• 426
    kim ne derse desin taraftara yapılanın ayıp edildiğini gösteren kaşılaşmadır. bu kadar sene bu takıma karşı kaybedildiği aşikar ve galatasaray yöneticilerinin işe el koyup maç haftasında son yıllarda taraftarın yaşadığı bu durumu oyunculara aktarmaşını hayretle izledim. karşı yakada yöneticiler nerdeyse tesislerde oyuncularla yatıp kalkıp motivasyona yönelik katkı sağlıyorlar. benim oyuncum çıkıp ruhuyla oynamadığı zaman ben yabancı oyuncumun geçmiş son beş sezonda fenerbahçe'ye nasıl bir kaydımız olduğunun bilgisinden şüphe ederim. özet olarak, bllinçsiz ve rahat futbolcular istemiyorum ben takımımda. şut çekildiğinde arkasını dönüp eşilmeden kendini siper eden, omuzu koyduğunda rakibine elimine eden, uzaktan şut geldiğinde aklı selim kurtarışını rahatça yapan ve o giydiği parçalının asaletini hisseden futbolcu istiyorum takımımda. fazla mı bu isteğim? florya'ya gidip sahtekarsınız demem, bir oyuncumu yüceltmem ne de istifa yaygarası koparırım. herkesin sorumluluğunu bilmesi tek isteğim ve bu sorumlulukları alan futbolcuları da benim galatasaray'da görmem hakkım. son olarak ise ali sami yen katılımcılarına birkaç lafım var. 2005'den sonra ben stadımızda rakibi boğacak baskıyı göremiyorum. eskiden söylenmeye başlandığında en az 8 dakika yerleri inleten re re re ra ra ra bile yok bugün. ben özellikle bugünkü maçta homurdanmadan başka kendini belirgin eden tezahürat neredeyse duyamadım. taraftar takımın ne durumda olduğuna çok dikkat eder ama galatasaray'ı zaten galatasaray yapan da sadece o olguya bağlı kalmamaktı. maldini maçtan sonra eğer 'beni kimse ali sami yen'de 25,000 bin civarı taraftar olduğuna inandiramaz' demişse bu kabbulenilmiş bir gerçektir. ben hala hepsinize ve şampiyonluğua inanıyorum. asaletin yeter..
  • 427
    daha 10 uncu saniyede bitecekti maç, ya da bitti? mustafa sarp soldan daldığında keita'ya çıkarmak yerine kaleye yuvarlasa, volkan zaten üzerinden atlayacaktı topun.

    maça istekli başlayan her zamanki gibi aslanlarımızdı. daha bismillah demeden tehlike yaratan da. sezon başından beri ilk defa savunmamız hatasız oynuyordu belki de. pozisyon vermeden topu ayağımızda tutarak boş bir anını kolluyorduk kuşların. fena da gitmiyordu hani. her an gol gelecek gibiydi. gio topu içeri yuvarlayabilseydi...

    tam bu sıralarda şom ağzımdan şu kelimeler döküldü: "allahtan derbilerin golcüsü selçuk bugün çok kötü." cümlemi bitirmemle lafımı gırtlağıma kadar soktu adam. büyüksün abi! o ana kadar yere yatmayan leo franco bir yattı pir yattı. anti-leoculara koz verdi. bu konuyu leo başlığında tartışalım lütfen, burası yeri değil.

    son dakikalarda lugano'nun gio'yu çekmesine de hakem seyirci kalınca, ligin ilk 4 sırasında yer yerinden oynamış oldu. maçın sonunda götüyle top durduran volkan'a bir bedduam var naçizane, kabul ederse; umarım merdivenden düşer de kırarsın çanağı.

    netice itibariyle sökülmüş gözün davası olmaz. fenerbahçe'nin ceza sahamıza girmeden, tek golle üç puanı alıp gittiği benim hatırladığı üçüncü maç oldu bu. var bir cenabetlik ama ben çözemedim, çözebilen beri gelsin.
  • 428
    galatasaray taraftarının tüm maç 1100 kişilik fenerbahçe taraftarını dinlediği maçtır.

    galatasaray taraftarının kendi futbolcusu leo franco'yu ıslıkladığı maçtır.

    galatasaray taraftarının bu maçın sonucundan ötürü florya'yı bastığı maçtır.

    (ara: galatasaraylı duruşu)

    ayrıca;

    tüm sezonu fenerbahçe maçlarına endeksleyen taraftar profilinin aramızdan ayrıldığı maçtır. *
  • 430
    artık yıldıran, utandıran, sinir bozan yenilgilere son verme ümidiyle karaborsadan dünya para vererek, gırtlağım yırtılırcasına bağırdığım ama hiçbir şeyin değişmediği maçtır.

    artık ben ne diyim size be çocuklar. hani ruh? hani mücadele? biraz şu tribünleri dolduran adamları şu üç beş fenerliye madara etmeyelim diye düşünüp oynamaz mı insan? şampiyonluk demiyorum artık çünkü bu futbolla şampiyon olursak biraz ayıp biraz da haksız olur.

    canınız sağolsun o ayrı. ama fenerlilerin taşak oğlanı olmaktan bıktık be çocuklar.
  • 433
    kaybedilen $eyin sadece 3 puan oldugu bir mactir. üzülmeye gerek yok sözlük. haftaya fener evinde kayseri ile bursa da antalya ile berabere kalacaktir. ankaragücü de be$ikta$ i yenip rahatlamamizi saglayacaktir. volkan demirel gelen topu dübürüyle tutmasindan ötürü ceza alacak onun yoklugunda cangele ve makukula haftasonu co$acaktir.

    bu maç ayriyeten kalemizi leo franco ya teslim edemeyecegimizi göstermi$tir. buda bir tesellidir.
  • 434
    uzatmalarda galatasaray lehine penaltı verilmeyerek fenerbahçe'ye 2 puan hediye edilen karşılaşma...

    http://www.gercekgundem.com/.../news/santos2903.jpg

    --- alıntı ---

    uzatmada giovani’yi lugano omuzundan çekerek düşürdü. penaltı vermeliydi. çakır, zorlu derbide faul ve kartlarında hatalı kararlar verdi. genelde iyi yönettiği maçı uzatma dakikalarındaki kararları ile tartışmalı bitirdi.

    --- alıntı ---

    http://www.milliyet.com.tr/.../1217633/default.htm
  • 436
    saat 1'de mecidiyeköy'deydik perezle.. 1 haftadır bu maçı konuşuyorduk, bu maçla yatıp kalkıyorduk, aslında 1 haftadan da fazlası ama.. kahvaltımızı yaptık sokağa geçtik 2 gibi, her şey o kadar güzeldi ki.. arifsadecekendiniatmazdi, ciga90 ve yeni yazar pejastojakovic katıldı aramıza 3 gibi, marşlar, karşı yakaya sataşmalar içinde bolca küfür barındıran, meşaleler ısınıyorduk maça, herkes ümitliydi, kesin alacağımızı konuşuyorduk, futbolcuları da bizim kadar gaza gelmiş, bu maçın önemini kavramış sayarak.. 5:30 gibi girdik stada, 6:15 gibi babamdan basketbol maçının son saniyelerini canlı dinleyerek kupayı kazandığımız haberi geldi, ilk sevinci yaşamıştık, sıra futbolda diyorduk.. maç başladı ve bitti..

    hiç bir şey yazmayacağım 90 dakikayla alakalı.. oturdum koltuğuma, maçın başında özhan abi koreografisiyle akan bir kaç damla gözyaşı, boşanmaya başladı gözlerimden.. hayır, fenerbahçe'ye yenildiğimiz için değildi bu.. ilk defa mı görüyor bu gözler fener mağlubiyeti, daha kaç tane görecek kimbilir.. ama isyanım sahada oynayan oyuncularımızaydı, kendi sahamızda karşı yakanın şovunu izlemeye mahkum bırakılmamızaydı.. hiç kimse mi anlatamamıştı bu maçın önemini onlara.. babamı düşündüm hemen, 10 senedir fener maçlarını izleyemez heyecandan, maç saatine denk gelen bir söyleşiye gitmişti, telini kapatmış benden haber bekliyordu maç sonunda, ne diyecektim şimdi ben ona.. soluma baktım, ciga90 da ağlıyor, kendi gözyaşlarımı silip onu teselli etmeye başladım, acaba şu bizim döktüğümüz gözyaşlarının onda birini dökmüşler miydi profesyonel, endüstriyel futbola ayak uydurmuş futbolcularımız, geçtim gözyaşını acaba kaçının umrundaydı o maç, o taraftarın hali 90 dakikanın bitiminde.. hoş zaten birazcık umurlarında olsa, birazcık anlasalar şu maçın önemini 90 dakika boyunca o ruhsuz, kişiliksiz futbolu oynamazlardı o sahada.. ezin feneri, 5 atın demiyorum, yine yenilin ama birazcık isteseydiniz be çocuklar, en azından arkanızdaki milyonları düşünüp birazcık verseydiniz o parçalının hakkını..

    hasan şaş geldi bir anda aklıma, sulu maçta eşorfmanlarıyla sahaya dalıp lugano'ya posta koyması, hagi'nin isyanını düşündüm, eliyle 5 yapışını fener taraftarına kadıköy'de, mondragon'u istedim bir anda sahada, henüz 2 ay önce türkiye'ye gelmiş neill'in çırpınışını bile gördüm çimlerde tek başına, bir de maç biter bitmez soyunma odasına kaçan mustafa sarp'ı, koşmaktan aciz, akılları kimbilir nerede olan diğer futbolcularımızı.. acaba hangisi utanmıştı dünkü futboldan, hangisinin umrundaydı 1500 tane adamın sesi ali sami yen'de çıkarken, sonradan gördüm volkan'ın yaptığı terbiyesizliği, düşündüm eski galatasaray olsa yapabilir miydi bu hareketi volkan, yoksa düşünür müydü bir kere "acaba ben bu hareketi yapsam başıma ne gelir" diye..

    babam aradı sesinde bir heyecan, benden galibiyet müjdesini bekleyerek, "olmadı baba" dedim.. sonra uzun uzun konuştuk, 52 yaşındaki adam sesi çatallaşıp konuşamayarak telefonu kapattı.. işte böyle bir derbi yaşadım ben dün gece..
  • 437
    o değil de en çok babama üzüldüğüm maçtır.. görevi nedeniyle hastanede nöbette olduğu bir akşamdı ve beni arayarak maçı takip etmek zorundaydı ara ara..işte öyle bir anda selçuk şahin in golünden sonra etrafta duyulan seslerden dolayı gol olduğunu anlamış ve telefona sarılmıştır...ondan sonra olaylar gelişir;
    baba- ne oldu olum cimbom mu attı
    ben-maalesef..fener attı..hem de öyle bir gol ki,telgraf çeksen 3 günde gidebilecek bir yerden,en alakasız kişi attı..tipik hayrettin demirbaş golüydü...
    baba-hadi ya..(ses boğuklaşır)
    ben-öyle..

    bir süre sessiz kalınır ve telefon kapanır..o değil de sana sevinçli haberi veremediğim için üzüldüm baba gerisi boş...
  • 439
    bugün orada burada dalgalara taşak geçmelere maruz kalan kaç futbolcumuz var bilmiyorum, bunları yaşayan biziz. ben dün golden sonra, takımdaki futbolcuların benim kadar galibiyet istediğine inanmıyorum, fenerbahçelilerin ikinci golü atacaklarına emin oldukları kadar biz beraberlik golü atacağımıza emin olamadık, ali sami yen'de son derbi, sen yıllarca fenerbahçeye üstünlük kuramamışsın, bu mu hırs bu mu galatasaraylılık, oturun zamanında suatın 35 yaşında orta sahada nasıl koştuğunu izleyin, tekmeye kafa uzatan futbolcuları izleyin.
  • 440
    kronolojik sırayla özetleyecek olursam:

    sevindim; sözlük yazarlarını zirvede az da olsa tanıma fırsatı bulduğum için.
    duygulandım; eski açıkta özhan başkanın portresi açılınca.
    gurur duydum; bir nevi özhan başkanın vasiyetini yerine getirip, fenerliler sahaya çıkarken onları alkışlarla karşılayınca. bugüne kadarki en asil hareketlerimizden biriydi.
    coştum; maç başlayınca.
    "heh tamam, bu sefer olacak" dedim; daha ilk saniyelerde %100`lük pozisyona girince.
    sinirlendim; hakemin saçma sapan kararlarına. pozisyonlarda objektif olmadığı ve fenere sarı kart konusunda oldukça cimri davrandığı için mesela..
    kahroldum; gio o golü kaçırınca.
    utandım; sahaya yabancı madde ve alexe su şişesi atılınca. sanırım hiç akıllanmıcaz, ne çok seviyoruz seyircisiz maç oynatıp takımımızı bizden, bizi takımımızdan mahrum bırakmayı..
    daha da utandım; atılan su şişesine tepki gösteriliceğine destek verildiğini görünce.
    yıkıldım; dünyanın en yeteneksiz adamından öyle bir gol yiyince.
    küfrettim; geldiğinden bu yana bir tane maç kurtaracak hareket yapamayan leo francoya..
    biraz daha küfrettim; geldiğinden bu yana birden çok maçta bizi yakan leo francoya.
    hayalkırıklığına uğradım; taraftarımızın böyle bir maçtaki organizasyon ve iletişim eksikliğine. hiç organize değildik, maç boyu doğru düzgün tezahürat yaptığımız anlar sayılıydı. *
    mahçup oldum, anlam veremedim; yediğimiz golden sonra susup fener tribününün şovuna izin vermemize. oysa ki sahaya pet şişe atarak değil, 90 dakika adımıza yakışır bir şekilde kükrercesine tezahürat yaparak cehenneme çevirmeliydik ali sami yeni, eskiden yaptığımız gibi.
    anladım; fener balının dünyadaki en etkili bal olduğunu, bize gol atmaları için gol pozisyonuna hatta doğru düzgün şuta bile ihtiyaç duymadıklarını. bu nasıl iştir arkadaş?!

    ve özledim; bir fener galibiyetini..
    nokta.
  • 442
    maç yazısını, maçtan 2 gün önce, hatta haftalar önce yazdığımızdan acele etmedik. kes kopyala yapıştır, aynı yazı işte. fenerbahçe tur bindirdi bize. bundan sonraki maç, yan yana görüreseniz iki takımı aklınıza bir şey gelmesin, tam bir tur gerideyiz haberiniz olsun. 1o senede 33 puan fark attılar. kapatmak için bizim ömrümüz yetmez, gelecek nesillere bırakalım biz, ve varsa, kaldıysa bir şeyler daha zırvalayalım.
    fenerbahçe maçının taraftarı galatasaray'ın en kötü taraftarıdır. bir kez daha isbat edilmiştir ki sebepleri şunlardır. bir kere, maç karaborsaya düştüğünden, elleriinde serbest kartı olan çapulcular, yüksek fiattan kartlarını satıp, gerekirse maça girmemeyi tercih ederler. yüksek fiayttan maça girenler, genellikle ya almanya'dan gelmiş, ya da ilk defa maça giriyor olurlar. ne tezahürat yapmayı bilirler, ne formaları vardır. maça girecek taraftar ise çok önceden mecidiyeköy'e konuşlandığından, para durumuna göre maç saatine kadar içki içmiş, sahoş olmuş olurlar. çoğunun maçla alakası olmaz. yine öyle bir akşamdı işte. tribünler tıklım tıklım fakat niteliksiz yığınlar.

    centilmenlik çağrıları nedense hep bizim sahamızda konuşulur, bu kez ulu cenaze sebebiyle maç elektriksiz geçti. elektriklendirecek bir futbolcu olsa, saygı maygı hak getire olacaktı, ne yazıkki türkiye langırt liginin en kötü futbol oynayan iki takımının maçına maç demek için bile değmezdi.

    bir gün önce seçildiler yine. büyük galatasaraylılar, 20 milyon galatasaraylının kaderine hükmedecekler 2 sene daha. babalarının parası işte, harca harca bitmiyor. şimdi gönderecekler aldıklarını, sonra sihirbaz (dolandırıcı) haldun çıkacak haçlı seferlerine. havaalanlarına koşruracağız, türkiye'ye geldiğine şaşıracağımız sakat, oynayamayan, antrenman yapmak isteyen futbolcuları karşılayacağız.

    yazdığımı tekrar yazmak istenmiyorum, kadroyu gördükten sonra, ettiğim küfürü bir ben biliyorum. yazıklar olsun reykart'a diyorum. trabzon maçının en iyi futbolcusunu, o hata yüzünden kesip, servet'le başladı. üstüne yazmaktan deli olduğum iki ön liberoyla kendisinin galatasaray televizyonuna dediği gibi, bu maçtan iyi futbol beklemeyin mesajıyla devam etti. hangi maçtan iyi futbol bekleyeceğiz efendi reykart.

    haftalardır bok çuvalı var kalemizde. tamam aykut, ufuk kötü kaleciler, ikisini birden kaleye koysan farketmez ama bu leo kaleci bile değil. uçuş tekniği yok, olduğu yere düşüyor. 2 metre boyu var yana doğru atladığında 1 metre bile yer kapatamıyor. vücudundada delik var zaten, neresinden atarsan at geçiyor. keleye emre güngör'ü geçir bari usta. o topu uçarak, kayarak ayağıyla çıkarırdı.

    geçen sene gördüğümüz film, yeni versiyonuyla yeniden sahnede. ben bu takımın şampiyon olmasını istemiyorum. benim dediğim adamları oynatmasın, 21 puan alır takım. ama onlardan biri bile oynayacaksa 4. olmamız garanti. bunlar nasıl futbol prefosörü inanılır gibi değil. geldiğinden beri somut hiç bir katkısı, içeri verdiği sürpriz bir futbolcusu yok. oyun içinde manevra yapmaya utanıyor sanki. bildiği tek şey var 70. dakikada elano'yu çıkarmak. eğer baros sağlam olmasaydı yine aynısını yapacaktı. ilerde messi olsa ne yazar, odunla dayak yer gönderirler bu takımdan. orta sahada topa basan, 20 metre pas atabilen bir futbolcu olmadan nasıl bir takım kuruldu böyle. çanakkaleden topal'ı biz almasaydık, en fazla bucaspor'da oynuyor olacaktı. orada bile oynayamaz ya biz iyimserlik yapalım. diğerini artık hiç bir şekilde anmayacağım bile.

    hacivat zamparalık yapar ceremesini karagöz çekermiş. reykart van basten'i yemeğe götürsün, kaptan sinem'i sinamaya. uğur uçar moda burnıunda nargile içsin, haldun üstünel mühürünü alsın, adnan paşalar saltanatı sefayı sürsün. taraftarız ya cefayı biz çekeriz. ekiden şöyle bir tezahüratımız vardı bizim,

    ''ne şampiyon olursunuz, ne kupalar alırsınız, benim gibi taraftarı nah bulursunuz''
  • 445
    biz atağı çıktığımızda topu ayağında tutan oyuncumuzu anında 2 kişi sıkıştırıyor. pasını veriyor, topu alan oyuncumuzu yine en az iki kişi sıkıştırıyor. ama fenerbahçeli oyuncular kalemize geldiğinde en fazla 1 kişi ona savunma yapıyor. bunu anladığım zaman, çözebileceğim maçtır.*
    neil ve baros'un çabaladığının 10'da 1i kadar diğer oyuncularımız çabalasa, istekli olsa, sonuç belki de çok farklı olabilirdi.

    bir futbolcu özdeyişi: önümüzdeki maçlara bakacağız.
  • 446
    28 mart 2010 samiyen, özhan abinin ardından büyük derbi heyecan var tabi ve kesin bir güven söz konusu, arkadaşlara bu maç bizim ötesi yok diyorum yarın matematik sınavı var ama aşk bu dinler mi sınav açıyorum lig tv yi aynı anda birayı özhan abinin vasiyeti üzerine alkışlarla başlıyor maç, ilk dakika kaçıyor pozisyon daha da güven veriyor tabi ilk 45 dakika usulca bitiyor cüneyt çakırın sarı kart verirken satranç oynarmış gibi düşünmesini beklemesini saymazsak tabi eli cebine gitmiyor 2. yarı başlıyor ardından gol geliyor yok oğlum lan olamaz daha kazanıcaz nevizade geceleriyle göndercez diyorum samiyenden onları leo sevaba giriyor selçuk un ligdeki ilk golüne sebep olduğu için ama ona söven kaç kişiyi günaha sokuyor bilemiyoruz ümit hep var tabi, son dakikaya kadar ama olmuyor işte olmuyor spiker bile güle oynaya maçın bitimini anlatıyor emre güngörden sonra 2.hata giden 6 puan gülmeyen yüzler ve kaleye 5 yaşındaki çocuğu koysan o top öyle narince kayıp gitmez elinden gs taraftarı da şaşırmış haliyle sesleri bile çıkmıyor bir avuç karşı takım taraftarı coşuyor sadece, volkanın yaptıkları ise ne denli ahlaklı olduğunu gösteriyor(?) su şişesini biraz daha yukarı isabet ettirebilseydin keşke be renktaş!!...
  • 450
    sözlükteki bir çok arkadaşımın galatasaraylılığını sorguladığını görmemi sağlayan maçtır.

    aga 3 puan allahını severseniz ankaragücüne yenilirken niye böyle çırpınmıyordunuz? ankaragücü maçı da 3 puanlık değil mi? o lig tablosunda ikisinin farkı nedir? basından gaza gelip gelip sövündüğünüz için böyle oluyor.

    tamam iyi top oynamadık neill, gio, baros dışında istekli oynayan biri yoktu sahada ki bana göre elanoda istekliydi daha 20. dakikada adamın formasını ter içinde kalmıştı mehmet topalla mustafa sarpın götünü toplayıp bir de ileriye top taşıyacam diye. yenildik işte aga 34'te 34 mü yapalım istiyorsunuz? rijkaard pek tabii ki insan ilah değil eleştirilcek taraflarını tabii ki eleştiricez ama mantık çerçevesinde ve yapıcı olarak. 2 gündür okuyorum galatasaray sözlüğü tek tük mehmet topalın kaleyi bulan uzaklardan şutunun sayısı kadar yapıcı eleştiri bulabildim, aradım da haa. bir fener yenilgisi üzerine nasıl bir kin ve nefrettir takıma hocaya yönetime. galatasaraylılık bu mudur? ruh bu mudur? asalet mi bu? ben galatasaraylıyım arkadaş, sadece yendiğinde değil yenildiğinde de taparım takımıma. yenildiğinde sırtını dönmem. ben hayatta hata yaptığımda annem babam bana sırtını mı dönüyor? sahipleniyorlar, bizimde takımımızı sahiplenmemiz gerektiği gibi. bu yenilgi sonrası nasıl hakaretlere ulaşan yorumlardır renkdaşlarım, yapmayın etmeyin. tabirimi maruz görün sevgiliniz, eşiniz yada partneriniz sizle bi gece cinsel birleşme içine girmek istemese onlara da böyle mi davranıyorsunuz.

    yenildik aga. geçti gitti. artık önümüze bakmamız lazım. takımımıza bize en ihtiyaç duyduğu anda desteği gösterip arkasında olduğumuzu hissettirmemiz lazım. o galatasaraylılık ruhu var ya hani görmediğiniz, onu önce taraftar hissetse, hissettiğini de oyuncuya hissettirse oyuncu zaten havaya girer hisseder merak etmeyin.

    6 maç üst üste kazanan takım 7'de kazanır, şampiyonda olur. siz merak etmeyin biz 7 maçıda kazanıp 21 puan alalım, nasılsa şampiyon oluruz. sen istemezsen ben istemezsem, bunu futbolcuya hissettirmedikten sonra futbolcuda olamaz şampiyon bizde.
App Store'dan indirin Google Play'den alın