• 51
    ali sami yen stadyumu’nda izlediğim karşılaşma. hemen yanımda erkek arkadaşıyla oturan bayan fener golü sonrası yüzünde büyük bir tebessümle havaya zıplar gibi olmuşken erkek arkadaşı tarafından sıkıca tutulup koltuğa bastırılmıştı. ben de o an bayanın erkek arkadaşına doğru eğilip hemen stadtan çıkın gidin demiştim. adam zaten başkaları farkederse linç minç ediliriz diye koşarak çıkmıştı.
  • 53
    fatih terim'in şov yapalım derken makine düzenindeki takımın dizilimini tamamen bozduğu, kadro tercihinde hiç olmadığı kadar cıvıttığı, üzerine biraz rüştü'nün performansı biraz da fenerbahçe balı eklenince tarihe geçen bir skorun yaşandığı unutulmaz maç.

    yıllar sonra bu maçın dikkate alınması gereken ama pek anlatılmayan kısmı sezonun o bölümünde oynaya oynaya makine gibi olmuş, avrupa'nın zirvesine çıkmakta olan takımın ayarıyla haddinden fazla oynanmasıdır.

    galatasaray belki o gün o haliyle bile fenerbahçe'ye neredeyse hücum fırsatı vermemiştir ama hücumda düzensizliğin, laubaliliğin dibine vurmuştur. maç rüştü ile bizimkiler arasında geçmiştir geçmesine ama normal şartlar altında fatih terim'in kulübe önünde sinir krizi geçirip havada kement sallamasına neden olacak pek çok şut denemesi olmuştur.

    o gün galatasaray hafif bir rotasyonla dahi olsa kendi taktiğiyle sahaya çıksaydı güle oynaya bir galibiyet alırdı. aslında o sezonun ilk yarısındaki maçta kadıköy'de yaptığı biraz da öyle bir şeydi.

    yine de doğrudur, taraftarın asli işi destek olmaktır. bunun dışına çıktığı zaman burnunun sürtünmesi doğaldan da öte maddenin doğasının bir gereğidir.

    futbol tarihi böyle nice hikayeyle doludur. ancak taraftar gaza gelse bile takımın/hocanın da onlara ayak uydurmaması gerekmektedir.
  • 55
    efsane 2000 yılının nazarlığı. öğlen saatlerinde tribünlerin tıklım tıklım dolduğu, akşama kadar tribünde maçın başlamasının beklendiği zamanlardaydı. maça gelen hemen herkes fenerbahçe'nin rezil oluşuna şahit olabilmek için gelmişti. 5-0'a bile razı olmayan, en az 7 8 isteyen bir kitle vardı tribünde. sonrası malum. johnson'un dağa taşa vurduğu frikik baraja çarptı aglarımıza gitti. zaten büyük fark beklentisiyle başlayıp da büyük farkla biten bir derbi görmedim bu yaşıma kadar. ama fark beklentisi olup da sürpriz bir sonuçla biten çok derbi gördük. bu da onlardan biriydi.
  • 56
    tuhaf bir dizilime döndüğümüz maç olmuştu. okan-suat-emre üçlüsü orta sahada fix olarak yer alıyordu. ancak hagi, sergen, arif, hakan şükür dörtlüsü ile hücum hattını kurarken fazla havaya girdiğimiz belli oluyordu. savunmada kalan üçlü ise ergün, bülent, capone üçlüsüydü.

    hiç de alışık olmadığımız bir dizilime anlamsızca bir dönüş yaşamıştık. fenerbahçe'nin preko gibi isimleri ile kontraatağa çıkma girişimlerinde savunmamızda o tedirginlik yansıyordu.

    terim'in neden böyle bir dizilişle sahaya çıktığına anlam veremedim. ancak yine de maç boyunca çok sayıda pozisyondan yararlanamadık. rakip ceza sahasında bu kadar çok oyuncumuzun pozisyonlarda yer aldığı maçlar nadirdir. ki muhtemelen atılacak bir gol ile fenerbahçe tamamen çözülecekti. ancak olmadı. netice olarak bize de fark atmak, rakibi ezmek gibi kibir ve rehavet yaratacak ifadelerden ve anlayıştan uzak kalmamız gerektiğini gösteren bir ders oldu.
  • 58
    3-0'dan 4-3'e gelen mac, 5, 6 yedigimiz hezimetler de dahil olmak uzere 40 yillik galatasaraylilik kariyerimde yasadigim en uzucu fenerbahce maglubiyetine sebep olan mac.
    sergen'in etkisiz oyunu aklimda kalmis en cok. bol bol gol kacirdigimizi hatirliyorum ama oyle cok buyuk bir baski ile rakibi bunalttigimiz bir mac degildi. ama kalite farki o kadar buyuktu ki, bu macin fenerbahce tarafindan kazanilmasi sadece boyle bir abuk senaryo ile mumkun olabilirdi. emre'nin kicina carpan topu taffarel'in seyredisi ve bir iki saniye gecikme ile gelen sessizlik ve deplasman taraftarinin gol sesi. o anda biliyorduk aslinda bir futbol mucizesi yasanmak zorunda, dolayisiyla kalan 8-10 dakikada gol atmamiz mumkun degil. sanki bir iki oyuncumuz atilmis da eksik oynuyormusuz gibi son dakikalari umitsizce cirpinarak oynamistik. en cok o uzmustu beni. zira yenilgiyi kabul etmeyen bu muthis kadronun bu halini ilk kez goruyordum.
  • 59
    aramızda hem puan olarak hem de kalite olarak o kadar büyük fark vardı ki, herkes farklı galibiyete şartlanmıştı. zaten karşı tarafta tüm haftayı fazla gol yememek için nasıl tedbir alabiliriz düşüncesiyle geçirmişti.
    aşırı güven terim'i de etkilemiş olacak ki, orta sahada kaliteli ayak fazlalığında daha ofansif oynama düşüncesiyle okan'ı sağbek oynatmıştı.
    kaçan gollere saç baş yolarken, son dakikalarda fb'nin ender bir atağında kullandıkları bir serbest vuruş muhtemelen avuta gidecekken emre'nin kıçına çarpıp taffarel'in şaşkın bakışları altında ağlara takılmıştı.
    şampiyonluktan herkes emin olduğu için hasar sadece dağılmak üzere olan rakibi sevindirmenin yarattığı üzüntü olarak kalmıştı.
  • 61
    galatasaray 0-4 fenerbahçe
    fenerbahçe 3-1 galatasaray

    fenerbahçe 3-2 galatasaray
    galatasaray 2-2 fenerbahçe

    fenerbahçe 2-2 galatasaray
    galatasaray 2-0 fenerbahçe

    fenerbahçe 1-2 galatasaray

    fatih terim'in ilk dönemindeki ligdeki fenerbahçe serüveni bu şekilde idi. ilk sezon 2 maçta 2 yenilgi, 2.sezon 1 mağlubiyet 1 beraberlik, 3.sezon 1 galibiyet 1 beraberlik ve 4.sezon bu maç öncesi 1 galibiyet. bunu da kazanıp her şeyi dengeleyecekken kaybedip başladığı yere geri dönmüştür. tabi arada tsyd ve cumhurbaşkanlığı kupalarında 3 maçta 2 galibiyet 1 beraberlik var. orada istatistik dengelenmiş. hatta gol sayısında üstün gelmişiz.

    11 maç 4 galibiyet 3 beraberlik 4 mağlubiyet. atılan gol 19, yenilen gol 18.
  • 63
    çok fazla örnek gösterilip evham malzemesi edilen maç.

    1999-00 sezonunda daha 20 haftada en yakın rakibine 11 puan fark atıp ağırlığını tamamen uefa kupasına vermiş bir galatasaray vardı. fenerbahçe ise çok kötü günlerden geçiyordu. fark beklentilerini doğuran etmenlerden biri de buydu. ayrıca o dönemki oyuncuların havaya girip işi salmaya ne kadar teşne olduklarını 3 mayıs 2000 galatasaray antalyaspor maçının maç önü ve devre arası soyunma odası görüntülerinden çek edebilirsiniz.

    şöyle anlatayım, bu maçtan önce rüyamda 7-1 yenildiğimizi gördüm. bir şeylerin yanlış olduğu bilinçaltıma o derece işlemiş.

    bu döneme bakıldığında (2022-24) ise bizim takımın çok farklı karakterde ve yapıda olduğunu düşünüyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın