorum. ben de geçen sezon öyle bir git gel yaşadım.
ama şunu sakın unutmayın sevgili renktaşlarım, şu an direksiyonun başında olan fatih terim bitti demeden bitmeyecek. bunu da sakın unutmayın.
ben tabii fatih hoca'nın basın toplantısına gelmesini beklerken bir yandan da sezonu üç kupayla kapama hayalimin bittiğini düşünüyordum o akşam. "nasıl da inanmıştım şampiyon olacağımıza, oysa ne kadar da çok hak etmiştik, niye bu sefer ilahi adalet tecelli etmedi peki?" diye düşünceler geçiriyordum aklımdan. bana göre şampiyonluk gitmiş... "artık kapanmaz ki 8 puan" diyorum içimden ama çok ufak bir umut kırıntısı da var hani içimde... çıkmadık candan ümit kesilmez misali. o yüzden terim ne diyecek bakalım diye bekliyorum bir yandan televizyon karşısında.
fatih terim bir türlü gelmek bilmiyor basın toplantısına. artık soyunma odasında nasıl bir "uyarıdan daha koyu bir şey" uyguluyorsa... ama o gün orada düşüncelerimde asıl beni şok eden şey fatih terim'in galatasaray'ı şampiyon yapamayacak olması düşüncesi. bu adam o ana kadar güncel 8,5 sezonda 7 kere şampiyon yaptı. ve "iddiası olmadığı 2003-04 sezonu dışında sadece rakibi 85 puan gibi anormal bir puan topladığı için şampiyon olamadığı 2002-03 var." diyorum kendi kendime ki onun da üstünden 16 yıl geçmiş. 15-16 yıldır şampiyonluk kaybetmemiş bu adam ligde. fatih terim'li galatasaray ve şampiyon olamamak... beni dumur eden şey buydu işte o akşam.
tam bunları düşünürken imparator nihayet geliyor basın odasına. bir basın mensubu tam da beklenilen soruyu soruyor hocaya "bu noktadan sonra 8 puan farkı kapatabilir misiniz?"
o an ne diyeceğini pür dikkat dinlediğim fatih terim'in ağzından aynen şu kelimeler dökülüyor "pes edecek değiliz. sonuna kadar devam edeceğiz. zaten galatasaray'ın tavrı da tarzı da budur. 10 haftada ortada daha 30 puan var. 8'de kapanır, 18'de, yeter ki biz kazanalım. sonuna kadar devam edeceğiz."
o sözlerden sonra o içimdeki minik ümit kırıntısı biraz daha yeşerdi. acaba yapabilir miyiz dedim. daha doğrusu yetki ve idare terim'de olduğu için, yapabilir mi? o akşam kendi kendime dedim ki bugünü kenara not al. eğer terim bu sezon kulübü şampiyon yapmayı başarırsa, bir daha o pes etmeden asla karalar bağlamak yok dedim. ve bakalım dedim, acaba bu sezonun sonu o meşhur 1997-98 sezonuna mı benzeyecek, yoksa 2002-03'e mi benzeyecek diye kalan 10 haftayı pür dikkat izlemeye koyuldum.
mesela ben 9 mart 2019 başakşehir fenerbahçe maçı 2-1 bitip de puan farkı 11'e çıktığı an tek bir damla göz yaşı akıttım belki de yıllar sonra. sırf fener'den medet umup kendi ipimizi kendimiz kesemedik diye. mesela ilk devresini 2-0 yenik kapadığımız 17 mart 2019 bursaspor galatasaray maçı'nı uçakta münih'e seyahat eder vaziyette olduğum için ancak otele gidip maç skoruna bakınca 3-2 galibiyet olarak gördüm. belki ilk yarı 2-0'ı görsem içimdeki son umut kırıntısı da ölürdü o gün.
ama sonra ne oldu? galatasaraylı fatih, sıcak bir 19 mayıs akşamı sözünü tutup bize çifte bayram yaşattı. kendi deyimiyle 8'i de kapattı 18'i de. imparator şampiyonluk kaybetmemişti işte oh be. 2018-19 sezonunun sonu da 2002-03'e değil, 1997-98'e benzemişti şükürler olsun. işte ben o şampiyonluk akşamı kendi kendime bir söz verdim. bir daha imparator "buraya kadarmış, artık gelecek sezona hazırlanacağız" demediği sürece asla umutsuzluğa kapılmayacaktım.
ben kendime geçen sezon verdiğim o sözü hiç unutmadım. bu sezonun ilk yarısında sivas'ın 10 puan gerisine düştüğümüzde de farkı kapatacağından emindim bu yüzden. nitekim burada bile "geçmiş olsun bu sezon bitti artık 10 puan da kapanmaz yani" diyenlerin olduğu bir atmosferde "anlaşıldı, ikinci yarı çok zorlu geçecek" diyerek pes etmiyorum mesajı verdi terim. farkı da kapattı mı? evet kapattı.
dediğim gibi ben kendime geçen sene verdiğim bu sözü hala hatırlıyorum ve işte tam da bu yüzden, rizespor maçından sonra umudumdan bir damla bile kaybetmedim. bütün ümidim galatasaray'ın başında fatih terim olmasıdır. çünkü galatasaray ve fatih terim adı bu güne kadar 10 sezon yan yana gelmiş, 8'i şampiyonluk olmuş. var mı böyle bir performansın daha eşi benzeri? hayır yok.
ama size 2018-19 sezonunda şu an başlığının altına yazdığım bu maçtan sonra hissettiğim karamsar duyguları da yazdım. bu yüzden şu anda şampiyonluğa inananlar kadar inanmayanlar da haklı. onlara hiç kızmıyorum. tam tersi onları çok iyi anlıyorum. ben de geçen sezon öyle bir git gel yaşadım.
ama şunu sakın unutmayın sevgili renktaşlarım, şu an direksiyonun başında olan fatih terim bitti demeden bitmeyecek. bunu da sakın unutmayın.