galatasaray'ın ve fatih terim'in kamuoyunun gazına gelip tüm tekniğini, taktiğini, dizilişini bozduğu maç. biraz
şeyh uçmaz müridleri uçurur mentalitesi gereği, biraz da
zamanla uzayan mesafeler hesabı aktarıla aktarıla gerçeğinden epey sapıldı bu maçın.
galatasaray'ın dört sene üst üste şampiyon olurken artık makineleşmiş bir ideal 11'i ve dizilişi vardı. kalede taffarel, sağ bek capone, kale önünde
bülent korkmaz gheorghe popescu ikilisi, sol bekte hakan ünsal ya da ergün penbe oynardı. orta sahada
süper bücüler olarak anılan okan-emre-suat ve kumandan hagi yer alırdı. önde ise
hakan şükür arif erdem ikilisi yer alırdı. kağıt üzerinde 4-4-2 olarak görünse de beklerin hücuma katılmasıyla 2-5-1-2 hatta 2-3-2-1-2 gibi değişik formasyonlara doğru şekil değişip top rakibe geçtiğinde 4-4-2'ye hatta 4-3-1-2'ye evrilirdi.
bu maç öncesi hem bizim camiada, hem de basında büyük bir hezimet beklentisi vardı. türk futbol tarihinin kağıt üzerinde en başarılı kulüp takımıyla çok çok formsuz durumda bir fenerbahçe karşı karşıya geliyordu. bir yanda ligde dördüncü şampiyonluğa giden veuefa kupasında yarı finale çıkmış galatasaray, diğer tarafta
pendik faciası yaşayan fenerbahçe. üstelik o sezon üçüncü mü dördüncü mü hocasını değiştirmiş, ayak kırılmasından dönmeye çalışan uche ve artık 39 yaşındaki engin ipekoğlu hariç bir tane yedek oyuncusu yok. hatta ve hatta
serkan özsoy o maçta 90 dakika oynamış fenerbahçe'de, bugün kaç fenerbahçeli hatırlar kendisini büyük soru işareti...
tüm bu ahval ve şerait altında galatasaray artık makine olmuş taktiğini bozarak çıktı maça. sol bekte okan buruk, sağ bekte
arka direk capone ve kalenin önünde büyük kaptan bülent korkmaz. orta sahada emre ve suat, önlerinde hagi ve sergen. ileri uçta ise arif ve hakan ikilisi vardı. bu manyak deneme sayesinde iyi oyuncuları sahaya atmanın tek başına iyi bir oyun için sebep olmadığını bu maçta acı bir şekilde öğrenmiş oldu hem galatasaraylılar hem de fatih terim...
yıllar sonra internette ulaşılabilen 5-6 dakikalık özetlerinde bile bir sürü galatasaray pozisyonu, cılız bir tayfun korkut şutu ve malum gol yer alır hep. taffarel'in maç boyu yere yatmadığı efsanesi nesilden nesile aktarılır mesela. ancak galatasaray'ın oynadığı futbolun, her ne kadar bir sürü pozisyon bulsa da kendi standartlarının çok altında olduğunu belirtmek gerekir. beklerden hücum katkısı alamayan, orta sahada artık makineleşen o presi yapamayan, hücum geçişlerinde rakibi boğamayan galatasaray bulduğu pozisyonları tamamen sahadaki ayakların bireysel becerileriyle bulmuştur.
buna kamuoyundan gelen baskının verdiği sabırsızlık da eklenince durum daha da sıkıntılı bir hal almıştır galatasaray adına. 30-35 metreden zorlama şutlar, gelen ortalara artistik vuruşlar derken en son ceza sahasında 8 kişinin arasından topa vurmaya çalışmalara kadar iş düşmüştür ne yazık ki. fenerbahçe de maç öncesi yorumların verdiği motivasyona ek olarak dakikalar geçtikçe gelmeyen golün ve galatasaray'ın da beklenenden zayıf kalmasının verdiği dirençle iyiden iyiye maçı kilitlemeyi başarmıştır.
"kaleleri saymak zor olur pota koyalım" laflarıyla çıktığı sahada 82. dakikayı 1-0 önde geçmeyi başaran fenerbahçe son 10 dakikada iyice paniklemiş ve kontrolünü kaybetmiş galatasaray karşısında varını yoğunu ortaya koyup skoru korumayı başararak bu tarihi galibiyeti almıştır. aynı fenerbahçe yine turhan sofuoğlu yönetiminde 33. haftadaki
14 mayıs 2000 beşiktaş fenerbahçe maçını da kazanıp "derbileri kazanalım da sezon kimin umrunda" geleneğinin temellerini sağlamlaştırırken galatasaray'ın da uefa finaline lig şampiyonu olarak çıkmasını sağlamıştır.
fatih terim hocam bu acı tecrübeden sonra taktik ve diziliş konusunda ciddi bir disiplin sahibi olmuştur.
6 kasım 2002 fenerbahçe galatasaray maçında dizilişi bozuporta sahaya 1-2 takviye yaparak maçı 2 ya da 3'te durdurma şansı varken dahi bu disiplininden şaşmamıştır. taktiğin bozulduğu bir derbi kaybedilmiş, taktiğin bozulmadığı bir diğer derbi ise tarihi hezimete ilerlemiştir.
bir de golden sonra oluşan sessizlikte eski açık'taki fenerbahçe taraftarının(u: ki ali sami yen'deki eski açığı son haline kıyasla ev sahibine ayrılan yer kadar yer ayırılırdı o zaman) "
sallasana sallasana mendilini fatih terim kurtarsana p*çlerini" tezahüratı bütün stadı inletmiş, tribünler yaşanan dumur sonrası cevap verememiştir.
daha sonraları fenerbahçe taraftarı üçüncü ve dördüncü fatih terim döneminde kadıköy'de oynanan derbilerde "ya nasip" diyerek bu tezahüratı ara ara böğürmüş ancak gele gele
başkanım bizi bu fatih terim hegemonyasından kurtarın noktasına gelebilmiştir...